26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İkna edebildiklerimizden misiniz? Jane Austen, “İkna”da kurgu detaylarını öyle akıllıca yerleştiriyor ki sadece dedikodu yapan, sıradan olaylarla vakit harcayan, ‘herhangi bir yetenek ve beceri yokluğundan kaynaklanan boşluğu’ alışkanlıklarla doldurmaya çalışan insanların portresini çizerken yüzeyselliği ve yapaylığı da görmemizi sağlıyor. J ane Austen romanları okurken düşünmeden edemem; yüzyıllar boyunca kadınların dehasını, yeteneğini, zekasını kullanmaları engellenmeseydi, eşit şartlarda büyümeleri ve eğitim görmeleri sağlansaydı, tarih acaba nasıl gelişirdi? İnsanlık bugün ne durumda olurdu? Erkek meslektaşları yazdığı her kitapla ismini duyurup ününe ün katarken Jane Austen, romanlarını ancak imzasız yayımlatabiliyordu. İlk kez adıyla ve kardeşi Henry’nin yazdığı kısa biyografik notla 1818’de yayımlanan romanı İkna (Çeviren: Serim As Özdemir, Kırmızı Kedi Yayınevi) ise ölümünden altı ay sonra basıldığı için Austen, hayatı boyunca kendi adını bir kitabın üzerinde hiç göremedi. Austen, 1817’de yeğenine yolladığı bir mektupta, aile içinde “The Elliots” olarak anılan yeni kitabını bitirdiğini yazar ama romanın başlığından söz etmez. Kitap basılmadan önce Austen’in ağabeyi Henry’nin önerisiyle İkna başlığı kabul edilir ve öyle basılır. Gerçekten de daha uygun bir başlık düşünülemezdi. Romanın ana teması, insanın ikna etme gücü ve bütün roman bu eylem etrafında şekilleniyor. İkna etmenin önemi ise Austen’in yaşadığı dönem düşünüldüğünde iyice anlaşılıyor. Genç bir kadının kendi kararlarını verme özgürlüğüne sahip olmadığı ortamda “ikna” doğal olarak önem kazanıyor. Aslında “yasak” yerine İngiliz usulü nezaketle “ikna” denildiğini anlamak hiç zor değil, “persuasion” bir şeye inandırmak anlamına geldiği gibi kandırmak anlamında da kullanılan bir sözcük. Bu durumda aile ve toplumun önde gelenleri “yasak” yerine, henüz kişiliği oluşmamış genç kızın biraz gözünü korkutarak, biraz da yönlendirerek kolayca arzu ettiği eyleme sürüklüyor. İkna’nın başkahramanı Anne Elliot’un başına gelen de bu. Dul Sir Walter Elliot’un üç kızı var: Ailenin büyük kızı Elizabeth, ondan iki yaş küçük Anne ve bir de en küçükleri Mary. Babalarının gözdesi Elizabeth ile ablalardan önce evlenen Mary, şımarık ve bencil. Ortanca çocuk Anne ise kibar, düşünceli ve romandaki diğer kadınlarla karşılaştırdığımızda, akıllı; on dokuz yaşındayken parasız ve rütbesiz bir genç olan Wentworth’a âşık olmuş ama ailenin onaylayacağı biri olmadığı için ölen annesinin yakın arkadaşı ve aile dostları Lady Russell tarafından nişanı bozmaya ikna edilmiş. Şimdi yirmi yedi yaşında olan Anne, aradan geçen sekiz yıl boyunca başka kimseyi sevmemiş ve gelen evlenme tekliflerini geri çevirmiş. Lady Russell’a hâlâ biraz kırgın ama dünyada en yakın olduğu ve sevdiği kişi yine de o. KARŞILAŞAN ESKİ SEVGİLİLER Sir Elliot’ın, dev malikanenin masrafları altından kalkamayacağı duruma geldiği için ailece yeni bir çözüm arayışına girilen günlerde başlar roman. Eskinin varlıklı aristokrat ailesi zor durumda kalınca malikaneyi kiraya vermeye ve daha az masraflı bir hayat tarzı sürecekleri Bath’a yerleşmeye karar verir. Anne henüz buradan ayrılmaya kendini hazır hissetmediğinden Mary’nin hastalığını bahane ederek onun yanında bir süre kalmaya gider. Tesadüf bu ya malikaneyi kiralayan kişi, Anne’in bir zamanlar sevdiği Wentworth’un eniştesi ile ablasıdır ve kısa bir süre sonra mecburen iki eski sevgili karşılaşır. Wentworth, aradan geçen sekiz yıl süresinde deniz subayı olarak terfi edip kayda değer bir servetin sahibi olmuştur. Artık Elliot ailesine uygun bir damat adayı olabilir fakat yıllar önce incinen gururu hâlâ iyileşmediğinden Anne’e karşı suçlayıcı değilse bile mesafeli davranmayı tercih eder. Düşüncelerini ifade ederken Anne ile olan geçmişinden söz etmeden, genel konuşur gibi yaparak kırgınlığını dile getirir: “Zayıf ve kararsız karakterlerin en kötü tarafı budur, üzerlerindeki hiçbir etkinin kalıcı olacağından emin olamazsınız, herkes onları istediği yöne çekebilir.” SAVAŞTA SERVET KAZANMAK Bu noktada bir an durup Batılı okurların belki de dikkatini çekmeyecek bir konuya değinmenin tam yeri. Roman boyunca Austen deniz subaylarını övgüyle anlatıyor, kardeşleri Charles ve Francis deniz subayı olduğu için onlardan dinlediği şekilde, gerçeğe yakın bilgiler veriyor. Romanda en başta Wentworth ve eniştesi Amiral Croft ile birlikte çok sayıda subayın hayat koşullarını anlatıyor ve onlar gemileriyle gittiği Atlantik ötesinden ya da Hint adalarından büyük servetler elde ederek dönüyor. Elbette Jane Austen aşk temalı bir roman yazıyor ve sömürgeciliğin iç yüzünü anlatmak gibi bir derdi yok ama İngiliz gemilerinin 1700’lerden itibaren sömürdüğü bölgelerin kaynaklarına nasıl el koyduğu, halkın sosyokültürel ve dinî değerlerine baskı uyguladığı ayrı bir konu. Romanda da bir yıl içinde zengin bir adam olarak ülkelerine dönmeleri, o çağdaki değişen değerleri çok net gösteriyor. Yeni bir çağ başlıyor, Austen bunun altını çizmese de eski aristokratik yaşamı, köhne ve geri kalmış; zenginleşen, dünyayı keşfeden ve tabii sömüren yeni sınıfı ise dinamik ve heyecan verici anlatıyor. Bunlarla birlikte eskinin değerleri de yavaş yavaş yok olmaya başlıyor. Sekiz yıl önce düşünülmeyen, unvansız bir erkekle evlilik, şimdi cazip hâle geliyor. Tabii Austen, İkna’da bu konulardan söz etmiyor ama kurgunun detaylarını öylesine akıllıca yerleştiriyor ki sadece dedikodu yapan, gündelik, en sıradan olaylarla vakit harcayan “herhangi bir yetenek ve beceri yokluğundan kaynaklanan boşluğu” alışkanlıklarla doldurmaya çalışan insanların portresini çizerken yüzeyselliği ve yapaylığı da görmemizi sağlıyor. Anlattığı toplumda bireyler, konumunu nasıl para kazandığıyla değil, nasıl harcadığıyla ediniyor. Austen’in diğer tüm romanlarını okumuş ama İkna’yla ilk kez karşılaşan biri olarak kadınların ev içinde birbiriyle ilişkisini ürkütücü ve romanın en sevilmeyen karakteri diye tanıtılan bencil ve kendini beğenmiş Elizabeth’i ise ilginç bulduğumu söylemeliyim. Erkek peşinde koşmayıp kendisinden başkasını umursamaması, nedense iyi geldi. n 6 17 Ocak 2019 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle