26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENRIQUE VILAMATAS’TAN “PORTATİF EDEBİYATIN KISALTILMIŞ TARİHİ” ‘İyi bir okur olabilmek için yazıyorum’ Enrique VilaMatas’ın ilk kez 1985’te yayımlanan kitabı “Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi”, kendilerine ‘shandy’ ya da ‘portatifler’ adını veren ‘taşınabilir edebiyat’ düşkünlerinin hayat verdiği cemiyetin kurmaca ve gerçeğin iç içe geçtiği tarihçesi bir anlamda. Paul Auster’in, ‘Yazarlara şefkat beslediğinden kuşkulanıyorum’ dediği VilaMatas’la edebiyat dünyasını ve kitabını konuştuk. eray ak [email protected] 1985’te yayımlanmışsa da Türkçede henüz okura ulaşan Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi üzerine konuşacağız. Yayımlanışından bugüne otuz yılı aşkın zaman geçmiş kitabın. Dolayısıyla gündeminizden de düşmüştür belki ama biz “şanslılar” için yeni gündem oldu, ne yapalım! Romanın, size ve yazarlığınıza neler kattığını konuşarak başlamak isterim. Çünkü bu romandan sonra dünyada ciddi bir dolaşıma giriyor yazdıklarınız, yanılmıyorum değil mi? n Kitabın çıkış noktası 1980’lerin başında Paris’te gördüğüm, “bekâr makineleri” konulu bir sergiydi, “shandy tertibi” fikri için esin kaynağım buydu. Kurmaca cemiyet, eleştirmenlerin büyük beğenisini kazandı, özellikle de Fransa’da, İsveç’te (orada shandy hareketine dair bir dergi bile kurdular) ve Latin Amerika’nın tamamında. Kitap günümüzde de büyük beğeniyle karşılanıyor, belki de zamandan bağımsız olduğu ve bir nevi mutlak özgürlüğe dayalı bir anlatım sürecine değindiği içindir. Bana göre kitabın “albenisi” hem onu yazdığım dönemde edebiyatın ne olduğuna dair bilgimin kıt olmasından geliyor sadece kısıtlı sayıda şiir kitabı okumuşluğum vardı hem de Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi’ni kaleme alırken alışılagelmiş anlatı yöntemlerinden fazla uzaklaşmadığımı sanmamdan. Kitabımın dönemin eğilimlerinden uzak bir edebî nesne olarak görüldüğünü öğrendiğimde çok şaşırmıştım. n Portatif Ede biyatın Kısaltılmış Tarihi, yazdıkları nız arasında nasıl konumlanıyor peki? Her şeyin temeli mi, tümden sadece bir parça mı, yoksa özenle saklanması yayımlanacağım Esta Bruma Insensata gereken eşyalar arasında mı? ile devam eder. Bu iki çizgiden birinin n Külliyatımın önemli parçaların takipçisi okurlar genelde öbür çizginin dan olduğuna kuşku yok. Yazınımın takipçisi olmuyor. Eserlerimde outsider bana gayet çekici ve özgün gelen bir çizgisi diye adlandırılabilecek üçüncü çizgisinin başlangıcını temsil ediyor: bir çizgi daha var, yazınla plastik sa On beş yıl sonra bunu başka bir “edebî natlar arasındaki ilişkileri irdeleyen nesne”ye, yani Bartelby ve Şürekası’na çizgi bu; Kassel’de Mantık Aramak ile aktaracak ve denemeyle kurmaca anla başlasa da ilk ortaya çıkışı Sophie Calle tıyı harmanlayan tarzıyla Portatif Ede ile kısa süreli ilişkimi konu alan Por biyatın Kısaltılmış Tarihi’nin ruhunu que Ella No Lo Pidió’daydı. diriltecektim. Eserlerimdeki yazarların patolojilerine dair belki daha kalın “OKUMANIN ÇEKİCİLİĞİ olan diğer bir çizgiyse “daha romansı” ANLATTIĞIM HİKÂYEDEN DEĞİL” bir çizgidir; Montano Hastalığı ve Doc n Kurgunun ve gerçeğin iç içe geçtiği tor Pasavento ile başlar ve hem Dubli metinler kaleminizden çıkanlar. Şunu nesk hem de iki aya kadar Barselona’da sormak isterim: Kurgu ve gerçek hangi noktalarda birleşip kendi şarkılarını söylemeye baş lıyor? Gerçeğin sınırının şeffaflaştığı nokta; sanı yorum sizin de yazınsal anlamda en rahat ettiğiniz nokta değil mi? Sizin de şarkınız o zaman başlıyor o zaman çünkü... n Tam olarak ne zaman mı? Sanırım París No Se Acaba Nunca’da. Yine de belirtmem gerekir ki kur macayla gerçek arasındaki bu beraberlik bende doğal lıkla ortaya çıkan bir şey, herhangi bir özel yönteme başvurmuyorum. Çünkü mesela gerçek yaşamda yüzde yüz gerçek bir VilaMatas’ın “Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi”, dene şey anlattığımda kulağa meyle kol kola ilerleyen bir roman. neredeyse hep uydurma gelirken uydurma olanlarsa tamamen gerçek geliyor. n Gerçekle sorununuzu da merak ediyorum doğrusu. Hangi gerçek sizin için daha gerçekçi? Yazdıklarınız arasında dolaşırken kurgusal gerçekliği, “gerçekliğe” tercih edecekmişsiniz gibi geliyor bana... n Neredeyse bütün kitaplarımda rastlanan sesi yaratan şey bana göre gerçekliğin ta kendisi. Bu ses, kurmacasını daha ziyade denemeci ve şairlerin işgal etmesine alıştığımız bir yerden, yani görünür bir edebî benlikten yola çıkarak yazıyor. Kurmacayı bir noktaya kadar götürüyorum ve bu noktaya geldiğimde anlatmaktan vazgeçmiyor, okura inanmazlığını askıya almasını söylemiyorum çünkü okumanın çekiciliği anlattığım hikâyeden değil, kendini düşünmeye adayan yazarla yeniden buluşmaktan geliyor. n “Shandy” adını verdiğiniz bir topluluk söz konusu romanda. Külliyatı, toplamda bir bavula sığacak yazarların üyesi olduğu bir cemiyet. Bu “shandy” kavramını biraz daha açmanızı rica edeceğim. Dolayısıyla buna bağlı olarak “portatif edebiyat” kavramını... Neden böyle bir meseleye takıldınız ve bunu anlatma ihtiyacı hissettiniz? n Shandy’lerin çıkış noktası, 1980’lerin İspanyol edebiyatında yaygın olan sosyolojik Franco’culuğa karşı başkaldırma ihtiyacımdı; o dönemki edebiyat, eskisi gibi fazlasıyla “ağır” olmasının ve üstünlük taslamasının >>yanında ülkemin seçkin düşü nürlerinden Unamuno’nun zekâ 10 17 Ocak 2019 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle