Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HERMANN HESSE’DEN “AĞAÇLAR” OKURLARA ‘Ölmez ağaç, bekler’ akrabalarıydı onlar (...) hayatta kalmak ve büyümek için rüzgâr, iklim ve kayalara karşı sessiz, çetin bir mücade le veriyordu.” “Ağaçlar” isimli seçki, doğanın müziğine kulak veren Doğa, Hesse’nin çocukluğunun ve gençliğinin hiç eskimeyecekmiş Hermann Hesse’nin gerek öne çıkan gerek kenarda gibi duran yapı taşlarını barındırıyor. Geniş gövdeli ağaçlar, yazarın hiç köşede kalmış metinlerindeki şiirsel sevginin ve saygının bir bozulmayacağını sandığı bir yurt olarak yer ediyor zihninde. yansıması. DOĞANIN DİLİNE ‘MEFTUN’ HESSE Ağaçlar arasındaki ali bulunmaz Hesse’nin peşinden gittiği iç sesi, bazen ne alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr yapması gerektiğini söylemeyip onu hesapsız çocuksu mutluluklara B irinci ve İkinci Dünya Savaşı’nın tam ortasında kalan, orduların işgallerine ve katliamlarına, faşizmin yükselişine ve ardında bıraktığı yıkıma tanık olan, ağır ruhsal bunalımlarla boğuşurken kendisini doğaya, Zen Budizmi’ne ve psikanalize veren, militarizm karşıtı Hermann Hesse, hangi durumda olursa olsun insanların kendisinin ve başkasının hayatını kurtarması için adım atması gerektiğine inanmıştı. Yalnızca inanmakla kalmadı, kitap ve konuşmalarında bunu sürekli işledi. Fütürizme gönlünü kaptırmasının nedenlerinden biri de buydu; Doğu ve Batı kültürleri buluşursa söz konusu inancının eyleme dönüşeceğini düşünüyordu. Sahte entelektüellere, ego savaşlarına ve insanların cahil bırakılmasına karşı çıkan Hesse, yaşamı kaçırmamak gerektiğini savunurken müziği ve doğayı hep ön planda tuttu. Ağaçlar isimli seçki, doğanın müziğine kulak veren Hesse’nin gerek öne çıkan gerek kenarda köşede kalmış metinlerindeki şiirsel sevginin ve saygının bir yansıması. kulak vermeyi öğrendiğimizde, düşüncelerimizin tam da o uçuculuğu, o çocuksu telaşı benzersiz bir coşku kazanır. Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.” Kendisini yersizyurtsuz hissettiği her an doğaya koşan ya da en azından doğayla götürmüyor belki ama canlı kalmasını sağlıyor. Bazen de eksiklikleri ve bir fırtına ya da savaşta yitirilenleri fısıldıyor kulağına. Hesse için gölgesinde kestirdiği, düşündüğü, yazmayı tasarladığı ve duraksadığı bir sığınak olan ağaçlar, dünyanın tezatlığını, durgunluğunu, hüznünü ve coşkusunu sessizce dillendirirken sükunetle patika yolları işaret ediyor. Küçüklüğünden beri doğayı izlemeye meraklı ve onun derin diline “meftun” olan Hesse, söz konusu seyrin, kendisine canlılığı ve sevinci duyumsattığını yazarken bunu “doğanın akıldışılığına kapılmak” diye niteliyor. Orada, doğa ile insan arasındaki sınırın muğlaklaşıp imgelerin kökeninin bulanıklaştığını fark ettiğinde “ölmez ağaç, bekler” diyor. Ağaçlar, Hesse’yi başka bir zamana “HAKİKATİ ÖĞRETEN TAPINAKLAR” “Etkileyici vaizler” dediği, onlara baktığında bütünlüğü ve tek olma hâlini bir arada gördüğü, “yalnızlaşmış insanlara” benzettiği ağaçlar için kaleme aldığı pek çok satır ve metin var Hesse’nin. Kesildiğinde tüm geçmişi ortaya çıkan, okumasını bilene tarihi anlatan ağaçlar, yazar için mükemmelliğin yeryüzündeki canlı ilgili bir şeyler yazan Hesse’nin kaleminden dökülen ağaç betimlemeleri ve onlara dair metaforlar, âdeta bir bilgeliğin anlatımı. Masalların, mucize ve gerçeklerin kol kola gezdiği sözcükler, ilkbaharın uzun sürdüğü çocukluk günlerinin temsili sanki. Yazarın hatırladığı ve anlattığı hemen her ağaç, aklına kazınmış ve imgeye dönüşmüş bir yaşanmışlığa denk geliyor. Ağaçları, hayat çarkını döndüren varlıklar olarak görüyor Hesse: “Her ağacın tek başına taşıyıp bulunduğu mekândan farklı yere götürüyor. Bunu tanımlarken kullandığı sözcük “tuhaf”. Çağrıştırdıkları ise hayranlık duyulacak akıl, fanilik, çocukluk ve çiçek olma hâli... Ağaçlara baktıkça fazla bir şey bilmediğinin, bilmek istemediğinin ve yalnızca yaşamayı arzuladığının ayırdına varıyor Hesse. Büyük ve zor kavranabilecek bir yalınlık, daha doğrusu bilgelik bu. n simgesi, “hakikati öğreten birer tapınak” ve bilge: “Onları dinlemediğimiz sürece bizden daha bilgedir ağaçlar. Ama onlara yaşadığını, kendi özel biçimi, kendisine özgü gölgesi olduğunu görüyordum. Münzevi ve mücadeleci yapılarıyla dağların yakın Ağaçlar / Hermann Hesse / Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer /Kolektif Kitap / 102 s. “Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi” E nrique VilaMatas’ın ilk kez 1985’te yayımlanan efsanevi kitabı “Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi”, kendilerine ‘shandy’ ya da ‘portatifler’ adını veren ‘taşınabilir edebiyat’ düşkünlerinin kurduğu cemiyetin, cüretkâr olduğu kadar talepkâr bir tarihçesi. Dadacılar gibi şakacı, fütüristler gibi aşırılığa meyilli, sürrealistler gibi düzenbaz bu topluluğun üyeleri arasında yirminci yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran pek çok isim var: Marcel Duchamp, Tristan Tzara, Aleister Crowley, Scott Fitzgerald, Walter Benjamin, Federico García Lorca, Man Ray, Berta Bocado, Maurice Blanchot, Francis Picabia, Georgia O’Keeffe… Yayımlanışından otuz üç yıl sonra dilimize kazandırılan romanı üzerine Eray Ak, VilaMatas’la bir söyleşi gerçekleştirdi. İlk şiiri 1973’te yayımlanan şair Gazanfer Eryüksel’in yeni kitabı “Şaman ve Zaman” okurla buluştu. “Dünya şiirle dönüyor” diyen Eryüksel’le şiir serüvenini ve yeni dizelerini konuştuk. Senaryosunu Antoine Ozanam’ın yazdığı, çizim ve renklendirmesini Nadji Scelsi’nin yaptığı “Anne Frank’ın Hatıra Defteri”, Holokost’un on beş yaşıdaki kurbanının iki yıllık kaçak hayatını konu alıyor. Gürer Mut bakıyor kitaba. Richard D. Zakia, “Görme Biçimi Olarak Fotoğraf: Algılama ve Görüntüleme” adlı kitabında, algı yoluyla kavrama ve bilincine varma durumunu, yani algılama süreçlerini açıklıyor. Kitabı Prof. Dr. Levend Kılıç değerlendirdi. Bol kitaplı günler... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Müdür: Ozan Alper Yurtoğlu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 317 Ocak 2019 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap