Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rıchard D. ZAKIA’NIN FOTOĞRAF ARAŞTIRMASI Bir görme biçimi Richard D. Zakia, “Görme Biçimi Olarak Fotoğraf: Algılama ve Görüntüleme” adlı kitabında, algı yoluyla kavrama ve bilincine varma durumunu, yani algılama süreçlerini açıklıyor. levend kılıç F otoğraf, ışık yoluyla yüzey üzerine resmetme tekniği olarak 1827’den beri toplumda yaygınlaştı. 1850’lerden itibaren sanat ortamında gelişmesiyle birlikte, bu resmetme tekniğini kullananlar bazı temel soruların yanıtlarını aradı: Çıplak gözle, iki göz yoluyla dünyayı görme ile optik yoluyla tek gözle bakma arasında arasındaki farklar nelerdir? Çıplak göz yoluyla sağlanan ‘görüş açısı’ ile optik yoluyla sağlanan ‘bakış açısı’ arasında fark var mı? Üç boyutlu dünyanın optik yoluyla iki boyutlu bir yüzey üzerine resmedilme sürecinde; nesnelerin boyutları, birbirine oranları ve ilişkileri nasıl değerlendirilmeli? Kullanılan görüntü boyutuna göre gerçek nesneler optik yoluyla ne kadar küçültülerek resmedilir ve fotoğrafa dönüştürülürken yeniden ne kadar büyütülür?.. Bu ve benzer soruların yanıtlarını fotoğrafçılar kendilerine göre bulur. Yanıtlar belli bir temele oturmadığı için teknolojinin olanak ve sınırları içinde gider gelir. Oysa beyinçıplak göznesne ya da beyingözoptiknesne süreci bilimin olanaklarıyla onlarca yıl önce açıklandı. Psikoloji kitaplarında yer alan ve algılama olarak adlandırılan bu konu, sadece fotoğrafla değil bütün güzel sanatlarla ilgilidir. Rudolf Arnheim’ın ‘Art and Visual Perception: A Psycholgy of The Creative Eye’ (1969) adlı kitabı, işte bütün bu sorunları yanıtlamaya yönelik. Arnheim’ın bir diğer ünlü eseri Görsel Düşünme adıyla yayımlandı. Diğer kitabının da yayınlanmasını umutla beklerken Arnheim’in meslektaşı ve dostu Richard D. Zakia’nın Görme Biçimi Olarak Fotoğraf: Algılama ve Görüntüleme başlıklı kitabı dilimize çevrildi. Fotoğrafçılar, dış gerçeğin bilgisini duyu (çıplak göz) yoluyla alır, yorumlar, seçer ve düzenler. Bu durum psikolojide “algı” terimiyle açıklanır. Sanatın ortamında ise duyular yoluyla gerekliliğin fark edilmesi, zihinde imgesel Olarak Fotoğraf adlı kitap, algı yoluyla kavrama ve bilincine varma durumunu yani algılama süreçlerini açıklıyor. Kitap söze, “seçim” konusuyla başlıyor ve ardından “Gestalt Gruplama” geliyor. Bu temel konularda hareket ederek kitap içinde “Uzam”, “Zaman Hareket”, “Subliminal Unsurlar”, “Kişilik”, “Fotoğraf Paylaşma” ve “Eleştiri” gibi başlıklar yer alıyor. Algılama konusu doğrudan görme uyumuyla ilgili bir süreç olmakla birlikte, görme sisteminin beyindeki işlevi açısından sadece bilinçle değil bilinçaltıyla da ilgili. Richard D. Zaika Kitabın “Subliminal Unsurlar” bölümünde, insan gözü ve retina detaylı bir şekilde ele alınmış. Yine bu bölümde, Freud ve Carl Jung’un bilinçaltı dünyamız ve fotoğrafın resmetme tekniğinin muğlak görüntü üretmeye yatkın olması yetkin bir şekilde işlenmiş. Bir fotoğrafın zenginliği, sunduğu çok anlamlılıkta yatar. Fotoğraf görsel bir bütündür, bir grup görsel öğenin bir araya gelmesiyle oluşturduğu dengenin çok anlamlı olması önemli. Bunu yaparken fotoğrafın sunduğu görsel deneyime sözel bir ifadeyi denk getirmek gerekir mi? Kitapta bu konu “Retorik” başlığı altında ele alınmış. Kitaptaki konular, fotoğraf tarihinin ve günümüz fotoğrafçıların çalışmalarıyla örnekleniyor. Başvuru kaynağı niteliğindeki bu metin dilimize akıcı ve anlaşılır bir Türkçe ile aktarılmış. Bütün bunların yanında, ülkemizde fotoğraf ve görüntü alanın terimleriyle ilgili eksiklik hâlâ giderilemedi. Bu nedenle birkaç küçük uyarı yapmak isterim: İngilizce ‘hue’ sözcüğü, ‘temel renk, renk özü’ olarak çevrilir. Fotoğrafta ‘açıklık’ sözcüğü, ‘aperture’; diyafram sisteminin sağladığı delik anlamında kullanılır. ‘Lightness’ için ‘aydınlık’ ve ‘illuminance’ için ‘ışıklılık’ demek daha doğrudur. Nijat Özön’ün yıllar önce İngilizce ‘shutter’ın karşılığı olarak önerdiği ‘örtücü’ gibi hem söylenişi kolay hem de ifadesi doğru olan bu sözcük yerine hâlâ ‘enstantene’ denmesini çok yadırgıyorum. İtalyanca ‘chiaroscuro’ya karşılık olarak ‘ışık gölge karımışı’ terimi kullanılabilir. n Görme Biçimi Olarak Fotoğraf: Algılama ve Görüntüleme / Richard D. Zakia / Çeviren: Tuğçe Ayteş / The Kitap / 456 s. 12 17 Ocak 2019 KItap