Katalog

>> 4592 Londra’daki ilk kitap lansmanımda, Güven Turan beni Serdar Akman’la tanıştırmıştı. Serdar Abi’nin bir İstanbul ziyaretinde ise sevgili dayısı Ahmet Faik Şener’le tanıştık. O yaşama sevinci dolu ve zarif insanı elli yaşın üstündekiler Balarısı Ahmet olarak tanırlar; zamanında bir ağız armonikası virtüözüydü. 26.06.2018 akşamı 25. İstanbul Caz Festivali’nde kendisine Yaşamboyu Başarı Ödülü verildi. (Bu anlamlı seçim için İKSV yetkililerini tebrik ederim.) O akşam ödülünü alırken yaptığı öz konuşma uzun uzun alkışlanmıştı. Ahmet Üstad’ı Metin Celâl ile tanıştırırken onun hukuk fakültesinde İlhan Selçuk ile sınıf arkadaşı olduklarını öğrendim. (Bu maddeyi yazarken Spotify’de Balarısı Ahmet’ten, “Biz Heybeli’de Her Gece Mehtaba Çıkardık”ı dinliyorum.) 4593 “Her Şey Bir Hikâye İle Başladı”, birikimli ve bibliyofil şair Pelin Batu’nun olgunluk dönemi kitabı; bir şiirinden tadımlık: Çileğin Kendine Konuşması II “Temizlik imandan gelir” derler fakat ben onları alabildiğine topraksı severim, kırmızı ve siyah tutku kadar fransız karasevda kadar koyu ölüm kadar sıcak. 4594 Türkiye’de denetim işkolunun duayenlerinden; fotoğrafik hafızalı, bilge, birikimli ve zarif insan Cevdet Suner’i (19452018) uykusunda yitirdik. Işıklar içinde uyusun, sevilen ve sayılan bir insandı. “Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme” ile “Buraları Rüzgâr Buraları Yağmur” adlı novellalarımın ana karakteri Suner Aykan’ı kurgularken ondan ödünç aldığım çarpıcı özellikler var. 4595 “Ardıç Ağacının Altında”nın anlatıcısı Erkan, “Ya hayatın her karesinin tadını ya da ondan bir ders çıkaracaksın” der. Ben Taksim4. Levent metrosunu sık kullanırım; vagona her girişimde, yeni bir öykü izlemenin tatminini yaşayacağımı bilirim. 4596 “Sekizinci Günahın Sonrası”ndan – Enis Batur: “Şu yaşa geldim, bir dolu delisi tanıdım: Kedi delileri, ayakkabı delileri, Mick Jagger delileri, sinema delisi, sörf delisi, ola ki her şeyin delisi vardır. Kalıcı, geçici, bulaşıcı delilikler. Elvis delilerini, CloClo delilerini konu edinen belgeselleri izlediğimde dilim tutulmuştu. Pek çok kitap delisi tanıdım, birkaçı (topu topu) zırdeliydi! Anımsayanlar olacaktır (gazetelere haber olmuştu), rahmetli bir sahaf, dükkânında raftan kitap çıkardığım için beni azarlamakla yetinmemiş, ardımdan vitrine fotoğrafımı yapıştırıp altına “bu Yaşar Kemal, Oya Başak, k. İskender 2014 adam buraya giremez” yazmıştı – sevecenlikle yâd ediyorum o kitap delisini.” (O sahaf safarisinde Enis Batur’la birlikteydim; 1990’lardı, ah ne hüzünlü günlerdi onlar yaşamımın en güzel günleri…) 4597 QNBFinansbank her yıl nitelikli bir yapıtla kültürsanat hayatımıza kalıcı bir katkıda bulunuyor. 2018 yılının konusu “Abidin Dino” idi. QNBFinansbank’ın sanatsever yönetim kurulu başkanı Ömer Aras ile Galeri Nev’e o doyurucu kitap için içtenlikle teşekkür ederim. 4598 Orhan Pamuk’un artı ve eksisiyle eleştirilmesine itiraz etmem ama ne zaman ona bir saldırı kitabıyla karşılaşsam bir okur/yazar olarak utanırım. Saldırmanları, bir Engizisyon yargıcı edasıyla Türkçesinin bozukluğunu ileri sürer.Yazdığı on binlerce cümle arasından cımbızla bulabildikleri bozuk olmayacağı gibi konu bir editoryal sorun sayılabilir. Küresel yazarımızın diğer yazarlardan daha değişik ve poetik bir üslubu vardır. Saldırmanları o şiirselliği ıskalıyor olamaz mı? 4599 “Hâlâ Şafakta Geliyorlar Angela”dan – Güray Öz: “Çılgın bir ülkedir Türkiye. Bu ülkede hayret, şaşkınlık ve derin bir sanat aşkıyla Picasso sergilerinin önünde kuyruklar oluşur, Rodin’in insana tamı tamına ve derin bir şekilde benzeyen eserleri ülkenin en zengin müzesinde sergilenir. Çıplak kadın ve erkek heykellerini görünce “Tükürürüm ben böyle sanatın içine” deyişiyle tarihe geçmiş bir kent yöneticimiz ise cami yapamadığı yerlere çadırdan mescitler kurarak harikalar yaratır. Böyle bir ülke başka nerede var?” 4600 08.08.2018! Edebiyatımızın en yetkin şair ve yazarlarından k.İskender (doğ. 1964) altı haftadır kanserle düello ediyor. Gümüşsuyu’nda yaşarken kadim komşumdu, Kitap İçin’de en yoğun alıntı yaptığım yazardır. Son yapıtı (İkinci Waliz) hariç tüm kitaplarını bana spontan aforizmalarla imzalamıştı; onlardan ne anlamlı yazılar kotarılır. 19.01.2018 günü okuma yazma evime son kez uğradığında, 2017 ürünü “Kırık Kadeh Sineması İftiharla Sunar” için “Biz Bu Filmin Yanan Makarasıyız” deyip imzalamıştı… n KITAP 96 Eylül 2018 Selçuk Altun’un Yeni romanı çıktı! Varsıl bir hayat sürdüren, orta yaşlarında, kadın delisi Erkan bir kaza haberiyle sarsılır. Aynı araç içinde ölen karısı ve en yakın arkadaşının haberidir gelen. Tanıştıkları günden beri geçinemeyen bu iki kişinin hayatı nasıl olur da aynı arabanın içinde son bulur? Bu sorunun ardındaki sırlar Erkan’ı giderek koyu bir bunalıma iter ve Karadeniz’in bir kasabasındaki, dedesinden miras kalan fındık ağacı bahçesine kapanmasına neden olur. Bahçenin en kadim varlığı bir ardıç ağacıdır. Erkan günlerce ona içini döker. Okur, ardıç ağacının gövdesine yaslanarak, Erkan’ın birbirinden farklı karakterlerle örülü gizemli geçmişini dinlerken, o çarpıcı gerçeğe yaklaşmaktadır: Hayat romanlardan daha tuhaftır... Ardıç Ağacının Altında Selçuk Altun 276 sayfa, 14 TL /iskultur /iskultur /isbankasikulturyayinlari iskultur.com.tr Kitabevlerimiz: İstanbul Kadıköy, Tel: (0216) 348 97 84 Eminönü Müze, Tel: (0212) 511 13 37 Caddebostan, Tel: (0216) 386 65 62 Beşiktaş, Tel: (0212) 258 77 43 Bakırköy, Tel: (0212) 571 20 32 Nişantaşı, Tel: (0212) 234 80 71 Taksim, Tel: (0212) 238 08 37 Ankara Yenişehir, Tel: (0312) 430 33 66 Tunalı Hilmi, Tel: (0312) 324 10 73 • İzmir Karşıyaka, Tel: (0232) 364 71 42 Diyarbakır Ofis, Tel: (0412) 228 42 16 • Eskişehir Tepebaşı, Tel: (0222) 220 49 13 • Konya Selçuklu, Tel: (0332) 351 16 07 Kayseri Melikgazi, Tel: (0352) 222 56 92 • Manisa, Tel: (0236) 231 69 24 • Mersin, Tel: (0324) 238 18 14 Samsun Çiftlik, Tel: (0362) 233 38 30 • Trabzon Merkez, Tel: (0462) 326 98 39