Katalog

VİTRİNKIDTAEPKİLER Serseri Standartları Sempozyumu / Vecdi Çıracıoğlu / İletişim Yayınları / 344 s. Vecdi Çıracıoğlu tek katmanlı bir edebiyatla mücadeleye girişiyor; yeni katlar çıkıyor, sonra birden yeraltına dalıyor ve karınca yuvası gibi bir roman yaratıyor. Islak kibritle ateş yakabilenlerin, mantarlı şişeyi aletsiz açabilenlerin ve yokuş yukarı zikzak çıkabilenlerin toplanacağı bir sempozyum ancak böyle bir romanda gerçekleştirilebilirdi. Serseri Standartları Sempozyumu; yerleşik ütopya anlayışını altüst eden, Bilge Serserilerin kendi “yokülke”lerini yarattığı bir “tuhaf roman”. Davanın Reddine / Claudio Magris / Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı / Yapı Kredi Yayınları / 320 s. Saplantılı bir koleksiyoncu olan tarih profesörünün beklenmedik ölümüyle kurmayı düşündüğü Savaş Müzesi yarım kalır. Ondan geriye kalan karmakarışık malzemeyi nasıl bir kurgu içinde sergileyeceğini düşünen, siyahi bir baba ile beyaz bir Yahudi annenin kızı olan Luisa sadece müze kurgusuyla değil, kendi aile geçmişinin de kurgusuyla baş başa kalır. Ne de olsa yazarın dediği gibi “tarih kurumuş kandır”, aynı zamanda “tarih bir tapu sicilidir”, “birbirini öldüren kardeşlerle doludur”, “bir çöplüktür” ve en nihayetinde “tarih bir elektroşoktur”. Davanın Reddine, yayımlandığı 2015’te Corriere della sera gazetesi tarafından yılın en iyi kitabı, Claudio Magris yılın en iyi yazarı ilan edildi. Bazen Unutmak İstersin / Kürşat Başar / Everest Yayınları / 224 s. Tarihin ilk dönemlerinden kalan eşyaların sergilendiği müzelere hiç gitmediniz mi? Bir yanda balta, mızrak, bıçak, ok türü şeyler öte yanda bugün de hemen hemen aynıları kullanılan küpe, gerdanlık, bilezik, göz boyası gibi şeyler... Kadınların milattan önce kullandığı kolyeler, küpeler, taraklar, bilezikler, tokalar bugün en havalı mağazalardan dünya parasına alacaklarınızla birebir aynı. Peki, aynı dönemde erkekler ellerindeki bütün aletlerle uğraşa didine ne yapmış? Balta! Erkekle kadın arasındaki farkı soruyorsanız buyurun: Baltayla küpe arasındaki fark... Kürşat Başar, Bazen Unutmak İstersin’de hepimizin hayatına dokunan kısa hikâyelerle ve yazılarla karşımıza çıkarken kimi zaman can alıcı sorular soruyor, kimi zaman yine yüreğimize dokunan hüzünlü bir hikâye anlatıyor. Falconer Hapishanesi / John Cheever / Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu / Can Yayınları / 188 s. Uyuşturucu bağımlısı Profesör Ezekiel Farragut, kardeş katlinden on yıl hapse mahkum olur. Karısının azap verici ziyaretlerinin, hapishane yaşamının vahşi tekdüzeliğinin ve hafızanın ağır yükünün ortasında insanlığını korumaya, kefaretini ödemeye çabalar. Falconer Hapishanesi’nde Cheever, edebiyatında önemli bir yer kaplayan banliyöden uzaklaşıyor. Ama parmaklıkların ardında bir hapishane romanından çok daha fazlasını yazıyor. Farragut’ın hikâyesinde kendi korkularıyla, kendi karanlığıyla yüzleşen yazar; özgürlüğü, insanın kendi zihninin ve bedeninin içinde özgür olabilme çabasını anlatıyor. Yüzlerin Ötesini Gören Adam / EricEmmanuel Schmitt / Çeviren: Bahadırhan Bozkurt / Doğan Kitap / 328 s. Belçika’nın sessiz sedasız kenti Charleroi’da bombalar art arda patlıyor. Ölü ve yaralılar var. Eylemler Tanrı ve din için gerçekleştiriliyor. Yerel gazetede stajyerlik yapan kimsesiz Augustin, olayların ortasında kalıyor. Bir yandan asıl suçluyu bulmak için kendi soruşturmasını yürütüyor, bir yandan masum bir çocuğun nasıl teröriste dönüştüğüne şahitlik ediyor. Tüm bunları yapmasına yardım eden çok özel bir yeteneği var: İnsanların yüzlerinin ötesindekileri,etraflarında dolaşıp onları iyiye ve kötüye yönlendiren meleklerini ya da Şeytanlarını görüyor. Şişmanlayamayan Sumocu ve Bir Aynada Üç Kadın romanlarıyla Türkçede de tanınan EricEmmanuel Schmitt, yeni romanıyla okur karşısında. SeyahatnameKubilay Han’ın Sarayında Bir Venedikli / Marco Polo / Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı / Alfa Yayınları / 372 s. Venedikli Marco Polo’nun on üçüncü yüzyılda yaptığı Doğu yolculuklarına dair verdiği ayrıntılı bilgiler, Batı dünyası için bir kılavuz niteliğinde. İpek Yolu’nu izleyerek İran, Irak, Hindistan ve Çin’e gider ve izlenimlerini muhteşem tasvirleriyle aktarır. Seyahatname, zamanının çok ötesinde bir öneme sahip. Polo, seyahatnamesinde gördüğü yerlerin coğrafi, idari ve ekonomik özelliklerini anlatır. Günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan bilgiler, Polo’nun anlatımıyla okuru tarihsel bir yolculuğa çıkarır. Beyaz Bedenler / Jane Robins / Çeviren: Engin Süren / hep kitap / 292 s. Tilda ile Callie ikiz olsalar da birbirine hiç benzemez. Tilda çok güzel ve dışadönük bir kadınken Callie son derece sıradan görünüşlü, kendine güvensizdir. Çocukluklarından beri Tilda’ya hayran olan Callie, kardeşinin başına bir şey geleceği korkusuyla sürekli onu koruyup kollamakta ve bu nedenle onun hayatına müdahale eder. Tilda’nın hayatına Felix adında zengin ve karizmatik bir erkeğin girmesinden sonra Callie için kötü günler başlar. Bir Köy Enstitülünün Anıları / Hacı Angı / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 316 s. Köy enstitülerinin insanı merkeze alırken doğayı ve yaşama dünyasını göz ardı etmeyen yaklaşımının etkileri ülke genelinde derin izler bıraktı. Öğretmen, yazar ve eğitimci Hacı Angı da İvriz Köy Enstitüsü’nde aldığı eğitimle hayatı şekillenenlerden. Çocukluğundan köy enstitüsüne girişine, öğrencilik ve öğretmenlik dönemlerinden yayıncılık yıllarına kadar yaşadıklarını kendine has bir dille anlatıyor. Bir Köy Enstitülünün Anıları’nda, hem bir köy çocuğunun hem bir öğretmenin penceresinden ortak dünyaya açılan anılar okur karşısına çıkıyor. Vahşi Veraset / Fergun Özelli / Heteretopya Yayınları / 56 s. Şiir ve öyküleri ile tanıdığımız usta şair ve yazar Fergun Özelli’nin on bir yıl aradan sonra çıkardığı yeni şiir kitabı Vahşi Veraset, yirmi yedi yıllık bir yazım sürecini kapsıyor. Kitap kendine has yazım tekniğiyle şairin ustalık ve ince işçiliğini yansıtıyor. Şair, alfabenin her bir harfini o şiirdeki sözcüklerin baş harflerine uygula yarak eşsiz bir deney ve şiir serüvenine imza atarken otantikliğiyle Türkçe şiir tarihinde yerini alıyor. Kitaptaki şiirler yoğun kurgusallığına rağmen anlam eksenini de gözetmesiyle dikkat çekici. Tablodaki Tablo / André Chastel / Çeviren: Murat Erşen / Doğu Batı Yayınları / 102 s. Sanatçılar neden tablonun içinde başka bir tablo arama ihtiyacını hissetti? Bir resmin içine başka bir resim yerleştirmenin anlamı nedir? Rembrandt, Vermeer, Velázquez ya da Magritte çerçeveyi kendi kompoziyonlarıyla bütünleştirmiş ve resimde devrim yarattı. André Chastel, bu “motif”ten hareketle bize tutkulu bir analiz ve resme bakmanın yeni bir tarzını sunuyor. Tablodaki Tablo, Chastel’in iki önemli metnini bir araya getiriyor. Resmin çerçevelenmesi üzerine bu iki metin, hem bir eserin var oluşunu hem de bir varlığın mevcudiyetini sınırlandıran bu çerçevenin bulunuşunu sanat tarihi üzerinden sorguluyor. A’dan Z’ye Buraya Nasıl Geldik / Mehveş Evin / Karagarga Yayınları / 528 s. Türkiye’nin son on beş yılı, birbirini kovalayan skandalların, acıların, utancın yükselen dozuna toplum olarak bağışıklık geliştirip duyarsızlaşmakla geçti. Asla unutulmaz, hafızalardan silinmez zannettiğimiz şeyleri halının altına süprüldü. Kökünden koparılan ağaçlar, yükselen gökdelenler, grizular, ayakkabı kutuları, talimat alan yargı, cinayetler, katliamlar… Gazeteciyazar Mehveş Evin, sahalardan kitaplara tüm kaynakları tarayarak halıyı kaldırdı; birikmiş tozu A’dan Z’ye sınıflandırarak bir zamanlar üzerine bastığımız zeminin rengini görebileceğimiz yeni bir kaynak oluşturdu. A’dan Z’ye Buraya Nasıl Geldik, yaşananların unutulmaması ve böylece tekrarlanmaması umuduyla hazırlanmış bir çalışma. Bugünün Tasavvufu / Çağrı Dörter / Doğan Novus / 194 s. Bugünün Tasavvufu; ağır tasavvuf kitapları ile hafif romanlar arasında kalan ve onu bulunduğu yerden alıp dengeli bir şekilde karşıya geçirecek köprünün arayışında olanların talebiyle kaleme alınmış. Bugünün insanı için; bugünün yaşantısı, bugünün dili, bugünün örnekleri ve bugünün kavramları kullanılarak oluşturulmuş. İnsanın en büyük macerasının “öğrenme” olduğu gerçeğinden hareket eden Çağrı Dörter, tasavvufu bugünün bakışı ve farklı bir formda okura anlatıyor. n 16 30 Ağustos 2018 KITAP