25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TERRY PRATCHETT VE ‘DİSKDÜNYA’ Bambaşka bir diyar Bundan tam otuz beş yıl önce başlayan koca bir serüvenin, ‘DiskDünya’ dizisinin on dördüncü kitabı “Hanımlar ve Beyler” nihayet Türkçede. ALEV KARAKARTAL                                                                                   D ünya dışından bir yerlerden, gözleri boşlukta dönüp duran mavili gezegene takılan birileri, biraz eğlenmek için belki ya da ahvaline acıdığına sadakası olsun diye yaldızlı, parlak kâğıda sarıp fiyonk yaptığı kırmızı kurdeleyle süslediği hediye paketini, aşağıya (belki de yukarı ya da sola) kargolar bazen. Aslında nadiren. Neşeli bir zekâ, fırlama bir yaratıcılık bahşedilmiş biri lazımdır zira, tam da o anda binlerce yılın biriktirdiği onca keder, zulüm ve saçmalığın ortasında, heybesindeki cesaret veren, sorgulayan, şaşırtan ama en çok da insanı şöyle bir silkeleyip kendine getiren hikâyelerini anlatsın, kurduğu mükemmellikten uzak mükemmel evreninde yaş, cinsiyet, ırk ayırmadan neye ihtiyacınız varsa onu göstersin diye. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelip gidecekler arasına adınız yazılmışsa şanslısınız, yaşlı dünyayı daha iyi bir yer yapmayı kafaya takmış bir adamın cümlemizin hayatına kocaman bir hediye paketi olarak gönderildiği bir döneme denk gelmişsiniz demektir. Yani tüm dünyada 85 milyondan fazla satan, kırka yakın dile çevrilen, kırk beş kitaplık Diskdünya’nın, ek olarak on bir kısa hikâye, dört popüler bilim kitabı, yardımcı ve referans kitapların yaratıcısı, fantastik (ve bilim kurgu) edebiyatın en özgün, en verimli yazarlarından, marjinal olmadan kült olmayı başarabilmiş Sir Terry Pratchett’in yaşadığı ve yarattığı tarih aralığına... “HER ŞEY NE ZAMAN BAŞLAR?” “Uzak, elden düşme bir boyutta, düz olsun diye tasarlanmamış bir astral düzlemde, kıvrım kıvrum yıldız sisleri, dalgalanarak aralandı. Bak... Büyük kaplumbağa A’Tuin geliyor...” Bundan tam otuz beş yıl önce, bu cümlelerle başlayan koca bir serüvenin, DiskDünya dizisinin on dördüncü kitabı Hanımlar ve Beyler elimizde şimdi. “Her şey ne zaman başlar?” diye sorarak başlar Pratchett, Hanımlar ve Beyler’e. Ardından hep yaptığı gibi kendini yanıtlıyor. “Aslında pek az sayıda başlangıç vardır. Ah, evet, bazı şeyler başlangıçmış gibi görünür... Mesele şudur ki her zaman her şeyin bir öncesi vardır.” Böyle başlar ancak DiskDünya kitaplarının büyük kısmının birbirinden bağımsız, belli bir sırayla okumanın işe yaradığı ama şart da olmadığı hikâyelerden oluştuğunu hemen söylemek gerek. Dev külliyata ilk kitaptan başlamak mecburi değil, kendi kurgusu, başı sonu belli öykülerden oluşan bir çok alt diziden göze kestirdiğiniz herhangi biriyle bu dünyanın kapısını aralamaya mani bir durum yok. Ancak yazarın giriş notunda da belirttiği üzere, bu kitap biraz farklı. Cadılar alt dizisinin ilk kitabı Eşit Haklar’da ortaya çıkan, müdanasız Havamumu Nine’den, defalarca evlenmiş, tasasız Ogg Ana’dan ve “yağmur damlaları, güller ve kedi bıyıkları konusunda pek duygusal, kırmızı burunlu, dağınık saçlı, genç” Magrat’tan haberdar olmanız, hikâyeyi takip etmeyi kolaylaştırabilir. Magrat’ın, bir zamanların saray soytarısı olan utangaç nişanlısı, Kral II. Verence’ı tanımanız da öyle. Cadılar Dışarıda’da kıtayı aşıp Peri Anne ile yüzleşen cadı konseyimizin şu aralar memlekete döndüğünü bilmeniz ise ehemmiyet arz eder ya da Pratchett’in tembel ve disiplinsiz okuru için yaptığı güzelliği takdir eder, kısacık özetle yetinirsiniz. Meşrebinize kalmış. Hanımlar ve Beyler, üç cadının döndüğü yerde bulduklarının hikâyesi. ‘Halka zamanı’nda, genç cadı Magrat’ın düğün arefesindeyiz. Ekinlerin arasında, ağaçlarda, kayalar ve toprakta, çayda, çorbada, her yer ve şeyde beliren halkalar, çokluevrende yaşayan biriyseniz, rüyada görülse hayra yorulmayacak hızda belirmeye başlamıştır: “Gerçeklikler arasındaki duvarların zayıfladığı anlamına geldiğini söylüyorlar. Halkalar... Stibbons’un kullandığı sözcük neydi?.. Hah, eşreson. Şeyleri birleştiriyor, ee... kaçıkça bir şeyleri... benzer gerçeklik düzeylerini. Bu kahrolası, aptalca bir şey. Bir evrenden diğerine geçebiliyorsun”. Onları ‘dışarıda’ tutan yıldırım demirinden yapılma Dansçılar’a rağmen elfler, Lancre’daki düğüne davetsiz misafir olarak katılmakta kararlıdır. Ama gerçek elfler: “Elfler düş gibidir, düşler üretirler/Elfler muhteşemdir, ihtişam yayarlar/ Elfler büyüleyicidir, büyü dokurlar/ Elfler müthiştir, dehşet doğururlar... Kimse elflerin iyi olduğunu söylememiştir. Elfler kötüdür.” Sonrasındaysa özellikle de Bir Yaz Gecesi Rüyası’na göndermelerle dolu Şekspiryen bir atmosferde, cadılar, troller, cüceler, insanlar ve elbette kedilerden oluşan sakinleriyle Lancre’ın, paralel evrenlerinden geçip gelen elflere karşı dünyalarını koruyup kollama macerasını izleriz. BİZİM HİKÂYEMİZ Sadece Shekaspeare değil, aklınıza gelebilecek her konuda yaptığı göndermeler önemlidir Pratchett’in edebiyatında. Metinlerine çaktırmadan yedirilen; kuantum fiziğinden Arabistanlı Lawrance’e, klasik Yunan edebiyatı ve felsefesinden Space Shuttle programına, feminizmden Fox, Murdoch AT&T gibi büyük tekellere, alternatif tıp’tan bilgisayar simülasyonları, oradan Fransız devrimi ya da Şirinler’e, ırkçılık, zenofobi ya da folk şarkılarına ve elbette fantastik/bilim kurgu edebiyatının babalarına, KüreDünya’mızda yaşamış, yaşanmış ve yaratılmış pek çok kişi veya meseleye inanılması güç hâkimiyeti hayrete şayandır. Ancak alegori, sembolizm, epik, dramatik, kahramanca işler yapan kahramanlar arayanlardansanız, Pratchett’ın dünyasıyla kan uyuşmazlığı yaşamanızın pek muhtemel olduğunu da söylemeli. Onun, içinde bulunduğumuz KüreDünya’yı eleştirmek yahut düpedüz dalgasını geçmek için kullandığı yassı mekânında yaşayan kahramanlar başarısız, korkak, sakar ve şaşkındır çoğu kez. Hata yaparlar, hem de sık sık. Tuhaf, acayip ama bir o kadar da tanıdık olmaları, anlatılanın bizim hikâyemiz olmasındandır. Yakalandığı Alzeimer hastalığı yüzünden ötenazi planları yaparken 2015’in Mart ayında, koynunda kedisiyle KüreDünya’ya veda eden Sir Terry Pratchett, altmış altı yıllık kısa ziyareti boyunca fantastik edebiyatın en yetkinlerinden birini ve de tartışmasız en eğlenceli külliyatını oluşturdu; yetmişten fazla kitap yazdı, kitapları filmlere, tiyatro ve bilgisayar oyunlarına, çizgi romanlara ve televizyon dizilerine uyarlandı, müzik parçalarına ilham oldu. Stephan Baxter ile iki müthiş bilim kurgu romanına imza attı, türün bir diğer Britanyalı efsanesi Neil Gaiman ile dünya mitolojilerini tek kitapta topladı. Durmadan, yorulmadan üretti. Kitapları hakkında hep söylendiği gibi “komik, mizah dolu”nun çok ötesinde, (öyle olmadıklarından değil), zekâ dolu humoru ve az rastlanır yaratıcılığıyla mavra yaparken bile kırıp dökmeden yazdı, çizdi, anlattı. Hayatlarımıza renk, kahkaha ve iyi edebiyatın keyfini kattı. Resmi Twitter hesabından yayınladığı son notunda, komik şapkasıyla son bir selam verdi: “Terry, ölüm’ün elinden tuttu ve onunla birlikte kapılardan geçerek sonsuz bir geceğin altındaki kara çöle yol aldı” Dipnot: Dipnotları sakın atlamayın. Pişman olmayacaksınız. n Hanımlar BeylerBir DiskDünya Romanı / Terry Pratchett / Çeviren: Niran Elçi / Delidolu Yayınları / 384 s. KITAP 1330 Ağustos 2018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle