Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> yoksa onarımı bitse de pansiyona kimse uğramayacak… Çok geçmeden vergi memuru Bay Başbela ve yakındaki okula atanan Bayan Gülibik çıkagelir. Aralarına köstebek Gregor, porsuk Şirin de katılır. Eyvah, Bay Başbela bir tırtıl, Gülibik ise bir tavuk. Bu grup, birbirlerini yemeden barış içinde konaklayabilecekler mi? Eğlenceli bir macera. Yazar, öykünün kahramanlarını, kendi köpeği ve kedisinden esinlenmiş. Bizim Evin Halleri / Mustafa Hakkı Kurt / FOM Kitap / 2018 / 128 s. / 8+ Damla ile kardeşi Afşin bir evde, kuzenleri Demet ile Bender hemen yanındakinde... Yaklaşan bayramın heyecanıyla başlayan kitap, gerçekten de iki kardeş ailenin, zaman zaman büyükbaba ve büyükannenin de katılımıyla birlikte geçirdiği “hâlleri” aktarıyor okurlara. Birbirinin ardına takılıp gelen öyküleri Damla’nın dilinden okuyoruz. Bayram geçer, yaz tatili biter, okullar açılır; iki afacan Afşin ile Bender’in yaramazlıkları, Damla’nın Demet ile işbirliği, annelerin, babaların komiklikleri sürer gider. Piknikler, yeni yıl kutlaması, veda partileri, bayramlar, dersler, afacanlıklar, cezalar, lunapark eğlencesi, tiyatro gezisi derken öyküler de su gibi hızla son sayfaya doğru akıverir. Kimi öykülerde Damla’nınki gibi kocaman bir aile içinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Yaşamla ilgili küçük ipuçlarının serpiştirildiği öyküler bu kitapla bitiyor ama belli mi olur, belki Damla bize bir sonraki yılın hâllerini de anlatır. Dünyayı Değiştiren Olağanüstü Kadınlar / Yazan ve Resimleyen: Kate Pankhurst / Çeviren: Hilal Dikmen / Büyülü Fener / 2018 / 32 s. / 5+ Yüzyıllarca erkek egemenliğinin baskısıyla eve tıkıldılar, yaptıkları buluşlara, gerçekleştirdikleri başarılara erkeklerin sahiplenmesine göz yummak zorunda bırakıldılar. Ama bu baskıya karşı koyan ve kadınların gücünü dünyaya kanıtlayan cesur kadınlar da var. Son zamanlarda, çağımıza yön veren olağanüstü kadınları tanıtan kitaplarla karşılaşıyoruz. Yoksa kadınların gücü yeni yeni mi fark ediliyor? Bu kitap, kadınların olağanüstülüğünü ortaya koymaktan çok, hayallerinin peşinden gitme cesaretini alkışlamak için hazırlanmış. Kimler yok ki… 1811’de yayımladığı romanın yazarı olduğunu gizlemek zorunda kalan Jane Austin, Manş Denizi’ni bir uçtan bir uca yüzen, üstelik rekor kıran Gartrude Ederle, modaya yepyeni bir bakış getiren Coco Chanel, biliminsanı Marie Curie, pilot Amelia Earhart ve diğerleri. Eğlenceli resimler, mizahi anlatım… Zevkle okunan bir kitap. Son sayfada sizi çok ama çok önemli bir soru bekliyor. Yanıtını verebilir misiniz? Beni Yine de Sever misin? / Catherine Leblanc / Resimleyen: Êve Tharlet / Çeviren: Çiğdem Şehsuvaroğlu / Meav Yayıncılık / 2018 / 28 s. / 5+ Beni Yine de Sever misin?, adından ve kapak resminden anlaşılacağı gibi bir sevgi öyküsü. Küçük yavru ayı oynarken ceketini yırtar. Annesinin yanına gider. Üzülmüştür ve annesinin ona kızacağını sandığından biraz da endişelidir. Annesi ceketini onarırken yavru ayı yaptığının kötü bir şey olduğunu ve annesinin onu hâlâ sevip sevmediğini sorar. Annesinin yanıtı bellidir: “Sevmez olur muyum, tabii seviyorum” (s. 4). Ama bu yetmez ki yavruya. Yaramazlık yaptığında, uzaklara gittiğinde, eşyalara zarar verdiğinde annesinin onu sevip sevmeyeceğini merak eder. Sizce annenin yanıtı nedir bu sorulara? Koşulsuz sevgiyi anlatan sıcacık bir öykü… Herkese bol kitaplı ve sevgi dolu günler dileriz. Dedem Nerede? / Hanzade Servi / Resimleyen: Berk Öztürk / Altın Kitaplar / 2018 / 143 s. / 9+ Sorgun Talha’nın dedesi 17 Eylül 2016’da aniden ortadan kaybolur. Aynı gün en sevdiği çorapları makineden çıkmaz ve kardeşi de ona “Döviz Çıpası” der. Elbette bunların hiçbiri dedesinin kaybolması denli önemli değildir. Ama evdeki hiç kimse yani Sorgun’un anne, babası ve kardeşi Sonat bu duruma oralı olmaz. Gerçi Sonat olanı biteni anlayacak yaşta değildir. Annesi bankacı olan çocuk, her gün onunla bankaya gittiğinden neredeyse tüm bankacılık terimlerini öğrenmiştir ve henüz anne, baba, mama, dede diyemeden mesela “arbitraj” der. Sorgun’un dedesi deneylere, icatlara, hayvanlara, doğaya çok meraklı ve duyarlı biridir. Eşi öldüğünden beri kızı ve damadıyla yaşar. Odası olağandışı bir şekilde dağınıktır. Onun aksine, Sorgun’un anne ve babası düzen takıntılıdır. Yaşlı adamın evden aniden yok oluşunu hiç dert etmezler. Buna çok kızan Sorgun, arkadaşı Mehmet Ali ve şehirdeki acar gazeteci Can ile birlikte olayı çözüp Dahiyar Bey’i aramaya koyulur. “Dahiyar”, yani “Dahi İhtiyar”ın kısaltılmış hâli, Sorgun’un dedesinin lakabıdır. Pes etmeyen Can ve Sorgun, aramalarını sürdürür, sonunda yaşlı adamın izine rastlar. Ama acaba kendisine ulaşabilecekler mi? Sakın hasta olmasın Sorgun’un dedesi… Ya başına korkunç bir şey geldiyse… Peki ama Sorgun’un anne ve babası niye bu kadar kayıtsız davranıyor? Sorgun’dan gizledikleri ne var acaba? Sorgun ve Can’a katılıp yaşlı adamı bulmaya hazır mısınız? İyi okumalar! n KONUK HARFLER ‘Çocuklara ve Büyüklere Masallar’ Üstün Dökmen, 1964 İstanbul doğumlu olup romanları, inceleme ve araştırma yapıtlarıyla tanınır. Ayrıca şiir kitapları, tiyatro oyunları ve çocuk kitapları bulunan yazar, yeni kitabının önsözünde masallarla ilgili bilgiler verirken anonim ve yazarı belli olan masalları karşılaştırıyor. Üstün Dökmen HASAN AKARSU K itapta dokuz masal vardır ve hepsi ders verici niteliğinde. “Küçük Matruşka Nereye Gitti”de, matruşka bebekler konuşturuluyor. Ayçaların evinde 56 tahtadan bebek vardır. İç içe oldukları için tek bebek olarak görünürler: Bada, Meli, Cana, Kaya, Mini. Ayça, on yaşındadır, mandolin ve piyano çalar. Annesi Aysu, beş yaşındaki Mini bebek evden kaçınca ilgilenir. Kardeşler kıskançtır, kimileri bebeğin kaçmasına sevinir. Ailede ise bir suçluluk duygusu oluşur. Saksağan, penceredeki Mini’yi kaparak yuvasına götürmüştür. Yuva, başka oyuncaklarla doludur; düğme, yüksük, saç tokası vb. Mini, saksağandan evine götürmesini ister. Bilge Baykuş, Mini ile arkadaşlarını yönlendirir ve evlerini bulmalarını sağlar. Yazar, her masalın sonunda sorular sorar ve yanıtlanmasını ister. Bu masalın sonunda, anne ve babaların çocuklarla ilgili bir sorun olduğunda paniğe kapıldıklarını anımsatıp bunun doğru olup olmadığını sorar. Küçük matruşka kaybolduğunda birbirilerini suçlamanın doğru olup olmadığını sorar. Çocuklara da yitirdikleri bir şeyin çalındığını düşünüp düşünmediklerini sorup yanıt bekler ve onları da düşündürmeye yönlendirir. Elmalar da soruları bilenlere düşer masaldan. Diğer masalların adları bile ilgi çekici: “Hırsız Saksağan Mahkemede”, “Sümüklüböcek”, “Anasına Babasına Karşı Gelen ve Tükürük Köftesi, Yalnız Ağaç, İnternet Bağımlısı Fil Yavrusu, İnatçı Eşek Anırlı”, “Havcan ve Ailesi”, “Yemek Yemeyen Yavru Sincap”, “Ciğer Yemeyen Miyavcan” ile “Mavcan.” Masalların genel olarak doğa, insan, hayvan ve bitkilerle ilgili sorunları yansı tıyor. Kentleşmenin, saksağanların yaşam alanlarını daralttığını ve onların yeni arayışlara girdiğini gözleriz. Sümüklüböcek, kendisini savunurken hiç de sümüklü olmadığını, insanların yanlış adlandırdığını belirtir. Sözgelimi, “tükürük köftesi” tükürükle yapılmadığı hâlde bu adla anılır. Masalların sonunda, çocuklara ve büyüklere özgüvenin önemi vurgulanıp insanların düşünerek gelişebileceği sezdiriliyor. İnternet bağımlısı fil yavrusu Mohi’nin tabletine düşkünlüğü, annesinin ve babasının uyarıları, tableti yerinde kullanması gerektiği vurgulanırken doğanın ve teknolojinin birlikte kullanılmasının önemi belirtilir. “İnatçı Eşek Anırlı” masalı da eşeğin niçin inatçı olarak adlandırıldığını anlatıyor. Çalışkan, güzel gözlü Anırlı’nın diğer eşekler gibi gözlerinin keskinliğini, tehlikeli bir durum gördüğünde sahibini uyarmak için ayak dirediğini öğreniriz. İnsanların önyargılarının yıkılması gerekir bu nedenle. Dökmen, her masalında, çocukların ve büyüklerin bilgi dünyasını zenginleştirecek açıklamalarda bulunuyor. Ağaç ve bitki adlarını ne denli bildiğimizi sorgularken onların özelliklerinden de söz eder. Gürgen, dişbudak, sedir ağaçları bunlardan birkaçı. Çocukları kendi aralarında uzlaşmaya yönlendirir. Yemek yemeyen çocuğun üzerine gidilmesinin yanlışlığını vurgular. Çocukların özgürlük isteğinin hak ve her şeyin aşırısının zararlı olduğunu anımsatır. Çocuklara ve Büyüklere Masallar, her ailenin okuması gereken bir yapıt. n Çocuklara ve Büyüklere Masallar / Üstün Dökmen / Doğan Kitap / 130 s. KITAP 1530 Ağustos 2018