Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tanpınar’ın dostu Doktor Tevfik Sağlam Paşa Türk edebiyatının ünlü pek çok kaleminin İstanbul’un ünlü hekimleri ile dostluğu, arkadaşlığı vardır. Bu arkadaşlık ve dostluk âdeta o yazarın sağlık işlerinin düzenlenmesinin ötesine geçmiştir. Bu şöhretli edebiyat, kültür insanlarının yanında bulunan doktorlar bu yazarların, kişilerin âdeta çırağı, onların takipcisi ve destekleyicisi olmuştur. Ü nlü akliye, asabiye doktoru Rahmi Duman, Neyzen Tevfik’in koruyucusu ve kollayıcısıdır. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Kazım Gürkan, ünlü tarihçi İbnülemin Mahmud Kemal’in hamisi gibidir. İç hastalıkları hocası Ord. Prof. Dr. Muzaffer Esad Güçhan, hem İbnülemin’in hem de Yahya Kemal’in meclisinden ayrılmayan, onların sağlık sorunları ile sürekli ilgilenen bir hekimdir. Osmanlı döneminin şöhretli göz doktorlarından Müderris Esat [Işık] Paşa, Şair Tevfik Fikret’in en yakınlarındandır. Cerrahpaşa Hastanesi Psikiyatri Bölümü hocalarından Prof. Dr. Ayhan Songar’ın, farklı görüşlerde olmalarına rağmen Rıfat Ilgaz’a tedavisi konusunda büyük iyiliği dokunduğu nu Aydın Ilgaz Ağabey’den biliyoruz. TANPINAR’IN MEKTUPLARI VE GÜNLÜKLERİ HekimYazar dostluğuna en güzel örneklerden biri de Ord. Prof. Dr. General Tevfik Sağlam Paşa ile Ahmet Hamdi Tanpınar’ınki. Bu dostluğun ne zaman başladığına dair net bir tarih verememekle birlikte her iki ismin yaşlılık dönemlerinde daha yoğun bir hâl aldığı kesin. Yine bu dostluğun içinde ayrılmaz bir parça olarak Hasan Âli Yücel bulunur. Yücel, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Tevfik Sağlam Paşa’nın son yıllardaki en büyük dostlarından, evlerinin müdavimlerindendir. Hasan Âli Yücel 1943’te boş bulunan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne Maarif Vekili sıfatıyla Tevfik Sağlam Paşa’yı önermiştir. Aynı gün, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından onaylanan bu öneri üzerine Tevfik Sağlam üç yıl sürecek rektörlük görevine başlamıştır. Tanpınar’ın en önemli dostlarından biri olan Tevfik Sağlam Paşa’ya imzaladığı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. Tevfik Sağlam Hasan Âli Yücel ile var olan bu dostluk, Yücel’in yakın arkadaşı Tanpınar’la gelişmiş ve her iki arkadaş, Tevfik Sağlam Paşa’nın evinde toplanıp ziyafetlere katılmak, bezik oynamak gibi yakın ilişki içerisinde olmuştur. Bunun izlerini Tanpınar’ın Hasan Âli Yücel’e yazdığı mektuplarda takip etmek mümkün (Tanpınar’dan Hasan Âli Yücel’e Mektuplar, Hazırlayan: Canan Yücel Eronat, İstanbul, 1997, s. 37). Tanpınar, 1 Temmuz 1961’de kaleme aldığı bir mektupta şöyle yazar: “Âliciğim Dün Tevfik Sağlam Paşa’ya uğradım. Zavallı hasta. Daha doğrusu nekahat devrinde. Koridorda yedi yüz adım yaptığını bana müjdeledi. “Henüz zayıfım” diyor, “fakat yaza doğru kendime geleceğim.” Hülasa niyeti bozuk. Sen geldiğin za man bezikte ve içki sofrasında canımıza okumaya hazırlanıyor. Çok üzülmüştüm. Bereket versin tatsızlığı fazla ileriye götürmedi. Senden çok bahsettik.” Yine bir başka mektupta Tanpınar, Yücel’e “Paşa’yı görürsen hürmetlerimi söyle. Ona bugünlerde bir kart göndereceğim, ayıp oldu” der. BEZİK VE SOFRA ARKADAŞLARI Yücel ve Tanpınar, Doktor Tevfik Sağlam Paşa’nın yaşamının son yıllarında sıkça görüşür, onun evinde kalır. Tanpınar günlüklerinde, “Paşa” kısaltmasıyla Tevfik Sağlam Paşa’dan söz edip onun evinde kaldığını yazar. Hasan Âli Yücel de Doktor Tevfik Sağlam’ın evinde misafir olarak kaldığı sırada hastalanıp ölmüştür. Ahmet Hamdi Tanpınar hakkında, ölümünden sonra Vatan gazetesine yazdığı yazıda “Ölümünden birkaç gün önce Havhet’te rastlamıştık. Ayaküstü son romanından konuştuk. Eli elimde: Dün gece sizinkilerde idim dedi. Bezik oynadık. Tevfik Sağlam Paşa, Hamit Nafiz, İlhami Bey. Yedi buçuk liralarını aldım. ‘Üzülmüşlerdir’ dedim. Güldü. Başını salladı. Sonra yine eli elimde, ‘Yahu ne temiz ve pürüzsüz, ne berrak insanlar’ dedi. Onların yanında kendime bakıyorum da. Ne Şarklı olduğumu anlıyorum” diyerek Tanpınar, Yücel ve Tevfik Sağlam Paşa ilişkisini bilmeyerek vurgular. Bu üç bezik ve sofra arkadaşı peş peşe ölürler. Dünyadan ilk ayrılan Hasan Âli Yücel olur; 26 Şubat 1961’de Paşa’nın evinde, sonra Ahmet Hamdi Tanpınar 24 Ocak 1962’de, 11 Temmuz 1963’te ise Doktor Sağlam Paşa dünyaya veda eder. Tevfik Sağlam da Yücel gibi Cağaloğlu Süreyya Hidayet Paşa Apartmanı’ndaki dairesinde ölür. Tanpınar’ın son yıllardaki en önemli dostlarından biri olan Tevfik Sağlam Paşa’ya, 1961’in 1 Ocak günü Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü, “Aziz ve muhterem Tevfik Sağlam Paşa Hazretlerine en derin hürmetler, bağlılıklar ve en halis saadet dilekleriyle” şeklinde ithaf edip imzalaması, “Kitap 1960 sonunda mı basıldı?” sorusunu akla getiriyor. n Hasan Âli Yücel 14 14 Haziran 2018 KITAP