10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FUAT SEVİMAY’DAN “ÇEVİRİ’BİLİRSİN!” OKURLARA Edebiyatın gizli ‘kahramanlığı’ “Çeviri’Bilirsin!”, ne çeviri üzerine akademik bir ispat çalışması ne de keskin doğrular üzerinden giderek çeviriye bir çerçeve çizme uğraşı. Sadece ve sadece çeviri üzerine düşünen bir çevirmenin, ‘Çeviri nedir, nasıl yapılır?’ sorusuna aradığı yanıtların hınzır hikâyeler aracılığıyla anlatılması... ERAY AK [email protected] F uat Sevimay adını son birkaç yıldır sık duyuyoruz. Bunun en önemli nedeni yazdığı roman ve öyküleri elbette fakat yanına kaleminden çıkmış çevirilerini eklemezsek hem Sevimay’ın yaptıklarını hem de adının öne çıkmasının nedenlerini tam anlamıyla dile getirmiş olmayız. Çevirileriyle özellikle bu yıl dikkat çekti Sevimay; daha doğrusu imkânsız görülen bir çevirisiyle... James Joyce gibi zor bir yazarı, üstelik Finnegans Wake [Sevimay’ın çevirisiyle; Finnegan Uyanması] gibi çevrilmesi çok daha zor bir kitabıyla Türkçeye kazandırdı Sevimay. Talat Sait Halman ve Dünya Kitap çeviri ödüllerine değer görüldü. Konuya dair fikri olmayanlar için küçük bir not: Finnegans Wake, İngilizce yazılmış en zor eserlerden biri kabul ediliyor. Hemen her türlü konu, anlatım ve karakter kalıbını kırarak deyim yerindeyse edebiyatta çığır açtı. İlk parçası yayımlandığından bu yana da akademisyenlerin ve eleştirmenlerin çalışmalarına konu olmaya, üzerine yazılmış sayısız kitapla edebiyat alanında gündem yaratmaya devam ediyor. Türkçenin de dâhil olduğu yaklaşık kırk dilin dağarının birleştirilmesiyle türetilmiş sayısız kelime, söz oyunları, genellikle çokanlamlılık içeren cümleler, hem tarih ve mitolojiye hem de edebiyat ve siyasete uzanan çok katmanlı göndermeler nedeniyle “çevrilemez” sayılan ve bugüne dek yalnızca altı dile çevrilebilen kitap, Fuat Sevimay’ın emeğiyle Türkçede artık. Finnegans Wake’den biraz uzunca bahsetmemin nedeni ise böyle bir kitabı çevirebilmenin sadece çeviri kabiliyeti istemediğini göstermeye çalışmaktan ibaret. Hemen yukarıdaki cümlelerde dile getirilmeye çalışıldığı gibi Finnegans Wake asla kendisinden ibaret bir eser değil ve onu çeviren de sadece çeviri yapmış olmuyor. En başta çeviri üzerine düşünmeyi, dilin kuytu köşelerinde gezinebilmeyi, çevirinin de salt tercümeden ibaret olmadığını en azından kendine ispatlamayı gerektiriyor Finnegans Wake ki Fuat Sevimay, yeni yayımlanan kitabı Çeviri’Bilirsin!’de bu tavrını kendiyle, meraklı okurla ve çeviriyle hemhal olmuş herkesle paylaşmayı deniyor. Deniyor diyorum çünkü Çeviri’Bilirsin!, ne çeviri üzerine akademik bir ispat çalışması ne de keskin doğrular üzerinden giderek çeviriye bir çerçeve çizme uğraşı. Sadece ve sadece çeviri üzerine düşünen bir çevirmenin, “Çeviri nedir, nasıl yapılır?” sorusuna aradığı yanıtların, Sevimay’ın kurmaca tecrübesiyle de birlikte hınzır hikâyeler aracılığıyla anlatılması. İNSAN NE ÇEVİRİRSE ODUR “Çeviri nedir sorusu karşısında akla ilk gelen yanıt, yabancı dildeki metnin dilimize aktarılması ve kazandırılması şeklindedir. Bu yanıta kimsenin itirazı olmaz. Ne var ki bu tanım, yapılan işi bütünüyle karşılamaz. Çünkü aslında dilimize aktarılan, bir metin olduğu kadar metnin yazarı ve yazarın düşünce ikilimidir” aynı zamanda diyor Sevimay. Doğru da diyor... İşte bu noktada kitabın altbaşlığının anlatmaya çalıştıkları desteklenmeye başlıyor: “Edebiyatın Gizli Kahramanlığı Hakkında Notlar”. Kahramanları demiyor Sevimay, “kahramanlığı” diyor. Sürekli “edebiyatın gizli kahramanları” olarak nitelenen çevirmenlerin hiçbir zaman “kahraman” olamayacığının altını çizmek istiyor belli ki. O nedenle de sürecin kendisine odaklanıp kahramanın ya da kahramanların değil kahramanlığın üzerine gidiyor. Bu kahramanlığın aslında çileli bir yolculuk olduğunu ve bu yolculukta sadece kullanılan dilin Fuat Sevimay, roman ve öykü yazarlığının yanı sıra bol ödüllü bir çevirmen. değil çevrilen metnin yazarının da sürece katıldığını, önemli olanın ikisini harman edip bir üslup yaratabilmek olduğunu dile getiriyor Sevimay. Çeviri’Bilirsin! de zaten bu üslup yaratma meselesinin hangi yollardan geçerek gerçekleşeceğine dair bir fikir yürütme çabası bir anlamda. Kitabın en dikkat çeken yanı ise ‘Deneme’ başlığı altında toplanan metinlerin farklı çevirmenlerce dile aktarılması ve bunların Fuat Sevimay tarafından yorumlanarak yol aldıkları güzergâh hakkında meraklıların bilgilendirilmesi. İnsan ne yerse odur diye bir söz vardır. İnsan ne okursa odur diye edebiyat dünyasına “çevirsek” bu sözü itiraz olur mu? Sanmam... ‘Deneme’ başlığı altında toplanan farklı çevirileri gördükten sonra; “İnsan ne çevirirse odur” sözünü de buna eklemek mümkün olacak sanıyorum herkes tarafından çünkü yapılan çevirilerde en dikkat çeken nokta; isimleri belirsiz bu çevirmenlerin kendi dünyalarından meyveler vermesi. Çeviride tek doğru olmaz denir hep; işte Çeviri’Bilirsin!, bu doğruların hangi minval üzre ilerlemesi gerektiği üzerine bir öneriler dünyası vaat ediyor okura. Kitabı tanıtırken şöyle bir ifade kullanılmış: Çeviri yaparken “danışacak bir dost”. Çeviri’Bilirsin!, üslubu ve içeriğiyle bu “dost” nitelemesinin içini çok güzel dolduruyor. n Çeviri‘Bilirsin!Edebiyatın Gizli Kahramanlığı Hakkında Notlar / Fuat Sevimay / hep kitap / 136 s. ‘Aydınlanma’ ışığında... O nur Bilge Kula’nın iki yeni inceleme kitabı yayımlandı. “Doğu’dan Batı’ya Aydınlanma”, Aydınlanma’nın tarihsel gelişimi üzerine bir çözümleme; kitapta, Aydınlanma felsefesi ve insanlığa katkıları, Doğulu ve Batılı on dört filozofun görüşleri ışığında irdeleniyor. “Türkiye’de Aydınlanma ve Atatürk İlkeleri”nde ise Anadolu’daki düşünsel aydınlanma, köklerinden Cumhuriyet devrimlerine kadarki süreçte anlatılıyor. Kula ile kitaplarını Gamze Akdemir konuştu. “Kendi Olmak veya Ol(a)mamak”ın Esen Çamurdan’ın bir önceki çalışması “Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu”nun devamı niteliğinde. Kitapta Melih Cevdet Anday, Sabahattin Kudret Aksal, Oğuz Atay, Sevim Burak ve Haldun Taner’in on bir oyununu ele alan Çamurdan, kitabın başlığı doğrultusunda çok sayıda durum tespitinde bulunuyor. Canan Yükselir’in değerlendirmesi. David I. Kertzer, “Papa ve Mussolini” isimli kitabında; XI. Pius’un geçmişiyle birlikte, ilkin yakınlaştığı Duçe’den daha sonra uzaklaşmasını ve faşizmin Avrupa’da yükselişe geçişini anlatırken Katolik Kilisesi’nin İtalya’da rejimin kaldıracı hâline nasıl geldiğini hatırlatıyor. Ali Bulunmaz yazdı kitap üzerine. Gültekin Emre’nin yeni dizelerinin yer aldığı “Sere Serpe” ve Sina Akyol’la ortak kitapları “Uzaktan Uzağa” okurla buluştu. Ümit Yıldırım, Emre ile kitaplar üzerine söyleşti. Hikâye kitaplarıyla edebiyatımıza yeni bir soluk getiren Cafer Hergünsel bu defa bir romanla çıktı okurların karşısına: “Sarı Zarf”. Volkan Hacıoğlu tanıtıyor Hergünsel’in romanını. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 317 Mayıs 2018 [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle