10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TRISTRAM HUNT’TAN “FRAKLI KOMÜNİST” Amaca giden yolda frak giymek Marx’ın yoldaşı, fikirlerinin şekillenmesine ve somut olarak ortaya dökülebilmesine belki de en çok yardımı dokunan Engels’in, Marx’ın “gölgesinde” kaldığı düşünülmeden yaşamına, mücadelelerine ve yaptıklarına bakmak, Marksizmin anlaşılmasına yardım edebilir. Tristram Hunt’ın yazdığı “Fraklı Komünist: Friedrich Engels’in Devrimci Hayatı” bu anlamda oldukça hacimli ve kapsamlı bir çalışma. PÜREN MUTLUTÜRK MERAL T arihsel olayları değerlendirmek ve çözümleyebilmek, bilgi ve yöntem birliği yanında, süreç içerisinde yer almış ve genellikle kişisel tarihleriyle de sürece yön vermiş karakterlerle ilgili bilgi sahibi olmayı da gerektirir. Bu anlamda olaylara yön veren veya bir şekilde etkide bulunan, doğrudan olgusal ya da teorik bir katkı sağlamış kişilerin özyaşamöyküleri hakkında fikir sahibi olmadan, yapılan her yorum ve değerlendirme eksik kalacaktır. Bu yüzden, gerek ülke gerek dünya tarihinde yer etmiş isimlere ait biyografi ya da otobiyografi çalışmalarında bir artış söz konusu. BABAYA KARŞI ÇIKIŞ Siyaset bilimi literatürü ve dünya tarihinde ideolojilerin tartışılması büyük yer kaplar. Bütün “izm”ler hâlâ farklı tartışma alanlarına sahne olsa da geçmişte ve bugün “beklenen devrim”e dair yürütülen fikirlere bakıldığında, Marksizm tartışmalı olduğu kadar önemli bir yere sahip. Marksist gelenek, sadece isim babası Marx’a atıfta bulunmayıp onun yoldaşı Engels’in varlığını da göz ardı etmiyor. İşte tam da bu noktada Marx’ın yoldaşı ve fikirlerinin şekillenmesine ve somut olarak ortaya dökülebilmesinde belki de en çok yardımı dokunan Engels’in, Marx’ın “gölgesinde” kaldığı düşünülmeden yaşamına, mücadelelerine ve yaptıklarına bakmak, Marksizmin anlaşılmasına yardım edebilir. Tristram Hunt’ın yazdığı Fraklı Komünist: Friedrich Engels’in Devrimci Hayatı bu anlamda oldukça hacimli ve kapsamlı bir çalışma. Yazar, önsözde de belirttiği gibi komünizmin baş mimarlarından biri olarak nitelendirdiği Engels’in popüler bellekten silindiğini düşünüyor. Aslında bu noktada yazara hak ver memek pek mümkün değil, zira hem Marksist gelenekte hem de popüler kültürde gerçekten de atıf ve ithaflar genelde Marx’a yönelir ve Engels sadece “Marx’a sadece yardımı dokunmuş bir insan” durumuna indirgenir hafızalarda. Bu biyografi çalışmasıyla yazar, bir nevi Engels’e hakkını vermeye çalışıyor. Ayrıca kendisinin de vurguladığı gibi birtakım ideolojik çevrelerce yirminci yüzyıl MarksistLeninist aşırılıklardan Engels’in sorumlu tutulmasını kabul edemediği için artık kendisini savunma şansı olmayan Engels’i kalemiyle savunmak istemiş. Ancak Engels’in çocukluğu ile başlayan çalışmasında, yazarın Engels’i salt bir olumlama çabası içine girmediğini de söylemek gerek. Ona göre bu biyografinin amacı “kendi tarihini yapan ve bizlerin tarihini şekillendirmeye devam eden bir adamın bu tür tutkularını ve arzularını, kişisel nefretlerini ve bireysel kaprislerini hatta itici güçlerini ve tarihsel nedenlerini çözmek”. Engels’in, aslında çocukluğun Karl Marx Friedrich Engels Mihail Bakunin Friedrich Engels’in üniversite sıralarında Mihail Bakunin ile temaşa etmesi ya da sonradan yoldaşı olacak Karl Marx ile ilk karşılaşması da yansıyor kitaba. dan itibaren tüm hayatını ve yönelimlerini şekillendiren olayları çalışmada bir bütünsellik içerisinde takip edebiliyoruz. Prusya’nın küçük ve muhafazakâr bir şehrinde, bir burjuva çocuğu olarak dünyaya gelen Engels’in ilk mücadelesi, maruz kaldığı bu yaşama ve onun temel savunucusu babasına karşı. Çocukluğundan itibaren babasının “yoldan çıkma ihtimali yüksek” diye tanımladığı oğlunu meşgul etme gayesiyle sürekli çeşitli işlerde çalışmaya göndermesinin, Engels’in tüm hayatını vakfedeceği ideolojiye adadığını görmek, okur olarak bu bağlamda en çok etkilendiğim noktalardan biriydi. Zira, Engels’in kitapta da yer verilen alıntılarından anlaşıldığı üzere, fabrikatör ailenin oğlu olarak çalıştığı fabrikada işçilerin maruz kaldığı durumları içselleştirerek yola çıktığını görüyoruz. KOMÜNİSTLEŞEN BURJUVA ÇOCUĞU Hayatın ya da tarihin cilvesi denilebilecek bu tip durumlar, bir insanın hem kendi tarihini kaleme almasına hem de tarihimizi yazmamıza olanak sağlarken bu nitelikteki insanların bir araya gelmesinin tesadüfî olmadığını da gösteriyor. Örneğin, Engels’in üniversite sıralarında Bakunin ile temaşa etmesi ya da sonradan yoldaşı olacak Marx ile ilk karşılaşması gibi... Ancak dönemin ruhu ve konjonktür de adını tarihe yazdıracak bu insanları ciddi şekilde etkiliyor. Bu anlamda da Marx ile beraber 1848 Devrimleri’ne bizzat tanık olması ve benzer bir devrimin Almanya’da da gerçekleşebilme düşüncesini taşıması, önemli itici güçlerden biri olarak karşımızda. Engels, burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmeyi kendisi seçemese de hayatının geri kalan kısmında bu burjuva hayatını kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı bilmiş. Yani dışarıdan bakıldığında belki de dezavantajlı görülebilecek bir olguyu, tarihin en büyük hamlelerinden biri hâline getirebilmiş: Sırf Marx’ın Kapital’i bitirebilmesi için çalışmaya devam etmiş ve Marx’a mali destek sağlamış. Çalışmada, Engels’in işindeki son gününde yaşadığı mutluluğu Marx’ın kızının ifadeleri üzerinden okuma şansı buluyoruz. Tarihteki önemli gelişmelerinin öznesi durumundaki büyük karakterler, hiçbir zaman tek başına var olamıyor. Gerek acı tatlı tesadüfler, geçmişten gelen handikaplar gerek seçimler, hem bireysel hem de toplumsal tarihleri etkiliyor. Engels de bunun en somut ve güzel kanıtlarından biri; “Bizim” Fraklı Komünist! n Fraklı KomünistFriedrich Engels‘in Devrimci Hayatı / Tristram Hunt / Çeviren: Işıl Eliçin, Mehmet Ratip/ İletişim Yayınları / 390 s. 10 17 Mayıs 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle