10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MAYIS 2018 CAFER HERGÜNSEL’İN ROMANI ‘Sarı Zarf’ın hikâyesi Hikâyeleriyle edebiyatımıza renk getiren Cafer Hergünsel, bu defa bir romanla çıkıyor okurların karşısına: “Sarı Zarf”. Edebiyat Eleştirisi, 399 sayfa Süha Oğuzertem’den bir “itirazlar toplamı” Sorgulanmadan öğretilene, söylenegelene, tekrarlana tekrarlana geleneğe dönüşene güvensizlikle işe başlıyor Süha Oğuzertem. 1990 ile 2014 arasında yayımlanan, 10 yazar hakkındaki 16 incelemeden oluşan bu kitap bir “itirazlar toplamı”. “Acaba öyle mi” sorusunu şiar edinerek, hem edebiyatın geneline dair hem de yazarlar özelindeki yerleşik yargılara karşı çıkıyor. Psikanalizden feminizme, etikten ekoeleştiriye, Marksizmden (post)modernizme kuramı ihmal etmeyen, yakın okuma yöntemine daima sadık kalan ama varacağı yerin u u sabit kuramsal çerçevelerle çizilmemiş bir yolculuk bu. Tıpkı edebiya an beklendiği gibi, eleştirinin de “başkasının yerini almaya değil, başkalarına ilişkin farkındalığımızı yükselterek kendimiz olmaya özendirmesi”nin yolunu açıyor Oğuzertem. www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin VOLKAN HACIOĞLU İ nsan yaşadığı yere benzer, demiş şair. Bazı yazarlar da yaşadıkları yerlerle özdeşleşir. Emirgân’ı hikâyelerinde yaşatan Cafer Hergünsel de bu yazarlardan. Mekânın ve zamanın ruhu Hergünsel’in satırlarında farklı bir ses ve hayat kazanır. Bildiğimiz sokaklar, caddeler, evler ve yollar onun adımlarıyla bambaşka renklere bürünür. Sanatın estetik hakikati, sokağın sesi ve havasıyla akar kâğıtlara. Doğan Hızlan, Karalama Defteri’ne “Artık Emirgân da Cafer Hergünsel’le, Sait Faik’in Burgazadası gibi yazarı olan semtler arasına girmiştir,” diye not düşecektir. Hikâye kitaplarıyla edebiyatımıza yeni bir soluk getiren Hergünsel bu defa bir romanla çıkıyor okurların karşısına: Sarı Zarf. Modern anlatı tekniklerinin birçoğunu içeren özgün bir yapıt Hergünsel’in kaleminden çıkan. Eğitim sisteminde karşılaşılan kimi aksaklıkların konu edildiği romanda insanî boyut her yönüyle öne çıkıyor. Kişinin modern yaşamda karşılaştığı olumsuzluklar, toplumsal hayatın bir parçası olan “çatışma kültürü” içerisinde çetrefilleşerek dramatik bir ton kazanıyor. Devlet dairelerinde bürokrasinin ağır işleyişi daha çok Sovyet Rusya yazarları tarafından konu edilmiş ve bu alanda özellikle modern Rus yazarlar klasikleşen eserler vermiştir. Dünya klasiklerinin evrensel bakış açılarından insanlık komedyasının trajikomik noktalara kadar varan yönleri, edebiyatın ışığı altında net bir şekilde serilir okurların gözleri önüne. Cafer Hergünsel de bu klasik ve evrensel gelenekten hareketle modern dönemin edebî tarihine 2000’lerden bir kesit sunuyor romanında. TOPLUMSAL BİR VAR OLUŞ Romanın psikolojik atmosferinde insan doğasının karanlık yönleri Hobbes’cu bir tablo çerçevesinde çıkıyor karşımıza. Bireyin toplum içerisinde kendine bir yer açabilmek için verdiği haklı mücadele zamanla toplumsal bir var oluş anlayışına dönüşüyor. İyi ile kötü, doğru ile yanlış, ya lan ile gerçek iç içe geçiyor. Hikâyenin zamanı her ne kadar 2000’ler olsa da, insana dair temel konularda birçok şeyin değişmediğini ve değişmeyeceğini görüyoruz bu anlatıda. İki bölümden oluşan roman, akıcı bir anlatımla ilerliyor. Her bölüm alt başlıklarla pasajlara ayrılmış. Üniversite hayatının zorluklarını bizzat gözlemleme fırsatı bulan hikâyecimiz ironi öğesini ustalıklı biçimde serpiştiriyor satırların arasına. Yazışmalar, görüşmeler, raporlar, evraklar arasında bir koşturmacadır gidecektir. Okurlar yazarla çoğu zaman yer değiştirir bu koşturmaca içerisinde. Kendimizi roman kahramanının yerine koymakta bir an bile tereddüt etmeyiz. Sanki biz yazdırıyoruzdur Sait Faik’in “mahkeme kapısı”nda o dilekçeyi arzuhalciye. Sanki işinden atılmaya çalışılan kişi bizden başkası değildir. Küf kokulu koridorlarda beraber dolaşırız “En Yetkili”nin huzuruna çıkmadan önce. ADSIZ KAHRAMAN Roman kahramanının bir adı yoktur. Anlatıcı olarak bütün roman boyunca sesini kulaklarımızda duyarız, yüzünü göremesek de kim olduğunu biliriz. Karakterlerin psikolojik çözümlemelerine olay örgüsü içerisinde yer verilirken fiziksel özelliklerinin betimlemelerine fazla değinilmez. Öyle ki her karakter herkesin bir parçası olduğu bir bütünlük içerisinde kurgulanır. Bazen de başkahraman, yazara doğrudan doğruya seslenir. Okurlar mıdır yoksa yazara bu şekilde seslenen? “Bazen bir akordeon sesi dünyayı değiştirir,” derken aynı zamanda bir şair kumaşının da olduğunu anlarız hikâyecimizin. Çınaraltı’nda, Rıfat’ın kahvesinde oturuyor. Hava rüzgârlı da olabilir, güneşli de. Mevsim sonbahar da olabilir, ilkbahar da. Hiç fark etmez. Ama illaki bir hüzün vardır ortalıkta. Hadi gelin yanına gidelim. Beraber bir çay içelim. Ve bir hikâye dinleyelim. Yaşamı güzelleştirmeye biz de katılalım! n Sarı Zarf / Cafer Hergünsel / Artshop Yayıncılık / 192 s. 16 17 Mayıs 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle