05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNKIDtaEpKİLER Son Kadeh / Zabel Yesayan / Çeviren: Mehmet Fatih Uslu / Aras Yayıncılık / 120 s. Zabel Yesayan’ın 1916’da kaleme aldığı ancak 1924’e kadar saklı kalan novellası “Son Kadeh” (Verçin Pajagı), eleştirmenlere göre yazarın en güçlü eseri ve kendi dönemi açısından da bir hayli cüretkâr. Novella, metnin kahramanı Adrine’nin “yasak aşk”ı Arşag’a yazdığı notlardan oluşuyor. Bu notlarda “yasak aşk”ına kendisini tüm çıplaklığıyla anlatmayı deneyen ve bunun için en utandığı şeylerle dahi yüzleşmeyi göze alan Adrine, geçmişine bakıp kendisi ve evliliğiyle hesaplaşırken “aşk”ın ne olduğunu kavramaya çalışıyor. Saf Değiştiren / Siegfried Lenz / Çeviren: Ayşe Sarısayın / Can Yayınları / 272 s. Yıl 1944, İkinci Dünya Savaşı’nın son yazı. İzinden dönen asker Walter Proska, yolda küçük bir birliğe rastlar. Ordunun unuttuğu bu birlikte, yakıcı güneşin ve partizanların bitmek bilmeyen saldırıları altında Proska’nın arkadaşları ölümü arzulayan, deliliğe sığınan askerler hâline gelir. Savaşın emirkomuta zincirine dayanan kırılmaz döngüsü Proska için yavaş yavaş anlamını yitirirken bambaşka sorular kendini dayatır: İnsan görev uğruna vicdanını susturmalı mıdır?.. Söz Simyacıları / Ayhan Bozkurt / Everest Yayınları / 136 s. Yedi söz simyacısı: Melih Cevdet Anday, Attilâ İlhan, Ece Ayhan, İlhan Berk, Can Yücel, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Metin Altıok... Şimdi bu dünyada olmayan ama yazdıklarıyla insanlara ilham vermiş, yazdıklarıyla yaşayan yedi “söz simyacısı...” Ayhan Bozkurt kitabında; portre türünü, hatıralarla harmanlayıp yeni bir “anlatı” tekniğine başvuruyor. Bu yedi büyük şair, bu metinde kanlı canlı yaşıyor; bize, sözlerinin asla bitmeyeceğini bir daha anımsatıyorlar bir daha. Kavuran Soğuk / Wolfgang Schorlau / Hulki Demirel / İletişim Yayınları / 220 s. Alman ordusunun Afganistan’daki “görevinden” dönüşte travma sonrası dağınıklık yaşayan, öfke nöbetleriyle saldırganlaşan, psikiyatrik tedavi gören bir gedikli başçavuş, ortadan kaybolur. Askerin eşi, özel dedektif Georg Dengler’den yardım ister. Başçavuşun polisçe de arandığı ortaya çıkar. Ordu, kayıp askerini aramakla pek ilgilenmiyor gibidir. O ara, esrârengiz cinayetler de işleniyordur. Bu karanlık vakanın arka planında, dönüp dönüp Afganistan’da “aslında” neler olduğuna bakıyor roman. Kuytu / Carys Davies / Çeviren: Yasemin Akbaş / Yüz Kitap / 134 s. Kahramanlarının karanlıkta kalmış yanlarını bütünüyle aydınlatmadan, söylenmemiş sözler bırakarak anlatan Davies’in öyküleri, karlar altındaki Sibirya’dan Avustralya kırsalına, Viktorya dönemi Britanyası’ndan günümüz ABD’sine dek, zaman ve mekân bakımından hayli geniş bir uzamda geçiyor. Gücünü, olay akışının öngörülemezliğinden alan Davies’in öyküleri, çekildiğimiz ücralarda yaşamaya çalışırken başka hayatlar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi ifşa ederek okuru sadece mekânın değil, insanın, ailenin ve toplumun kuytularına da götürüyor. Zihnin Ucu Bucağı / Riccardo Manzotti, Tim Parks / Çeviren: Özde Duygu Gürkan / Metis Yayınları / 168 s. Bilinç nedir ve nerededir? Beynin içine baktığımızda bilince benzer bir şey göremiyoruz, buna rağmen egemen görüş bilincin “kafamızın içinde” olduğu yönünde. Filozof ve robotik mühendisi Riccardo Manzotti ise bu egemen “içselci” görüşün insanları ayrıcalıklı bir konuma yerleştirerek doğanın geri kalanından ayırdığını ve dünyaya yabancılaştırdığını öne sürüyor. “Zihnin Ucu Bucağı”nda yer alan diyaloglarda, roman ve denemelerinden tanıdığımız Tim Parks, Riccardo Manzotti ile bilince dair bu sıra dışı teorisinin detaylarını konuşuyor. Akıntıya Kürek / Yücel Erten / Doğan Kitap / 336 s. Türkiye’nin ilk diplomalı tiyatro yönetmeni Yücel Erten, “Akıntıya Kürek” adını verdiği kitapta anılarını, sanatı, sanatçıyı anlatıyor. Mesleğinde yarım asrı geride bırakan Erten, Konservatuvar yılların dan başlayarak Devlet Tiyatroları deneyimlerini, yurtdışındaki eğitiminin ona kattıklarını ve sahneye koyduğu her yeni oyunda yaşadıklarını okurlarla paylaşıyor. Sadece Yücel Erten’in değil Türk Tiyatrosu’nun da anıları var bu kitapta. Erten, dünü dürüstçe, sözünü esirgemeden ve yargılamadan anlatıyor. Türk Sineması 18951939 / Süleyman Beyoğlu / Dergâh Yayınları / 486 s. Süleyman Beyoğlu, sinemanın dünyada doğup Osmanlı topraklarına girdiği yıllardan, 1939’a kadar Türkiye’de sinemanın sergüzeştini değişik boyutlarda inceliyor. Arşiv belgeleri üzerine kurulu eser, pek çok yeni belge ve bilgiyi sinema tarihi alanına kazandırıyor. Beş bölümden oluşan çalışmanın dikkat çekici bir başka yönü, sinemacılıkla uğraşan kurumlara ve sinema şirketlerine ayrıntılı yer vermesi. Beynin Tanrıdır / Timothy Leary / Çeviren: Burcu Denizci / SUB Yayın / 80 s. Timothy Leary, özet teolojisi olan “Beynin Tanrıdır”da, LSD seansına nasıl hazırlanılacağını, ego kaybının nasıl kucaklanacağını, fiziksel belirtilerle nasıl baş edileceğini, Taoist tecrübenin nasıl zihne sokulacağını, psikedelik uzmanların nasıl değerlendirileceğini, nasıl psikedelik bir kılavuz olunacağını, psikedelik dualardan nasıl zevk alınacağını, zihnin nasıl açılıp nasıl uyum sağlayacağını ve nasıl bırakılacağını anlatıyor. Horasan Kürtleri / Selim Temo / Alfa Yayınları / 718 s. Selim Temo, “Horasan Kürtleri”nde; Almanca, Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Kürtçe (Kurmancî, Soranî, Zazakî), Rusça ve Türkçe kaynakları bir araya getirip Aramî, Kiril ve Latin harfleriyle yazılmış metinleri buluşturuyor. Yazar, sayfaları yüzyıllardır açılmamış elyazmalarını, dili ve sözcükleri yasaklanmış şairlerin karaşın şiir defterlerini, birer gölge gibi yaşayan bilgelerin sözcüklerini, ışıklı giysileriyle İran’ın yas rengini bahara çeviren kadınların sesini derlerken ‘Horasan’da yaşayan Kürtler oraya neden gitti?’, ‘Kimler bu göçe katıldı?’, ‘Neden geri döndüler?’, ‘Neden dönemeyenler oldu?’ ve ‘Bu göçün anıları nereye kadar gerçek, nereye kadar efsane?’ gibi sorulara yanıtlar arıyor. Yaşlılığın Gücü / François Villa / Çeviren: İrem Göksu Yedek / Bağlam Yayıncılık / 280 s. “Ölümün yaşlanmanın sonucu değil, bu sürecin durması olduğunu kavramam, kliniğe bakışımı değiştirdi ve tedavide teknik olarak nasıl konumlandığımı belirledi. Biraz daha ileri giderek, ölümün, artık yaşamaya devam etmek için yaşlanamadığımızda ortaya çıktığını öne süreceğiz. Yaşlanmak bu bakımdan, canlının, evrim sırasında, hemen ölmemek için edindiği bir beceridir, kişinin hayatta kalmak için yaptığı bir icattır.” François Villa, “Yaşlılığın Gücü”nde bu olgunun ve kavramın yapısökümüne girişiyor. Yaşlanma ve Yaşlılık: Disiplinlerarası Bakış Açıları / Yayına Hazırlayan: Alan Duben / İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları / 208 s. Günümüzün ve geleceğin yaşlıları kimlerdir? Günümüzde ve gelecekte yaşlanmanın ve yaşlı olmanın zihinsel, bedensel ve toplumsal özellikleri nelerdir? Yaşlıları nasıl tanıyoruz, onlara nasıl davranıyoruz? Yaşlıların daha genç yaş gruplarıyla ilişkileri nasıl tanımlanabilir?.. Alan Duben’in yayına hazırladığı kitapta nöroloji, psikoloji, demografi, sosyoloji, hukuk, ekonomi, medya çalışmaları, yeni teknolojiler ve sosyal politika perspektiflerinden, Türkiye ve dünyadan örneklerle yaşlılık ve yaşlanma ele alınıp irdelenip sorulara cevap aranıyor. Aykırı Cinsellikler / Kıvanç Tanrıyar / Ayrıntı Yayınları / 352 s. Kıvanç Tanrıyar’ın “Aykırı Cinsellikler”i, “heteroseksüel arzu” gibi bir alt başlığın olduğunu varsayan bir anlayışla kaleme alınmamış bir kitap. Tanrıyar, genel olarak “olma” ve “sahip olma” eksenindeki bütün enerjilere normatiften sapma ölçüsünde yer verirken bu işleyişleri, heteroseksüelliğin de yer aldığı bir arzu skalasındaki çeşit gibi ele almıyor. Bu bakımdan yazar kitapta, “normal” cinselliği dışarıda bırakan bir bütün olarak arzuya ve bedene dair bir anlatı geliştiriyor. Yeni Bir Sol için Devrimci Anahtar Kelimeler / Ian Parker / Çeviren: Göksu Göçhan / İthaki Yayınları / 400 s. ‘Tüm teoriler gridir, dostum, yaşamın altın fidanı ise daima yeşil’ demişti Goethe. Ian Parker’ın “Yeni Bir Sol İçin Devrimci Anahtar Kelimeler” kitabı bu karşıtlığı teoriyi pratikle iç içe geçiren praksis felsefesiyle aşmaya girişiyor. Dünyayı değiştirme görevini onu anlamakla birlikte ele alan bu felsefeden beklenebileceği üzere, Parker bugün solun karşısına çıkan yeni sorunları yeni kavramlar üzerinden anlamaya soyunuyor. Bunu her bir kavramın doğrudan etimolojik veya tarihsel arkaplanından ziyade, dünyanın dört bir yanından güncel örneklerle, eleştirel söylemde dolaşımda olan yeni kavramları somut bir bağlama oturtarak tasvir etmeye çalışıyor. n 22 6 Aralık 2018 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle