04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DUYGU YAZICIOĞLU’NDAN “4 ENİŞTE 1 CENAZE” Yartu’ların büyük çaresizliği Duygu Yazıcıoğlu’nun kaleme aldığı “4 Enişte 1 Cenaze”, inmek istediğimiz geminin dertlerini mizahi bir dille işleyen, her gün bir şekilde kitaptaki karaktelerden biriyle muhakkak karşılaştığımız bir komedi filmi. canberk beygova İ yisiyle kötüsüyle hemen her alana nüfuz etmiş bir gerçek var Türkiye’de: Aile ve akrabalık ilişkileri. Siyasette Kürt sorunu konuşuluyor, sokakta “Ama biz ayrılamayız ki o kadar kız alıp vermişiz” karşılığı alınıyor. Yabancı muhabirler “Türkiye’de iç savaş olur mu?” diye soruyor, cevabını “Amcaoğlu başka partiden diye niye sıkayım?” şeklinde alıyor. Öte yandan Türkiye’de ekonominin yükünü aile şirketleri çekiyor ama sokakta akrabayla iş yapmamak gerektiği çınlıyor. Demek ki büyük toplulukları bir arada bulundurmak için gayet başarılı bir tutkal olan aile ve akrabalık ilişkileri, yeri geliyor insanların hayatına kâbus gibi çökebiliyor. Bu olguyu mizahi bir dille ele alıp kâbusu eğlenceye çeviren bir kitap 4 Enişte 1 Cenaze. Duygu Yazıcıoğlu’nun ilk kitabı, Yartu isimli bir “Ajans İnsanı”nın, kendine kurmaya çalıştığı modern hayattan tat almasına fırsat vermeden sürekli kendini hatırlatan Ordulu kökleriyle didişmesinden yola çıkıyor. Öyle ki kökleri, hayatı üzerinde kendi istekleri ve emeklerinden daha baskın: “...(Ordu), ülkemizde, kütüğümüzün neresi olduğu hayati önem taşıdığından, hayatımın akışında doğduğum yerden daha etkili olacaktı.” İstanbul’da doğup kendisini geliştirmek için düşük maaşa razı olduğu ajansta “sürünen” ama beyaz yakalılığın havalı yanlarına uymak için de elinden geleni yapan Yartu, Yozgatlı sevgilisiyle seks macerasında vefat eden dedesinin mirasının bölüşüm kavgasında kendisini enişteleriyle yan yana buluyor: ‘1 Cenaze’. Yüklü mirasın bölüşülmesi zordur, sebebi malum: ‘4 Enişte’. Hızlı ve zahmetsiz zenginleşme vesilesi olarak görülen mirasın paylaşımı sırasında yaşananlar, bir Türkiye panoraması. Her enişte hayata bir kere geldiği için kendine iyi bir pay koparma peşinde ama kimse diğerlerinin de hayata bir kere geldiğini düşünmüyor. BİR KOMEDİ FİLMİ Köy kökenli önceki kuşakların Yartu’ya sunduğu ile Yartu’nun, bir kentli olarak kendine kurmaya çalıştığı hayat arasındaki muazzam tezatı, çok yakın zamanda çok büyük iç göçler yaşanmış ülkemizde hâlen en büyük meselelerden. Homojen olmaya yakın köy toplumu ile farklılaşmaya, birey olmaya çalışan insanların kimi çelişkilerini Gezi’de gördük; bir yanını da iktidara yakın yayın organlarındaki tartışmalardan görmeye devam ediyoruz, başka bir yorumla da olsa: “Çocuklarımız bizi beğenmiyor, yumurtadan çıkmış da kabuklarını beğenmiyor.” Kabuğunu kırmak ve kendine ait, kendine özel, kendini yansıtan hayatlarını kurmak isteyen gençler ve onların özgür, daha karmaşık ve renkli dünyası ile kırılmak istenen kabuğu kimliklerinin parçası olarak gören önceki kuşakların mücadelesi ne kadar sürecek ve nasıl sonlanacak bilinmez. Okura aramızdan biri gibi gelen Yartu’ların ve Buhara’ların çatışması, bize Türkiye’nin yakın zamandaki en popüler tartışmalarından birini hatırlatıyor: Hepimiz aynı gemide miyiz? Görünen o ki Yartu’lar gemiyi düzeltmekten ümidi kesmiş, kendini kurtarmanın, gemiden inmenin derdinde; gel gör ki Buhara’lar, onlara olduğu yeri hatırlatıp paçalarından çekiyor, inmelerine asla fırsat vermiyor. Ancak gemi eski, muhakkak yenilenecek. 4 Enişte 1 Cenaze, geminin dertlerini mizahi bir dille işleyen, 160 sayfaya sığan; çoğumuzun her gün bir şekilde kitaptaki karakterlerden biriyle muhakkak karşılaştığı bir komedi filmi. n 4 Enişte 1 Cenaze / Duygu Yazıcıoğlu / Küsurat Yayınları / 160 s. ÖNDER ÇOLAKOĞLU’NDAN “ÇAPAK” ‘Yola taş koymalı şair’ Önder Çolakoğlu, ilk şiir kitabı “Çapak”taki dizelerinde, hem bireye hem de topluma ayna tutuyor. Kitabı hakkında Çolakoğlu’yla konuştuk. neslihan perşembe E ksiklik birçok şiirde kullandığınız bir kelime. Yaşamımızdaki eksikliklerin şiirlerdeki yeri hakkında neler düşünüyorsunuz? n Eksiklik, varoluşsal sızılarımızın göstergelerinden. Bunu şiirde anlatabilmek kolay değil. Yaşamın bunca ikiyüzlü hoyratlığında eksiklikleri imlemek önemli. Eksikliğin, bireyin toplumdaki yerleşke mücadelesinde, çok sağlıklı bir kavram olduğunu düşünüyorum. Eksiklikler, bilincimizde yarattığı muhalif kırılma ve reaksiyonlar bağlamında ilk nereden filiz vereceği de kıymetli. n Şiir bir bakıma yaşadığımız acıların estetik hâli. Aslında bu durum sanatın birçok dalı için geçerli. Acının şiirde estetize edilmesi hangi durumlarda tehlikeli olabilir? n Mesleğim doktorluk, insanlarla iç içe olmayı gerektiriyor ve ben de buradan besleniyorum. Hayatın kendi düzleminde acıları biçimlendirip resmetmek için en müthiş yol belki de... “Acılarınıza dönün, şiir oradadır” diyen Tuğrul Keskin geldi aklıma. Bu estetiği yaratırken “ağlak” kompozisyonlardan uzak durmalı. Çünkü insanların yaşadığı ortak acıları, vasat ve sıradan bir iklime çekmek ya da bu acının içselliğini yaşamadan şiire dökmek, kendi yaşamadığı acıları yok saymak ve sürekli bir dibe duruşu, umudu göstermeden anlatmak tehlikeli. n ‘Eylül’ ve ‘Bayrak Nöbeti’ adlı şiiriniz, 68 gençliğine bir saygı duruşu. Dünyayı değiştirmek isteyen bu kuşağın mücadelesini, günümüz şiiri sürdürüyor mu sizce? n Coğrafyamızın ve ülkemizin içinde bulunduğu dinci faşist ortamı gördükçe şiir bu saygı duruşunun olması gereken yerlerden biri. Binlerce, yüz binlerce kez selam durulmalı hatta. Bunu, sloganvari ve basit çağrışımlardan öte, estetik kay gıları ve şiir sanatının gerektirdiklerini ortaya koyarak yapmalı. Kültürlerin ve sanatın kanını emen küreselleşme virüsü ile mücadele için şiir kullanılabilir. Belki 68 kuşağı yöntemleri geçerli değil bu ortamda ama “şiir siyasete girmemeli” safsatasını ortaya koyup abartılı deneysel yalpalamalar ya da mutlak lirizme boğulan dizelerle çağımızın şiirini oluşturamayız. n ‘Düello’ adlı şiirinizde “Sınırsız öyküler çağırdığında/ kimsesiz ürper!” dizelerinizle geleceğin yoluna bir taş koymanın önemine dikkat çekiyorsunuz. Bu, günümüz şiirinde azaldı mı? n Bunca haksızlığı, adaletsizliği, eşitsizliği ve dibe vuruşu gösterirken sevgiyi, emeği ve aydınlığı ortaya koymak şiire dâhil olmaz mı? Geleceğin yoluna taş koymalı şair. Hiç kuşkusuz bu şiirlerin azaldığını görüyoruz. Apolitikliğin matah olduğunu sanan bir şiir kantonu var. Maalesef bunu görüyorum. Şair, geleceği de geçmişin acılarından ve tecrübelerinden önerir. n ‘Hep Cumartesi’de “Gözlerini açıp/ yüreğini kısıyorsun/ ölümler doğuyor annelerin elinde/ İstiklâl’de”, “En lacivert bahçemde/ gelir misin annemle birlikte/ siyah bir toprağı üzerime atmaya?” dizeleri, kabuk bağlamamış toplumsal bir yaramızı kanatırken ‘Annemin Söylemi’nde ve ‘Yoksulluk’ta âdeta Mevlana’nın insanı kucaklayışı var. Tabii bunun nedeni annelerin dizelere dökülüşü. Şiirin “anne hâli” için neler dersiniz? n Bir insan için belki de en büyük acı evlat acısı. Bunu da ilk duyumsayan annedir çoğu kez. Türkiye’deki faili meçhul cinayetler, sokak ortasında katledilen çocuklar, yakılan insanlar... Bu acıların anıtıdır anne bakışı, anne duruşu. Dönüp dolaşacağımız yer; o sahici sıcaklık bence. Şiirin en güzel hâli belki de annelik. Biz buna ara ara sığınak ve güvenli limanlar olarak demirliyoruz aslında. O kadar gerçek ve yalansız ki... Tüm şiir hayatım boyunca açıklıkla söyleyeceğim şeylerden biri, belki bu hâli çok sık göstereceğim dizelerde. n Kitabınızın tümünde, Yelda Karataş’ın dediği gibi kadınlık hâlleri görülüyor. Farkınız; az sayıdaki şair gibi kadını, güzellik kavramı dışında kaleme almışsınız. Bu imgeleriniz çoğalacak mı? n Annelerimizin yanında, bu ülkenin horlanan, dövülen, taciz edilen ve sömürülen kadınlarını pozitif ayrımcılık yaparak ön plana alıyorum. Üzerine basa basa hem de. Bunu isteyerek yapıyorum. Ülkenin en büyük sorunlarından biri olarak gördüğüm kadınlarımızın tüm halleri değerlidir benim için. Bu acılar ortaya daha çok imge çıkaracak diye düşünüyorum. n Çapak / Önder Çolakoğlu / Hayal Yayınları / 102 s. 12 13 Aralık 2018 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle