25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ROBERT MUSIL’DEN “GÜNLÜKLER 19291941” ‘Niteliksiz Adam’ın güncesi Robert Musil; “Günlükler 19291941”de, demokrasinin çarptırıldığı duvarı anlatıp ortaya çıkan kültürel ve sosyal güvensizliğin ulaştığı boyutları kaydederken kişisel geçmişinden, ailesinden ve 1930’ların Almanya ve Avusturyası’ndan bahsediyor. Günlükler, Musil’in başyapıtının ve kitabın ana karakterinin gelişim sürecini de gözler önüne seriyor. ali bulunmaz alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr Y irminci yüzyılın en önemli yazarlarından Robert Musil’in edebi söylemi, yaşamı ve kaleme aldığı diğer eserler, bir şekilde başyapıtı Niteliksiz Adam’la kesişiyor. Musil, dünyanın gürültüsüne kısa öykülerle es verip ahmaklığa içkin itaatkârlığı anlatırken bu yönüyle öne çıkanların zekâ geriliğinden mustarip olmadığını söylese de yolların sonu hep o başyapıt. Üç Kadın’da yarattığı Grigia, Portekizli Kadın ve Tonka karakterleri aracılığıyla “öteki” kadınların peşine düşse ve Öğrenci Törless’in Bunalımları’nda kitabın başkarakteri yardımıyla yirminci yüzyıl Almanyası’nın zihinsel karmaşası ile insan ruhunun nobranlığını anlatsa da Niteliksiz Adam, Musil’in gideceği yönü belirledi. Yarım kalması ve destansı bir kimliğe sahip olması, kitabı daha da ilgi çekici kılmıştı. Niteliksiz Adam’da Musil, yaldızlanan yalanın ve üzeri örtülen kirin pasın muhasebesine girişirken insanın insanla yaşamasının güçlüğüne göndermeler yapıp bunu doğuran düşmanlıkların, yirminci yüzyılda hem güvensizliği hem de değersizliği nasıl körüklediğini anlatmıştı. Niteliksiz Adam’ın başkarakteri Ulrich’in söyledikleri, zeminin kayganlığını gösteriyordu: “... İnsanın kendisine duyduğu bu sevginin sofizmine hep gülünür ama aslında bundan, insanın asla kötü bir şey yapamayacağı çıkarımına varmak gerekir; insan yalnızca kötü bir biçimde etkin olabilir, o kadar. Bunu bilebilseydik toplumsal ahlakın doğru çıkış noktasına varabilirdik.” Musil, “iyi”nin ve “kötü”nün birbirine dönüşebilirliğini irdelerken bu tartışmanın uzun sürecek bir gevezelik olduğunu da eklemişti. Söz konusu gevezelikle on dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyıla geçişi birleştiren yazar, modernizm ve birey çatışmasını ya da en hafif deyişle gerilimini ortaya koymuştu. “Niteliksiz adam Ulrich” eski ile yeni arasındaki kavganın tam ortasındaydı; Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki kültürel, psikolojik ve sosyal çöküş onunla ete kemiğe bürünmüştü. Musil, Niteliksiz Adam’ı tamamlayamamıştı; 19291941 arası kaleme aldığı satırların toplamı olan günlüklerde, hem başyapıtının izlerine hem de tıpkı romanda Ulrich’in yaptığı gibi modern dünyayla bir hesaplaşmaya rastlıyoruz. Yazar, Günlükler 19291941’de, demokrasinin çarptırıldığı duvarı anlatırken ortaya çıkan kültürel ve sosyal güvensizliğin ulaştığı boyutları da kaydediyor. ÇALIŞIRKEN YAŞAYAN MUSIL Musil, günlük tutmaya 1929’da değil, on sekiz yaşındayken 1898’de başlıyor. Ancak bunlardan en popüleri mi, yoksa en can alıcı olanları mı demeli bilinmez ama 19291941 arasındakiler Niteliksiz Adam’la paralel ilerliyor. Özellikle 1929 sonrası satırlar, yazarın hem yaratıcılığını hem de Almanya ve Avusturya’daki trajik kültürel, sosyal ve zihinsel dönüşümü; faşizm ve Nazizme teslim bayrağı çekişi yansıtıyor. “Bana kalırsa pek ünlü biri olmamak doğaldır, ekmek parası kazanacak kadar okura sahip olmamak ise çok kötüdür” dediği günlerde, eşi Martha’yla birlikte durmaksızın okurken metinler kaleme alıp düzeltiler yapıyor. Bu arada “budalalığın salgın hâline gelmesini önlemek için bir cemiyet kurulmalı” diye bir cümle konduruyor defterine. “Çok çalışmanın altında ezilen” Musil, felsefe metinlerine, romanlara ve psikoloji kitaplarına dalıyor, büyük bir tutkuyla film izliyor, gazeteleri son satırına kadar okuyor. Aniden durup sonra bunlara geri dönüyor; çalışırken yaşıyor, yaşarken çalışmayı bırakamıyor. “Kötülüğün insanlaşmış hâli” değerini görüyoruz günlüklerde. Günlükler 19291941, “yaşamayanlar için yazıyorum” diyen Musil’in hem not defteri hem de dönemin olaylarına ilişkin kayıtlar tuttuğu edebî bir sözlük. Her satırda, 1930’ların Avusturya ve Almanyası’nın dönüşümüyle birlikte Niteliksiz Adam’ın adım adım oluşumunu; Musil’in Ulrichleşmesini, Ulrich’in de Musil’e evrilişini izliyoruz. dediği Hitler’in, Almanya’yı fethet Günlükler 19291941, tiği bir ortamda Musil, gerçekleri yazarın kişisel geçmişin görmeyen veya önemsemeyenlerin den kesitler de sunuyor; varlığına şaşırdığını yazarken Ni şanslı sayısı, isminin veril teliksiz Adam ve başkarakteri diği gün, ailesi, çocukluğu Ulrich olgunlaşıyor. Bu satırlarda nun ev ortamı, Avusturya, dolanırken edebiyatın, okumanın ve bunlara dair düşünmenin ona Robert Musil yazarlığa adım atışı ve yazarlıkta aynı anda pek terapi gibi geldiğini fark ediyorsunuz; çok şeyi bir arada yaşamak isteyişinin yazar, sokağın tozunu toprağını biraz başına açtığı dertler bunlardan birkaçı. olsun atıyor zihninden. Niteliksiz Adam’ın Ulrich’inin, Bugün birer klasik sayılan kitapların Musil’in zihninde şekillenip olgunlaş sahibi Musil, “dürüst ve inançlı olduğu masını ve yazar Musil’in serpilişini için” yazmayı sürdürdüğünü, kimsenin görürken şu cümle geliyor: “Edebiyat, ileride kendisine teşekkür etmeyeceğini yaşamın anlatımından çok onun yo bildiğini not etmiş. Yazmanın onurunu, rumlanmasıdır. Yaşamda birçok şey güzelliğini ve zorluğunu ortaya koyan olabilir, önemli olan onların niçin ger onlarca satırdan sadece biri bu. Diğeri çekleştiğidir. Bunlara anlam verebilmek ise şöyle: “Bir yazar olarak ‘verimsiz‘ için Thomas Mann’ın yaptığı gibi ince geçen anlar beni çoğu zaman hüzün ayrıntılara kaçmak benim gözümde bir lendiriyor. Böyle günlerde kendimi öğretmenlik, bir filozofluktur! Aşırılığa Goethe’nin çok altında bir yerlerde his kaçmadan ılımlı olmak ise bana daha sediyorum. Fakat kafası sayısız yaratıcı yakın bir görüştür.” düşünceyle dolu biri verimsiz olabilir 1921’de başlayıp öldüğü 1942’ye ka mi? Bazı günler aklıma sinirsel sorunla dar üzerinde çalıştığı Niteliksiz Adam, rı olan Gustave Flaubert geliyor. Az ya Musil’in yaşama ve yazma azmi olarak ratan bir yazarın niteliksiz ve başarısız değerlendiriliyorsa Günlükler 1929 olduğu savı bence büyük bir yanılgı!” 1941, onun bu inadının entelektüel, eleştirel ve edebî kimliğinin bir başka “EDEBİYAT, YAŞAMIN formu; bunlara dair yan değinilerinin YORUMLANMASIDIR” bütünü olarak adlandırılabilir. n Nazizmin, Almanya ve Avusturya’ya bir hastalık gibi hızla yaydığı entelek Günlükler 19291941 / Robert Musil tüellik karşıtlığı göz önüne alındığında, / Çeviren: Ahmet Arpad / Everest Ya Musil’in yazma ve düşünme çabasının yınları / 440 s. 4 1 Kasım 2018 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle