Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SELAHATTİN ÖZPALABIYIKLAR’DAN “GÖNDERMELER” OKURLARA ‘Göndermelerin Efendisi’nin maceraları Yayın dünyasının çok yakından tanıdığı Selahattin Özpalabıyıklar konuşurken sadece kendisi konuşmaz; roman kahramanları, filozoflar, şairler de dile gelir onunla birlikte. Özpalabıyıklar’ın kitabı “Göndermeler”, işte bunun ispatı. m. mehmet haktan “ Göndermelerin Efendisi” deniyor Selahattin Özpalabıyıklar için... Bu söz üzerine biraz düşünmek gerektiği kanısındayım. Bizi çevreleyen dünyaya şöyle bir baktığımızda; popüler dizi karakterlerinin ünlü replikleriyle, sosyal medyada fenomen olmuş ‘tip’lerin çoğu zaman pek bir anlam taşımayan cümleleriyle ve dahi oyun karakterlerinin çıkardığı garip seslerle konuşan, konuşmalarını bunlarla süsleyen bir ‘sürü’ insanla karşılaşırız. Bunlara rastlamıyoruz bile artık rastlamak lüks her yerdeler çünkü. Her yerde olmalarının sebebi ise hızla böyle bir kültür tarafından kuşatılmamız değil yalnızca. Bu kültürün yaşamları da ciddi anlamda kuşatmasından, dahası artık yaşamların bunlardan ibaret kalmasından kaynaklı bu durum. Özpalabıyıklar’a “Göndermelerin Efendisi” denmesinn nedeni de yukarıda biraz olsun bahsetmeye çalıştığım kuşatmayla ilgili aslında. Kitaplarla konuşan, yazarlarla karşısındakine cevap veren, şiirlerle yaşadığı dünyayı alımlayan biri o. “Göndermelerin Efendisi” olmasının nedeni bu. Yaşamını çevrelemiş ‘şey’lerin; yani kitapların dilini anlayıp kendi dili hâline getirebilmiş. Dolayısıyla Selahattin Özpalabıyıklar konuşurken sadece kendisi konuşmaz; ro man kahramanları, filozoflar, şairler de dile gelir onunla birlikte. Sanıyorum neyle kuşatılacağınızı seçebilmek burada marifet ve Özpalabıyıklar bu noktadan duracağı yeri gayet net belirlemiş. Çok uzun yıllar önce kitapların dilini kendi dili bellemiş ve bugüne kadar da böyle gelmiş. “YAZI, YANIT, SÖYLEŞİ, ANI” Yayın dünyasında Selahattin Özpalabıyıklar adını herkes bilir ama tanımayanlar için küçük de olsa bir paragraf açalım burada “Göndermelerin Efendisi”ne. “Tuhaf adamdı, doğru; ama iyi bir editör ve iyi bir çevirmendi,” diyor Selahattin Özpalabıyıklar’ın yeni yayımlanan kitabı Göndermeler için giriş yazısı yazan Cem İleri. Aynen öyle. Her ne kadar İleri, geçmiş zaman kipiyle belirtmişse de bu yargısını yazısında, “hâlâ öyle” diye eklemek de gerekir tabii. Göndermeler’in; yıllarca kitapların dünyasında kulaç atan, titizlikle yayıma hazırladığı kitapların arasında dirsek çürüten, çevirileri için aylarını harcayan Özpalabıyıklar’ın ilk kitabı olması, konu üzerine ayrıca düşünülmesi gereken bir nokta aynı zamanda. Aslında yayıma hazırladığı kitaplar üzerindeki titizlenmesini bilenler için bu geç gelen kitabın nedeni belli elbette ama onu tanıyan, kendine has yaşamını bilen herkesin aklından ‘topluca’ geçirdiği bir düşünceydi bu kitap. Neyse ki sonunda geldi... Özpalabıyıklar’ın kitabında nelerden bahsettiğini tahmin edilebilir diye düşünüyorum bu yazılanlardan sonra: Tabii ki kitaplardan bahsediyor yazar... Göndermeler’in alt başlığı ise “Yazı, Yanıt, Söyleşi, Anı”. Onlar da kitaplardan mürekkep elbette. Yıllardır çeşitli yayınlarda kaleme aldıklarını Göndermeler başlığı altında bir araya getiriyor Özpalabıyıklar. Editörlüğe, yazarlığa, yazarla ilişkilere, dünden bugüne yaşanan değişime ve hiç değişmeyeceklere dair düşüncelerini gülerek, kızarak, bazen tatlı tatlı azarlayarak anlatıyor. Ortaya da ne güzel ki bir kaynak kitap çıkıyor. Gazete, dergi sayfalarında sararıp solmaya mahkum pek çok yazı var. Hâlihazırda pek çoğu mâhkum olmuş durumda zaten. Özpalabıyıklar’ın kaleme aldığı bu değerli denemelerini sarı sayfaların ve zamanın insafına bırakmamasına, yayın dünyasının çok yakından tanıdığı ‘kendi’sini okurlara da açmasına başta bir okur olarak seviniyorum. Çünkü anıların bile kitap koktuğu bu kitapta, “Göndermelerin Efendisi”nin kitaplı ve kitapla maceralarını okuyacaksınız. Her okurun başına gelmiyor bu... n GöndermelerYazı, Yanıt, Söyleşi, Anı / Selahattin Özpalabıyıklar / Everest Yayınları / 390 s. Sırların ardındaki gerçek... D efne Suman’ı “Saklambaç”, “Emanet Zaman”, “Mavi Orman” ve Yaz Sıcağı” adlı romanlarından tanıyorduk. Bu kez yeni romanı “Kahvaltı Sofrası” ile geldi karşımıza. Roman saklanan kimlikleri, aile sırlarını ve büyük bir aşkı konu alıyor. Geçmişten bugüne taşınan sırların ardındaki toplumsal gerçeğin peşine düşen Suman, tıpkı Milan Kundera gibi ‘Hayat ancak hafızaya düştüğü zaman anlam kazanır’ diyor. Eray Ak, Suman’la romanını konuştu. Robert Musil; “Günlükler 19291941”de, demokrasinin çarptırıldığı duvarı anlatıp ortaya çıkan kültürel ve sosyal güvensizliğin ulaştığı boyutları kaydederken kişisel geçmişinden, ailesinden ve 1930’ların Almanya ve Avusturyası’ndan bahsediyor. Günlükler, Musil’in başyapıtının ve kitabın ana karakterinin gelişim sürecini de gözler önüne seriyor. Ali Bulunmaz değerlendirdi. Tülin Tankut kadın sorunlarına duyarlı bir yazar. Kadının toplumsal yaşamdaki yerini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sanattaki izdüşümünü irdeleyen yazılar yazıyor. “Serbest Düşüş”, yazarın yıllardır odaklandığı kadın ve çocuk konusundaki makalelerini içeren bir seçki. Tankut’la kitabı bağlamında kadının durumunu konuştuk. lan McEwan, Man Booker Ödüllü “Amsterdam’da Düello”da hem ilkeleri, erdemleri ve meslek ahlakını sorguluyor hem de insanın varoluşuna dair çelişkileri incelikle ortaya koyuyor. Dile gelmeyeni söze dökmeden sezdiren usta bir yazardan, insan ruhunun yumuşak karnında dolaşan bir roman. Melisa Bulut bakıyor kitaba. Bol kitaplı günler... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Müdür: Ozan Alper Yurtoğlu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 31 Kasım 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap