21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Baharı Getiren Kırlangıç / Cemalettin E. Kavaklıgil / Maske Kitap / 2017 / 80 s. / 7+ Samsun’da “Masalcı Dede” olarak bilinen Cemalettin Kavaklıgil’in heybesinden bu kez öyküler çıkıyor çocuklar için. Onu kitap fuarlarında çıngıraklı heybesiyle dolaşırken gören çocukların bir daha unutması olası değil. Anadolu’nun esintisini samimiyetle kitaplarına da aktarırken kültürel zenginliklerimizi anımsamamıza yardımcı oluyor Masalcı Dede. Bu defa bir masal derlemesi yapmadığını kendi anlatımıyla şöyle aktarıyor: “Şu derlediklerimi bir de ben anlatayım, tadıyla, tuzuyla yoğurayım, kendi ocağımda pişireyim dedim…” Kavaklıgil’in masallarında dikkat çeken arı, duru dili, zengin anlatımı Baharı Getiren Kırlangıç’taki öykülerinde de dikkat çekiyor. Kitapta on iki öykü yer alıyor. Öyküler özellikle resimlenmemiş çünkü okurun resimlemesi için her öykünün sonuna boş bir sayfa koyulmuş. Hayvan sevgisi, insan sevgisi, aile, dostluk, iyilik gibi temaları işleyen naif öyküler, çocukların yüreğine umudu koyacak, kitap sevgisini çoğaltacak. Annemin Çocukluğu Nerede? / Dilge Güney / Resimleyen: Berna Erözkan Akan / Yakın Kitabevi / 2017 / 52 s. / 6+ Dilge Güney, ilk çocuk kitabı Muti’nin Maceraları ile iki yıl önce sayfalarımıza konuk olmuştu. Hukuk eğitimi alan yazarın dil ve yaşam birikimini aktarırken hiç zorlanmadığını ilk kitabında da söylemiştik. Bu kez yine içtenlikli bir dil ve kurgu ile çıkmış okurunun karşısına. Annemin Çocukluğu Nerede?, bizi Ze ile tanıştırıyor. Ze, yaramaz değil ama uslu da sayılmaz! Onun annesi ve babasıyla yaşadıkları aslında her çocuğunki gibi. Büyüklerin hep çok işi var! Annesi, eğer yumurtasını bitirirse Ze ile oynayacağına söz veriyor. Bakalım sözünü tutuyor mu? Neyse ki evde onunla hep oynayan, “işim var” diyerek oyunu kaytarmayan biri var: Zürafa Hanım. Zürafa Hanım’ın da yol göstermesiyle, annesinin oyun oynamayı bilmediğine çünkü çocukluğunu kaybettiğine karar veriyorlar. Her kayıp şey gibi annenin çocukluğu da aranmalı o zaman! Giysi dolabında başlayan bu anlamlı yolculuğun sonu nereye varacak diye merak ediyorsanız hemen siz de gidin Ze ile birlikte o yolculuğa. Davetsiz MisafirÖzgür Çocuklar I / Kerem Işık / Resimleyen: Gökçe Yavaş Önal / TUDEM / 2017 / 150 s. / 9+ Barış o gece de değişik ve karma karışık bir rüya görür. Genelde gördüğü rüyaları pek anımsamaz ama bu kez durum biraz farklı; pardösülü o çocuk ne yapıp ediyor rüyalarına sızıveriyor, hem de her gece… Barış, meraklanıyor, endişeleniyor. Bu durumu en yakın arkadaşı Burak’a anlattığında işin boyutunun tahmin ettiğinden daha farklı ve büyük olduğunu anlıyor. Burak’ın da rüyalarında aynı çocuğu gördüğünü öğrenince korku sarıyor iki arkadaşı bu kez ve bunun sebebini araştırmaya karar veriyorlar. Onlar bu gizemin peşinde koşadursun pardösülü o çocuk karşılarına çıkıveriyor, hem de okulun önünde… Barış ve Burak peşinden koşup yakalıyor onu ve sorguya başlıyor. Pardösülü çocuk adının Rubarba olduğunu ve Özgür Çocuklar Topluluğu’nun bir üyesi olduğunu söylüyor. Bu topluluk, dokuz ilâ on altı yaş arasındaki çocukların üye olduğu gizli bir toplulukmuş. Bir Polonyalı tarafından kurulmuş. Rubarba’nın niye Barış ve Burak’ın peşinde olduğunu, niçin rüyalarına girdiğini, Özgür Çocuklar Topluluğu’nun amacını merak ettiniz mi? Rubarba, rüyalardan çıkıp kanlı canlı karşılarında olduğuna göre ona kalacak bir ev gerekli değil mi? Sizce nerede kalmalı? Barış ve Burak’ın günlük yaşamlarına ayak uydurabilecek mi dersiniz? Çocukların aileleri bu davetsiz misafiri nasıl karşılar acaba? Sürükleyici, eğlenceli, heyecanlı bir ilk roman Davetsiz Misafir… Yunan Mitleri / IngridEdgar Parin Daularie / Çeviren: Abdullah Yılmaz / Alfa Yayınları /2017 / 188 s. / 14+ Yunan Mitleri, mitolojiyisevdirirken gençlere, mitolojik öğelerin içerdiği kültürel, tarihi, coğrafi bilgileri de aktarıyor. Bu kitap hem gençlerin mitolojiye ilgisini çekecek hem de mitolojiye ilgi duyanlara pusula görevi yapacak. Kitaptaki mitleri okurken tarihi olayların imgelere nasıl yansıdığına tanık olacak, “insan” denen varlığı daha yakından tanıma olanağı bulacağız. Antik Yunan Tanrıları, Tanrıçaları ve efsanevi kahramanlarıyla çıkacağınız yolculukta yer yer hikâyelerin birbiriyle kesiştiği noktalara varacaksınız. Ağlayan Kaya’nın Hikâyesi, Olimpiyat Oyunları, Aşk Elması, Pandora’nın Kutusu, Hades’in Sarayı, Narkissos’un sırrı ve nicesi ile örülmüş masallar... Mitolojinin keyfine varacak, merakınızı gidereceksiniz. Çılgın Bal Porsuğu / Nur Tunay / Resimleyen: Mustafa Gündem / Bir Kitap Yolla / 2017 / 28 s. / 5+ Bal porsuğunu bilen var mı? Hayvanlar aleminin en korkusuz, en inatçı, en çılgın hayvanıdır o. Sansargiller ailesinin en yırtıcısı olan bal porsuğunun bu resimli kitapta en çılgın, en cüretkâr hallerini göreceğiz. Kahramanımız öyle deli dolu ki boa yılanını alıp şapka diye kafasına oturtuyor. Gerçi boa yılanı, zehirini akıtıp Bal Porsuğu’nu bayılttığını iddia ediyor ama inanmayın. Boa yılanları zehirsizdir çünkü. Öte yanda Kral Aslan’a da kafa tutmasın mı bu çılgın Porsuk? Bir oturuşta yedi aslan sürüsüne yetecek yiyeceği yer de Aslan ona bakakalır. Kartal’ın yuvasına kıvrılıp dinlenmeye kalkar. Sonra da Timsah’la bilek güreşi tutuşmak ister. O da yetmez, Timsah’ı ısırıverir ve hooop inine girip Ayı’nın balını mideye indirir. “Aaa! Yeter ama Bal Porsuğu!” Gerçekten de çok çılgınmış bu hayvan demeye kalmadan, bir de ne görelim? Kamptan dönen birileri Bal Porsuğu’nu kaçırır, arabasına atıp götürür. Onu kim kaçırıyor? Ellerinden nasıl kurtulacak? Orman hayvanları ne düşünüyor bu konuda, yardımına koşacak mı? Bu meraklı soruların yanıtını ikinci kitapta bulacağız. Bir merak konusu da bizden: Timsah, Ayı, Aslan, Leopar özel isimle anılırken “boğa yılanı” neden cins isim olarak kullanılmış, bilemedik. Kurnazların Kazandığı Masallar / Italo Calvino / Resimleyen: Alicia Baladan / Çeviren: Meryem Mine Çilingiroğlu / YKY / 2016 / 96 s. / 10+ Kurnazların, dolandırıcıların, çıkarcıların kazandığı bir dünya hayal edin… Aman aman, sözümüzü geri aldık, hayal dedik, gerçeğe çok benzedi çünkü. Bu kitaptaki masallarda hep kurnazlar kazanıyor. Öyle ki kandırmak, dolandırmak amaca hizmet ediyorsa çok normal. Hatta kandırıp tabuta koy ve cayır cayır yak, bu da geçerli. İlk masalda bir oduncu var. Hani bizde “terzi” diye bilinen bir kahraman vardır, “bir vuruşta bilmem kaç tane” diye ilan eder de öldürdükleri aslında sinektir ya. İşte bu masaldaki oduncu da bir vurur, tam beş yüz tane sinek öldürür. Kendine “Beş yüz cana kıymış pek güçlü Giuanni” diye bir tabela yaptırıp boynuna asınca macera başlar. Kambur Tabanakuvvet de ilginç bir masal. Bir kambur, bir Yabani Adam ve karısı bir de açgözlü kral var. Amaç, Yabani Adam’a yem olmadan onun servetini aşırmak. Kambur, kurnazlığıyla bunu başarır da. Üçüncü masal, “Tüylü Dev”. Bu masalda da hastalanan kralın sadık ve cesur bir hizmetkârı, devden bir tüy koparmakla görevlendirilir. Bir tüy olur dört tüy. Peki ama devi kandırmadan bunu nasıl başaracak? Üstelik devin eşini kurtarıp masalın sonunda onu kendi eşi yapacaktır. Son masal, Kont’un Sakalı. Bu masalda kurnaz olan, açgözlü Kont, ama neyse ki sonunda onun foyası ortaya çıkıyor. Zürafa’nın Benekleri / Esin Erden, N. Levent Tanıl / Resimleyen: Esin Erden / YKY / 2016 / 28 s. / 47 Zürafa, benekli bir hayvan. Bunu herkes bilir ama ya benekleri kendi aralarında konuşuyorsa? Dinleyin bakın, güneşi göremediği için nasıl da mızmızlanıyor Mızmız Benek… Cırcır Benek, Bızdık ve Minnak Benek ona güneşi anlatmayı öneriyor ama hayır, Mızmız güneşi ille kendisi görmek, uzanıp güneşlenmek ve pırıl pırıl parlamak istiyormuş. Arkadaşları öyle güzel anlatmış ki güneşi, neredeyse güneşin orada, yanlarında olduğunu hissetmiş benekler. Peki ama güneş nerede ki? Benekler neden güneşi göremiyor? Bu son sayfanın sürprizi. Köye Yazar Geldi / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Fereshteh Mousavi / Can Çocuk / 2016 / 84 s. / 8+ Halil ve Ömer Keçibuldu köyünde yaşayan iki arkadaş. Halil, yaz tatillerinde çobanlık yapar, düşler kurar. Kitap okumayı da çok sever Halil. Hatta bazen öyle dalar ki kitaplara koyunları bile kaybeder. Kitaplar onun en yakın arkadaşlarıdır. Onu bu dostlarla tanıştıran da dedesidir. Ömer ise onun tam tersine kitap okumaktan hiç hoşlanmaz. Bir gün köye bir yazar geldiğini duyan çocuklar meraklanır ve yazarın evini gözlemeye koyulur. Ama olanlar olur ve yazarla burun buruna geliverirler. Önceleri çok çekinen hatta utanan çocuklar yazar Kemal Bey’i tanıdıkça rahatlarlar. Her gün yazara süt, yumurta, peynir götürmeye başlarlar. Kemal Bey de onlara kendi kitaplığından kitaplar verir. Halil çok mutludur ama asıl ilginç olan Ömer’in de kitapla barışmasıdır. Yazar Kemal Bey zamanla köyden biri gibi olur. Sık sık köye iner, kahvede ya da bir ağacın altında oturup yazmaya çalışır. Böyle zamanlarda herkes onun rahat edebilmesi için elinden geleni yapar. Muhtar durumu biraz abartır bile… Ama ne olursa olur Kemal Bey, bir gün geldiği gibi geri gider. Hem de Halil’e veda bile etmeden. Çok üzülür çocuk çok da kızar. Gerisini anlatıp romanın heyecanını kaçırmayalım. Yazar, ne yaptı da Ömer kitap okumaya başladı? Bunun bir sırrı mı var yoksa? Kemal Bey bu köye niye gelmişti ve neden böyle ansızın yok oldu? Nereye gitti? Geri gelir mi? Halil, Kemal Bey’i bağışlayacak mı? Sorular bizden yanıtları bulmak okurlarımızdan. İyi okumalar! n KItap 176 Temmuz 2017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle