21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VECİHİ TİMUROĞLU’NDAN “İNANÇLARI UĞRUNA ÖLDÜRÜLENLER” ‘İnsanlığın aydınlık arayışı’ Vecihi Timuroğlu, “İnançları Uğruna Öldürülenler”de, tarihsel ve toplumsal kimliğiyle kendi toplumunun sınırlarını aşmış, öldürümleri insanlık dramı olarak önem kazanmış, ayrıca resmî görüşe karşı çıkmış ve egemen güçlerce kutsala karşı çıkmakla suçlanarak öldürülmüş kişileri ele alıyor. Öner Yağcı 2 3 Ekim 2014’te kaybettiğimiz Vecihi Timuroğlu eğitimci, yazar, edebiyatçı, araştırmacı, incelemeci, felsefeci, denemeci, şair, öykücü; bilgeydi... İnsanlığın, kültürümüzün, ulusal bilincimizin, edebiyatımızın aydınlığını ve değerlerimizi sahiplenen, Cumhuriyet’in kazanımları üzerine söz söyletmeyen, laiklik düşmanı Türkİslam Sentezi ideolojisine karşı amansız mücadele eden bir aydındı. 1927 doğumlu Vecihi Timuroğlu; bilinci ve öfkesiyle, duyarlılığı ve birikimiyle, derinliği ve sevgisiyle yurdumuzun aydınlatılma savaşımının ustası olarak öğretmeye, uyarmaya, aydınlatmaya vermişti ömrünü. Yazınımızdan Portreler, Şiirin Büyücü Kızı: İmge, Aşk Üzerine gibi denemeler, ‘Bura Yemen’dir’, ‘Tut Beni Sevda Çağırır’, ‘Bir Sürgünün Ezgileri’, ‘Kardaşım Oğul’, ‘Siyah Bir Güldür Ölüm’, ‘Büyü’ gibi şiirler; Şeyh Bedreddin ve Varidat, Dersim Tarihi, Türkİslam Sentezi, İskam’ın Akl’a Bakışı, Estetik üzerine ve Melih Cevdet, Cahit Külebi, Orhan Kemal, Mevlâna, Dursun Akçam, Ahmed Arif, İlhan Selçuk, Muzaffer İlhan Erdost hakkında incelemeler sundu. İnsan Hakları Sözlüğü hazırladı. Hakkında Vecihi Timuroğlu Kitabı, Başöğretmen Vecihi Timuroğlu, Promete’nin Işığında Bir Ömür: Vecihi Timuroğlu adlı kitaplar yazıldı. Böylesine görkemli bir kültürel birikimin ürünü olan Vecihi Timuroğlu için, “Elini attığı her konuyu en açık, en yoğun ama sorunsalı çözümleyebilecek biçimde yazmış,” dedi İlhan Selçuk. “Vecihi Timuroğlu’nun her öyküsünden bir film çıkar. O her zaman büyük çözümlemeler yapan bir zekâya sahiptir,” dedi Muzaffer Buyrukçu. “Eli öpülesi Vecihi Timuroğlu,” dedi Server Tanilli. Cemal Süreya “Yazılarının sonuna felsefe pençesini atar,” yargısını verdi. EBEDİ KUTSALLIĞA ERENLER Timuroğlu, İnançları Uğruna Öldürülenler adlı kitabında ise seçtiği “tarihsel ve toplumsal kimliğiyle kendi toplumunun sınırlarını aşmış”, “öldürümleri insanlık dramı olarak önem kazanmış”; ayrıca “resmî görüşe karşı çıkmış” ve egemen güçlerce “kutsala karşı çıkmakla” suçlanarak öldürülmüş kişileri ele alıyor. Muradının resmî görüşlerin kıyımlarının bir tarihini yazmak olmadığını, o tarihten birkaç sayfa açmak istediğini söylüyor. İnançları uğruna öldürülenlerin ilki olarak MÖ 244241 arasında Isparta Kralı IV. Agis’i anlatıyor. Plutharkos’un “bilgisinin her Ispartalıdan üstün olduğunu” söylediği, malların ve zenginliklerin ortaklaşa kullanıldığı bir yaşam biçimini özleyen, bunu gerçekleştirmek için halkın bütün borçlarını bağışlayan, toprakları eşit olarak paylaştıran, tüm çocukların eğitiminin devletin görevi olacağını söyleyen Isparta’nın “eşitlikçi” Kralı IV. Agis, düzenin egemen zenginlerince mahkum edilip öldürülmeye götürülürken “Katillerimden daha doğru bir insanım,” der. “Düşüncenin ve düşünürün onurunu yaşamdan üstün tutan filozof”, inandığı düşünceden vazgeçmemek uğruna ölüm cezasını kendisi seçen, yurtseverlik ilkesine bağlılık gösteren ve kendi eliyle baldıran zehrini içerek ölen, kendisinden sonra gelenlere “yurt sevgisini miras olarak bırakan, yurtseverliği duygu alanından düşünce alanına çıkaran büyük düşünür” Sokrates’i bize Ksenefones’in (“Anabasis”) ve asıl olarak da Platon’un (“Sokrates’in Savunması”) aktardığını söylüyor. “Bir değil bin kez ölmem gerekse bile, hiç dönmeyeceğim yolumdan,” diyen Sokrates’in tavrının Osmanlı kadısına “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyen Pir Sultan’ın tavrıyla aynı olduğunu, bu tavrın haksızlık ve adaletsizliğe karşı ölümü göze alan her insanın davranışını gösterdiğini vurguluyor. “Ekmeğini şaraba batırıp yoksulun başında kırıp bölüştüren İsa,” için “dinde duygunun yaratıcısı” diyen Vecihi Timuroğlu; bilinci ve öfkesiyle, duyarlılığı ve birikimiyle, derinliği ve sevgisiyle yurdumuzun aydınlatılma savaşımının ustası olarak öğretmeye, uyarmaya, aydınlatmaya vermişti ömrünü. Timuroğlu, İsa’nın “mutlak fakirliğin temsilcisi” olduğunu söylüyor. Kölelere uygulanan yasaya göre haça gerilerek öldürülen İsa, “sevginin Tanrı’dan geldiği, Tanrı’nın yoksulları koruyacağı” düşüncelerinden ölümü pahasına vazgeçmemiştir. Hilafet yönetiminin halkın geçimine yönelik beceriksizliklerini sözünü sakınmadan söyleyen, buğday karaborsasına karşı çıkan Hallâc Mansur’un (857–922), “Enel Hak” demesi bahane edilerek “önce kamçılanmasına, sonra bedeninin dilim dilim edilmesine, daha sonra bir darağacına asılarak teşhir edilmesine ve en sonra da kellesinin bedeninden ayrılarak yakılmasına” karar verilir. Timuroğlu, Hallâc’ın tasavvuf içerikli altı mektubu, dinsel özdeyişleri, Vahdeti Vücut’u açıklayan yetmiş dört vaazı, seksen koşuktan oluşan manzumları, Fars eyaletinde yazıldığı söylenen çeşitli ermişlik rivayetleri ve Tavasın adlı bir risalesi ve yazdırdığı manevi vasiyetnâmesinin günümüze kaldığını söylüyor. “Buğday sıkıntısı çeken, çocuklarına ekmek bulamayan halkın bu ‘kâfirin’ öldürülmesini” tekbir getirerek izlediğini de ekleyen Timuroğlu, Yezidiler başta olmak üzere bütün Batıni inançların onu saygıyla andığını, Yesevi ve Yunus Emre’nin, Hallâc’ı “ebedi kutsallık” olarak tanıttığını ekliyor. TAÇLANDIRILAN BİLİNÇ Göçer Türkmenlerin Selçuklu’yu sarsan Babaî diye de anılan Babalılar Ayaklanması’nın önderlerinden Baba İshak’ın direnişinin, yenilgiyle birlikte 1240’ta Amasya’da asılmasının öyküsünü de okuduğumuz kitapta; “Azeri şairi olmasına karşın tüm Anadolu’ya yayılan; Hurufi olmasına karşın Alevi Bektaşi, Mevlevi inançlarına bağlı topluluklar arasında saygı gören; bir Divan şairi olduğu hâlde halk ozanları arasında tutunmuş”, hatta yedi büyük Alevi ozanından biri olan; tasavvuf dünyasında az görülen bir lirizme sahip, yığınları etkileyen ve şiirlerinden dolayı 1418’de katledilen ilk şair Nesimi, “Şeriat duvarından taş koparıcı olduğu için” öldürülmüştür. Halep’te derisi yüzülerek parçalanır. İnançları Uğruna Öldürülenler’de on altıncı yüzyıl halk şairlerinden Pir Sultan Abdal; Nâzım Hikmet’in “millî gurur” dediği 1417’de Serez’de üryan olarak asılan Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin; “Savaşırken bile adaletten ayrılmamaya çalışan Arap”, “siyasal kişiliğinin ötesinde bir bilge ve Divan sahibi bir şair” olan Ali ve “Kilisenin en büyük cinayetinin kısası olarak heykeli yakıldığı yere dikilen düşünür” Giordano Bruno’nun (15501600) direniş destanları da anlatılıyor. Kitapta ayrıca “Türkiye’yi karartan günlerin acı aydınlığı”, 12 Eylül’ün ve Mamak’ın çirkinliğinin ve barbarlığının kara habercisi olan bir cinayetin kurbanı İlhan Erdost’un öldürülmesini de okuyoruz. Timuroğlu, böyle bir çalışmada, yaşamlarını sunduğu bu insanlık kahramanları arasında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Sinan Cemgil gibi yaşadığımız dönemin savaşımcılarının da bulunmasını istediğini ama bunların yaşamöykülerinin henüz tarihe gömülmediğini söylüyor. İnsani hiçbir şeye uzak kalmadan, yurdumuzun aydınlatılması savaşımının bir ustası olarak birikimiyle taçlandırdığı bilincine öfkesini, duyarlılığını, sevgisini katan ve öğreten Timuroğlu, bu kitabında da insanlığın aydınlık arayışına damlalar katıyor. n İnançları Uğruna Öldürülenler / Vecihi Timuroğlu / Berfin Yayınları / 232 s. 14 6 Temmuz 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle