Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAOLO GIORDANO’DAN “AİLEDEN BİRİ” OKURLARA Patlamaya hazır bir bulutsu Paolo Giordano, “Aileden Biri”nde evlerinde bulunduğu sürede Nora ve eşinin yaşadıklarının tanığı olan A. Hanım üzerinden ilişki ve iletişimsizlik gibi ana temalarla örülü bir roman kaleme almış. alİ bulunmaz alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr S tephen Hawking, fiziğin, uzak dünyaları birbirine yaklaştırdığı fikrini ortaya attığında henüz çok gençti. İnsanlarla doğru düzgün iletişim kurmaya yeni başlamıştı ve fizikte epey yol alması gerektiğini biliyordu. Hawking gibi fizik üzerine söyleyecek sözleri bulunan Paolo Giordano ise bu disipline dair bilgisini edebiyatla kaynaştıran bir yazar. Asal Sayıların Yalnızlığı ve Daha Yolun Başındasın adlı kitaplarıyla tanınan Giordano, genç bir yazar olarak kendi yaşıtlarını karakter hâline getirdiği romanlarında, travmalarının üstesinden yalnız başına gelmeye çalışan çocukları, suçluluk duygusunu, Afganistan’a gönderilen yeniyetme askerleri ve asla düşlediği kişi olamayan gençleri konu etmişti. Giordano’nun, Eren Yücesan Cendey tarafından Türkçeye çevrilen üçüncü romanı Aileden Biri ise kendisiyle beraber, yarattığı karakterinin de olgunlaşmaya başladığını hissettiriyor okura. HASSAS BİR DENGE Romanın başkarakteri A. Hanım, Nora ve eşinin kendilerine yardım etmesi için evlerine çağırdığı biri. Bu, öyle sıradan bir misafirlik değil çünkü A. Hanım, geldiği günden itibaren çiftin hayatının parçası ve aynı zamanda yaşadıklarının tanığı. Nora ve eşinin “Babette” ismini taktığı A. Hanım, tatlı inatçılığıyla köklü değişimlere karşı çıkan bir ebeveyn havası estiriyor evde; hem Nora’ya hem de kocasına cesaret verip sorulduğunda ve bazen Paolo Giordano de ortada hiçbir soru yokken fikrini söylüyor. Bunların başında, aslında çiftin yaşamına ders olsun diye kendi hayatını anlatması gelirken bir çeşit arabulucu veya hakem gibi davranıyor. Giordano, her iki tarafın yaşamından kesitler sunduğu romanında bazı ayrıntılar ise A. Hanım’ın, gerektiğinde çiftin didişmelerini tek bir cümleyle bitirdiğini ya da aklı başında bir anne gibi nerede susacağını bildiğini gösteriyor. Yazarın, ideale yakın biçimde betimlediği üçlünün bu birlikteliği an geliyor bozuluyor. Nora ve eşi arasındaki konuşmalarda sürekli tekrarlanan A. Hanım’a dair hatıralar, onun yokluğundan doğan boşluğa düşmeme gayretinin bir yansıması. Bununla birlikte yakın geçmişte, Nora’nın beklentileri ile eşinin mesleki gereksinimleri arasında çiftin kurmaya çalıştığı dengenin yarattığı yorgunluğun ya da “felsefi depresyonun” tortusu gün yüzüne çıkıyor o konuşmalarda: “Daha yolun başında olan bir aile kimi zaman budur işte: Patlama tehlikesi olan benmerkezcilikle gerilmiş bir bulutsu.” ÖLÜMÜN DÜZENLEYİCİLİĞİ Giordano, fiziğe uygun olarak kaleme aldığı romanda, A. Hanım’ın hastalığının teşhisini, tedavi aşamasını, ölümünü ve ardından Nora ile eşinin yaşamında doğan belirsizliği anlatırken hem “Babetta”nın hem de çiftin başından geçenlere yoğunlaşıyor. Hatta “Bir ilişki sona erdiğinde kesin ve kalıcı şekilde bitmesi en iyisidir; yaşlı bir dadı ve çocuk için de böyle olmalıdır” cümlesi, yazarın fizikçi kimliğine uygun. Bir denge unsuru olan A. Hanım’ın kaybının çifte bocalama yaşattığı çok açık. Hatta onun yaşamı ve hastalığını kendi hayatına uyarlayan Nora ve eşi, bunun üzerinde konuşarak sıkıntılarını ötelemeye uğraşıyor. “Babetta”nın hastalığının seyri ile çiftin düştüğü boşluk birbirine çok benziyor. A. Hanım, çift için birbiriyle ilgili bilip bilmediklerini gösteren bir turnusol kâğıdı olmasının yanında, ikisine de her zaman doğruyu söyleyen vazgeçilmez bir insan. Giordano, bunu pekiştirmek amacıyla anlatıcının ağzından romanın ağırlık noktasını oluşturan şu cümleyi kuruyor: “A. Hanım için neydik ki? İşverenleriydik, daha fazlası değil. Ölüm, rolleri şekilci bir önem sırasına göre yeniden dizer, insanın hayattayken kopardığı duygusal ayrıcalıkları hizaya sokar...” Fizikteki netlik, bu cümlede de mevcut. Buna rağmen A. Hanım’ın, Nora ve eşi için kesinlikle çok daha fazlası olduğunu görüyoruz her satırda. n Aileden Biri / Paolo Giordano / Çeviren: Eren Yücesan Cendey / Doğan Kitap / 116 s. KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 31 Haziran 2017 Turhan Günay için... K itap ve onun sunduğu bilgi insanlık tarihi boyunca dogmatiklerin muhafazakârların hışmından hiç kurtulamadı. Kitap ve kitapla uğraşanlar çağlar boyu fanatiklerin hedefiydi. Tıpkı şimdi senin yaşadığın gibi. Özgür düşünce kipleri, tek alevlik kibritin ucunda hep. MÖ 47’de, Sezar tarafından yakılan İskenderiye Kitaplığı’nda 900 bin eser kül oldu. Kitaplığa ikinci saldırı “Dine aykırı bütün kitapları yakın” emrini veren Hıristiyan Mısır valisi Theodusius tarafından yapıldı. On üçüncü yüzyılda Cengizhan, Bağdat yakınlarındaki Alamut Kütüphanesi’ni yaktı; Katolik Kilisesi, on beşinci yüzyılda Endülüs’teki kitaplıkları yakıp yok etti. Çin İmparatoru Şi Huang, MÖ 212’de ülkedeki bütün kitaplıkları ateşe verdirdi. Naziler, Berlin’deki Opera Meydanı’nda “dejenere” bulduğu 20 bin kitabı ateşe verdi. Hıristiyanlığın yayılması sırasında, Efes’te Selsus Kütüphanesi cayır cayır yakıldı. 1562’de İspanyollar tarafından Maya ve Aztek elyazmaları ve ruloların akıbeti de aynıydı. Martin Luther’in Almanca İncil çevirisi, dönemin Papası tarafından şöminede ısınma aracı olarak kullanıldı. İşte böyle Turhan’cığım, şimdi de yaşanan Farheneit’ın 2017 versiyonu. Kitaplık yakan ve kitap adamlarını tutuklayanlar, üçüncü bilinç boyutunda ikame eden dogmatiklerdir ve onların; bilincin daha üst seviyelerine ulaşması biraz zaman alacak. Ulaşamazlarsa aydınlanmamış bireyler olarak bu dünyadan göçüp gidecekler. Sevgili kitap adamı şunu bil ki yanındayım. Gülseli İnal turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap