21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CLAUDIA OTT İLE “YÜZBİR GECE MASALLARI” üzerine ‘Yüzbir Gece Masalları gibi eserler Ortadoğu için umut’ “Yüzbir Gece Masalları” ilk kez okurla buluştu. Gece ve yüz bir deyince insanın aklına ister istemez ‘Yüzbir Gece Masalları, Binbir Gece Masalları’nın bir özeti mi?’ sorusu gelebilir. Aksine, keşfiyle bile çok ilginç olan “Yüzbir Gece Masalları”, başlı başına özgün bir yapıt. Bu yapıtı, çeviri ve edisyonuyla dünya edebiyatına kazandıran Alman müzisyen ve araştırmacı Claudia Ott’la “Yüzbir Gece Masalları”nı konuştuk. İlker gedİzlİ [email protected] Y üzbir Gece Masalları, sahiden de Binbir Gece Masalları’nın kız kardeşi mi? n Her şeyden önce ikisi de Doğu kültürünün ve edebiyatının eşsiz ürünü. Yüzbir Gece Masalları, Arabistan’ın batısına ve Endülüs’e ait. Binbir Gece Masalları daha Doğulu. Elimizdeki yedi el yazması, Yüzbir Gece Masalları Arabistan, yani Mağrip ve Endülüs kökenli. n Yani gerçek anlamda bir kardeşlik değil söz konusu olan? n Öncelikle şu yanlış anlamayı önleyelim: Yüzbir Gece Masalları, Binbir Gece Masalları’nın özeti değil. Kendi başına orijinal bir yapıt. Ancak birbirleri arasında bağlar da var. Bu yüzden “iki kız kardeş” tabiri kullanılıyor. “ŞEHRAZAT, TÜM HİKÂYELERİN ANLATICISI” n O zaman bu bağlardan da söz etmeliyiz... n İki eserin de ortak yanı; temel kompozisyon olarak çerçeve hikâyesi ve bu çerçevede vezir kızı Şehrazat’ın tüm hikâyelerin anlatıcısı olarak karşımıza çıkması. Yüzbir Gece Masalları’ndaki iki şiirin Binbir Gece Masalları’nda da bulunması, en önemli kesişim noktası. Bir de ‘Kralın Oğlu ile Yedi Vezirin Hikâyesi’ ve ‘Abanoz Atın Hikâyesi’ iki eserde de var. n Farklardan söz edecek olursak... n Binbir Gece, üç yıllık bir sürede anlatılıyor. Bu süreçte Şehrazat, padişaha bir ila üç arasında oğul do ğuruyor ve böylece veliaht anası olarak bağışlanmayı hesap edip umabiliyor. Yüzbir Gece’de böyle bir şeye zaman yetmiyor tabii ki. Binbir Gece Masalları’nın Arap dünyasının doğusunda Yüzbir Gece Masalları’nın Batı Arabistan’dan kaynaklanması bir başka büyük fark. n Okurlarımız için Yüzbir Gece Masalları’nın en eski yazmasının keşfini anlatır mısınız? n 2010’da Berlin’de bir sergi açılışına müzisyen olarak davet edildim. Mısır yapımı neyimle Berlin’e gittim. Açılıştan birkaç gün sonra sergiyi ziyaretimde, Endülüs bölümündeki kırmızı başlıklı bir eser dikkatimi çekti. “Kitab fihi Nadit Mi’at Layla ValaylaYüzbir Gece Hikâyesi Kitabı” 1234 tarihli eseri incelediğimde bir coğrafya kitabı ile ki söz konusu tarih, bu coğrafya kitabına ait, Yüzbir Gece Masalları’nın bilinen en eski yazmasının birlikte ciltlendiğini fark ettim. Ancak bu ciltte seksen beş hikâye vardı. n Yüz bire tamamlamak için eksik on altı hikâye nasıl tamamlandı? n Onu, Tarsuna edisyonunu esas alarak 86’ncı “Kitab fihi Nadit Mi’at Layla ValaylaYüzbir Gece Hikâyesi Kitabı” elyazmalarından örnekler... Claudia Ott geceden 101’inci geceye kadar çevirerek Yüzbir Gece Masalları’nın bu edisyonuna ekledim. n Onlarca asır öncesinin Yüzbir Gece Masalları’ndan okura yansıyan ne? n Hayat aslında hep aynı akar. Dürüst tüccarların tefeciler tarafından borç tuzağına düşürülmesine günümüzde de rastlamıyor muyuz? Bazı meseller ise sanki Bollywood filmi gibi. Ayrıca kâh Grimm Masalları’ndan bir izdüşümü yakalamak kâh Jules Verne kehanetlerinin asırlar öncesinden ilk habercilerini görmek!.. Bütün bunlar çok heyecan verici değil mi? “HALEP’İN DURUMU İÇİMİ SIZLATIYOR” n Doğu ve Doğu kültürü sizin için ne ifade ediyor? n Doğu, otuz yıldan beri tutkuyla, zevkle uğraştığım bir alan. Fakat bunu ben hiçbir zaman meslek olarak görmedim. Zaten tutkunuz yoksa ortaya özgün çalışmalar koyabilir misiniz? n Bize müzisyen Claudia Ott’u anlatır mısınız? n Öncelikle ve iftiharla şunu söyleyeyim: En başından beri bir müzisyenim. Araştırmacılığım sonra gelir. Müzisyenliğim araştırmacı ruhumu daima beslemiştir. Mesela, şu kitaptaki şiirleri okuduğumda, ben o ritmi ve müziği yakalayabiliyorum. O zaman o dilde, o aurada müzik yapmak da kaçınılmaz oluyor. Kitaptaki şiirleri çevirirken Almancaya bir müzik eseri çevirir gibi hissettim hep. n Yüzbir Gece Masalları’nı Batılı entelektüel çevreler nasıl karşıladı? n Umduğumun ötesinde bir ilgi gördü. Şu âna kadar Almanya’da beş baskı yaptı. Ancak takipçilerim doğal olarak edebiyat okurlarından oluşuyor. Buna karşın Yüzbir Gece masalları, üniversitelerden ve bilim çevrelerinden de büyük ilgi gördü. Ama o da nihayetinde küçük bir çevre. n Son on yılda Ortadoğu şehirleri ve kültürel mirasının yok edilişi bu kültüre âşık olan sizde nasıl bir etki bırakıyor? n Çok üzücü, ne diyebilirim ki? Özellikle Suriye’de kentler tanınmaz hâle gelmiş. On yıl önce gördüğüm, çalışma yaptığım Halep’in durumu içimi sızlatıyor. Fakat tam da böyle politize olmuş bir dönemde, böylesine eserlerin ortaya çıkarılıp basılması, geleceğe dair küçük de olsa bir umut veriyor. Yüzbir Gece Masalları ve benzeri çalışmalar, Ortadoğu için birleştirici, iyileştirici bir umudu canlı tutabilir, insanları birbirine yakınlaştırabilir. n Yüzbir Gece Masalları / Anonim / Çeviren: Claudia Ott / Ayrıntı Yayınları / 320 s. 14 30 Mart 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle