Katalog

>> 4138 Can Alkor’dan tadımlık: Paleologos (Açılış) Ne zor ödev, tragedya korosu olmak, oyun bitip ışıklar söndükten sonra; hesap vermek, yapayalnız hayaletlere… Dev salyangoz gibi kabuğuna çekilip uyurdu saray, her köşkü, her kasrı tılsım; uyurdu çeşmelerin dışında herkes, cüceler, soytarılar, av köpekleri. Cariyeler uyurdu. 4139 “Bizde ekseriyetle bayağı romancıya revaç vardır.” Celaleddin Ezine (19011972) 4140 TOKAT: Tok … … … at. 4141 ABD’de 1925’ten beri, ilkokul öğrencileri arasında heceleme yarışması (spelling bee) yapılır. Bu etkinliğin beylik sorularından birisi de “Mississippi” sözcüğünün hecelenmesidir. Bir cin öğrenciye yine sorulur, uzun süre düşünmesi üzerine öğretmen onu uyarır. O pişkince “Nehir olanı mı, şehir olanı mı istiyorsunuz?” der. 4142 Changa, ülkenin öncü ve özgün füzyon lokantasıydı. Uluslararası ödüller kazandı, yiyecek sektörüne örnek oldu ve kaliteli personel yetiştirdi. 1999’da Sıraselviler’deki tarihî mekânda hizmete açılan lokanta, Gezi olayları nedeniyle faaliyetini Sabancı Müzesi’nde sürdürdü ve 31 Aralık 2016’da; ortaklar yorgunluklarını ileri sürerek dinlenmeye çekildi. Haberi duyunca bir yakınımın vefat haberini almışçasına üzülmüştüm. Sıraselviler’deki binanın dördüncü katında dört yıl komşuları oldum, çarşamba günleri gidip ilk iki romanımı orada yazdım. Tarık Bayazıt ile Savaş Ertunç’u, Zekiye Kürkçüoğlu’nu kadim dostum belledim. Changa romanlarımda da yer almıştı; artık orada ve anılarımda yaşayacak. Ezcümle, Changa giderek sığlaşan kente iki numara büyük gelmişti. Kemal Tahir’den desturla, “Tarık ve Savaş’a: Ulan iyi, ulan aferin!” 4143 Changa’nın bir de Changa adında minik, maskot bir köpeği vardı. Zekiye’nin yoldaşıydı, çok akıllı ve şirindi. Bir çarşamba sabahı yumulmuş, “Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca”yı bitirmeye çalışıyorum, Changa benim kata çıkıp patisiyle kapıyı çaldı. İkirciklendim, içeri alırsam dikkatim dağılabilirdi, bir süre düşünüp kapıyı açmaya gittim. Beklemekten usanmış, aşağıya inmeye hazırlanıyordu. “İçeri gel bakalım” dedim, bana baktı baktı ve başını öne eğip hızlı hızlı aşağı indi, Changa’yı küstürmüştüm. 4144 Kitap önerileri: Ayaklarına Dokunurum Gölgede – Pablo Neruda (Çev. Adnan Özer), CAN / Yazarların Yüzünden – Selçuk Demirel, YKY / Ornitoloji – Roni Margulies, Everest / Yalnız Kaldınız Peyami Bey – Hamdi Koç, CAN / Yaşar Kemal ya da Dionysos’un Dönüşü – Yalçın Sadak, Öteki Yayınevi / Kırk Kent Kırk Düş – Uğur Kökden, Eksik Parça / O İyi Kitaplar Olmasaydı – Emin Özdemir, Bilgi / Durgun ve İşsiz – Orhan Duru, YKY 4145 “Seni Sevdiğimi Kimseye Söy leme Çünkü Ben Herkese Söyledim” – Gani Müjde, Parantez: Akşama yemekte ne var? Volkan? Efendim… En küçük çocuğumuzu kestim Orhan. Bugün çok yaramazlık yapıyordu doğradım. Lan hayvan karı!.. Ne var?... Lan insan hiç boşu boşuna çocuğunu keser mi? Birkaç gazeteci, televizyoncu filan çağırsaydın bari… Ne bileyim aklıma gelmedi? 4146 “Binbir Hece” denFerit Edgü USLANMAYAN “Işığı görmeden” önce yazmış olduklarının tümünü yaktı. Sonra, karanlıkta yeniden yazmaya başladı. 4147 “Baki Muhabbet” Osmanlı dönemi yazar, şair ve devlet adamlarının yazmış olduğu eski Türkçe mektuplardan mürekkep. Edebiyat tarihine özel dipnotlar içeren şık kitap Ömer Koç Koleksiyonu’ndan çıkma ve bibliyofiller için elzem bir kitap. İlginç örnekler var! Devlet adamı ve Ziraat Bankası kurucusu Midhat Paşa’nın (18221884) karısı Naime Hanımefendi’ye yazdığı mektuptan: “Orada altı yedi bin kuruş maaşı olanlar kemâli refah ve memnuniyetle geçindikleri halde bizim iki kat masrafla beraber yine şikâyet edecek bir halde bulunmaklığımız doğrusu mucibi teessüftür. Her ne ise şu Mart hesabını temizlemek için bu defa bir Yahudi’den altı yüz adet beyaz mecîdî istikraz olunarak poliçesi leffen tarafınıza gönderilmiş ve bu akçenin iki yüz seksen mecîdîsi defterde muharrer bakiyesinin kapatılmasına mahsus olup kusur üç yüz yirmi adet mecîdî dahi Nisan masrafı için olduğundan artık bankerde bir defter tutulup bunların güzelce kaydolunması lâzım gelir…” 4148 Youtube veya Spotify’den öneriler: Brian Eno’dan “Emerald and Stone” ile “Spinning Away.” (John Cage yaşasaydı, Brian Eno’yu en gözde kompozitörü bellerdi.) 4149 Yazar, şair ve TV sunucusu Clive James’e (doğ. 1939) doktorları 2014’te ölümcül bir kansere yakalandığını bildirir. O da durumunu yazıyla açıklar, duygu sömürüsü yüklü bir şiir ve anı kitabı yayımlarken ayrıldığı eşiyle barışır. Kitapları ilgi görür, çevresi ona duygusal yazılarla destek olmaya çalışır. 24 Temmuz 2016’da yazdığı özür mesajında, “Hâlâ yaşıyor olduğum için çok utanıyorum” diyecektir. 4150 Boğaziçi Üniversitesi Vakfı Mütevelli Heyeti’ne bir bağış projesi için Ocak başında yazdığım kısa yazının açılışında, “Ne zaman ülkemizde nahoş bir gelişme olsa Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ‘Bir dilimi zehir zıkkım / Bir dilimi candan tatlı’ dizeleri aklıma geliyor, ülkeme sevgim artıyor ve ona daha sıkı sarılmak istiyorum…” demiştim. Bazen yedek pasaportun var mı sorusuna muhatap oluyorum. Yedek pasaportum neden olsun ki ben ülkemden utanıyor muyum? n KItap 2 Mart 2017 9