21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SHEILA FITZPATRCK’TEN “ARŞİVDEKİ CASUS” Bir casusluk faaliyeti olarak tarihçilik “Arşivdeki Casus”, yeniyetme bir tarihçinin enteresan, ısrarlı ve kısmen macera dolu doktora tezi yazma sürecinin, Sovyetler Birliği Devlet Arşivi’nde yürütülen bir ‘casusluk faaliyeti’ olarak otoportresi. sİnan Çetİn S heila Fitzpatrick, kitabın başındaki kısa tanıtımda söylendiği gibi “modern Rusya tarihi alanında önde gelen isimlerden biri.” Türkçeye çevrilen ilk telif kitabı ise bu “önde gelen ismin” akademik kariyerinin nasıl başladığının otobiyografik bir anlatısı: Arşivdeki Casus: Soğuk Savaş Rusyası’ndan Anılar. Fitzpatrick’in uzun kariyeri boyunca ürettiği ve her biri (yine tanıtımdan alıntılıyorum) “alanında başvuru niteliği taşıyan” kitaplarından biri bile Türkçeye çevrilmemişken anılarının çevrilmiş olması hayli ilginç. Kitabın orijinalinde de ön plana çıkarılan “casus”un, bu seçimde bir rolü olduğu aşikâr. Modern Rusya tarihine özel bir ilginiz yoksa başlığı Gündelik Stalinizm olan bir kitabı mı, yoksa Arşivdeki Casus olanı mı okumayı tercih edersiniz? Klasik bir casus hikâyesi ya da en azından hareketli, sürükleyici, macera dolu bir hikâye bekliyorsanız, bu kitapta bunların hiçbiri yok. Kitapta olan ise “yeniyetme” bir tarihçinin, enteresan, ısrarlı ve kısmen macera dolu doktora tezi yazma sürecinin, Sovyetler Birliği Devlet Arşivi’nde yürütülen bir “casusluk” faaliyeti olarak otoportresi. Kitap, Fitzpatrick’in doktora çalışmalarına başladığı St. Anthony’s College’daki (Oxford Üniversitesi) ilk yıllarını, Sovyetler Birliği tarihi alanına kizine dönüşüyor. yönelmesini, ilk Eğitim Halk Komiseri Bu çokyönlü kurgu, kitabı birden Anatoli Lunaçarski hakkındaki doktora fazla izlek üzerinden okumayı mümkün çalışması için British Council’in sağla kılıyor. dığı bursla Kruşçev ve Brejnev dönemi Birincisi, Avustralyalı solcu entelek Moskovası’nda bir değişim öğrencisi tüel geleneği temsil eden bir babanın olarak geçirdiği yılları ve doktorasını kızı olarak İngiltere’nin en köklü eğitim tamamlamasını kapsayan altı yılda kurumlarından Oxford’da, Sovyet kar (19641970) yaşadıklarını içeren sekiz şıtlığıyla ve “casus okulu” olarak anılan bölümden oluşuyor. bir kolejde doktora yapmaya karar ÇOK YÖNLÜ KURGU vermesiyle başlayan, daha sonra babasının ölümüyle devam eden bir iç he Klasik bir anı kitabıysa da Arşivdeki saplaşmanın temize çekilmesi. İkincisi, Casus, Fitzpatrick bundan daha fazlası Moskova’daki tez danışmanı Profesör nı yapmayı ve bir taşla birden fazla kuş Ovçarenko aracılığıyla tanıştığı Anatoli vurmayı beceriyor. Kitabı çekici kılan Lunaçarski’nin kızı Irina Anatolevna ve yalınkat, sıkıcı bir akademik anılar ve Lunaçarski’nin ölmeden önce sek toplamı olmaktan çıkaran tarafı da bu. reterliğini yapan Igor Sats’la kurduğu Kitabı okunur kılan, Fitzpatrick’in anne ilişki üzerinden yürüyen bir Sovyetler sine yazdığı mektupları hatırlama aracı Birliği’ni anlama çabası. Üçüncüsü, Igor olarak kullanarak kişisel Sats’ın dönemin muhalif ve ailevi hesaplaşmaları yayın organı Novy Mir’de nı, Soğuk Savaş dönemi üstlendiği yayın kurulu Moskovası’nın atmosferin üyeliği ve Fitzpatrick’le de bir Batılı doktora öğren olan baba/sevgili ilişkisi cisinin ikircikli konumu üzerinden, kendini içeri içerisinde anlatabilmesi. sinde bulduğu, dönemin Buna, bir de Moskova’da ve Stalin dönemindeki kurduğu entelektüel ve entelijansiyasının port akademik ilişkileri, araş resi. Dördüncüsü, tabii tırma sürecini ve kişilere, ki kitabın alt başlığının olaylara dair gözlemlerini da ele verdiği üzere, kattığınız zaman; kitap, Sovyetler Birliği’nin sadece yeknesak anılar Kruşçev’le birlikte girdi toplamı olmaktan çıkıp ği yumuşama dönemine Stalin sonrası Sovyetler rağmen Soğuk Savaş Birliği toplumunun haleti Moskovası’nda, Batılı ruhiyesinin, hem görmüş bir ziyaretçinin KGB ve geçirmiş hem de genç bir “casusluk” paranoyasıyla “Sovyetolog” tarafından Genç değişim öğrencisi mücadelesi. aynı anda çizilmiş bir es Shelia Fitzpatrick. Bütün bunlarla iç içe geçmiş yan izlekler de oldukça zengin: Bir kadın akademisyenin Oxford ve Moskova’daki erkek egemen kültürle mücadelesi, Moskova’nın Soğuk Savaş döneminde gündelik yaşamına dair tespitler; toplu ulaşım araçları, yemeiçme kültürü, giyim kuşam, sokaklar ve binaların durumu gibi. Ama bütün bunları sarmalayan ve bence kitabın en ilgi çekici izleği, tarihyazımına dair. Akademik tarihyazımının, özellikle yakın dönem tarih çalışmaları söz konusu olduğunda, biraz görmezden geldiği ya da en azından çokça üzerinde durmadığı bazı faktörleri (tarihçinin kişisel koşulları, ilişkileri ve hatta şansı) Fitzpatrick’in anlatısında açıkça görebiliyoruz. ÖĞRENCİDEN SOVYETOLOGA... Kendisinin de açıkyüreklilikle anlattığı gibi Lunaçarski üzerine yürüttüğü çalışmanın başarılı bir çalışma olması, büyük oranda Lunaçarski’nin kızı İrina ve ölmeden önceki sekreteri İgor Sats’la kurduğu yakın ilişkinin bir sonucu. Bu yüzden, dördüncü bölüm başlığının ‘İrina ve İgor’ olması şaşırtıcı olmadığı gibi aslında bütün kitap, Fitzpatrick’in, İgor Sats’ın danışmanlığında Rus tarihi hakkında cahil bir tarih öğrencisinden, Sovyetler Birliği hakkında içgörüye sahip bir “Sovyetolog”a dönüşmesinin hikâyesi olarak da okununabilir. Böylesi bir okuma, bize hem tarihçinin, ürettiği eserde kendi kişiliğini yok sayarcasına tarafsız bir konum alamayacağını hem de kendi kişiliği dışında başka kişiliklerin de eserin bir parçası olabileceğini hatırlatıyor. Igor Sats’ın ve Irina’nın, Fitzpatrick’in arşiv çalışması sırasında kendisine sunduğu perspektifin, bağlantıların arşiv çalışmasını nasıl şekillendirdiği kitapta pek çok defa doğrudan veya dolaylı şekillerde karşımıza çıkıyor. Sadece yerel bağlantıları sunmakla kalmayıp aynı zamanda Sovyetler hakkında Batılı bakışın gözden kaçıracağı nüansların farkına varmasını sağlayan Igor Sats’dı. Kitabın beşinci bölümü olan ‘Arşivlerde’, tarihçinin çalışması sırasında, bilgiye erişimin sınırlandığı toplumlarda sıklıkla (Fitzpatrick aksini düşünse de daha liberal politikaların izlendiği arşivlerde de) karşılaşabileceğimiz başka faktörlerin de devreye girebileceğini gösteriyor: Tez başlığının Parti Politbürosu’yla alakası olmadığı için giremediği Parti arşivinin yerine Devlet Arşivleri’nde çalışması, belki de Fitzpatrick’in Modern Rusya Tarihi alanında “revizyonist” tarih anlayışıyla birlikte anılmasının sebeplerinden biri. Kısacası, Arşivdeki Casus, her yönüyle keyifle okunabilecek bir kitap. n Arşivdeki Casus / Sheila Fitzpatrick / Çeviren: İrem Yüce Almaç / Doğan Kitap / 266 s. 14 2 Mart 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle