Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İSMET TOKGÖZ’DEN “ARKADAŞIM ZEKÂİ” ‘Çam sıkıntısı’ Arkadaş Zekâi Özger’in İsmet Tokgöz’e yazdığı mektuplar kuşe kâğıda basılı hâlde buluşuyor okurla. Asılları yer almakla birlikte dizilmiş hâlleri de var mektupların. Arkadaş’ın kaygılarına, yoksulluğuna, yalnızlığına ve ısrarına tanık oluyoruz okurken. C. ZEKİ ZARİÇ A rkadaş Zekâi Özger, 3 Temmuz 1970 günü, Bolu’dan yazdığı mektupta “çam sıkıntısı”ndan bahsediyor arkadaşı İsmet Tokgöz’e. “İyi mi, bir de çam sıkıntısı var şimdi bende. Çam sıkıntısı: bituhaf bişey, anlatılmaz. önceki gün müydü, çok çıldırdı. (...) Şimdi uslu gök. Güneşe yol gösteriyor. Ben çam kokuyorum. Kokladığım çamı güneşe uza tıyorum.” Gidecek bir yeri olmadığından gide bileceği son ya da ilk yere sığınmış şair Bolu’da. Evine gidemez; Bursa uzak bir olasılık. İstanbul oldum bittim bir rüya zaten. Parasızlık ve şiir yakasını bırak mamış hiç. ‘Kurdeşen’ şiirinde yazmıştı geçmiş zamanın izini: “Bitimi tahta bir köprüye ve dereboyuna varan bir sokakta” geçti çocukluğu Zekâi’nin. Ahrazları vardı, Cilimboz deresinin sesini dinleyerek dal mıştı annesinin koynunda uykuya. Birikmiş anıları saklısında bekleyen mektuplarla harmanlayıp üniversite yıllarından arkadaşı Zekâi Özger için bir kitap hazırlamış İsmet Tokgöz. Arkadaşım Zekâi adını verdiği kitabın neredeyse iki yıl süren yazım aşamasında yayıneviyle birlikte çalışmış yazar. “Çoklar Sokağında Bir Yalnız” alt başlığındaki kitap okur kar şısına çıktı. Bir şairin hayatına dair anılar ve zamanını bekleyen mektuplar gün yü züne çıkıp bir kitapta yer aldığında, kişisel ayrıntılar da çalar kapımızı. Çocukluğu, gençliği, aşkları, okul sıraları ve şiir serü veni... Umut ve melankoli... İlk şiirini liseden arkadaşı Ömer Zafer Göktürk ile birlikte, Aralık 1965’te çıkar dığı Kent 16 adlı dergide yayım lar Zekâi Özger. Parasızlıktan dolayı tek sayı çıkabilen bu der gide ‘Niye Ka palı Kapılarınız Bulamıyoruz’ şiiri yayımlanır. Dergicilik serü veni saklı sanki Arkadaş’ın, oyunculuk serü Zekâi Özger veni de öyle. Omuzlanmış ÖMER TUNCER İsmet Tokgöz tabutların arkasından meydanda şiirlerin haykırıldığı yıllarda, kendini var etmeye çalışan bir şair Arkadaş. ‘Pencere’ ya da ‘Sevdadır’, hadi olmadı ‘Aşkla Sana’ şiirlerinden birini mutlaka okumuş olmalısınız. Yer yer trajedi sarar okurken belleğinizi; ama ironiyle kendinize gelirsiniz ansızın. Kendine yetmeye çalışan Zekâi hayatın damarlarına akmayı dener yazdıklarında. Dalgaya alınır. Vazgeçer mi? Üstüne yürür Zeki Müren’i seven kimliği elinde. İki bölüme ayrılmış kitap. ‘Çoklar Sokağında Yalnız’ bölümünde İsmet Tokgöz, yaşadıkları ve şiir serüveni üzerinden analiz etmiş Arkadaş’ı. Anılar ve tanıklıklar bir döneme ışık tutuyor. İkinci bölümün adı ise ‘Elyazması Nameler’. Arkadaş Zekâi Özger’in İsmet Tokgöz’e yazdığı mektuplar kuşe kâğıda basılı hâlde buluşuyor okurla. Asılları yer almakla birlikte dizilmiş hâlleri de var mektupların. Arkadaş’ın kaygılarına, yoksulluğuna, yalnızlığına ve ısrarına tanık oluyoruz okurken. Bir de baş ağrıları tabii. 24 Ocak 1971 günü Siyasal Bilgiler Fakültesi yurduna polis baskın yaptığında Arkadaş da gözaltına alınanlar arasındaydı. Kız kardeşi Şükran Tekin büyük uğraşlar sonucu abisini gözaltında gördüğünde “vücudunda, boynunda, siyahlaşmamış yer yoktu,” diye anlatacaktı. O günleri ‘Adak’ adlı şiirinde beş bölümde yazdı, Arkadaş. Sonrası ölümü işte Arkadaş’ın. Arkadaş Zekâi’nin mektuplarıyla birlikte el yazısı şiirlerine de tanık oluyoruz kitapta. Daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış fotoğraflar toplumsal hafızamıza yeni ayrıntılar ekliyor. Arkadaşımızı yazmış İsmet Tokgöz. Arkadaşım Zekâi varlığını, farklılığını, dünyaya bakışını, yeni bir dünya düşlerini çoğaltmış “Çoklar Sokağında Bir Yalnız” gibi. 12 Haziran 1970 günkü mektubunda aşağıdaki satırları yazmış arkadaşına Arkadaş: “Ama Ankara’da özlediğim bişeyler kaldı yine de. Ben heryerde herkeste özlediğim bişeyler bırakırım.” n Arkadaşım ZekâiÇoklar Sokağında Bir Yalnız / İsmet Tokgöz / Ve Yayınevi / 136 s. 26 9 Kasım 2017 KITAP