02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener ATikTuk / Çiğdem Gündeş / Resimleyen: Nazlı Oluz / TUDEM Yayınları / 2016 / 96 s. / 10+ Çiğdem Gündeş, bu kez bir öykü kitabı ile okurlara merhaba dedi. Kitaptaki beş öyküden ilki, 23 Nisan Çocuk Bayramı için, Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen Elefteria ile tanıştırıyor okuru. Yazarın TürkYunan çocuk edebiyatı buluşmalarından esinlenerek kaleme aldığı bu öykü, iki kültürün benzer yanlarını vurgularken, dili farklı olsa da yüreği sevgiyle çarpan çocukları anlatıyor. Kitabın ikinci öyküsü, bir baba ile oğlun avlanmak için çıktığı kamp gezisinde yaşadığı içsel yolculuğu yansıtıyor. “Ninemin Sürprizi” adlı öykü, yazarın masal dilinin zenginliğini gösteriyor okura. Bu öyküde, “Pambık Nine”nin evine konuk olup Eciş ile Bücüş’ü tanıyoruz. Onlara sarılıp masal düşler görmek için bu öyküyü okumak gerek. Kitaba adını veren öykü ile ilgili ipucu vermeyeceğiz çünkü ATikTuk, gizemlerini yalnızca okuruna açan bir öykü. Fakat şunu bilin ki öykü bittiğinde, siz de avazınız çıktığı kadar “ATikTuk!” diye bağırmak isteyeceksiniz. Okura gülümseyen son öykü: Rüzgâr da Yok Artık. Bu metin yalnızca bir bisiklet öyküsü değil, aslında hayatın akışıyla ilgili bir harita koyuyor gözümüzün önüne. Kitap boyunca gülecek, hüzünlenecek, umutla dolacak bazen de kendinizle yüzleşeceksiniz. Tıpkı yaşamda olduğu gibi… Bu öyküler, çocuklar ve yetişkinler için… İyi okumalar. Altın Saçlı Deniz Gözlü Çocuk / İncilâ Çalışkan / Resimleyen: Renkli Kafalar / Düşizi / 2016/ 32 s. / 5+ Çocuk edebiyatının üretken yazarlarından İncilâ Çalışkan, “Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğu okul öncesi çocuklara nasıl anlatılır?” diye düşündüm. İşte bu kitap doğdu” diyor. Kitabın kapağına bakıp da “fesli çocuk figürleri çağdaş çocuklarımıza nasıl bir ileti verir?” önyargısına kapılmayın sakın! Selanik’teyiz, kokular, renkler, sokaklar, Selanik’ten rüzgârlar estiriyor sayfalara. Kitap, küçük Mustafa ile kardeşi Makbule’nin kitap sevgisini anlatan satırlarla başlıyor. Anneleri Zübeyde Hanım, onların her zaman destekçisi. Mustafa’nın arkadaşlarıyla kitap değişimi yapma önerisi hemen kabul görüyor. Böylece aynı kitabı hepsi okuyabiliyor. Yalnızca kitap değil, hayvan ve doğa sevgisini de yüreğinde taşıyan, liderlik yeteneği olan bir çocuk Mustafa. İşte Mustafa’nın kargaları tarladan kovaladığı sayfalara geliverdik! Bunu ve Çoban Ali’nin öyküsünü bir de İncilâ Çalışkan’ın kaleminden okuyun. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk dönemine giden okurlar, onunla özdeşim kuracak. Kitabın sert kapaklı, renkli hazırlanmış olması, yazarın akıcı Türkçesi, seslendiği yaş grubunu mutlu edecek. Arka kapak yazısında Prof. Dr. Haluk Yavuzer diyor ki: “Altın Saçlı Deniz Gözlü Çocuk, okul öncesi dönem çocuklarının, Mustafa Kemal’i kolayca anlayabilecekleri şekilde hazırlanmış çok önemli bir yapıt. Kitap, çocukların somut algı dönemine uygun resimlerle desteklenmiştir.” Kitap, M.Kemal Atatürk’e ilgi uyandırmanın yanısıra, yurt sevgisini de vurgulamak amacıyla “Yurttaşlık Hareketi Derneği Projesi” kapsamında hazırlanmış. Sevinçli okumalar… Güneş ve Tuzlu / Şebnem Gürsoy Ulusoy / Resimleyen: Nurten Deliorman / Venüsya Yayınları / 2016 / 71 s. / 7+ Yeditepe Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan yazarın Joel ve Kazu’nun Dostluğu, Toparlak ve Tırsak isimli çocuk kitapları da yayımlandı. Güneş ve Tuzlu, dört güzel öyküye ev sahipliği yapıyor. Tuzlu, Güneş’in kaplumbağası. İkisinin serüvenini okurken hem eğleniyor, hem de öğreniyoruz. İlk öyküde Güneş, kaplumbağasını, deniz kaplumbağalarının yaşadığı İztuzu kumsalına götürüyor. Sonra neler mi oluyor? Söylemeyiz! Kitabın ikinci öyküsü ‘Göğe Dokunan Kardan Adam’ da Güneş’in arkadaşı Dolunay ile tanışıyoruz. Birlikte yaptığı kardan adam bakalım onların dileklerinin gerçekleşmesine aracılık edecek mi. Kitabın üçüncü öyküsünde yolumuz Datça’ya düşüyor. Güneş’in köpeği Dost da onlarla birlikte Datça yolcusu. Bu öyküde belki başka dostlar da edinirsiniz, kim bilir! Son öykü “Manmuy ve Desenli’nin Hikâyesi”. Desenli, Güneş’in papağanı. Peki Manmuy kim? Okuyun, öğrenin. Güneş Ve Tuzlu, renkli baskısı, eğlenceli resimleri ile, seslendiği yaş grubuna gülümseyen bir kitap. Karne Armağanı / İlhan Soytürk / Resimleyen: Şaban Ayhan / Zeus Çocuk / 2016 / 48 s. / 6+ Okulun son günündeyiz. Elif ile Özlem, farklı sınıflarda ama aynı servisle okula gidip geliyor, aynı sokakta oturdukları için birlikte oynuyorlar, iyi arkadaşlar. İkisinin de karnesi çok güzel. Özlem’in babası, ona istediği bisikleti karne armağanı olarak alıyor. Elif’in zaten bisikleti var. Birlikte bisiklete binip güzel zaman geçiriyorlar. Özlemler tatile çıkarken, bisikleti arabalarının arkasındaki aparata bağlayıp götürüyorlar. Tatil başlıyor, kitap bitiyor. Berk Mucit Oldu / Kaan Elbingil / Resimleyen: Merve Atılgan / Günışığı Kitaplığı / 2016 / 71 s. / 9+ Berk, mucitlerin pek işe yarar bir şeyler icat etmediğini düşünüyor. Ona göre, rüyada devam eden film ya da hiç çalışmadan beş alınan bir ödev icat etmedikten sonra neye yarar mucit olmak. Oysa onun ne harika fikirleri var. Örneğin, henüz bir bebek olan ve sürekli pırtlayan kardeşi Cem’den esinlenerek “Ses Geçirmez Külot” tasarlamayı düşünüyor. Böylece en azından kendi dikkati daha az dağılır… Hele yine kardeşinden esinlenerek icat ettiği “Cem Çevirmeni” dillere destan bir alet… Annesi ile babası bunu görünce Berk’i Üstün Zekâlılar Okulu’na götürmeye karar veriyor. Berk, o gece rüyasında görünmez kapılardan geçip özel şifrelerle kodlanmış odalarda icatlar yaptığını görüyor. Gerçi okulda karşılaştıkları biraz farklı. Berk, tüm gün okulu geziyor. Ona biraz sıkıcı, kasvetli gelse de anne babası bu konuda çok ısrarcı. Sonunda Berk bir dizi teste giriyor. Sonuçlar açıklanıncaya dek, evde çalışması gerek elbette. Babası ona çeşitli zekâ oyunları alıyor. Çocuk oyuncağı bunlar Berk için. Annesinin aldığı bilim ansiklopedilerini de okuması gerek mi gerçekten? Bu iş bir kâbusa dönüşecek galiba. Ne dersiniz sizce Berk gerçekten bir dâhi mi? Bunu Berk’leri ziyarete gelen Çinliler söyler belki... Çinliler de kim, dediğinizi duyar gibiyiz. O da sürpriz olsun. Berk’in gerçekten bir mucit olup olmadığını, yüzyılın icadını gerçekleştirip gerçekleştiremediğini merak edenlere iyi okumalar! Çingene Kız’ın GizemiMüzikli Türkiye Yolculuğu / Bir Güneydoğu Macerası / Neşe Türkeş / Resimleyen: Elif Balta / Doğan Egmont / 2016 / 36 s. / 9+ Arkeolog olan annesi ile birlikte yaz tatilinde Gaziantep’teki bir kazı alanında Arkeoloji ve tarih hakkında pek çok şey öğrenir. Bu heyecanlı ve ilginç tatilde ona Denise eşlik eder. Fransız olan Denise’in de annesi de babası da arkeologdur, bir yıldır Türkiye’de çalışıyordur. Bir sabah kahvaltı yaparken Kaan’ın annesi, o akşam bir sıra gecesine davetli olduklarını söyleyince çocuklar, çok heyecanlanır. Gaziantep’in gelenek ve kültürünü öğrenmek çok eğlenceli gelmiştir onlara. Akşam tam vaktinde giderler davetli oldukları programa. Özel giysiler giymiş erkekler, ellerinde çeşitli müzik aletleriyle karşılar onları. Önce acı kahve ikram edilir, ardından çay. Bir yandan da çiğ köfte hazırlanmaktadır. O sırada Kaan, kendi yaşlarında bir çocukla göz göze gelir. Bu, Gaziantep Mozaik Müzesi’nin bekçiliğini yapan Bedir Bey’in oğlu Ömer’dir. Üç çocuk, hemen kaynaşır. Birden Ömer’in aklına harika bir fikir gelir; müzenin anahtarını alıp doğruca Mozaik Müzesi’ne giderler. Heyecanlı serüven başlamıştır. Neşe Türkeş’in kaleme aldığı bu resimli öykü, “Müzikli Türkiye Yolculuğu” adlı dizinin ilk kitabı. Kitabın içinde bir de müzik belleği var. Bellekte, öykü şan sanatçısı Cenk Rofe tarafından sesli okunmuş. Görme engelliler için çok güzel bir uygulama. Cenk Rofe, doğal olarak güzel sesi ve akıcı anlatımıyla çok başarılı bir okuma yapmış. Bellekte ayrıca Güneydoğu yöresine ait halk türküleri yer alıyor. Cenk Rofe, Güniz Alkaç ve Ceren Gündoğdu tarafından seslendirilen türküler, öykü içinde de kullanılmış. Kitabın ilginçliği, tam bu noktada zaten. Öyküye serpiştirilen müzikler, okurun bu serüvene eşlik etmesini kolaylaştırıyor. Hay Bin Kunduz / Mustafa Hakkı Kurt / Kırmızı Kedi Çocuk / Resimleyen: Reha Barış / 2015 / 160 s. / 10+ Merhaba ben Bulut. Kalabalık bir ailem var. Evlerimiz aynı bahçenin içinde ve bir arada yaşıyoruz. Ailemi çok seviyorum ama en çok kuzenlerim Ferman, Nisan ve Zamir’i. Günlerimizi hep beraber geçiriyoruz. Dedemin gençken diktiği evlerimizin önündeki koca çınar ağacının dalları ve gölgesi bizim en sevdiğimiz oyun yerimiz. Bir de gitmemizin yasak olduğu yerler var: Göl ve eski değirmen. Tamam, göl çok tehlikeli, yüzme bileni bile bazen içine çekebiliyor; bunu biliyor ve tehlikeli olduğunu kabul edebiliyorduk. Hatta dedemin, ailelerimizi zaman zaman göl kenarına piknik yapmaya götürmesi sayesinde merakımızı yenmeyi de başarmıştık ama bu eski değirmenin nesi tehlikeliydi, onu bir türlü anlayamıyorduk. İşte maceramız tam da bu tehlikenin ne olabileceğini anlamak için bir gün, eski değirmene gitmemizle başladı. Duvarlardaki resimler aynen bizim yaptıklarımıza benziyordu. Bu eski kapı da neyin nesiydi? Zincirlerini biraz kurcalasak mı acaba? Poofff! Hay bin kunduz! Bulut ve üç kuzeni, kendilerini yıllar öncesinde bulurlar. Bundan sonra olacakları öğrenmek için onlara eşlik etmek ister misiniz? Mıymıy Teyze Bebek Bakıyor / Aytül Akal / Resimleyen: Zeynep Özatalay / Uçanbalık / 2016 / 32 s. / 6+ Mıymıy Teyze, yeni bir öyküyle karşımızda. Zeynep Özatalay’ın rengârenk, sevimli çizimlerine aldanıp zile basmayın hemen. Mıymıy Teyze çook kızar çok! Ama eyvah! Uyarmakta geç kaldık, birileri Mıymıy’ın kapısına dayanmış bile. Hem de tam temizlik yaparken. Mıymıy Teyze, temizlik hastasıdır ve eline süpürgeyi, bezleri aldığında iyice huysuzlaşır. O da ne? Komşusunun bir işi varmış ve bebeğini kısa bir süre için Mıymıy Teyze’ye bırakabilir miymiş? Ablası da yanında olacakmış… Mıymıy Teyze, yanıtını veremeden küçük kız eve girip zıp zıp zıplamaya, bebek ise ağlamaya başlamasın mı? Karnı acıkmış olabilir mi? Ne yer ki bir bebek? Tavuk ya da karnıyarık uygun mu? Nasıl doyuracak karnını şimdi? Ah bir de ağlamasa... Sadece bu da değil, ya kakasını yaparsa şimdi? Eyvah eyvah! Mıymıy teyze nefret eder bundan. Ne dersiniz, Mıymıy Teyze’den iyi bir bebek bakıcısı olur mu sizce? Gün sonunda neler hissetmiştir acaba? Sakın bebeğin ardından evi yeniden temizlemeye başlamasın? Olur mu olur? Olur mu? En iyisi, kapının arasından şöyle bir bakmak ya da kitabın sayfalarını çevirmek… Borp / Özgür Danışman / Resimleyen: Görkem İşme / Top Yayıncılık / 2016 / 152 s. / 9+ Sizce paralel evrenlerde yaşayan ya da aynı dünyayı paylaştığımız ama göremediğimiz canlılar var mı, yok mu? Çınar’a sorarsanız, var! O, gözleriyle gördü ve evine dönemeyen bir Yerk’le birkaç gün geçirdi. Hem de onu düzen meraklısı annesinin gözünden gizleyebilmek için neler çekti. Ha tabii bir de gıcık Berk var. Okulda Çınar ve arkadaşlarının peşine düşüp çantada ne olduğunu merak eden ve onları idareye şikâyet etmek için fırsat kollayan… Kafanız karıştı değil mi? Heyecanlanıp çok hızlı gittik. Romanın başına dönelim ve önce Yerklerin kim olduklarını açıklayalım. Yoksa açıklamayalım mı? Ne de olsa suyla hareket eden ve ağaçlarda, duvarlarda yaşayan bir canlı ırkın varlığını öğrenmek sizi şaşırtabilir. Devam edelim mi? Çınar’ın karşılaştığı Yerk’in adı Borp. Heyecanlandığı ya da korktuğu zaman “Borp borp!” diye sesler çıkarıyor. Borp’un ve ailesinin duvarın içinden Çınar’ı, kardeşi Güneş’i ve anne babasını izleyebiliyor olması gerçekten tuhaf, değil mi? Borp, pat diye Çınar’ların mutfağına düşüverir. Bu istemsiz duruma yol açan nedir acaba? Borp, niye evine, ailesinin yanına dönemiyor? Berk, onların peşindeyken Çınar ve arkadaşlarına bu gizemi çözebilmeleri için kim yardım edecek? Merak uyandıran macera, akıcı dili sayesinde keyifle okunuyor. n KItap 21 Temmuz 2016 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle