27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> minci yüzyılda yaşanacak tüm gerilim ve çatışmaların da başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Bu nedenle Kıbrıs’la ilgilenen herkes için adanın bu iki döneminin, Osmanlı ve İngiliz hâkimiyetlerinin tarihinin iyi bilinmesi büyük önem taşıyor. Kıbrıs’ta, hem ada toplumlarının hem de çeşitli ülkelerin karıştığı çatışmalı mazi ve birçok ihtilafın hâlâ sürmesi gibi sorunlar nedeniyle Türkçede Kıbrıs tarihine dair modern eserlerin büyük kısmı ister istemez siyasi bir bagaj taşırken oluşturulan kamuoyu algısında ise kulak verilecek eserler “taraf”larına göre değerlendirilir. Kıbrıs tarihyazımını kökten etkilemiş başlıca kaynağın, İngiliz arkeolog ve tarihçi Sir George Hill’in dört ciltlik anıtsal Kıbrıs Tarihi’nin yetmiş küsur yıldır Türkçeye asla çevrilmemiş olması başka türlü izah edilemez. Bu kitap, eserin Osmanlı ve İngiliz idareleri dönemini konu alan dördüncü ve son cildinin titiz ve eksiksiz bir çevirisi. Dünya Düzeni / Henry Kissinger / Çeviren: Sinem Sultan Gül / Boyner Yayınları / 444 s. Amerika Birleşik Devletleri’nde Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’yla birçok başkana dış siyaset konularında danışmanlık yapan 1973 Nobel Barış Ödülü sahibi efsanevi siyasetçi Herry Kissinger, Dünya Düzeni’ninde hem deneyimlerini hem de geçmiş ve geleceğe yönelik analizlerini aktarıyor. Kissinger’ın derin tarihsel araştırmalarına ve bizzat yaşadıklarına dayanan Dünya Düzeni, okurları dünya tarihinin önemli olayları arasında bir keşfe çıkarıyor. Soğuk Savaş’ın sonunda Reagan’ın Sovyet Devlet Başkanı Gorbaçev’le yürüttüğü gerilimli müzakerelerle ilgili detaylardan ABDÇin ilişkilerinin geleceğine, Irak ve Afganistan’da yaşanan çatışmalardan çıkan derslerden İran ile nükleer müzakerelere ilişkin analizlere, Batı’nın Arap Baharı’na tepkisinden Ukrayna nedeniyle Rusya’yla yaşanan gerilime kadar geniş bir yelpazedeki olaylara eşsiz bir bakış olanağı sunuyor. Hepimiz Katiliz / Mesut Demirbilek, Onur Akhan / Doğan Kitap / 206 s. “Cinayet Sohbetleri” serisinin ilk kitabında “cesetler” konuşuyordu, Hepimiz Katiliz’de ise katiller sahne alıyor: “Öldürdüm onu... Çektim gittim sonra... Kanlar içinde bir ceset adası bıraktım arkamda. Kendi kanında nasıl boğulduğunu görsünler diye, bıraktım onu ortalık ta; tek başına! Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, biliyor musunuz? Benim gibi bir adam katil oldu... Ne garip! Anlam veremediğim bir kibir var üzerimde şimdi. Ömründe hiç adam öldürmemiş olanları küçümsüyorum. İçimdeki açlık büyüyor, durduramıyorum. Masumiyetini kaybetmiş bedenim, daha fazla kan istiyor. Yavaş yavaş kontrolümü kaybediyorum. Sonunda pes edip, dönüştüğüm şeyin esiri oluyorum.” İsyan Şiddet Yas: 90’lar Türkiyesi’ne Bakmak / Yayına Hazırlayan: Ayşen Uysal / Dipnot Yayınları / 372 s. 1990’lar Türkiye tarihi açısından da önemli, bugünlerin şiddet ortamında ise neredeyse temel referans noktası: “90’lara mı dönüyoruz?” sorusu şimdilerde en çok sorulan sorulardan biri. Artık şiddet, özellikle de devlet şiddeti denince ilk akla gelen 1990’lar. Elbette herkesin zihninde tek bir 90’lar yok; farklı çevrelerde farklı farklı anlamlar kazanıyor bu on yıl. Anaakım medyada toplumsal şiddete, devlet dilinde “terör” yıllarına, Kürtlerin hafızalarında baskı ve zulmün doruk noktasına, zorunlu göç, işkence ve gözaltında kayıplara, insanlık dışı bir şiddet ortamına gönderme yapıyor. İslâmcı hareketin yükselişiyle görünür olan “İrtica”Laiklik gerilimiyle merkez sağ partiler arasındaki çekişmeler; Aleviler, azınlıklar ve Ortadoğu’nun ahvali, 90’ları belirgin kılan çizgiler ve unsurlar olarak kitapta derinlemesine inceleniyor. Herkes İçin Osmanlı / Kerem Çalışkan / Caretta Yayıncılık / 426 s. Kerem Çalışkan, Herkes İçin Osmanlı adlı kitabı, imparatorluğa dair bilgileri zenginleştirmek için yazdı. Tarihini televizyon dizilerinin yanı sıra başka sağlam ve güvenilir kaynaklardan da öğrenmek isteyenlerden, geniş Osmanlı arşivlerine yepyeni bakış açıları sunan bir kitap eklemek isteyen tarih meraklılarına kadar herkesin Osmanlı’ya dair bilgisini artırmayı amaçlıyor. Beyin / David Eagleman / Çeviren: Zeynep Arık Tozar / Domingo Yayınevi / 266 s. Büyük ilgi gören kitabı Incognito ile nörobilimi geniş kitlelerle buluşturan David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? “Sen” kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji “insan olmanın” anlamını değiştirebilir mi? Eagleman’ın yolculuğu ekstrem sporlar dünyasından ceza hukukuna, yüz ifademizden beyin ameliyatlarına, içgüdülerden ölümsüzlük arayışına kadar uzanıyor. Yol üstünde, muazzam karmaşıklık barındıran beyin hücreleri ve onları birbirine bağlayan trilyonlarca sinirin arasında görmeyi pek de beklemediğiniz bir şey beliriyor: Kendiniz. Atmeydanı’ında Ölüm / Marc David Baer / Çeviren: Pınar Yanardağ / Koç Üniversitesi Yayınları / 180 s. Marc David Baer’in çeşitli akademik dergilerde yayımlanan makalelerinden oluşan Atmeydanı’nda Ölüm, Osmanlı tarihinin kara deliği olan on yedinci yüzyıla odaklanıyor. Yarısı IV. Mehmed’in iktidarıyla geçen bu yüzyıl, hoşgörünün ortadan kalktığı, din içi ve dinler arası ilişkilerde şiddetin yükseldiği bir dönemdi. Baer, daha Müslüman bir toplum oluşturulması için şiddeti gerekli gören, köktendinci Kadızâdeli hareketinin bu dönemde zirveye çıkışının nedenlerine yakından bakıyor ve bu hareketin etkisi altına giren devletin yürüttüğü yaygın İslamlaştırma çabalarını farklı örnekler üzerinden ele alıyor. Neroç Köprüsü / Lenoid Tsıpkin Çeviren: Kayhan Yükseler / Yapı Kredi Yayınları / 380 s. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki Yahudi karşıtı hareketleri ve Stalin döneminin ağır baskı ortamını derinden hisseden bir Yahudi ailesinin öyküsünün anlatıldığı Neroç Köprüsü ve Yahudilerin gaz odalarında toplu kırımıyla İsa’nın çarmıha gerilişinin iç içe anlatıldığı “Norartakir” adlı otobiyografik kısa romanları da içeren ‘Neroç Köprüsü’nde yazarın bütün öyküleri yer alıyor. Talih Kuşu / James McBride / Çeviren: Duygu Günkut / Okuyan Us Yayınları / 492 s. Henry Shackleford, 1856’da kölelik yanlısı ve kölelik karşıtı güçlerin savaş alanına dönüşen Kansas bölgesinde yaşayan köle bir çocuktur. Bir gün kölelik karşıtı efsanevi isim John Brown bölgeye gelir ve Brown ile Henry’nin sahibi arasında tartışma çıkar. Tartışma kısa sürede şiddete dönüşür ve Henry, onu kız zanneden Brown’la birlikte şehri terk etmek zorunda kalır. Brown’ın, uğuru olarak benimsediği ve “Soğan” ismini taktığı Henry, kız olduğunu herkesten saklayarak hayatta kalmaya çalışır. İki grup arasındaki şiddetten kendi becerileriyle korunmaya çalışsa da kendini iç savaşın tetikleyicisi, ünlü Harper’s Ferry baskınının içinde bulur. Diyarbakır Sur’daki Mutlu Çocuklardık / Lütfiye Gültekin / Ceylan Yayınları / 120 s. “Her gün gerek uzaktan, gerek yakından olsun, birçok çocuk, Diyarbakır sokaklarında dolaşmakta ve barışı özlemektedir. Bu çocukların birçoğu her gün Roza’nın, Diyarbakır ile ilgili gezip gördüklerini hem çocuklara hem de büyüklere anlatmasını ister.” Roza bu sesi dinler, kararını verir ve yazar. Okuduğunuz kitap, işte o kitaptır… Başka gezide Barış ile beraber dolaşırken başka şeyler duyabilme ümidiyle... Komünist Enternasyonel 19191943 / Serge Wolikow / Çeviren: Erden Akbulut / Yordam Kitap / 414 s. Komünist Enternasyonal 19191943, en temelde “Komünist Enternasyonal ya da Komintern neden uzun süre hayatta kalamadı?” sorusunun yanıtını ararken beraberinde birçok tartışma başlığı açıyor: Dünya partisinin kuruluşu ve örgütlenmesi nasıl yaşandı? Ana örgüt, yan örgütler, tek bir merkezden yönetim, inisiyatif alabilme ve güdümlü olma tartışmaları neler getirdi? Dünya devrimi beklentisi geriye düştüğünde neler oldu, Komünist Partilerin “Bolşevikleşmesi” ne gibi sonuçlara yol açtı? Halk cephesi tartışmaları nasıl başladı, Komintern faşizme karşı nasıl bir tavır aldı?.. Tüm bu soruların ve daha fazlasının ışığında; kazanımları ve zaafları, eksileri ve artılarıyla Komintern’e dair bütünlüklü bir okuma. Yerel(sel)leşme / Jacques Sapir / Çeviren: Hande Turan Abadan / Epos Yayınları / 206 s. Yerel(sel)leşme, artık sonuna geldiğimiz “dünyacalaşma” ya da “küreselleşme” olgusunun haber verdiği yeni ekonomik ve siyasi döneme vurgu yapıyor. Tarih ve siyaset yeni bir sürece girdi. Her şeye kâdir sayılan piyasalar geri çekilmeye başladı, güçsüz kabul edilen devletler sahneye geri döndü. Bu yeni dönem dünyacalaşma ya da küreselleşme değil, yerel(sel)leşmeyi ifade ediyor. Bu kitap “küresel” düzen ya da “dünyacalaşma” olgusunun asıl yapısı hakkında bazı gerçekleri yeniden ortaya koymak arzusunda. n KItap 212 Haziran 2016
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle