Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SOSYAL BİLİMLER Ergün AYBARS 70.YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ ‘Halk rivayetiyle tarih yazılamaz’ rildi’ diye yazıyor. İstiklal Mahkemesi başkanlarından Mustafa Necati Bey Milli Eğitim Bakanı oluyor. Üç ay sonra Hüseyin Cahit Bey’e tercüme ettirilmek üzere kalın bir Fransızca kitap belirliyor. Bu adam, idama mahkum edilmedi. Bir aydın, gazeteci nasıl para kazanacak? Kalemiyle kazanacak. Madem yazı yazamıyor çeviri yapacak’ diyor ve kitap gönderilip parası peşin ödeniyor.” eşraf karşılamaya cesaret edebilir mi? Cumhuriyetin kuruluş döneminin basına yaklaşımına bakın bir de 2015 Türkiyesi’ne. İleri demokrasi sözü yalan, boş laf!” dedi. Aybars, İstiklal Mahkemesi’nin basına bakışına ilişkin Cevat Şakir Kabaağaçlı’yla ilgili şu örneği de paylaştı: “Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir, yazdığı bir yazıdan dolayı Bodrum’a sürgün gönderiliyor. İstiklal Mahkemesi, İstanbul ve Ankara’dan uzak bir yere gönderiyor ki unutulsun bir süre için. O sıralarda orada İngiliz savaş gemisi Bodrum’u ziyaret geliyor. Kaymakamla görüşecekler. Yabancı dil bilen yok bölgede. Özel kalem müdürü ‘Burada mahkum var. İstiklal Mahkemesi mahkum etti. o İngilizce biliyor’ deyince Kaymakam da ‘çağırın gelsin’ diyor. Cevat Şakir tercümanlık yapıyor. İngiliz komutan, Cevat Şakir’e ‘Siz bu İngilizceyi nerede öğrendiniz?’ diyor. Şakir de ‘Oxford mezunuyum’ diyor. Komutan da yardımınız karşılığında bizim yapacağımız bir şey var mı’ diyor. O da ‘teknemi boyuyorum ama boya ve macun bulamıyorum’ diyor. Ertesi gün sirenler çalıyor. İngiliz gemisi boya ve macun getiriyor.” “DİKTATÖRLÜK MEŞRULAŞTIRILACAK!” AKP’nin Türkiye’de saldırmadığı kurum kalmadığını, son olarak Çağlayan Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürüldüğü olayların ardından İstanbul Barosu’nun hedefe konduğunu söyleyerek “Tarihçi olarak bunun nereye gideceğini 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar yaşadım” dedi. TBMM kürsüsünden anayasayı tanımadığını söyleyen eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın hesap vermek zorunda kalacağını belirten Aybars, şöyle konuştu: “Tayyip Erdoğan açık oynuyor. ‘Anayasayı kökten değiştireceğim’ diyor. ‘Tarafsız değilim’ diyor. Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala seçimle gelmemiş olan bir bakan. Milli iradenin de ürünü değildi. ‘Anayasayı tanımıyorum’ sözleri büyük bir gaflet tir. Öyle düşünüyorsa bunun hesabını vermek durumunda kalabilir. Başkanlık sistemi Türkiye’ye uymaz. Bu faşist bir istek. Erdoğan başkanlık sistemiyle bunu meşrulaştırmak istiyor. Amacı diktatörlüğünü meşrulaştırmak.” UCUZ MALZEME! Türkiye’nin AKP iktidarıyla karanlığa doğru gittiğini de belirten Aybars, İslam dininin sağ partilerce yıllardır çıkarları için kullanıldığını vurgulayarak “İrtica Türkiye’de suç ve tehdit olmaktan çıktı ama tehlike halen daha duruyor. Kötüye doğru bir gidiş var” dedi. İsmet İnönü’nün Mustafa Kemal Atatürk’ü zehirlediğine dair Yeni Şafak gazetesinde yer alan haberdeki belgelerin çakma olduğunu, bunun açıkça görüldüğünü belirten Aybars, o dönemin başbakanın Celal Bayar olduğunu anımsatarak “Ortaya attıkları bu iddia şeytanın aklına gelmez. Bu iddiayı ilk kez duyuyorum. Ucuz bir malzeme. Bundan önce de Masonlar zehirledi diye haber yapılmıştı. Çamur at izi kalsın istiyorlar. Bir de bunlar para cezasından korkmuyor. Paraları bol. 100 milyon doları havuza atan güç, burada yalan haberden dolayı yiyecekleri para cezasından mı korkacak” diye sordu. “HDP BARAJI AŞAR!” Kürt halkının büyük çoğunluğunun PKK terör örgütünün peşinden gitmeyeceğini ve ülkede iç savaş tehlikesi görmediğini de belirten Aybars, HDP’nin genel seçimlerde barajı aşabileceğini de savundu. HDP’nin model değiştirdiğini ve Selahattin Demirtaş’ın akıllı politika izlediğini belirterek “Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte politikayı değiştirdi. Geniş kitleye hitap eden iç barış mesajı veren politika yapıyorlar. ‘PKK’nin modeliyle yıllardan beri mücadele verdik oyumuz şurada kaldı. Bunu geliştirmek istiyorsak Batı Anadolu’da yaşayan insanlara da sosyalist olanlara oylarını alacak mesaj vermeliyiz’ dediler. O mesaja uygun aday kullanıyorlar. Bu modelle barajı aşacaklarını tahmin ediyorum” dedi. HDP’nin hiçbir zaman Recep Tayyip Erdoğan’a, Erdoğan’ın da onlara güvenmediğini belirten Aybars şöyle konuştu: “HDP de Abdullah Öcalan’ın serbest kalması ve özerkliğin mümkün olmadığını görüyor. Erdoğan’ın Öcalan’ı serbest bırakmak istediğini ve Kürdistan özerkliği vermek istediğine de inanmıyorum. Erdoğan, Haziran seçimlerine kadar gündemi kendi lehinde tutmak istiyor. Ben onun Kürdistan kurulmasını istemediğini düşünüyorum. Tek adam da olsa ‘parçalanmış bir ülkenin niye başkanı’ olurum diye düşünüyor. Erdoğan seçimi kazanırsa başkanlık sistemine geçerken Güneydoğu’da ilk işi PKK’yi tasfiye etmek olacaktır. PKK’yi askere tasfiye ettirtir. PKK artık yoruldu. Başladıkları noktadalar. Eruh baskını yaptıkları 1984’ten bu yana geçtikleri yıla bakın geldikleri yer aynı yer. Kendilerine ayırdıkları bir bölge hâkimiyetleri yok gerçek anlamda. Bölgede egemenliklerini kuruyor görünüyorlar. İki haftada tasfiye edilir.” n İstiklal Mahkemeleri/ Ergün Aybars/ Doğan Kitap/ 668 s. K İ T A P S A Y I 1 3 1 6 Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü’nü “İstiklal Mahkemeleri” başlıklı çalışmasıyla kazanan tarihçi Ergün Aybars, Türkiye’nin karanlığa götürüldüğünü, irtica tehlikesinin arttığını ifade ediyor. “Yeni Türkiye” ve “ileri demokrasi” söylemlerinin yalandan ibaret olduğunu vurgulayan Aybars, tarih tezlerinin çoğunun halk rivayeti üzerinden yapıldığını da belirterek “Halk rivayeti üzerinden tarih yazılamaz” diyor. r Emre DÖKER eni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin içeride ihanet şebekesiyle uğraştığını, devrim döneminde kurulan İstiklal Mahkemeleri’nin de bu ihanet şebekesine karşı oluşturulduğunu anlatan Ergün Aybars, mahkemelerin bugünle kıyaslanamayacaHALİKARNAS BALIKÇISI ÖRNEĞİ ğını söyledi. Aybars Türkiye’nin bugün Aybars, şu an İstiklal Mahkemeleri’ne büyük bir felaketle karşı karşıya olduağır ithamlarda bulunanların o dönemğunun altını çizerek şöyle konuştu: leri iyi okuması gerektiğini de kayde“Bugün Türkiye’de yargı yok. Polis derek, “Beş yıl hapis yatan milletvekili teşkilatı, güvenlik teşkilatı felç duruma Mustafa Balbay bugün aynı şekilde geldi. İstiklal Mahkemeleri’ni devrim sürgüne gitse vali, belediye başkanı, süreci içinde olumlu görebilirsiniz. Demokratik bir ülkede, normal bir zamanda benzer bir kurum kurmak demokrasinin ruhuna karşı gelmek demek. İktidarlar, eğer mahkemeleri kendi için kuruyorsa buna darbe denir. Hâkimlerin seçilmesi, serbest kalma kararları veren hâkimlerin görevden alınması, sivil darbeyi gösteriyor. Şimdi İstiklal Mahkemeleri’ni kurarsan faşist olursun. O zaman bir devrim yapılıyor. İnsan hakları, parlamenter demokrasi için devrim yapılıyor.” İstiklal Mahkemeleri’nin tarihi bir olgu olduğunu ve dönemleri içinde kullanıldığını, İstiklal Savaşı karakteriyle Cumhuriyet dönemi karakterlerinin farklı olduğunu belirten Aybars, şunları söyledi: “Silahlı eylem yapanların cezası idamdı. Basın mensuplarının cezaları ise sürgün. O dönemin en tanınmış ismi Hüseyin Cahit Bey (Yalçın), Çorum’a sürgüne gönderiliyor. Sürgüne gönderilen gazeteciler gittiği şehirde serbestçe yaşıyor. Hapse girmiyor. Sadece karakola gidip orada olduğuna dair imza atıyor. Hüseyin Cahit Yalçın kendi anılarında, ‘Beni Çorum’da vali, belediye başkanı, kentin ileri gelen zenginleri karşıladı ve ağırladı. Bana özel ev tahsis ettiler ve üç öğün yemek getirdiler. Kürt halkının büyük çoğunluğunun PKK terör örgütünün peBaşbakan’ın onayıyla üç ay sonra şinden gitmeyeceğini ve ülkede iç savaş tehlikesi görmediğini eşim ve çocuklarım yanıma getibelirtiyor Ergün Aybars. Y S A Y F A 1 0 n 7 M A Y I S 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T