Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PhıLıPPe DjıAN’DAN “CANıM CİCİM” ‘Yarı zamanlı kadın’dan itiraflar ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr Philippe Djian, “Canım Cicim”de yazarlığın olağan sonuçlarıyla yüzleşip ekstralara çıkan Denis karakterinin etrafında sürprizlerle örülü ve okuru ters köşeye yatıran bir hikâye kurguluyor. Doğruyalan ve gerçeksahte ikilikleri, roman boyunca okuru rahat bırakmıyor. delinin merhametine kaldım” dediği kayınpederi Paul’e. Denis’nin, uğradığı saldırının ardından yalnızca ağzı yüzü değil, beyni de yamulunca daha önce kesik kesik düşündüğü şeyleri boylu boyunca masaya yatırıyor. Mesela babasının otoritesi altında ezilen Hannah’nın çocukluğu, tenisçi olmayı yazarlığa tercih etmesi, kabaredeki patronunun tavırları vb. Denis’nin, Paul’e ne yazar ne de Denise olarak yaranabildiğini görüyoruz. Üstelik, Denis’nin isminin marka olmaması, Paul’ü öfkelendiriyor. Anlayacağınız, kayınpederi memnuniyetsiz bir adam; kafayı Denis’ye takmak için türlü bahaneler üretmeyi seviyor. Denis, “elinde hiç kitap görmediğim, tehdit ve şiddet sektöründe, haraç ve tahsilat işlerinden para kazanıyor” dediği Paul’ün, kendisine yaptıklarını “süfli saygısızlık” olarak niteliyor. Nadan bir hayat içinde zaten yeterince hırpalanan Denis ve Denise, kayınpederinden de kombine yumruklar yiyor. Ha, kafasına takıyor mu, hayır! Ama Denis, Hannah arada olduğundan hafif bir mide bulantısından mustarip. Bu sıkıntıyı, yazarak ve yazarken yalan söylemeyerek bastırıyor; kötü kitaplar kaleme almanın “kalabalığa karışıp rastgele ateş etmek gibi bir şey olduğunu” bildiğinden, edebiyat cenahında da bolca eleştiriliyor. Bir diğer sorun, Denis ve eşi Hannah’nın, yaşanan düşük olayının ardından bir türlü yakınlaşamaması. “Sahneyi tamamen gerçeküstü bulmuş ugün pek çok yazarın deneyip bir şekilde tökezlediği dağınık duyguları anlatma işini hakkıyla beceren yazarlar var, onların başında da Philippe Djian geliyor. Romanlarının en belirgin özelliği, kahramanlarının kararsızlıklarının ağır basması. Zaman zaman cinsellik zaman zaman da şiddetle örülü bu yol, Djian’ın kartviziti âdeta. Bir yıl önce Vay romanı için yazdığım yazıda, “Djian, hatalardan hayat inşa ediyor ve sağa sola savrulmuş insanları, kitaplarının kahramanı yapıyor” dememin nedeni de bu. Bir diğer konu, Djian’ın, anlatımını canlı tutup okuru uyutmadan sarsıcı sonlarla kitabı bağlaması. Kısacası sürprizleri olan bir yazardan bahsediyoruz; Djian, romanlarıyla her an okuru şaşırtma potansiyeline sahip ve bunu gerçeğe dönüştüren bir yazar. Şu an Jean Echenoz’yla birlikte Fransız edebiyatının da zirvesinde bence. B “SÜFLİ SAYGISIZLIK” Djian’ın uzun ve dallı budaklı fazla romanı yok. Öyle olanlar da bir şekilde okuru bunaltmadan varacağı noktaya doğru hızla yol alıyor. Bu arada hız demişken bir parantez açalım: Djian, her şeyin özensizce doldurulduğu bir alışveriş sepeti değil, kahramanlarına dair nokta atışlarla örülü kitaplar yaratıyor. Eksiklikleriyle, mutluluklarıyla ve isyanlarıyla var olan insanlardan oluşuyor onlar. Bunca lafı, Djian’ın yeni kahramanı Denis’yle, namı diğer Denise’le sizi tanıştırmak için ettim. Buyurun, karşınızda... Yeri gelmiş ve adı geçmişken söyleyeyim, aynı Jean Echenoz’nun Bir Yıl adlı romanında olduğu gibi Djian’ın Canım Cicim’indeki ilk cümle de etkileyici: “Gündüz, adım Denis’ydi. Belli bir başarı kazanmış, eleştiri babında sivri dilli bir yazardım. Bazı akşamlar, adım Denise oluyordu. Evet, bir kabarede dans ediyordum.” Denise’in uğradığı saldırı sonrasında, Denis’nin zihninin bazen bulanık bazen berrak sularında hızla dolanıyoruz. Yalanların ufaktan ortaya saçılmaya başladığı bu anlarda hem Denis hem de Denise söz alıyor. Kafa karıştırıcı gibi dursa da Djian’ın, bu ikisi arasına başarıyla çektiği çizgi ise Denis’nin eşi Hannah. Denis’nin bir kabarede dansçılık yapmasının baş nedeni, yazarlığın yeterince para kazandırmaması. Ancak dansçılıktan değil, kendisini bu işe iten düzenden dert yanıyor. Kitaplarının pek satmadığını da düşünürsek Denis’nin bazı akşamlar Denise olmasını rahatlıkla anlayabiliyoruz. Ama onu sıkıştıran başka bir konu daha var: Hannah’nın ailesine kira vb. konulardaki gebeliği, özellikle de “kuduruk bir tum” diyen Denis’nin hayatı sürreal bir hal alıyor git gide ve tüm bunların çetelesini tutuyor. Sahnede kadın kılığına girmenin kendisine verdiği bulanık zevkten yazarlıkla çıkıyor, Hannah’yla iletişim ve iletişimsizlik arasında gidip gelen ilişkisi ve kayınpederi Paul’ün dengesizlikleri ise yaşamındaki sıvama kısmını oluşturuyor. Kendi içinde ikiye bölünürken dış dünyada da parça pinçik ediliyor. Denis durduğu yerin de farkında: “En çok satanlar listesinde yer almayı samimiyetle isterdim lakin her şeyi yapmaya hazır değilim, aşağılık vazgeçişlere teslim olduğum takdirde beni mahvedecek üstün bir varlığın eline bakıyorum.” DEHŞET VERİCİ BİR KABARE Denis’nin ve Denise’in çelişkilerle örülü hayat(lar)ı, Djian tarafından hızla ama hiçbir şey atlanmadan veriliyor. Canım Cicim, bu anlamda yoğun bir novella. Denis, hangi tarafta yer alırsa alsın illa ki kafasını kurcalayan bir mevzu karşısına çıkıyor ve bunlar, hayatının olağan gidişatını sekteye uğratırken hem eğlenceli hem de yakıcı belirlemelere yol açıyor. Yazdıklarıyla düşman edinen ve dergi sayfaları kendisine kapanan Denis’yle kabare dansçılığı yüzünden Hannah’nın ailesinin burun kıvırdığı Denise’le karşı karşıyayız. Bir de kayınvalide Veronica faktörü var ki Denis’nin onunla ilgili düşünceleri kitabın sürprizlerinden. Denis’nin yazmaya niyetlendiği yeni kitapla yaşamı birbirine karışıyor bir yerden sonra. Djian, bu hamleyle okuru daha önce pek çok kez yaptığı gibi sarsıyor. Bu sarsıntıyı güçlendirense Denis’nin, zaman zaman geriye dönüp sinirlenmesine neden olan tuhaf anılarını hatırlaması: “Annem ölmüştü ve kuşkusuz, kitaplarımı okumamış olsa da beni gözde yazarı addederek her isteğine boyun eğen, biraz kırık ve seksi bir kıza ihtiyacım vardı. Hannah, bütün şartlara haizdi. Bilhassa, zavallı kuşbeyinlilerin tersine, bana Denis ya da Denise denmesi umurumda değildi, ben onun canım cicimiydim. Yegâne sorun babasıydı. Kızcağızın canını acıtmak istemiyordum.” “Yarı zamanlı kadın” Denis’den, hayatının tuhaf bir özeti! Denis’nin yaşamı, Paul ve Veronica, eşi Hannah, yazarlık ve dansçılık gibi nedenlerden ötürü dehşet verici bir kabareye benziyor; ağzındaki acı, buruk ve keskin tat hiç azalmıyor. Bu arada, aynı halin okurun içine işlemesinde, Vay’da olduğu gibi Canım Cicim’in sonunda Djian’ın patlattığı asıl sürprizin payını yadsıyamayız; final sahnesinde Denis, Veronica ve Hannah var. Djian, Canım Cicim’de, bir şehrin arka sokaklarında gezinir gibi Denis ve Denise aracılığıyla karanlık taraflarımızı yoklarken basiretimizin bağlandığı o anları da getirip önümüze bırakıveriyor. Bu da yalandoğru veya sahtegerçek ikiliğine denk geliyor. n Canım Cicim/ Philippe Djian/ Çeviren: Hakan Tansel/ Ayrıntı Yayınları/ 160 s. Djian, her şeyin özensizce doldurulduğu bir alışveriş sepeti değil, kahramanlarına dair nokta atışlarla örülü kitaplar yaratıyor. Eksiklikleriyle, mutluluklarıyla ve isyanlarıyla var olan insanlardan oluşuyor... 4 24 Aralık 2015 KITAP