23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAsAN AksAkAL’dAN “Türk pOLiTik küLTürüNdE rOMANTizM” Vatan simyacılığını yazmak Hasan Aksakal “Türk politik kültüründe romantizm” adlı kitabında, Aydınlanma Çağı filozoflarınca kullanılan ve edebiyattan felsefeye, oradan siyasete yayılan, toplumsal düşüncenin her kesimce benimsenip ilk kullanımından iki yüz elli yıl sonra bile kaotik kalan bir kavramı; romantizmi siyasal felsefe açısından inceliyor. MAHMUT ŞENOL senoasenola@gmail.com olitik Romantizm ve Modernite Eleştirileri ve Türk Cogitosu ve Modern Türkiye’de Politik Yaşam başlıklı iki siyaset bilimi çalışmasının yanı sıra; yurtdışında verdiği tebliğler, sunduğu yazılarla Türk akademik dünyasında adından söz ettiren, Açık Gazete, Gelenekten Geleceğe, Bibliotech gibi hem basılı, hem de bilgisunar yayın organlarında yazan, siyaset bilimi doktoru Hasan Aksakal yine iddialı bir çalışmayla “Türk Politik Kültüründe Romantizm” ile okurlarla buluştu. Aksakal’ın yazmaya 2012’de başladığı, Ümit Kıvanç’ın kapak düzenine el attığı ve Prof. Dr. Ahmet İnsel’in editörlüğünden geçen kitabı, girişte belirttiğince Romantizm kavramını iki buçuk asırlık bir geçmişiyle topyekun ele alıyor. Alman entelektüeli Friedrich Schegel, bir mektubunda kardeşine “Sana en az 125 sayfa tutacağı için Romantik kelimesi üzerine bir açıklama gönderemiyorum!” demektedir. Henüz kelimenin ortaya atıldığı yıllarda, bunu kullanan filozoflar, siyasi felsefe yazarları dahi bir yorum birliğine varamamışlardı; hâlen öyledir. Karmaşık yapısı nedeniyle romantizm o günden beri hep farklı yorumlandı, âdeta herkes için bir başka romantizm vardı. Bu karmaşayı çalışmasının daha başında okurla paylaşan Aksakal’a bakılırsa, Romantizm, Kartezyen ve RasyonelAkılcı düşünceye karşı entelektüel bir direniş olarak doğdu. P HER KESİM KENDİNCE BENİMSEDİ Herkesin kendisine göre algıladığı romantizm, bu yüzden, aklın ve bilimin bir din ve kutsal şey gibi kabul görülmesine karşı direnen kim ve ne varsa, hepsi tarafından kabul gördü. Bu yüzden kısa sürede romantizmi kabullenmeyen kesim neredeyse kal mayacaktı. Muhafazakârlar geçmişle siyasi bağları sıkı tutmak için romantik oldu, 19. yüzyılın milliyetçilik akımlarına yol açan tüm gelişmelerinde romantizm ulus yaratmak için mitolojiye kadar uzanan kollarıyla kültüralizmi de şovenizmi de tetikledi, ütopik sosyalist devrimcilerden anarşistlere ve nihayet reelsosyalist uygulamanın komünizm odaklı tüm siyasi hareketleri proleter devlet hülyasıyla romantizmi birleştirdi. Sanatçılar, aristokrasiye yaranmaktan yılmış tüm kesimleriyle artık burjuvazinin ve sonra müstakbelnihaî devleti kuracağı ümidiyle selamlanan proleteryaya yönelik tüm yapıtlarında, söz ve söylemlerinde romantik oldu. Pop müzikten kitschKiş sanata, arabeske, folklörden bestseller/pulp fictionçok satan sıradan romanlara kadar romantik olmayan kalmadı. Öyle Hasan Aksakal, Romantizm kavramını iki buçuk asırlık geçmişiyle ele alıyor. ki, herkesin romansa, romantizme, hatta Caliban’ın aynada kendi yüzünü görekarışıklık gösterip romanlara dahi memediğinde duyduğu öfkedendir.” rakı vardı. Sanayi Devrimi, Fransız İhtilali, Napolyon Savaşları, Komün günleri, 1848 MEFKURE İDEALLER VE ÜTOPYA ihtilalleri tamamen Avrupa romanAksakal’ın, “mefkureidealler ve tiklerinin dehalarını işleten bereketli ütopya üretmeye yarayan” romantizm zamanlardı, heyecandan yerlerinde olarak vurguladığı bu kavram öte duramadılar; sonra Avrupa milliyetyandan bir türlü üzerinde mutabakat çiliği başladı ki, akıllara seza hatalar kurulmuş bir tanıma ulaşmadığı için yaparak insan kanına girdi. kaotik yapısını sürdürecekti. Oscar Wilde’ın “Dorian Gray”ın girişinde yazTüm bunlarda romantizm kendi dığı bir cümleden alıntı yapan yazarıkuyruğunu ısıran yılan, mitolojideki mız durumu açıklıyor: Ourobous gibi kendisini harap eden bir “19. yüzyılın gerçekliğe duyduğu kısır döngüden çıkamadı. Fakat buna nefret Caliban’ın aynada kendi yüzünü karşın, romantizm her vakit kılık degörünce duyduğu öfkedendir. 19. yüzğiştirip kendisini kitlelere de aydın ve yılın romantik akıma duyduğu nefret sanatçılara da sevdirmeyi bildi. Geniş çalışmasıyla Türk Romantizmine hakkıyla yer veren Hasan Aksakal, milli ruh idealizmine, kozmopolit şehir yaşamına karşı otantik köy ve taşra yüceltmesine, devleti ululayıp vatanı cennetleştiren politik ilahiyata, tarihin çarpıtılmasıyla, geçmişin estetikleştirilmesine odaklı beş bölüm açarak incelediği Romantizmi, Türk aydınları penceresinden bakarak başlıca yoksunluğu kabul ediyor: “Türk Romantizmi Batı Avrupa’daki tecrübeye benzer olmaktan ziyade, Doğu’ya doğru geldikçe millileşen, ciddi manada değişim ve dönüşüme uğrayan, hatta felsefi derinlik bakımından hayli fukaralaşan bir romantizm türüdür.” TÜRK AYDIN HAREKETİNDE ROMANTİZM Romantikliğimizin dahi fukara kaldığı Türk Aydın ve Modernleşme hareketi içinde bu yoksunluk ve eksikliği en başta kabul ederek okumaya devam edince göreceğiz ki, “Newtoncu düşüncenin yarattığı matematikselanalitik görüşleri, Akıl Çağı düşünürlerini ve Aydınlanmacıları, ‘soyut akıl’ fetişizmi nedeniyle eleştiren Romantikler, insanın doğayı anlama yolunda içindeki RUHA kulak vermesi gerektiğini...” bizim aydınlarımız tam olarak anlayamamıştır. Elbette bu doğaldır, zira Sanayi Devrimini, Fransız İhtilalini yaşayamamış bir köycül toplumda romantizm, işte bu kadar olurdu. Yer yer hicivli ve mizah dolu anlatımıyla ve akıcı bir dille yazılmış yapıtta, Türk dilinin ve siyasi terminolojisinin kadim kelimelerine de yer veren Aksakal, önsözde kitabını tanıtırken Türk dilinin mevcut sorunlu yapısı nedeniyle şöyle diyor: “Bu yapıtın yazarı, Türk Siyasası Ekininde Coşumculuk’ yerine ‘Türk Politik Kültüründe Romantizm’ diyen bir Türkçeden yanadır...” Elbette, bu kadarla sınırlı değil. Çalışmada son yüz elli yıllık Türk siyasal yaşamına ve onun kaynağını temin eden Türk romantik şiir ve edebiyatı ile romantik tarih çalışmalarına dair ilginç değerlendirmeler de göze çarpıyor. Namık Kemal ile Nazım Hikmet’i, Cemil Meriç ile Ziya Gökalp’i, Ömer Seyfettin ile Attila İlhan’ı romantizmin yatay kesişmeleri mümkün kılan yapısı nedeniyle sıkça ortak paydalarda buluşurken görüyoruz. Aksakal ayrıca Enver Paşa’yı, Menderes’i, Demirel’i ve elbette bugünkü Yeni Osmanlıcılık romantizminin tüm söylem analizini de referanslarıyla birlikte bir araya getiriyor. n Türk Politik Kültüründe Romantizm/ Hasan Aksakal/ İletişim Yayınları/ 312 s. 14 24 Aralık 2015 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle