Katalog

KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Minicik Kedi ve Kıvırcık Kuzu / Tekerlemeli Öyküler / Axel Scheffler / Resimleyen: Axel Scheffler / Çeviren: Ali Berktay / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2015 / 25 s. / 4+ Çocuklar tekerlemeleri sever, hele küçükler... Axel Scheffler’in yazıp resimlediği kitaplar ses tekrarları, sözcük yinelemeleri ile çocukların ilgisini çekecek. Özellikle yüksek sesle okununca çok eğlenceli olur böyle metinler. Örneğin; “Sevimli bir kedicik / Onun adı Minicik / Parlıyor yumuşacık tüyleri / Kıvılcımlar saçıyor güzel gözleri” (sayfa: 4). İki kısa metnin yer aldığı kitapta Minicik isimli kedinin sevimli yaramazlıkları anlatılıyor. Tam bir kedi Minicik, gün boyu kıvrılıp bir köşede uyuyor mışıl mışıl. Ama gece olunca oradan oraya koşturuyor kıpır kıpır... Ne durmak biliyor ne susmak. İkinci öykü de Kıvırcık Kuzu’nun öyküsü. Sevimli, neşeli, çok tatlı bir kuzu Kıvırcık... Hoplamaya zıplamaya bayılıyor. Diğer hayvanlarla oynamayı da çok seviyor. Bazen kazlarla bazen tavşanlarla koşturuyor orman içinde, dere kenarında. Minicik ve Kıvırcık’a katılmak ister misiniz? O halde, iyi okumalar! Çizim Teknikleri / Havalı Arabalar / Steve Capsey / Resimleyen: Steve Capsey ve Maltings Partnership / Çeviren: Acar Erdoğan / 2015 / 48 s. / 9+ Havalı arabaları kim sevmez... Ama daha havalısı o arabaların resimlerini çizebilmektir herhalde. Var mısınız şöyle gıcır gıcır bir Lamborghini çizmeye ya da bir yarış arabası? Nasıl yaparım demeyin. Kâğıt, kaleminiz varsa açın Mavibulut Yayıncılık’ın hazırladığı “Çizim TeknikleriHavalı Arabalar” adlı kitabı ve başlayın. Kitapta kurşun kalemden başka özel çizim kalemleri hakkında da birkaç kısa not var. Bir daire ya da dikdörtgen çizerek başlayıp şahane bir araba çizmek ne keyifli olur kimbilir. Resim yapmaya yeni başlayanlar, zaten resim yapanlar ve “hiç beceremem” diyenler için bile harika ipuçları var kitapta. Verilen bilgileri diğer resimlerinizde de kullanabilir, birbirinden canlı resimler yapabilirsiniz. Herkese bol renkli günler ve birbirinden canlı düşler! Bir Zamanlar Hayat Bizimdi / Marian İzaguirre / Çeviren: Seda Ersavcı / Delidolu / 2015 / 384 s. / 15+ Zimbabve’de doğup büyümüş Alice ve Normandiya’da büyümüş Lola’nın yolları Madrid’de bir kitapçı dükkânında kesişir. KItap Çocukluğundan beri kitap tutkunu olan Alice, bir gün tamamen rastlantı eseri Matias ve Lola’nın kitapçı dükkânıyla tanışır. Bu küçücük ve bir kitapçı için kıyıda kalmış dükkân onu hayatının sonbaharında yepyeni bir dostluğa, zaman zaman anılarına götürecektir. Lola ve Alice, kitapçı Matias’ın müşterilerin dikkatini çekmek için bir kitabı açarak vitrine yerleştirmesiyle rastlaşırlar ilkin. Alice’den başka kimsenin ilgisini çekmeyen kitap iki kadını yakınlaştırır. Kitabı okuyarak başlar dostlukları, sonra sıcacık sohbetler gelir. Birbirlerini tanıdıkça daha derinleşir arkadaşlıkları. Okur, bir yandan Lola ve Matias’ın yasak aşkına tanık olur bir yandan İspanya iç savaşının yıkıcı etkilerine ve ikinci Dünya Savaşının başlamasına... Lola ve Alice’in okuduğu kitap “Lepiska Saçlı Kız” adlı bir romandır. Bir yandan da bu roman akar gider; İngiltereAlmanya savaşı, Normandiya Çıkartması ve Birinci Dünya Savaşı ekseninde ve yine onulmaz bir aşk hikâyesi... Birbirine bu denli yakın ama bir o kadar da uzak hayatlar usta işi bir kurgu ile harmanlanmış ve okura tadına doyulmaz bir okuma heyecanı bırakmış. Lola ve Alice’in gün be gün ilerleyen dostlukları, yaşama dair hayalleri ve savaşın onarılmaz etkileri... Çevirinin özenli dili de kitabın keyfini arttırıyor. İyi okumalar! Utku’nun Kalemi / Filiz Özdem / Resimleyen: Ayşın Delibaş Eroğlu / YKY / 2015 / 36 s. / 6+ Utku, resim yapmayı çok seven bir çocuktur. O gün de resim defterini açar ne yapsam diye düşünür. Sonunda bir hayvanat bahçesi resmi yapmaya karar verir. Kalemini alıp kocaman bir zürafa çizmeye başlar. Aa o da ne? Birden yemyeşil ağaçlar belirir kâğıdın üzerinde... Şaşırır Utku. Başka bir hayvan resmi yapmaya karar verir. Ama aynı şeyi yine yaşar. Utku hem şaşırır hem korkar. Öyle ya o yapmadığına göre bu kocaman ağaçları, yemyeşil ormanları kim çizmektedir? Annesine de söyleyemez. Ya inanmazsa... O gece annesiyle uyur Utku. Gecenin bir vakti çok cılız bir ses duyarlar. O zaman annesi anlar neler olduğunu. Siz de merak ettiniz mi Utku’nun defterine o ağaç resimlerini kimin çizdiğini? Ya gece yarısı duydukları o ses de neydi acaba? Ayşın Delibaş Eroğlu’nun harika resimleriyle güçlenen bu sevimli kitabın baskısı da çok güzel. Kalın kapaklı ve büyük boyutta hazırlanan kitap düşlerinize renk katacak. Makineler Ve İnsanlar / Çıtır Çıtır Felsefe / Brgitte LabbéP.F.DupontBeurier / Resimleyen: Jacques Azam / Çeviren: Azade Aslan / Günışığı Kitaplığı / 2015 / 39 s. / 8+ Çocuklar için felsefe kitapları dizisi olan “Çıtır Çıtır Felsefe”nin yeni kitabı makinelerin hayatımızdaki yerini sorguluyor. Hayatımızı kolaylaştıran, bize vakit kazandıran, günlük yaşamımızdan tutun da belki tüm yaşamımızı planlamamızı sağlayan, düzenleyen makineler... İyi de acaba günden güne bu makinelerin esiri mi oluyoruz? Çamaşır makinemiz bozuldu ğunda bir tişörtü bile elimizde yıkayamaz mıyız? Ya da kahve makinemiz bozulursa başka yolu yok mudur bir fincan kahve hazırlamanın? Cep telefonunu kullanmadan bir gün geçirmeyi deneyen oldu mu aranızda? Yoksa sizce tam bir kâbus mu bu? Marketten aldığımız paketlenmiş ürünler hangi koşullarda hazırlanıyor hiç düşündünüz mü? Eskiden otobüslerde, trenlerde biletçiler olurdu. Şimdi şehir içi ulaşım kartları ile her şey ne kadar da kolay. Ama ya kartınızda yeterli para yoksa... Makineler kuşkusuz hayatı kolaylaştıran gereçler. Ancak doğru kullanılmadığında ya da bağımlılık yarattığında bu kez insan için tehlikeli bile olabiliyor. Düşünsenize bir kez, bir fabrikada ne kadar çok makine varsa o kadar az insan gücüne gereksinim var demektir. Kulağa hoş geliyor değil mi? Peki bunca insan nasıl para kazanacak? Ya o fabrikalardaki makinelerin başında tüm gün aynı hareketi tekrarlamak durumunda olan işçiler... Onlar da bir tür makineye mi dönüşüyor acaba? Bu saptamalar ya da sorular aklımıza sevgili Charlie Chaplin’in başrolünü oynadığı Asri Zamanlar (Modern Times) filmini getirdi. İnsana, nasıl bir makine gözüyle bakıldığını, yemek yemesi için bile makineler tasarlandığını anlatan o meşhur filmi izlemediyseniz vakit geçirmeyin deriz. Brigitte Labbé, günümüz penceresinden bakıp enerji üreten nükleer santrallerin yarattığı felakete de değinmiş. Merak edenler internette kısa bir gezinti ile Çernobil’de ve Fukuşima’da neler yaşandığını öğrenebilir. n CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Hazırlayan: MAVİSEL Yener Itır Kozikoğlu / Enka Lisesi / 9.Sınıf / 14 yaş Asla Neden Diye Sorma, Desen Yayınları, Yazan ve Resimleyen: Shaun Tan, Çeviren: Tuğçe Akyüz, 2015, 48 s. “Asla Neden Diye Sorma” ilk bakışta sadece Shaun Tan’ın duygu yüklü çizimlerine eşlik etsin diye yazılmış bir kitap gibi geliyor. Ama bu kadar basit değil. Annem de ben de ilk bakışta kitabı pek anlamadık. Ana karakterleri muhtemelen iki kardeş olan bir kurallar kitabı olduğu çok bariz ama sonra? Ancak birlikte okuduğumuzda ve her sayfada durup düşündüğümüzde ne kadar az kelimeyle ne kadar derin kavramların işlendiğini fark ettik. Kitapta küçük bir çocuk o yaz abisinden öğrendiği hayat derslerini sıralıyor. Tabii ki her sayfada o sizi bambaşka dünyalara sürükleyen Shaun Tan çizimleri yazıyla örülmüş bir biçimde okuru bekliyor. Büyük kardeşin otoritesi çok belli. En saçma kuralların bile dağlar kadar önemli olduğuna inandırabiliyor kardeşini. Küçük çocuk ona hayranlıkla bakıyor ve tüm kalbiyle güveniyor. Abisi bir çeşit baba figürü, çoğu abikardeş ilişkisinde olduğu gibi. “Şifreyi asla unutma” sayfasına kadar küçük çocuğun bu inanılmaz güveninde bir sarsılma görmüyoruz. Ama artık bu kurallar yüzünden küçük kardeş dışlanıyor ve kırılıyor; abisi onun kendisi kadar eğlenmesine izin vermiyor. Ve böylece çocuk isyan ediyor. Bir sonraki sayfa “Asla neden diye sorma.” Çünkü sistemi sorgularsan neredeyse her zaman kaybedersin. Küçük çocuk cesurca savaşıyor ama öğrendiği kural “Asla isyan etme, çünkü kavgayı kaybedeceksin” diyor. Abisinin kurallarına karşı çıkmak onun cezalandırılmasına yol açıyor. Çünkü biri kazanırsa diğeri de kaybeder. Büyük kardeş, zaferi üzerine kargalar tarafından taçlandırılıyor. Bu sayfada okuyucu ilk defa kargaları fark ediyor. Aslında şu ana kadar her sayfada bir karga vardı; kardeşleri uzaktan izleyen, açlıkla bir taçlandırmayı bekleyen, tüm sistemi yöneten karga. En sonunda küçük çocuğu da, sistemin bir parçası olarak, zevkle cezalandıran karga. Çünkü kavgayı kaybettikten sonra geri dönüş yok. Kavgayı kaybettikten sonra sadece uzaklaşma var. Kendi iç dünyasına kapanan ve yavaş yavaş sadece abisinden değil, kendisinden de uzaklaşan, kaçan küçük bir çocuk. Abisini zevkle şampiyon ilan eden kargalar çocuğu bu kaçışta destekliyorlar. Onun kara ve uzak dünyasının gittikçe artan bir parçası oluyorlar. Ta ki abisi onu kurtarana kadar. Ve en son sayfada yine o kargayla karşılaşıyoruz. Evet, sistem devrilmiş, ama küçük kardeşin isyanlarıyla değil, iki kardeşin eve geri dönmesiyle, barışmasıyla. Artık taç, karga ve o kaçış hiç kimsenin umurunda değil. Sadece duvardaki resimlere dönüşmüşler, okurun dikkat bile etmediği bir detaya. n Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir. Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@ gmail.com Anımsatma: * Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. KItap KItap 19 Kasım 2015 17