29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Kuzguncuk Fotoğraf Albümü idi. Bu albümde de Kuzguncuk’un yer ve insan fotoğrafları kitap içerisinde yer almıştı. Nedret Ebcim, Kuzguncuk’la ilgili yazdığı üçüncü kitapta bir sözlü tarih araştırmasıydı. Kuzguncuklular konuşmuş, yazar da kaleme getirmişti. Ebcim bu kez Kuzguncuk’u hikâyeleştiriyor. Keyifle okunan, güldüren, hüzünlendiren insan ve semt hikâyeleri anlatmış yazar. Beni Bulun / Michelle Knight, Michelle Burford / Çeviren: Nur Eren / Martı Yayınları / 288 s. Michelle Knight 2002’de, Ariel Castro isimli bir okul servisi şoförü tarafından kaçırıldı ve on yıldan uzun bir süre taciz, tecavüz ve işkenceye maruz kaldı. 2003’te Amanda Berry, 2004’te de Gina DeJesus tutsak olarak Michelle’e katıldı. 6 Mayıs 2013’te bir fırsatını bulup tutsaklıktan kurtulmalarının ardından, bu olay dünyada büyük yankı uyandırdı. Şimdi ise binlerce kişinin merak ettiği konu şu: O evin içinde neler oldu ve üç kadın akıl almaz işkencelere dayanacak gücü nasıl buldu? Michelle Knight Beni Bulun’da, sarsıcı hikâyesiyle suskunlar için bir ses, her yıl kaybolan binlerce çocuk ve genç için güçlü bir sembol oluyor. Emekçileri Okumak / Mustafa Kemal Coşkun / Evrensel Basım Yayın / 200 s. Türkçe edebiyatta, işçi sınıfının hangi özellikleriyle yer aldığına dair yapılacak kuşbakışı bir gözden geçirme, yoksulluk ve çaresizlik içinde insan olmaya çalışanların öyküsü olarak özetleyebileceğimiz ve zaman zaman “yoksulluk edebiyatı” olarak küçümsenmiş olan konular toplamı olacaktır. Edebiyatta işçi birey, merhametli, çalışkan, ezikliğini dışa vurmaya çekinen, alçakgönüllü, kimi zaman beklenmedik ataklarla başını belaya sokmaktan da çekinmeyen tiplerdir. Olağan hayatı içinde işçi, güçlüklerle baş edebilmek için zaten pek çok yol geliştirmek zorunda kalan, kavganın ve didişmenin yabancısı olmayan insandır. Bu özelliğini sınıf mücadelesi alanında gösterdiğinde, alışılmış algıyı yıkar. Munis, mütevekkil, ağırbaşlı ve söz dinleyen biri olmaktan çıkar. Ancak kişisel özellikler, sınıf olarak hareket etmeye başladıklarında biçim de değiştirirler. Emekçileri Okumak’ta incelemeye konu olan öyküler ve romanlar, işçi ve insan olarak görünürde ayrı ayrı akıp giden kişilik özelliklerinin hangi sıçrama noktalarında tek bir kimlik olarak birleştiklerini gösteren pek çok örnek sunuyor. Giden Yolcu / Sıtkı Silah / Yitik Ülke Yayınları / 104 s. “Hediye paketlerini seviyorum, kahretsin! Kurşunkalem açmayı, çorba üflemeyi ve eve dönmeyi seviyorum… Günlük tutmayı seviyorum, kahretsin! Telefon beklemeyi, fotoğraf çektirmeyi, günün birinde muhteşem bir bahçe görmeyi umut etmeyi seviyorum…” Gelen Yolcu adlı kitabıyla çıkış yapan öykücü Sıtkı Silah, yeni kitabı Giden Yolcu’da yeni öyküleriyle okurların karşısında. Türkiye’de Burjuva Devrimleri ve LiberalKemalist Tarih İdeolojisi / Yaşar Ayaşlı / Epos Yayınları / 170 s. Türkiye’de Burjuva Devrimleri ve LiberalKemalist Tarih İdeolojisi, 1908 ve 19191923 burjuva devrimlerini güncel gelişmeler ve sonuçlar ışığında yeniden yorumlamayı amaçlıyor. Bu memlekette, Türkiye’ye ve dünyaya ilişkin neredeyse bütün tarihsel değerlendirmeler, entelijensiya ya da hegemonik solun nüC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 0 fuzuyla daha doğrusu idealizmiyle ilerliyor. Militan sol, entelijensiya ya da hegemonik solun, Türkiye akademisinin ideolojisine ve nüfuzuna bağışık kalamadı: Militan sol, genellikle Marksist, Marksist eğilimli kabul ettiği Liberal ve Kemalist ideolojiden eleştiriye tâbi tutmadan yararlanmakta beis görmedi. Nihayet Türkiye’de 1908 ve 19191923 burjuva devrimlerine dair tespitler, yorumlar ve kanaatler bugünkü dönemde AKP ile uzlaşma salınımına giren entelijensiya ya da hegemonik solun ideolojisi aracılığıyla belirlenmeye devam ediyor. Dolayısıyla bu çalışma, militan solun kısıtlı bağışıklığına katkı sunmayı hedefliyor. Freud Okumaları / Raşit Tükel / Bağlam Yayıncılık / 270 s. Kronolojik bir okumayla Freud’un kuramını sürekli geliştirdiğine tanık oluruz. Zaman zaman çelişkiler de içerebilen bu tür bir kuramsal gelişim, Freud’un yaşamı boyunca sürdü. Kuramsal sürecin tamamlanmamışlığı, birçok kuramcı için el alabileceği bir zenginlik olmuş ve değişime kapalı olmayan bu ortam, psikanalizin Freud sonrası gelişimine önemli katkılar sundu. Bu nedenle kitapta, Freud’un düşlerin yorumu, dürtüler, narsisizm, nesne ilişkileri, anksiyete, savunma mekanizmaları, aktarım gibi konular üzerine olan yazıları tarihsel süreklilik gözetilerek ele alınırken Hartmann, Melanie Klein, Winnicott gibi kuramcıların Freud sonrasına ait katkılarına da yer veriliyor. Fotoğraf Cepte / Faruk Akbaş / Gazella Yayınları / 138 s. Gezibelgesel fotoğrafçısı Faruk Akbaş’ın kareleri, Gökhan Korkmazgil ve Umut Ersoy’un metinleriyle hazırlanan Fotoğraf Cepte, cep telefonuyla fotoğraf çekmenin püf noktalarını dünyanın dört bir yanından örneklerle gösteriyor. Kitap, fotoğraf sanatına ilgi duyan herkese temel fotoğrafçılık bilgileri sunarken “Cep telefonuyla nasıl daha iyi fotoğraf çekilir?” sorusuna yanıtlar vermeye çalışıyor. Bilinmeyen Adanın Öyküsü / José Saramago / Çeviren: Emrah İmre / Desenler: Birol Bayram / Kırmızı Kedi Yayınları / 60 s. Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük usta José Saramago’nun eşsiz anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar. Emrah İmre’nin Portekizceden çevirisi ve Birol Bayram’ın desenleriyle kitap, okurun minör başyapıtlarından olabilecek nitelikte. Saramago, görünüşte sade bir öyküyü basit bir dille ve masum karakterlerle aktarıyor gibi görünse de dikkatli okurlar; romantik ve toplumsal altmetinleri fark edecektir... Divanyolu / Maurice Cerasi / Çeviren: Ali Özdamar / Kitap Yayınevi / 196 s. İstanbul’un ana tören güzergâhı, sultanların gösterişli alaylarının, önemli paşaların günlük geçişlerinin sahnesi, bugün Divanyolu diye andığımız bir caddeden ibaret değil, Topkapı Sarayı’ndan kent surlarına kadar uzanan bütün bir sokak sistemiydi. Burası, başka birçok Batı ya da Doğu kentinde olduğu gibi, kentin en başta gelen ticari ve anıtsal simgelerinin, hepsini ya da çoğunu içinde toplayan bir ana cadde değildi. Neredeyse beş kilometrelik kıvrımlı güzergâhı fazla2 8 sıyla uzundu. Yoğun nüfuslu ve iktisadi açıdan hayati önemi olan birçok semt, çok fazla olmasa da Divanyolu ekseninin uzağında kalıyor ve İstanbul’daki Osmanlı mimari mirasının sadece bir kısmı bu eksende bulunuyordu. Burada kudret ile ihtişamın sergilenmesi hiçbir zaman toplu bir mimari imge olarak yüceltilmedi. Bu sergileniş, karmaşa içinde ve canlı bir günlük kent hayatının arka planında gerçekleşti. Cenova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Profesör Maurice Cerasi’nin çalışmaları geç Osmanlı dönemindeki tarihi kentlerin mimari tasarımları üzerine odaklanır. Maurice Cerasi 18. yüzyıldaki Osmanlı kent ve mimarisi hakkında birçok makale yayınladı. Bu kitabında ise Divanyolu’nu ve işlevini tüm ayrıntılarıyla detaylandırıyor. Osmanlının Sürgün Şairleri / Tuba Işınsu Durmuş / Kapı Yayınları / 254 s. Osmanlı edebiyatının üretildiği 1319. yüzyıllar arasında yaşamış ve eser ortaya koymuş Osmanlı divan şairleri arasında çeşitli sebeplerle sürgüne gönderilenler olmuştur. Onları, sürgüne gönderilen başka meslek gruplarına ait kişilerden farklı kılan nokta, yazdıkları şiirler. Osmanlı’da şairlerin yazdıkları şiirleri dolayısıyla mı yoksa başka sebeple mi sürgüne gönderildikleri merak edilen bir konu. Tuba Işınsu Durmuş’un çalışması, bu soru çerçevesinde, şairlerin gönderildikleri belirli sürgün mekânlarının olup olmadığı, şairlerin ne şekilde cezalandırıldıkları ve şairlerin sürgündeyken yazdıkları şiirleri bağlamında Osmanlı’da bir sürgün edebiyatı var mıydı sorularının cevaplarını aramakta. Beşikte Durduğu Gibi Durmuyor / Dicle Keskinoğlu / Doğan Novus / 212 s. “Doğur biz bakarız” vaatleri, “Torun istiyorum yoksa gözüm arkada gideceğim” tehditleriyle kandırıldınız! Hadi müjde! Anne oluyorsunuz. Annelik de neymiş, çocuk oyuncağı canım diyordunuz değil mi? Fena halde yanılıyorsunuz arkadaşlar! Her anne aslında adrenalin bağımlısı bir sporcudur! Bungee jumping, rafting ya da parasailing yapanlar kendini nimetten saymasın. Bebeğini uyuttuktan sonra,odayı gürültü çıkarmadan terk etmeye çalışan annenin salgıladığı adrenalini başka kimse salgılayamaz. Başta James Bond olmak üzere, Hollywood film endüstrisinin, sinema dünyasıyla tanıştırdığı bilumum ajan filmlerindeki kaçma kovalama sahneleri, birebir annelerin hayatlarından esinlenerek hazırlanmıştır. Tüm acemi annelere... Hacı Bektaş Veli’nin Evlatları / Maral Salman Yıkmış / İletişim Yayınları / 288 s. Meral Salman Yıkmış’ın uzun dönemli saha araştırmasına dayanan Hacı Bektaş Veli’nin Evlatları, Bektaşiliğin Çelebi kolunu temsil eden Ulusoy ailesini konu ediyor. Kendilerine bağlı ocakların dedelerine, babalara ve elbette ki taliplere AleviBektaşi Yolu’nun kurallarına uygun biçimde rehberlik etme ve kendilerine bağlı toplulukların yaşamlarını düzenleme yetkileri, kalıtsal olarak edindiklerine inanılan kutsal otoritelerine dayanıyor. Kitap, Ulusoy ailesinin kan bağı ile elde ettiği kutsal otoriteyi, taliplerle kurulan ilişkileri, ailede yaşanan dönüşümleri, mürşitlerin değişen toplumsal rollerini, Hacıbektaş ilçesi ve Ulusoy ailesi arasındaki dinamikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde yaşanan kırılmalar boyunca ele alıyor. n A Ğ U S T O S 2 0 1 4 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle