29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Önce Şairleri Yaktılar / Ahmet Cemal / Can Yayınları / 280 s. Deneme ne işe yarar? Edebiyatın olmazsa olmazı deneme, yalnızca sanat yapıtlarına ya da politik, kültürel konulara bakışımızı değiştirmez, tıpkı has edebiyatın yaptığı gibi, iç dünyamızı da zenginleştirir, ufkumuzu genişletir. Usta denemeci Ahmet Cemal, Türkçenin tüm zenginliğini, rengini, zekâsını kullanarak yazdığı denemeleriyle okurlara denemeyi sevdiren yazarlarımızdan biri. Önce Şairleri Yaktılar’da onun son dönem denemelerini bulacaksınız. Kimi zaman bir günlük parçasına, kimi zaman okuruyla bir dertleşmeye, kimi zaman ülkemizin can alıcı politik gerilimine değinen Ahmet Cemal, yaşadıklarımızı elinizdeki kitabın başlığıyla özetlemiyor mu zaten: Önce Şairleri Yaktılar. Sonra sanatın tüm alanlarını aşağıladılar; heykelleri yıktılar, tiyatroları kapattılar; ders kitaplarında şiirleri sansürlediler... Ama susturamadılar. Önce Şairleri Yaktılar, susmayan bir edebiyat adamının kaleminden... Batı Kanonu / Harold Bloom / Çeviren: Çiğdem Pala Mull / İthaki Yayınları / 520 s. Edebiyat eleştirmeni Harold Bloom, bir edebiyat okurunun olmazsa olmaz kitapları arasına girecek olan Batı Kanonu’nda, Shakespeare’den Cervantes’e, Goethe’den Milton’a, Tolstoy’dan Proust’a, Dickens’tan Woolf’a kadar uzanan geniş bir yelpazede, edebiyat tarihinin dönüm noktalarını yorumluyor. Yayımlandığı günden beri bir başvuru kaynağına dönüşmüş olan bu eserde 26 farklı yazarı değerlendiren Bloom, okurlarını edebiyat eleştirisi teorileriyle tartışmaya da davet ediyor. Swastika Geceleri / Katharine Burdekin / Çeviren: Mehtap Gün Ayral / Encore Yayınları / 232 s. Hitler’in dünyayı ele geçirmesinin üzerinden 700 yıl geçmiştir. Şiddet ve Hainliğin erkeklere statü kazandırdığı, kadınların damızlık hayvan vasfına düşürüldüğü bu dünyada herkesin ortaklaşa taptığı tek bir şey vardır: Hitler. 1937’de, Hitler henüz yaşarken yazılan bu roman, uzun süre unutulmuş ancak 1980’lerde tekrar gündeme gelmişti. Swastika Geceleri o günden bu yana 1984 ve Cesur Yeni Dünya gibi büyük distopik romanların arasında sayılıyor ve en önemli feminist ditopyalardan biri olarak görülüyor. Roman şimdi Mehtap Gün Ayral çevirisiyle Türkçede. Düşen Şeylerin Gürültüsü / Juan Gabriel Vasquez / Çeviren: Süleyman Doğru / Everest Yayınları / 275 s. Hukuk fakültesinde öğretim görevlisi olan Antonio Yammara, uğradığı bilardo salonunda gizemli bir adam olan Ricardo Laverde ile tanışır ve arkadaş olur. Fakat Antonio’nun tüm sorularına rağmen Laverde, geçmişinden bahsetmekten ısrarla kaçınmaktadır. Ta ki bir gün elindeki kasedi dinleyebileceği bir yer S A Y F A 2 0 n 2 8 A Ğ U S T O S bulması için yardım isteyene kadar. Kasedi dinleyip Şiir Evi’nden çıktıklarında, motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğrarlar. Laverde ölür, Antonio ise şans eseri hayatta kalır. Olayın etkisini üzerinden atamayan, kendiyle ve geçmişiyle hesaplaşmaya başlayan Antonio, Laverde’nin hikâyesinin İzini sürerek Kolombiya’nın geçmişine ve karanlıkta kalmış sırlara doğru bir yolculuğa çıkar. Yaşarken farkına varamadıkları ortak geçmiş, Antonio ile Laverde’nin kaderini birleştirecektir. Türkçede daha önce Costaguna’nın Gizli Tarihi ve Gammazcılar adlı romanları yayımlanan Juan Gabriel Vâsquez, ona 2011 yılında İspanya’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden; Alfaguara Ödülü’nü kazandıran bu etkileyici romanında hafızanın peşine düşüyor. Rembrandt 500 Görsel Eşliğinde Yaşamı ve Eserleri / Rosalind Ormiston / Çeviren: Mehmet Barış Albayrak / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 258 s. İlham veren Hollandalı ressam ve gravür ustası Rembrandt Harmenszoon van Rijn hakkında kapsamlı bir referans kitabı elimizdeki. Yayınevinin ressamlar üzerine yaptığı serinin dördüncü kitabı aynı zamanda. Öncekileri Cezanne, Leonardo da Vinci ve Van Gogh üzerineydi... Sanatçının ilk yıllarını, kişisel yaşamını ve erken 17. yüzyılın tarihsel bağlamını keşfe çıkan görsellerle beslenmiş renkli bir biyografi. Etkileyici baroktan daha sade üsluplara kadar değişen sanat anlayışını şekillendiren etkenler, en çarpıcı ve en önemli resimleri ve desenlerini içeren muhteşem bir seçkiyle üslubu ve tekniğinin uzman gözüyle analizi; 500 kamaştırıcı resimden oluşan olağanüstü bir derlemeyle sunuluyor meraklılarına. Tanrı’nın Ölümü ve Kültür / Terry Eagleton / Çeviren: Selin Dingiloğlu / Yordam Kitap / 272 s. Terry Eagleton bu kitabında, özellikle 11 Eylül saldırısından bu yana gündemi işgal eden köktendinciliğin yükselişinden hareketle şu soruyu soruyor: Tanrı yeniden mi dirildi? Yoksa aslında hiç ölmemiş miydi? Kitap, Aydınlanma düşüncesinin Tanrı katlini hedeflediği iddiasını sorgulayarak başlıyor. Sekülerleşme sonucu Tanrı’nın ağır bir darbe aldığını teslim etse de tümüyle yok olmaktan ziyade farklı kılıklara büründüğünü savunur. Seküler bir çağda ne Tanrı eski haliyle var olabilir ne de din, doğru; ama bıraktıkları boşluk, vekaleten bile olsa, mutlaka başkalarınca doldurulmalıdır. Çünkü Tanrı, kimi zaman iktidara saplanmış bir diken rolü üstlendiyse de, ağırlıkla siyasi egemenliği meşrulaştırmanın en güçlü yollarından biri olagelmiştir. Eagleton, Akıl’dan sanata pek çok şeyin, Tanrı’ya vekalet eden aşkınlık formları sunmaya soyunduğunu söyler. Bu vekillerin en maharetlisinin ise, kavramın geniş anlamıyla kültür olduğu kanaatindedir. Günümüzün en üretken Marksist düşünürlerinden Eagleton, her zamanki keyifli ve akıcı üslubuyla bakışını bu kez dinin kültür düşüncesi ile ilişkisine çeviriyor. Eski sorulara yeni yanıtlar veriyor, kolaycı yanıtlara zor sorular soruyor. Erteleme Sanatı / John Perry / Çeviren: Elvan Kıvılcım / Sel Yayıncılık / 118 s. “İyi haber: Artık her şeyi ertelediğiniz için kendinizi kötü hissetmek zorunda değilsiniz. Dünyada 2 0 1 4 ertelemeyi bir yaşam biçimi haline getirmiş sizin gibi çok insan var ve bu insanlar aslında pek çok şeyin altından kalkıp gayet de başarılı olabiliyorlar.” John Perry, parlak ve esprili bir üslupla yazılmış bu kitapta, ertelemenin bir kusur değil, aksine faydalı bir şey olduğunu, hatta bir “sanata” dönüşebileceğini gösteriyor. Siz de teslim tarihleriyle arası iyi olmayan, hemen işe koyulmak yerine kaytarmayı seçen, faturaları ödemek yerine internette gezinen veya önemli işler dururken sürekli başka şeyler icat eden biriyseniz, bu kitap hayatınızı değiştirebilir. Burada önerilenleri yapmayı ertelemek ise elbette en doğal hakkınız... Kültür, Farklılık ve İletişim / Asker Kartarı / İletişim Yayınları / 320 s. Kültür ve iletişimden, farklılıklardan söz etmeyen yok. Gündelik dilde, medyada, eğitimde, yerel siyasette, global gerilimlerde o kadar çok kullanılıyor ki... Bazen çok açık bazen karmaşık ve derinlikli kavramlar olarak daima dolaşımdalar. Asker Kartarı, söz konusu kavramları, akademik disiplinlerden faydalanarak kültürlerarası iletişim ve farklılık bağlamında tartışıyor. İlk kuramsal yaklaşımları, kültür ve iletişimi, çokkültürlülüğü ve literatürdeki temel kavramları irdeliyor. Önyargıları, yoğunlaşılan ve sonradan fark edilen tutumları, zamanla değişen sorunları zihin açıcı bir dille özetliyor. Farklılığın ve farklı olanın farkında olmanın iletişimin temeli olduğunu, biz için onlara, ben için ötekine ihtiyaç duyduğumuzu hatırlatıyor. Kültür, Farklılık ve İletişim, sadece iyi bir ders kitabı değil. Sosyal bilimlerin farklı disiplinleri kullanarak nasıl geliştiğini betimleyen nitelikli bir katkı aynı zamanda. İletişim bilimlerinin Türkçedeki özgün ve yerel kaynak kitaplarından biri olma özelliği taşıyor. Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları / Robert Schnakenberg / Çeviren: Emre Gözgü / İllüstrasyon: Mario Zucca / Domingo Yayıncılık / 288 s. Francis Ford Coppola hangi akla hizmet 3D pornografik film çekmiş olabilir ki? Ya da Chaplin neden haftalarca banyo yapmayı reddeder? Stanley Kubrick uzaylı paranoyasını bir sigorta poliçesiyle taçlandırdı mı? Woody Allen gibi henüz beşikteyken depresyona girmek, Ingmar Bergman gibi evini iki ruhla paylaştığını düşünmek, Martin Scorsese gibi ayın on birinci günlerinde uçağa binmemek ya da Kurosawa gibi setin ortasında “tükenmişlik sendromuna” yakalanmak bu mesleğin parçası mı? Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları Luis Buñuel’den Quentin Tarantino’ya, sinemanın yönünü değiştirmiş dâhilerin sıradışı hayatlarını, garip set ritüellerini, ilginç kişilik özelliklerini, tuhaf alışkanlıklarını ve patolojik zaaflarını, tüm çarpıcılığıyla ve sansürsüz ortaya koyuyor. Aahh Canım Kuzguncuk / Nedret Ebcim / İleri Yayınları / 80 s. İstanbul’un, güzel İstanbul olduğu zamanları, günümüzde de yaşatmaya çalışan, küçük boğaz köyü Kuzguncuk’un güzel insanlarının anlatıldığı Aahh Canım Kuzguncuk, raflardaki yerini aldı. Nedret Ebcim’in Kuzguncuk’u anlattığı üçüncü kitabı bu. İlk kitabı Kuzguncuklular Kuzguncuk’u Anlatıyor ve Üç Dinin Buluştuğu Semt’le birçok okur kazanmıştı kendine Ebcim. Pek çok yazar ve araştırmacı tarafından da kaynak olarak kullanılmıştı. Yazarın ikinci kitabı da C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle