25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Sanata Dair Halid Ziya Uşaklıgil Türk romanının kurucularından olmasının yanında iyi bir köşe yazarı, denemeci ve eleştirmenmiş. “Sanata Dair”de Uşaklıgil’in bu denemeci ve eleştirmen yanını derinlemesine tanıyoruz. Üstelik hiç ummadığımız yargılar ve ufuk açıcı görüşlerle…“Hep İstanbul” ise Türkçenin büyük ustalarından Refik Halid Karay’ın kendine has üslubu ile İstanbul’u geçmişi ve geleceği ile ele alan kısa ve akıcı yazılardan oluşuyor. Öztürkçeci, dilde sadeleşmeyi kişilikleri, sanat anlayışları değil, savunan yaklaşımlara karşı çıkyazdıklarını Türkçede nasıl ifade ması beklenirken aksine destek edeceğini bilememekten kaynakveriyor, hatta kendi eserlerini lanan bir anlayamama durumu de sadeleştirme yoluna gidiyor. da söz konusu. Uşaklıgil, bunu Destek vermekle kalmıyor dilin açık yürekle söyleyecek rahatlık sadeleşmesi yönünde yapılan ve olgunlukta. çalışmalarda karşılaşılan sorun“Sanata Dair” Halid Ziya lar hakkında çözüm önerilerinde Uşaklıgil’in ağırlıklı olarak eleştide bulunuyor. Önsöz’de belirtildiği gibi rel yazılarını bir araya getirirken hem bu tam anlamıyla eski dilden kurtulup yazıbüyük ustanın bilmediğimiz bir yönünü sını sadeleştiremese de “ilgilik”, “sürel”, tanımamızı hem de edebiyatın bugün de “sürek”, “bilgiç” gibi sözcükleri yazılarınhâlâ geçerli birçok sorununun hakkında da kullanıyor. düşünmemizi sağlıyor. Uşaklıgil’in özel30’lu 40’lı yıllarda yayımlanan önemli likle Türk edebiyatının önemli yazarları edebiyat eserleri hakkında da söz alıyor. hakkında getirdiği eleştiriler de tartışmaEleştirilerinde dostane, hatta babacan bir lara kaynaklık edecek, edebiyat tarihine hava olsa da sözünü sakınmıyor. Açıkça katkıda bulunacak nitelikte. “beğenmedim” diyebiliyor ve bunun neHEP İSTANBUL denini nazik bir dille anlatıyor. Kendisine Refik Halid Karay uzun sürgünlük döyönelik eleştirileri de aynı nezaketle karneminden sonra Türkiye’ye döndüğünde şılıyor. Halid Ziya’nın tavrını “yapıcı eleşsanki araya yıllar girmemiş gibi yeniden tiri” diye adlandırabiliriz sanırım. Tevfik aktif olarak gazete yazarlığına dönmüş. Fikret, Mehmed Rauf, Cenap Şahabettin 1938’den 1965’teki vefatına kadar Tan, gibi yakından tanıdığı şair ve yazarların Akşam, Yeni İstanbul, Zafer gibi döneportrelerini anılarla süslü ama eleştiriyi min önemli gazete ve dergilerinde sürekli de esirgemeyen bir bakış açısıyla çiziyor. yazmış. Gazetelerdeki günlük Nahit Sırrı Örik, Ömer Bedrettin, yazıları yanında bu dönemde 20 Şevket Hıfzı (Rado) gibi dönemin yeni romana da imza atmış. genç yazarlarını da aynı ciddiyetRefik Halid Karay’ın yayımcısı le okuyup eleştiriyor, yol gösteriİnkılâp Kitabevi gazete ve dergici önerilerde bulunuyor. lerde kalan bu yazıları “Memleket Dünya edebiyatını da Türk Yazıları” adlı bir dizide okurlarla edebiyatını izlediği gibi yakınbuluşturuyor. 18 kitap olması dan izliyor. Shakespeare de ilgi planlanan dizinin editörlüğünü alanında Rimbaud da. Önemli Tuncay Birkan yapıyor. Dizi ile Fransız ve İngiliz şair ve yazarları Türk okura tanıtmaya çalışıyor. “Sanata Dair”in dördüncü cildi Jonathan Swift’ten başlayıp Shelley’e birçok önemli yazarın biyografisi ve eserlerinden örnek çeviri parçalardan oluşuyor. Bu ciltteki yazılardan birinin başlığı da “Anlayamadığım İki Sima: Rimbaud ve Mallarme”. Başlıktaki Refik Halid Karay 9 Kasım 1922’de Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış. Sürgün “anlayamamak”ta yaşamı 16 Temmuz 1938’de Cumhuriyet’in 15. yılı nedeniyle ilan edilen afla sadece bu şairlerin sonuçlanmış. 2014 Halid Ziya Uşaklıgil alid Ziya Uşaklıgil ilk baskılarında “San’ata Dâ’ir” adıyla yayımlanan kitaplarında edebiyat, dil, çeviri, müzik, tiyatro gibi konularda yazdığı yazılar bir araya gelmiş. 1. cildi 1938, 2. cildi 1939’da kendi yayımlamış. Oğlu Bülent Uşaklıgil’in girişimiyle de 3. cilt 1955 ve 4. cilt 1963’de yayımlanmış. Bu dört kitap şimdi 1040 sayfalık tek bir ciltte okura sunuldu. Cumhuriyet döneminde çeşitli gazetelerde yayımlandığını tahmin ettiğimiz yazılar bunlar. “Sanata Dair”i (Mart 2014, Özgür yay.) yayıma hazırlayan Sacit Ayhan ve Levent Ali Çanaklı giriş yazılarında yazıların nereden derlendiğini belirtmemişler ama Uşaklıgil’in Cumhuriyet, Son Posta, Akşam gibi gazetelerde sürekli yazdığı biliniyor. Zaten yazıların havası da köşe yazıları olduklarını düşündürüyor. Ne zaman yazıldıklarını önemsiyorum çünkü Halid Ziya Uşaklıgil “Sanata Dair”deki yazılarda ortaya attığı birçok düşüncenin yeniliği dönemi içinde değerlendirilmezse doğru yere konamayacak nitelikte. 1866’da doğan Halid Ziya’nın yazı hayatı boyunca düzyazı üretiminde önemli bir yer tutmuş. 27 Mart 1945’de vefatına kadar da roman ve öykünün yanında düzyazı türünde de çok fazla sayıda eser vermiş. Serveti Fünun akımının en önemli temsilcilerinden. Uzun, bol sıfatlı cümleleri, ağdalı dili ile tanınıyor. Edebiyata, dile bakışının da Serveti Fünun veya Edebiyatı Cedide diye adlandırılan bu akıma uygun olması bekleniyor. Yani “Sanat sanat içindir” inancı ile “sanatkârâne üslup”un öngördüğü ağır dille yazılmış yazılar yazdığını sanıyoruz. Oysa Halid Ziya Cumhuriyet döneminde yayımlanan ve “Sanata Dair”de yer alan yazılarında çok farklı, hatta önceki tavrına 180 derece ters görüşler ileri sürüyor. Cumhuriyetle gelen dilde ve edebiyattaki yenileşmeyi yakından izliyor. S A Y F A 8 n 1 MAYIS H Refik Halid’in gazeteciliğini daha yakından tanıma olanağı bulmanın yanında bu büyük yazarın Türkiye’nin çok önemli değişimler yaşadığı bu dönemi nasıl değerlendirdiği de ortaya çıkacak. “Memleket Yazıları”nın ilk kitabı “Hep İstanbul” (2014, İnkılâp Kitabevi). Kitapta ismine uygun olarak İstanbul hakkında yazılar yer alıyor. Refik Halid Karay 9 Kasım 1922’de Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış. Sürgün yaşamı 16 Temmuz 1938’de Cumhuriyet’in 15. yılı nedeniyle ilan edilen afla sonuçlanmış. 16 yıl sonra çok sevdiği, yazılarında, romanlarında bu hasretini dile getirdiği İstanbul’una kavuşuyor. Doğal olarak anılardaki İstanbul’la gördüğü İstanbul arasında büyük farklar var. İlk yazılarından birine “Zavallı İstanbul” başlığı atıp, ifade vermek üzere emniyete çağrılsa da sevdiği şehri sadece nostaljik duygularla, eskiye özlemle değerlendirmiyor. Aksine belediyenin birçok uygulamasını sert dille eleştirse de tarihi binaların geniş caddeler, bulvarlar açmak amacıyla yıkılması gibi uygulamalarda beklenenin tersi tepkiler veriyor. Merkezi hükümetin İstanbul’un içler acısı durumunu düzeltmek için kaynak ayırmamasını eleştirirken Menderes’in tarihi varlıkları pek de dikkate almadan giriştiği imar hareketlerini destekliyor. Giriş yazısında Tuncay Birkan’ın belirttiği gibi Refik Halid de Nahid Sırrı Örik gibi Boğaz’a köprü yapılmasına karşıdır ama tüp geçitten yanadır. Boğaziçi’nin imara açılmasını, Boğaz’daki uzak semtlere ulaşmak için geniş yollar açılmasını önerir, bu yönde girişimleri destekler. Refik Halid Karay yirmi yıllık köşe yazarlığı döneminde İstanbul hakkında yazdığı yüzlerce yazıdan seçilen ve kitapta yer alan iki yüz kısa yazıda şehrin sorunlarına “belediyeci” gözüyle bakıp önemli eleştiriler getirmekle yetinmiyor. Hemen dikkatimizi çekip konu ettiğimiz bu yazıların yanında bugün anılarda kalan ve bir daha hiç kavuşamayacağımız İstanbul hakkında edebi tatla dolu, anılarla geçmişten kalmış görüntülerle beslenen, kendine has lezzetli üslubuyla yazılmış birçok yazı da var. Refik Halid Karay, 1947’de yayımlanan “Anahtar” romanın arka kapağında yer alan yayınlanacaklar listesinde “Hep İstanbul” adlı bir kitaptan söz etmiş ama bu kitap yayımlanamamış. “Bir Ömür Boyunca”da da “İçinde doğup büyüdüğüm İstanbul şehri ile bu şehrin semtleri, mahalleleri, yazlıkları, ramazanları, bayramları, kandilleri, âdet ve görenekleri, manzaraları ile alakalı neler yazdım ve neler yazacaksam hepsini ‘Hep İstanbul’ ismi altında toplayıp bastırmak. Çoğu edebiyata fazla kaçmakla beraber yine de bastırmalıyım… yakın mazimizin büsbütün unutulamamasına yarayacağı için…” demiş. Tuncay Birkan ve İnkılâp Kitabevi bir anlamda Karay’ın vasiyetini yerine getirmişler. “Hep İstanbul” Türkçenin büyük ustalarından Refik Halid Karay’ın kendine has üslubu ile İstanbul’u geçmişi ve geleceği ile ele alan kısa ve akıcı yazılardan oluşuyor. Keyifle, merakla, yeni bilgiler edinerek öğrenerek okudum. Meraklısına da, güzeliyi kitap peşindeki edebiyatseverlere de öneririm. n K İ T A P S A Y I 1263 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle