Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K itaplar Adası M. SADIK ASLANKARA ROMANCILARIMIZ ARASINDA19 Yazanı yazılanıyla Köy Enstitülünün romanı... Mehmet Zaman Saçlıoğlu, 1980 sonrası öykücülüğümüzün önde gelen yazarlarından biri. Şiirle başladığı kitaplı yazarlığının otuzuncu yılına ermiş bulunuyor yazar. Çok yönlü beslenmelerle esinlenmiş halde ortaya koyduğu arı şiirlerinin gereğince değerlendirilemediğini düşündüğüm yazarın, hiç değilse öykücülüğümüz içindeki yeri olanca netliğiyle ortada duruyor. Nisan 1940’ta çıkmıştı Köy Enstitüleri Yasası, yetmiş dört yıl önce… Okulları bitiren yoksul köy çocukları, bir dönemin kahramanları, ötesinde hâlâ bunu yansıtan karakterleri olarak seksenlerini sürdürüyor bugün, delikanlılıktan ödün vermeyen havalarıyla. Genelde ise kentlerde yaşıyorlar… Muammer Aksoy’un Devrimci Öğretmenin Kıyımı ve Mücadelesi III (Gündoğan, 2000) adlı kitabına göz atıldığında, enstitülü öğretmenin bir temel karakter bağlamında öne çıkışının sayısız örneğiyle karşılaşılıyor. Bunun yanına daha başka kitaplar da alınabilir elbette. Sözgelimi Mahmut Makal’ın Zulüm Makinesi’ni (May, 1969) anımsamak yeter. Bu insanların örgütçülük alanında da yoğun emek ürettikleri, toplumsal savaşım içinde her zaman en önde yer aldıkları unutulmamalı. Bu tür üretken, savaşkan öğretmen karakteri bizde ilk kez Mahmut Makal’ın Bizim Köy (1950) anlatısı ile gündeme gelmişti. O günden bu yana Köy Enstitülü öğretmenler hem romanlar kaleme aldı hem de çok farklı roman kişileri olarak romanlarda göründü. Yazar olarak kalem oynatanlardan biri de Selâhattin Şimşek’ti (19281960). Ondan geriye, Varlık’ın yayımladığı iki kitap kaldı: Hakkâri Dedikleri (1960), bir de Çetin Özkırım resimlemesi çocuk genç romanı Köycü Oktay (1961)… Yaşar Nabi’nin kaleme aldığı kestirilebilecek Hakkâri Dedikleri’nin arka kapağında şu satırlar yer alıyor: “Selâhattin Şimşek, bu kitabını yazarken, Hakkâri yollarında can verdi. Uğursuz Zap suyu aldı cesedini götürdü. Yarın için çok şeyler vaat eden, tertemiz ülkülerle dolu bir zekâ verebileceğinin onda birini bile veremeden aramızdan ayrılıp gitti.” Yaşamöyküsü, onun yazar olduğu denli anlatı kahramanı olduğunu da gösteriyor. S A Y F A 24 n 17 N İ S A N 2014 Fotoğraf: Kaan SAĞANAK Mehmet Zaman Saçlıoğlu 17 Selâhattin öğretmenden elli beş yıl sonra, seksenlerinde yeni bir karakterle daha tanışıyor romanımız: Harun Karakoç… 1930’da Burdur’un bir köyünde doğmuş Enstitülü Harun… Ama onun, hepimizinkine benzer bir kimlik kartı yok elinde. Çünkü bir roman karakteri Harun. Hani söylen kahramanları olur ya, Enstitü kökenli öğretmenler de genelde böyle bir hava yayıyor denebilir. Gerçekten bunların sergilediği dik başlılık Cumhuriyetin bütün zamanlarında örnek oluşturmayı sürdürdü. Farklı özellikleri, karakteristik yapısı nedeniyle Harun da üzerinde durulması gereken biri bana göre… Kim peki Harun, hangi romanla yaşamımıza katıldı? SAÇLIOĞLU’NDA, ROMANIN İZLERİNİ SÜRMEK… Evet, Enstitülü öğretmen Harun Karakoç’un temel karakter olarak öne çıktığı Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun son romanına getirmek istiyorum sözü: General Uçtu (İş Kültür, 2014). Romanda Harun Karakoç’la ilgi herhangi kimlik bilgisi yer alıyor değil. Biz onunla olduğu denli, “Romanın Gerçekliği”, “Yazarın Gerçekliği”, “Yaşamın Gerçekliği” başlıkları altında gerçekliğin karmaşık yapısını üç koldan birbirine sarmalayan nicel bilgilerin tümünü, romanın sonuna eklenmiş “Zamansal Dizin”den öğreniyoruz. Yazarın üç farklı kanalı buluşturarak yapılandırdığı bu sunumun ilginç olduğu denli özgünlük sergilediğini de söylememiz gerekiyor. Yapıtın başında yer alsaydı bu ek, bir yazar yönlendirmesi gibi algılanabilirdi belki. Sonuna yerleştirilmesi, kaygıyı ortadan kaldırıyor. K İ T A P S A Y I 1261 C U M H U R İ Y E T