Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER n MUSTAFA DELİOĞLU Kitap Gölgesi Zürafa balerin olursa Cem Akaş’ın ikinci çocuk kitabı Bumba İle Bibu çocukları sanata davet ediyor r Mavisel YENER Y azarın, Bumba Dağın Arkasını Merak Ediyor (2011) adlı yapıtında okurlar, Afrika’da yaşayan sevimli zürafa Bumba ile tanışmıştı. Bu kez, Bumba harika bir arkadaş buluyor. Bumba dağların ötesini merak edip uzun bir yolculuğa çıkmıştı. Bumba’nın Afrika’daki küçük dünyasının ötesini keşfetme isteği, bir dizi yolculuğa dönüşmüştü. Bumba bir yandan çalışıp bir yandan dünyayı ve o güne kadar görmediği yeni canlıları keşfederken sonunda eve dönme vakti gelmişti. Bu yolculuğunda Bumba, hayatta ne yapmak istediğini de keşfetmişti. Bakalım o isteğini yapabilmiş mi, serinin ikinci kitabında anlayacağız. Bu kez Bumba bir dost ediniyor: Bibu. Bibu, neşeli bir iskelet. En sevdiği şey koşmak. Öyle çok koşuyor ki pek sıska. Annesi ile babası, okulun koşu takımına girmesini öneriyor, Bibu buna çok seviniyor. Neyse ki koşu öğretmeni de bu işe sıcak bakıyor, artık Bibu koşu takımının çalışmalarında boy göstermeye başlıyor. Takımda bir tavşan, antilop, tazı, goril de var. Bibu kısa zamanda yarışmalara katılmaya başlıyor. Fakat o da ne? Koşunun orta yerinde dans edip hoplayıp zıplamaya, izleyenleri eğlendirmeye başladığı için bütün yarışları sonuncu bitiriyor. Öğretmeni çok anlayışlı. Danslı koşu diye bir spor dalı kurulması için Olimpiyat Komitesi’nden izin istiyor. Bu kez Bibu, danslı koşu yarışmasına hazırlanıyor. Ulusal yarışmaya ülkenin dört bir yanından dans öğrencileri katılıyor. Yarışmayı kazanan kişi Ulusal Opera ve Bale Akademisi’ne alınacak. Bibu ile Zürafa Bumba’nın dostlukları işte bu yarışmada başlıyor. Bakalım onlar dünyaca tanınmış bale sanatçıları olabilecekler mi. Cem Akaş, okurları sanatla buluştururken sanatçıların yaşayabileceği duygu durumlarını da başarıyla aktarıyor. Opera ve bale yazarı Gergedan’ın kurguya girmesiyle birlikte roman daha da eğlenceli bir hale geliyor. Gergedan’ın yeni yazdığı bale eseri pek iyi gitmiyor çünkü yazarı tıkanıp kalmış. Değişik bir rol yazması gerek. Bakalım Bibu ona esin verebilecek mi… Gergedan’ın iyi bir bale yazması yeter mi? Yetmez ki… Opera balenin müdürü olan Fil’in bu oyunu onaylaması gerek. Fil de öyle kolay beğenen biri değil! Bakalım, “Kemikleriniz Isınsın” adlı bale kabul görüp seyircisiyle buluşabilecek mi. Fabl tadında yazılan kitabın zengin görselleri de metni gibi sanata davet ediyor çocukları. Bir sanat eserinin yaratım sürecine tanık olurken, “yetenek mi?”, “çalışma mı?” sorusu da metnin bir yerlerinden el sallıyor okurlara. Akaş’ın çevirmenliğinin diline yansıması da dikkat çekici, duru bir su gibi akıp gidiyor kitabın dili. Öyküde söylenmeyenlerin kimi zaman söylenenlerden daha önemli olduğunu biliyor Akaş. Çocuk okurların yaratıcı okumasına olanak sağlayan kurgu aynı zamanda çok eğlenceli. Birkaç ipucu verdim, gerisini keşfetmek çocukların işi… Sevinçli okumalar… n www.maviselyener.com *Bumba İle Bibu/ Cem Akaş/ Resimleyen: Reha Barış/ Can Çocuk/ 2014/ 57s./ 8+ ‘Herkes farklı, herkes eşit’ r Çiğdem GÜNDEŞ “H erkes farklı, herkes eşit!” İlk kez 1995 yılında Avrupa Konseyi tarafından hayata geçirilen ve 2006 yılında bizim de içinde olduğumuz genişlemiş yeni konsey tarafından canlanan bir kampanyanın sloganı olan bu kısacık ve anlamlı cümle, “her tür ayrımcılığa karşı çıkanların” mottosu adeta. Ama iş sadece sözle kalmıyor, bunu yürekten hayata geçirebilmek önemli ve anlamlı. Ama –mış gibi yaparak değil, en doğal en olağan haliyle kabul etmeli bu gerçeği. Çünkü bedensel veya etnik farklılıklar ya da maddi uçurumlar, cinsel kimliklerimiz ve niceleri bizim sadece günlük yaşamımızdaki rutinleri etkileyen, alışkanlıklarımızı, sosyal ve toplumsal rollerimizi sürdürmemizi sağlayan ve sadece bireysel olarak bizi ilgilendiren farklar, farklılıklar. Ötesi aynı… Güzel olan da, bunca farklıyken aynılığı yaşamak değil mi ya da tam tersi; bu kadar aynıyken farklı olabilmek… Yol Boyunca Renkler, bunu gören, buna inanan ve böyle yaşayan bir grup yazarın yazdığı öykülerden oluşan bir gönüllü proje. Aslında proje uzun zaman önce yola çıktı. Ama okurla tanışmasını sağlayacak eşlikçi yeni bulundu. 2007 yılında, yazar, çizer, yayımcı, editör, çevirmen, kütüphaneci gibi çocuk yazını ile aktif olarak ilgilenen edebiyat gönüllülerinin buluşma ortamı olan “ÇocukYazını” bilgisunar grubunda, Aytül Akal’ın önerisi ile başlayan yolculuk 2013 yılı Haziran ayında Can Çocuk ile canlandı, heyecanlandı. Okurun da eşlik etmesiyle daha şenlenecek bu yolculuk. Aytül Akal, projenin çıkış amacını şöyle anlatmış kitabın önsözünde; “Yol Boyunca Renkler ile çocuklarımıza, farklılıkların zenginliğini örneklemek ve kendimizden farklı olanın da aynen bizim gibi Dünya gezegeninin üzerinde var olmaya hakkı olduğunu hatırlatmak istedik. “Öteki” dediğimizin yerine kendimizi koyabilmeyi, bizim gibi olmayanı dışlamamayı, 2 0 n 9 E K İ M 2 0 1 4 yok saymamayı, onu ille de bizim gibi olmaya zorlamamayı, aksine, ötekinin farklılığının yaşamımıza ayrı bir tat kattığını bir ilke olarak benimsememin yaşama katacağı zenginlikleri, edebiyatın renkleriyle harmanlayarak sunmak istedik.” (sayfa:9). Evet, aslolan bu herhalde; kendimizi “ötekinin” yerine koyabilmek! Akal’ın önsözde belirttiği gibi, pek çok katılım olmuş projeye, gelen metinler ana temaya uygunluğu bakımından değerlendirilmiş ve yirmi dokuz eserle sınırlanmış. Yukarıda, künyede saydığımız sanatçıların yapıtları yazar adına göre alfabetik olarak yer alıyor kitapta. Kimi şiir yazmış kimi öykü, masal da var deneme de… Ama hepsinin ortak noktası aynı; “Farklıyız çünkü aynıyız!”. Metinlerin tür olarak çeşitliliğinin yanısıra biçem olarak farklı olması da her yaş ve her kesimden okurun ilgisini çekecek denli zengin. Örneğin; Lionel Messi’nin, hani şu dünyaca ünlü futbolcunun küçükken gelişim bozukluğu yaşadığını biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız, Osman Alper Akal’ın Çalım Kuşu adlı öyküsünü okumanızı öneririz. Taa Afrika’dan uçup gelen kırlangıçlar ile yerli kuş serçenin karşılaşma anını Hüseyin Yurttaş’tan okumak ister misiniz? 2012 yılında aramızdan ayrılan Bilgin Adalı’nın Gökkuşağı öyküsünü okurken onun artık sessizliğe büründüğüne inanamayacaksınız. Simla Sunay, “Todori Nasıl Biri?” diye sormuş. Sahi nasıl biri Todori? Onu yakından tanımak sizi sevindirecek. Örneklemeye yerimizin yetmediği malum, sayfa sınırımız var. Zaten her birini de anlatıp okuma zevkinizi elinizden almak istemeyiz. Ne ki zamansız, sınırsızdır edebiyat, farklıdır, zengindir, zenginleştirir. Zamansız, sınırsız bir edebiyat adamı Rıfat Ilgaz’ın dizeleri ile teşekkür edelim. Yol Boyunca Renkler’i hazırlayan ve metinlerini veren tüm gönüllülere ve Can Çocuk’a… “Ormanız Biz / Yaşayıp gidiyoruz bir arada / Meşe, çam, köknar, kayın… / Bırakın kirli kentlerinizi, / Biraz da aramızda yaşayın! / Varsın derinde olsun köklerimiz / Yükselmek için yarış bizde. / Görülmüş mü ağacın ağaca kıydığı, / Sevgiyle yaşamak barış bizde! / Mutluyuz birlikte yaşamaktan / Meşe, çam, köknar, kayın… / Sarılın toprağınıza bir çınar gibi / Bize de kendinize de kıymayın. / Ne demiş en büyük ozanımız / Neden kulak vermiyorsunuz sesine / “Bir ağaç gibi hür yaşayın” dememiş mi “Ve bir orman gibi kardeşcesine…” (sayfa: 158159). İyi okumalar! n Yol Boyunca Renkler/ Kolektif/ Can Çocuk / 2014 / 207 s. 7 10+ C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1286 S A Y F A