Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Medeniyet, Kültür, SanatUçmakdere Yazıları 3 / Gündüz Vassaf / İletişim Yayınları / 316 s. “Doğaya, başka canlılara duyarlı, modernizmin hızından, tüketimin hırsından haz duymayan, hiyerarşiyi reddeden, yeni bir küresel kültür gözümüzün önünde doğmakta. Ardından türümüz uygarlığında yeni bir döneme girilecek. Teknolojideki hızlı dönüşümler gibi, içinde yaşadığımız tarih de eskisine göre hızlı değişiyor. Yeter ki, düzenin kalıcılığına koşullanmamızdan silkinebilelim.” Gündüz Vassaf, Uçmakdere Yazıları’nı bir araya getirdiği ‘Türkiye Sen Kimsin?’ ve ‘Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür!’den sonra Medeniyet, Kültür ve Sanat’ta da insanlığın evrensel soru ve sorunlarından yola çıkarak yeni sorular soruyor, alışılagelmiş cevaplarla yetinmiyor. Medeniyet, kültür ve sanat kavramlarına değişik açılardan yaklaşarak farklı biçimde düşünme ihtimallerinin kapılarını açan Vassaf, okurunu bir kez daha sorgulamadan, düşünmeden inanmamaya çağırıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda Fotoğrafçılık 18391923/ Engin Özendes/ YEM Yayınları/ 356 s. Osmanlı İmparatorluğu’nda Fotoğrafçılık 18391923, bulunuşundan hemen sonra İmparatorluk topraklarına ulaşan fotoğrafın 1839 ile 1923 yılları arasındaki serüvenini anlatıyor. Engin Özendes, bir yandan Osmanlı toplumunun fotoğrafa ve fotoğrafçılığa yaklaşımını, geleneklerine bağlı Osmanlı sultanlarının, 19. yüzyılın bu yeni buluşuna gösterdikleri ilgiyi; hatta fotoğrafçılık mesleğini sürdürenlere verdikleri desteği anlatırken, mekândaki ve toplumdaki değişimi her biri tarihi belge niteliği taşıyan fotoğraflarla dönemin sosyal yaşamını da gözler önüne seriyor. Bir belge olarak gelecek kuşaklara ışık tutacağına inandığı kitabında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde çalışmış olan fotoğrafçıların ayrıntılı bir listesini de veren Özendes, Türkiye’nin fotoğraf geçmişini tanımak, araştırmak isteyenlere, Ortadoğu fotoğrafıyla ilgilenenlere de çok önemli bir başvuru kaynağı sunuyor. Geçmişi günümüze taşıyan çok değerli fotoğraflardan oluşan kitap, geniş bir coğrafyada fotografçılığın maceralarını anlatırken merak uyandıran pek çok soruya da yanıt veriyor. Hayvanlar Üzerine / Elias Canetti / Çeviren: Levent Koca / Sel Yayıncılık / 116 s. Uzun yıllarını iktidar ilişkileri ve kitlelerin davranış biçimleri üzerine düşünerek geçiren Elias Canetti için insanlarla hayvanların ilişkileri ve bunların geçirgenliği her zaman ilham kaynağı olmuştur. Ancak Nobel ödüllü yazar bu defa, hayatı boyunca hayvanlara, ama en çok da onların insanlarla arasındaki hiyerarşik ilişkiye dair tuttuğu notlar, aforizmalar, anılar, otobiyografik öğeler taşıyan kısa ancak çarpıcı öykülerle türcülüğün kalbine adeta bıçak saplıyor. Canetti vahşi ve evcil insan, kılık değiştiren hayvan öyküleriyle metamorfoz hikâyelerinin bir araya geldiği Hayvanlar Üzerine’de insanhayvan, avavcı, yetişkinçocuk, efendiköle gibi tahakküme dayalı ilişkileri tersyüz ederek adeta bir kıyamet sonrası atmosferi yaratıyor. S A Y F A 2 8 n 1 6 O C A K 2 0 1 4 Öykü Uçları / Ali Teoman / Yapı Kredi Yayınları / 58 s. Ali Teoman’ın ölümünün ardından yayınevine teslim ettiği dosyaları bir bir okuyucu karşısına çıkmaya devam ediyor. Bunlardan sonuncusu da Öykü Uçları. Kitabın alt başlığı da olan çok çok kısa öykülerden oluşan kitap, yazarın sekizinci ve son öykü kitabı. Teoman, dosyasını şu sözlerle yayınevine teslim etmiş: “Öykü Uçları – Çok Çok Kısa Öyküler’i de Kırık Kalpler Terzihanesi kitabından sonraki üçüncü yeni öykü kitabı olarak ele alabilirseniz çok sevinirim. Yeni öykü yönelimim (tabii eğer ömrüm olursa) bu yönde ilerleyebilir. Biraz Samuell Beckett’in ‘foirades’ı gibi...” Talihsiz Dostluk / José Martí / Çeviren: Ceren Hasançebi / Aylak Adam Yayınları / 136 s. “Bu karanlık zamanlarda, dünyadaki her şey ruhu aşağı çekmeye meyilli, ama her şey, kitaplar ve tablolar, para ve sevgi. Bizim mavi illerimizde bile! Her zaman göz önünde ve etrafta, duvarları süsleyen, gölgelerin sığındığı köşeleri canlandıran, gölgeleri renklendiren ve dağıtan güzel objeler bulundurmak iyi gelir.” Küba bağımsızlık mücadelesinin ozanı José Martí’nin ilk ve tek romanı Talihsiz Dostluk, ilgi çekici olay örgüsü, yenilikçi biçemi ve özellikle özyaşamöyküsel özelliğiyle, onun çok yönlü kişiliğini bir kere daha kanıtlıyor. Türkçede, çocuk hikâyeleri ve şiirleriyle tanınan Martín’in bu ölümsüz yapıtı, 19. yy. Küba edebiyatının başvuru kaynağı olmayı sürdürürken, okurlarını Ada’nın renkli, acılı ve büyüleyici tarihine davet ediyor. Üçüncü Büyük Depresyon / Sungur Savran / Yordam Kitap / 304 s. Sungur Savran, bu kitabında, içinden geçmekte olduğumuz krizin kapitalist üretim tarzının tarihinde daha evvel sadece iki kez yaşanmış bir “Büyük Depresyon” olduğu tezini işliyor. Bütün büyük depresyonlar gibi, bu Üçüncü Büyük Depresyon da ekonomide başlıyor ama ekonomide bitmiyor. Savran’a göre, kapitalizmin gelişmesinde yeni bir dönem açılmıştır. Bu dönem, dünya çapında büyük siyasi, ideolojik ve askeri altüst oluşlara zemin hazırlıyor. Bir taraftan sınıf mücadelelerinin ve devrimci atakların, bir taraftan da faşizmin ve başka türden gericiliklerin yükseleceği bir dönemdir. Güney Avrupa ülkelerinde ve Arap dünyasında yaşanan büyük kitlesel mücadele ve devrimlerde olduğu gibi, Türkiye’de “Gezi Parkı” adıyla anılan halk isyanının arka planında da bu dinamik vardır. Reddediyorum / Per Petterson / Çeviren: Banu Gürsaler Syvertsen / Metis Yayınları / 242 s. Norveçli yazar Per Petterson’un daha önce yayımlanan At Çalmaya Gidiyoruz ve Lanet Olsun Zaman Nehrine’nin ardından bir roman daha okuyucu karşısında: Reddediyorum. Çocukluk arkadaşı olan Tommy ve Jim’in hikâyesi Reddediyorum. 35 yıl sonra tesadüfen karşılaşırlar. Birbirlerini son gördüklerinde Tommy’nin annesi onları terk etmiş, baba dayağından kurtulmak isteyen Tommy ise ailenin tamamen dağılmasına yol açmıştır. Dindar annesiyle yaşayan Jim ise eğitimine devam etmiş, sosyalist olmuştur. İki genç sarsılmaz görünen bir dostlukla bağlıdırlar birbirlerine. Ancak yaşadıkları görünüşte önemsiz bir olay Jim’in bu arkadaşlığı hak etmediği endişesi duymasına yol açacak, açılan küçük çatlak onları yıllar sonra çok farklı kişilere dönüştüren büyük bir yarığa dönüşecektir. İnsanlık durumu, dostluk, şiddet, yıkım ve hayatın yakıcı sorunları üzerine gücünü sadeliğinden almış bir roman Reddediyorum. Steelheart / Brandon Sanderson / Çeviren: Taylan Taftaf / DEX Yayıncılık / 472 s. Dünyanın üstüne çöken felaketin gökyüzünde belirmesinin üzerinden on yıl geçmişti. Sıradan insanlar değişmeye başlamış, süperkahramanları andıran Epiklere dönüşmüşlerdi. Ama Epikler halkın dostu değildiler. O muhteşem yeteneklerini, güç için kullanıp insanları sömürüyorlardı ve kimse Epiklerle savaşamazdı. Asiler hariç... Asiler bir grup sıradan insandı ve hayatlarını Epiklerin zayıf noktalarını bulup onları yok etmeye adamışlardı. David, Asilere katılmak istiyordu çünkü Steelheart’ı istiyordu: yıllar önce babasını öldüren yenilmez Epik’i. Bunu uzun zamandır beklemiş, planlar yapmış, dünya üzerindeki tüm Epiklerle ilgili bilgi toplamıştı. Şimdi harekete geçme zamanıydı. İntikam zamanı... Brandon Sanderson, yeni neslin en büyük fantastik yazarlarından biri olarak görülüyor. Tolkien’in mirasçısı Robert Jordan’ın Zaman Çarkı serisinin devamını yazması için Sanderson’ın seçilmesi yazarın tüm dünyada tanınmasını sağladı. Yazarın romanı şimdi Taylan Taftaf çevirisiyle Türkçede. Oxford İslam Sözlüğü / John L. Esposito / Çeviren: Nurullah Koltaş/ Ayrıntı Yayınları / 382 s. Oxford Üniversitesi Yayınevi tarafından basılan Oxford İslam Sözlüğü, din, politika, toplum ve kültür alanında sık sık kullanılan kavramları ve adları içeriyor ve okurun fazla zaman ayırmadan okuyabileceği kısa notlarla, mümkün olduğunca fazla sayıda maddeye yer veriyor. Başlık konuları, Taliban’dan Hamas’a, Sünnilikten Nusayrilere, Necip Mahfuz’dan Malcolm X’e, Mutezile’den Said Nursî’ye uzanan bir çerçevede pek çok politikacıyı, sanatçıyı ve bilim insanını kapsıyor. Siyasi ve tarihsel olaylara değinmenin yanı sıra, evrim teorisi, kürtaj ve örtünme gibi tartışmalı konular hakkında da bilgi veriyor. John L. Esposito gibi önemli bir akademisyen tarafından hazırlanan çalışma, yüzden fazla akademisyenin ve uzmanın katılımıyla kaleme alınmış. Sadece araştırmacıların veya dine merak duyanların değil, bu konuların ülke gündemine fazlasıyla yerleştiği bir dönemde, herkese rehberlik edecek bir çalışma. Paşaların Asya Misyonu / Murat Çulcu / E Yayınları / 670 s. “Birinci Dünya Savaşı 1918’de sona erdi. Boğazlar geçildi! Ve Batı Emperyalizminin Büyük Asya Seferi başladı. Büyük Yağmanın ilk hedefi Anadolu idi. Cephe, Asya’nın derinliklerine uzanıyordu. Gerçek misyon, Emperyalizmin Asya Seferini durdurmaktı. Bu ölümcül misyon onlara tarih tarafından yüklenmişti. Görevlendirmeyi Talat Paşa yaptı, Mustafa Kemal Paşa da onayladı.” Murat Çulcu, 19191922 Anadolu Savaşı’nın Asya Cephesi’nde yaşanan tüm gerçekleri doksan beş yıl sonra, olanca çarpıcılığı ve belgeleriyle gündeme getiriyor. Yakın tarih meraklılarının ilgisini çekecek bir kitap... n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1248