23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler yeni bilgiler ışığında, baştan aşağı gözden geçirilerek tekrar yayımlanıyor. Bizans imparatoru Mavrikios’un savaş taktiklerinden Şarlma’nın zırhına, ünlü İngiliz okçularından Sultan II. Muratın II. Kosova Savaşı’na, Avrupa’yı kana boyayan savaşların, silahların, kalelerin ve askerlerin öyküsünü anlatıyor Oman. İsyan ve Devrim Filmleri / Yayıma Hazırlayan: Yeşim Dinçer / Yordam Kitap / 364 s. Dünya sinemasının isyan ve devrim temalı başyapıtlarından oluşan bu seçki, 50 filmden oluşuyor. Kalanı ise editörün hazırladığı künye bilgileri ve kısa film öyküsünden oluşan nitelikli bir liste meydana getiriyor. Besime Şen, Bülent Görücü, Çağrı Kınıkoğlu, Gökhan Dinçer, Hacı Orman, Kutay Ucun, Meral Gündoğdu Salioğlu, Necla Algan, Neslihan Cangöz, Seray Genç, Yeşim Dinçer, Yıldız Silier ve Zahit Atam inceleme yazılarında seçtikleri filmlerin tarihsel ve politik arkaplanını okumakla kalmıyor; yedinci sanata damgasını vurmuş Bernardo Bertolucci, Charlie Chaplin, Costa Gavras, Ettore Scola, Fernando Solanas, Fritz Lang, Gillo Pontecorvo, Ken Loach, Osman Sembene, Sergey Eisenstein ve Yılmaz Güney gibi önemli yönetmenlerin sinemasına da ışık tutuyorlar. Sinemanın yüzyıllık tarihi içerisinde soluk alıp veren isyan ruhu bu filmlerde yaşıyor. Osmanlı Sosyalist Fırkası ve Yayınları / Selçuk Gürsoy / İletişim Yayınları / 784 s. Osmanlı Sosyalist Fırkası (OSF), siyasal tarihimizdeki ilk partilerden biri olmasının yanında Türkiye’de kurulan ilk sosyalist parti olmasıyla da dikkat çekici. Özellikle Avrupa’da hızla gelişen sosyalizm akımının, dönemin şartları içinde Osmanlı topraklarıyla buluşmasını sağlayan Osmanlı Sosyalist Fırkası ve yayınları her bakımdan kapsamlı bir değerlendirmeyi fazlasıyla hak ediyor. Selçuk Gürsoy da bunu yapıyor işte... Selçuk Gürsoy, işçi sınıfı hareketlerinin ve sosyalizmin kısa bir tarihini anlatarak başladığı kitabında, Fırka’nın kurulduğu 1910’dan itibaren Osmanlı sınırları içinde de yaşanmaya başlayan sosyalizm mücadelesini ele alıyor. Dünya işçi sınıfı hareketleri yaklaşık 100 yıllık bir tarihi geride bırakırken, bu topraklara neredeyse tamamen yabancı sosyalizm fikrinde ısrar eden bir grup insanın çabalarını ortaya koyuyor. Rölativitenin ABC’si / Bertrand Russell / Çeviren: Vahap Erdoğdu / Say Yayınları / 184 s. Yirminci yüzyılın savaş karşıtı ve eylemci filozofu Russell’ın önemli bir fizik kuramına matematiksel olmayan bir açıklama getirmiş olması, kuşkusuz çok büyük bir saygıyı hak ediyor. O kurama kusursuz bir kılavuz olma özelliğini hâlâ koruyan, olağanüstü bir yorum ve yazın gücüyle kaleme alınmış bu eser, sunumu ve biçemiyle, bugün bilimin halk yığınlarınca anlaşılmasını olanaklı kılmak adına heyecan verici anlatımlarla süslenen kitaplardan, ölçülü ve yalın fikirleriyle net bir biçimde ayrılmaktadır. Russell’ın kitabını okuyan herkes, esprili, duru ve zekice yazılmış metinden keyif alacak, rölativite kuramının özüne nüfuz edecek ve temel fizik ilkelerini anlayabilecektir. Pili Adrianupoleos’tan Edirnekapı’ya / Orhan Türker / Sel Yayıcılık / 88 s. Orhan Türker önceki çalışmalarında okuyucusunu, S A Y F A 2 8 n 2 6 A R A L I K bugün bu özelliklerini büyük oranda kaybetmiş ancak 20. yüzyılın ortalarına kadar geleneksel sosyal ve etnik yapısını koruyan, çokuluslu Osmanlı İstanbulu’nun Kurtuluş, Samatya, Adalar, Galata gibi Rum ağırlıklı semtlerine götürmüş, yakın geçmişte yaşanan köklü değişimleri gözler önüne sermişti. Sıra, yine unutulmuş bir başka Bizans semti olan Edirnekapı bölgesine geldi. “Pili Adrianupoleos’tan Edirnekapı’ya” işte bu unutulmuş Bizans semtinin hikâyesini anlatıyor. Lehî / Fırat Cewerî / Çeviren: Muhsin Kızılkaya / Everest Yayınları / 208 s. “Parçalanmış kişiliğimi bulmak ve ona yeniden bir haysiyet kazandırmak için çok uğraşıyordum. Sadece bedenim değil ruhum da kirlenmişti. Bazen banyoya giriyor, yıkandıkça yıkanıyordum. Bazen saatlerce keseleniyordum, vücudum kıpkırmızı kesiliyor, kanıyordu, yinede kendimi temizlenmiş hissetmiyordum. Bazen temizlenmek için derimin yüzülmesi gerek diye düşünüyordum.” Kürtçenin en çok okunan yazarlarından Fırat Cewerî, Birini Öldüreceğim adını taşıyan romanın devamı niteliğindeki Lehî ile tekrar okuyucu karşısında. Değerlerin zulüm ve baskı karşısında yok olduğu, insani duyguların köreldiği bir ortamda, yazgısına boyun eğen insanların, katilken bile maktul olanların hikâyesini anlatmaya devam ediyor Cewerî. Şu Romantik Müzikçiler / Kâmil Şekerkaran / Pan Yayıncılık / 222 s. 1930’da İzmir’de doğan Kâmil Şekerkaran yıllarca İstanbul Şehir Orkestrasında 1. Flütistlik görevini üstlendi. Orkestradaki görevinin yanı sıra İstanbul İl Radyosu’nda yöneticilik ve açıklamalı müzik programları yaptı. Çeşitli üniversitelerde ve konservatuvarlarda flüt öğretmenliği de yapan Şekerkaran, birçok gazetede düzenli müzik yazıları yazdı. Şekerkaran Şu Romantik Müzikçiler isimli kitabında, 50 yıllık müzik hayatında biriktirdiği kâh neşeli kâh hüzünlü anılarını açıyor okuyucuya. Hannah Arendt’te “Radikal Kötülük” Problemi / Berrak Coşkun / Ayrıntı Yayınları / 206 s. Birçok kişi gibi Hannah Arendt de, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama ve imha kamplarında yaşananları kötülüğün en radikal biçimi olarak değerlendirir; Auschwitz’i, bu anlamda, bir kırılma noktası olarak görür. Arendt’in 20. yüzyılda kötülüğün yeni yüzüne tanıklık edildiği iddiasının ardında, insanları insanlar olarak gereksiz kılmaya dayanan çok çarpıcı bir fenomen yer alır. İmkânsızı imkânsız olmaktan çıkaran, insanları her şeyin mümkün olduğuna inandıran totalitarizmin, cinayeti bir sivrisineği ezmek kadar anlamsızlaştırmasıdır burada söz konusu olan. Daha önceki deneyimlerle karşılaştırıldığında yaşananların açıklamasız kalması, totaliter olmayan dünyaya “Gerçekten oldu mu?” sorusunu sorduracak bir akıldışılığa işaret eder. Berrak Coşkun da çalışmasında Arendt’in “radikal kötülük” kavramını sorguluyor. Levant Kumpanyası Tarihi /Alfres C. Wood / Çeviren: Çiğdem Erkal İpek / Doğu Batı Yayınları / 346 s. Birçoğu soylu olan, cesur, kararlı bir grup İngiliz tüccarın Levant’ta, yani Yakındoğu’da Osmanlı coğrafyasıyla başlattıkları ticari ilişkilerin, Levant Kumpanyası çatısı altında sürdürülen faaliyetlerin, nesilden nesile aktarılan bilgi, birikim ve tecrübelerin tarihidir bu kitabın konusu. Levant Kumpanyası, İngiliz kraliyet hükümeti için belki Doğu Hint Kumpanyası kadar öncelikli ve önemli değildi; ama özellikle son yüzyıldaki gelişmelere bakıldığında bu kumpanyanın varlığı ve etrafında gelişen organizasyonlar son derece stratejik ve hayati oldu. Bu kitapla Alfred Wood, başlarda önemsenmeyen, biraz da küçük görülen bu tüccarların, önce İngilizlerin sonra da Amerikalıların dünya hakimiyetine giden yoldaki katkılarını ama ondan önce onların ve temas halinde oldukları insanların hallerini ve yaşadıklarını, özellikle İngiliz Kraliyet arşivlerine dayanarak son derece akıcı bir dille gözler önüne seriyor. Kolay Para / Jens Lapidus / Çeviren: Murat Sağlam / Domingo Yayıncılık / 454 s. Stockholm organize suç dünyasının irili ufaklı aktörleri onlar; kolay paranın, kısa yoldan ultra zengin olmanın peşindeler: Jorge, Mrado ve JW. Jorge, tipik ara eleman, kafa başka türlü çalışıyor; ama mafyanın üst yönetimi tarafından harcanınca, intikam yeminleri eşliğinde yeni bir yol çizmek zorunda kalıyor kendine. Mrado daha yukarılarda, gerektiğinde kaslarını gerektiğinde aklını kullananlardan. Olaylar kendisinin de gözden çıkarılabilir olduğunu ortaya koyduğunda, küçük kızını da düşünerek bu dünyadan tamamen kopmanın yollarını aramaya koyuluyor. JW. ise sosyetik takılmaya çalışan çulsuzun teki. İsveç’in en ünlü savunma avukatlarından biri olan Jens Lapidus’un ülkenin şöhretli suçlularıyla deneyimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı Kolay Para, hem Avrupa hem de Amerika’da büyük övgü topladı ve uzun süre çoksatanlar listelerinde kaldı. Kitap şimdi Türkçede okuyucu karşısında. Köprü / Karen Kingsbury / Çeviren: Hülya Key / Eksik Parça Yayınları / 204 s. Farklı dünyalardan iki genç yaşadıkları şehirlerden uzakta, müzik okumak için geldikleri üniversitede tanışır ve birbirlerine âşık olurlar. Aynı zamanda kitaplara ve okumaya da âşıktırlar. Her gün birlikte zaman geçirdikleri Köprü adındaki kitabevi onların gurbetteki evleri olur. Burası onlarla hayalleri arasında da köprü kurmaktadır. Ancak ait oldukları dünyalar onları birbirinden koparır. Yıllar sonra yaşanan bir trajedi ise onları tekrar aynı yerde, Köprü’de birleştirir. Bu trajedi acaba onlara tanınan ikinci bir şans mıdır? Köprü bir mucizeyle tekrar ayağa kalkacak mıdır? Karen Kingsbury, Şans’tan sonra bu kez de kayıp bir aşkı, doğal afetle yerle bir olan bir kitabevini ve bu kitabevinden yolu geçenlerin vefa duygusuyla bir araya gelmelerini anlattığı hikâye ile okuyucu karşısına çıkıyor. Büyük Hezimet / Edward J. Erickson / Çeviren: Gül Çağalı Güven / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 520 s. Amerikalı tarihçi Edward J. Erickson, hem Türkçede hem de diğer dillerde mevcut literatürü mukayeseli olarak kullandığı bu çalışmasıyla Osmanlı Ordusunun feci mağlubiyetine yeni bir ışık tutuyor. Yabancı hatıratlarda ve karşı propaganda eserlerinde düzen ile disiplini yerin dibine batırılan Osmanlı Ordusu, tam tersine, Alman akıl hocalarının otuz yıllık desteği neticesi muharip birlik teşkilatı ve yeni taarruz doktC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1245 2 0 1 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle