22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

an, n ve loji, kese amlar mış. lim mamı güne site arak e kitanivermemeyi yöeleştinımca düzey ve kavramtanım disipliniyle bu konuyu ikincil kılmayı başarmış. Derlemedeki tüm yazarların, bu kitap dışındaki tüm yazdıklarını okumadığım için genelleştiremem, ama, neredeyse tüm yazdıklarını okuduğum dört yazar üzerinden, bu kitapta yer alan çalışmaların “kes yapıştır” kolaycılığıyla değil, ”yeniden üretim” özeniyle yazıldığını söyleyebilirim. Konu ve yazar yelpazesi bu kadar geniş bir kitabın içeriğini anlatmak bu yazının sınırlarını aşar. Üçü birinci, biri ikinci ve biri üçüncü kuşaktan beş yazardan aktaracağım alıntıların okuyucuya kitabın içeriği ve tadı hakkında bir fikir vereceğini düşünüyorum. SEÇME AKTARMALAR ? likte, kitap tutturduğu bilimsel derlen esekitabı sitealan zırla n olul İdeoler. Biemel Erot Bo), Ege, Devnya Ebru liz Laikhan mir), al Katiler ılgan), , Kü loji ele an), afaza(MeZileraçoğ), Mil Aylin l). mında la Ayhukuklararau), felyolojiye alarıyve mal ru kitak. Bönden yazadil miş; maları arklı genişlimen n ve ş.Yade zenat? Cem Eroğul, kitabın ilk yazısı olan “Siyaset”te şunları söylüyor: “[S]iyaset kavramının gerçekten bilimsel bir tanımına ulaşmanın yolu, hem çeşitli tarih dönemlerinin farklılıklarını hesaba katan, hem de her dönemde ortaya çıkabilecek farklı çıkarların o dönemin siyasetine yansıyacağını göz önünde bulunduran bir yaklaşımı benimsemektir. Şimdi sunacağım siyaset tanımı, işte bu iki temel gereği gözeterek oluşturulmuştur.. Tanım şöyledir: Siyaset, üretim dışında kalan, ancak üretimin sürdürülebilmesi ve geliştirilmesi için toplumsal çapta yürütülmesi zorunlu olan işlerin toplamıdır.” (s.19) Korkut Boratav’ın “Toplumsal Sınıflar” yazısında, şu moda “orta sınıf” safsatasını bir fiskede yerle bir eden bir yalınlık bulabilirsiniz: “Amerikan sosyal bilimcileri tarafından çok sık kullanılan orta sınıflar kavramı ile bu sıralamanın (gelir dağılımı tablosunun yüzde yirmilik beş dilimi kastediliyorHY) kavramı ile bu sıralamanın en ortasında yer alan kalabalık bir grup (diyelim nüfusun yüzde 60’ını oluşturan gelir dilimlerinin tümü) kastedilmektedir. Bu gevşeklik içinde Amerikan işçi sınıfı genellikle ‘orta sınıf’ içinde kabul edilir ve ‘alt sınıflar’ı tanımlayabilecek toplumsal özellikler (dolayısıyla ‘gerçek sınıf kimlikleri’) belirsiz kalır.”(s. 39) Taner Timur, “Laiklik” yazısında, Kant’ın iki yüz yıl önce söylediği, “dinî vesayet, tüm vesayetlerin en zararlısıdır” sözünü anımsatıyor. Türkiye’de asıl vesayet tehlikesinin darbecilik olarak öne çıkarılmasıyla ve AKP iktidarıyla birlikte “dinî vesayet” yönünde adımlar atıldığını belirttikten sonra da ilginç bir saptama yapıyor: “Türkiye’de laiklik sorunu, dinin tarafsız bir devlet aygıtının garantisi altında, diğer sivil toplum öğeleriyle (özellikle ticaret ve finans çıkarlarıyla) birlikte ele alınıp tartışıldığı ve değerlendirildiği gün çözülme yoluna girecektir.”(s.153) Gökhan Atılgan, “ideoloji” kavramını, tarihsel bağlamı içinde ortaya koyduktan, farklı siyaset ekollerinin bu kavrama yükledikleri farklı anlam ları açıkladıktan sonra, ideolojilerin pratik siyaset açısından işlevini yalın biçimde özetliyor: “Siyasi ideolojiler insanları örgütler ve siyasi eyleme sevk ederler. Bunu başarabilmek için de peşlerine taktıkları insan kitlelerine toplumun nasıl olduğunu, nasıl işlediğini, nasıl olması gerektiğini, öyle kalabilmesi için toplumda ne gibi değişiklikler yapılması lazım geldiğini ikna edici biçimde söylerler. Siyasi ideolojiler, genel düzlemde soyut fikirler ve kuramdan oluşurlar. Oysa, kitleleri örgütleyebilmeleri için popülarize edilmeleri ya da basitleştirilmeleri gerekir. Bu da sloganlar, retorikler, simgeler, kodlar, renkler, ajitatif söylevler ya da basit yazılı metinlerle yapılır. Demek ki, siyasi ideolojiler felsefi ve kuramsal düzeyleriyle popülarize edilmiş düzeyleri arasındaki geniş bir alanda farklı formlar kazanırlar.”(262) “Marksizm” bölümünün yazarı Metin Çulhaoğlu ise, 21. Yüzyılın başlarında Marksizm’in hangi alanlarda geçerliliğini koruduğunu özetliyor. Bu çarpıcı özeti özetliyorum: Marksizm dışında, kapitalizmin özünü, bütünlüğünü hareket yasalarıyla birlikte anlayıp çözümlemeyi sağlayacak bir teorik çerçeve yoktur. Bilimsellik/nesnellik ve iradecilik/ öznellik bileşimini Marksizm dışında başka herhangi bir Sosyoloji ve siyaset bilimi disiplinlerinin inşası süreci, karmaşık toplumsal bütünlüğü onu parçalara ayırıp bu parçaları tek başına bir inceleme nesnesi halinde açıklama çabasıdır. öğreti sunmamaktadır. Marksizm dışında, insanlık tarihindeki süreklilikkopuş diyalektiğini her iki parçanın da hakkını vererek kuran başka bir öğreti yoktur. Bugünküne alternatif başka bir dünya kurulabileceği düşüncesi taşıyıcı olarak belirli bir toplumsal sınıfı zorunlu kılıyorsa, işçi sınıfı dışında başka bir toplumsal sınıfa işaret etmek mümkün değildir. Bugün dünyanın, herhangi bir ülkesinde sosyalizmi kurma amacıyla iktidara gelen herhangi bir sınıfsal gücün ilk elde yapması gerekenler arasında Manifesto’da belirtilenler mutlaka yer alacaktır. Günümüzde kapitalizme karşı tepkilerin belirli bir kanala ve odağa yönlendirilip siyasal ve toplumsal bir programda toplanması ancak Marksist öğretiyle mümkündür. (s.311312) ? Siyaset Bilimi Kavramlar, İdeolojiler, Disiplinlerarası İlişkiler/ Yayıma Hazırlayanlar: Gökhan Atılgan, E. Attila Aytekin/ Yordam Kitap/ 540 s. 4 EKİM 2012 SAYFA 5 1181 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1181 ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle