Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
¥ larla dolu 50’den fazla kitaba imzasını attı. İlk öyküleri 1898’den sonra dergilerde çıkmaya başladı. 1900’de Kurdun Oğlu’nun (Kurt Kanı) yayımlanmasıyla dünya büyük bir yazarla buluşmaya başladı. 1901’de Atalarının Tanrısı, 1903’te Uçurum İnsanları’nı yayımladı. 1903’te yayımlanan Vahşetin Çağrısı’ndan sonra iyice tanındı. Vahşetin Çağrısı neredeyse dünyanın tüm dillerine çevrildi. Sinemaya da uyarlanan kitabın 1964’te yalnızca ABD’de tirajı 6 milyonu geçmişti. 1904’te Deniz Kurdu’nu, 1906’da Âdem’den Önce’yi, 1907’de Yaşamı Sevmek’i, 1907’de Demir Ökçe’yi, 1909’da Snark adlı teknesiyle yaptığı Pasifik yolculuğu sırasında Martin Eden’ı, 1910’da John Barleycorn’u, 1910’da Güney Denizi Öyküleri’ni ardı ardına çıkardı. Kitaplarının geliriyle geçinerek “Kurt Evi” dediği evine yerleşti. 1913’te ülkesinin ve dünyanın en çok okunan ve en çok telif ücreti alan yazarlarından biri oldu. Jack London’ın yapıtlarının bir kısmında “vahşi doğa” görülür. İnsanların Kuzey’in el değmemiş topraklarındaki vahşi yaşamla savaşımlarını aktardığı bu yapıtlarının arasında Kurdun Oğlu (Kurt Kanı), Ateş Yakmak, Vahşetin Çağrısı, Yanan Günışığı, Alaska Kid, Ay Vadisi ve Beyaz Diş’i sayabiliriz. Bu yapıtlarının kimi kahramanları hayvanlardır (kurtlar, köpekler). Bu simgesel kahramanlarıyla Jack London, haksızlıklarla, adaletsizliklerle savaşmanın gerekliliğini aktardı. Doğainsan ilişkini başarıyla yansıttığı bu yapıtlar, bu türün en başarılı örneklerindendir. Özellikle sert doğa koşulları ve bu koşullarla savaşan insanların başarıyla betimlendiği bu yapıtlar, Jack London’ın çarpıcı gözlemleri ve vurucu anlatımıyla çok sevilen yapıtları oldu. Bu yapıtlardaki kahramanlar, acımasız doğa koşullarıyla baş edebilmek için özverili, sağlam yapılı, güçlü iradelidir. Bazı yapıtlarının konusu da ‘deniz’dir. Aynı zamanda bir ‘deniz serüvencisi’ de olan London’ın, gemicilerin denizle savaşımlarını aktardığı bu yapıtlarının arasında ise Elsinore’da İsyan (Gemide İsyan), Deniz Kurdu, Denizin Çağrısı, Güney Denizi Öyküleri, Snark’ın Seferi, Balık Devriyesi Hikâyeleri (İstiridye Korsanları) vardır. Bu yapıtlarda da deniz insanları (okyanuslarla boğuşan güçlü kahramanlar) olanca canlılığıyla okuyucunun karşısına çıkar. Demir Ökçe (1907), emekçilerin direnişi ve yenilgisinin romanıdır. 1900’lü yıllarının ekonomik bunalım sırasında, kapitalizmin emperyalizme dönüşmesinden doğan toplumsal sorunlar, sendikalar, grevler, işsizlik, açlık yıllarıdır. Devrim için her şey hazırdır ama oligarşi de hazırlıklı, örgütlü ve acımasızdır. Bu “oligarşik yapı”nın adıdır Demir Ökçe. Epik, öğretici bir anlatım vardır bu yapıtta. Faşizmin yükselişinin düşsel anlatımıdır ve Jack London’ın siyasal tavrını belirleyen yapıtlarından biridir. Uçurum İnsanları Jack London’ın çok okunan ve işçi sınıfının sesini duyurmayı başaran yapıtlarındandır. Jack London, Türkçede Sevginin Katıksızı, Alın Teri, Açlar Ordusu, Büyük Serüven, Can Yoldaşı, Direniş, Doğu Yakası, İnci Peşinde, Hawai Hikâyeleri, Güneş Çocuğu, Halk Avcısı, Şafak Kızı, Acı Kuvvet, Cinayet Şirketi, Demiryolu Serserileri, İntihar, Dehşet Ülkesi, Gemide İsyan, Dönek, Düş Ülkelerine Yolculuk, Sirk Köpeği, Şampiyon, Tanrılar ve Köpekler, Yanan Gün, Âdem’den Önce, Geleceğin Hikâyeleri, Kız Kar ve Kan gibi adlarla yayımlanan yapıtlarında incelikli bir duyarlıkla toplumun alt tabakalarındaki işsizlere, sirklerde çalışanlara, boksörlere, sarhoşlara, serserilere, işçilere, yasadışı koşullarda yaşayanlara, sokaklarda geceleyenlere, katledilen Kızılderililere, melezlere, toplumun dışlamak istediği insanlara yaklaşır. Bu yaklaşımında karşımıza serüvenlerle dolu romantik yaşamlar çıkar. Konularının ve yaklaşımının zaman zaman değiştiği görülür. Sosyal Darwinizme inanan Jack London’da bireycilikten sosyalist düşünceye doğru ağır ağır ilerleyiş vardır. İnsana karşı olan düzenlerin getirdikleri toplumsal adaletsizlikler Jack London’ın asıl sorunudur ve bu sorunların üstesinden gelebilmek için insan güçlü olmak zorundadır. Güçlü kahramanlar Jack London’ın belirgin özelliğidir. Âdem’den Önce’de “uzak geçmiş”i, Kızıl Veba’da “uzak geleceği” anlatır. İnsanı insan yapan uygarlık tasarımına büyük değer verir ve uygarlık olmadığında toplumsal yaşamın nasıl olacağını “olmayana ergi” yöntemiyle araştırır. Kaybolmuş bir uygarlığı öykülediği Kızıl Veba’da insanın yenemediği içgüdüleri olduğunu savunan London, uygarlığın insana getirdiklerini anlatırken bu alegorik öyküleri aracılığıyla kendine özgü sosyalizm anlayışını da aktarmaya çalışır. Jack London’ın gerçekçilik anlayışının bileşenlerinden biri de onun hep gördüğü, tanıdığı, bildiği yerleri, konuları, kişileri yazmasıdır. Bunun içindir ki onun serüvenci ve dünyanın çeşitli yerlerini gezip gören yapısı yapıtlarına da olanca çeşitliliği ve zenginliğiyle yansımıştır. Onun gizeme yolculuğu, örneğin Doğu Yakası’nda yaşadığı üç ayın notlarından oluşan Uçurum İnsanları ve Güney Denizi Öyküleri edebiyat çevreleri ve okurlarca uzun süreler inanılmaz bulunmuştur. Deniz Kurdu’nun “Kurt Larsen”i, Demir Ökçe’nin “Everhardin”i, Martin Eden’ın “Martin”i, kimi öykülerindeki köpekler, onun “güçlü adamlar”ın dünyayı düzelteceği düşüncesinin ürünüdür. Ancak bireysel kahramanlığın ve bireysel savaşımın zafer kazanamayacağını da trajik sonlarla vurgulamasını bilmiştir. Martin Eden’ın intihar etmesi, Demir Ökçe’de işçi sınıfının ağır yenilgisi, Deniz Kurdu’nun Kaptan Larsen’inin düş kırıklığı bu trajik sonlardan bir kısmıdır. Kahramanların dünyayı düzeltemeyeceği iletisini alırız bu trajik sonlardan. Özellikle Martin Eden ve Demir Ökçe ile devrimci bir yazar olarak Jack London, bireysel başkaldırı felsefesiyle ilerici demokratlıktan sosyalistliğe geçen, kendine özgü bir edebiyat çizgisi izledi. Dos Passos, Upton Sinclaire, Sinclair Lewis ve John Steinbeck’in gelişmesinde önemli etkileri oldu. Jack London, en çok okunan romanlarından Martin Eden’ın kahramanı gibi yaşamına kendi eliyle son verdi (22 Kasım 1916). Martin Eden, sıradan bir denizcinin nasıl büyük bir yazara dönüştüğünün öyküsünü anlatmaktadır. Olayları ve kişileriyle roman tümüyle London’ın özyaşamöyküsel anlatısıdır. Yol (1907) ve John Barleycorn (1913) da Martin Eden gibi onun yaşamöyküsel romanlarıdır. London bu yapıtlarında kendi yaşam serüvenini aktarır. Bu yapıtlar gibi Devrim ve Diğer Yazılar (1908) da özyaşamöyküsel ögeleriyle London’ın yaşamından izler taşır. Jack London hakkında eşi Charmian London, Jack London Kitabı (1921); kızı Joan London Jack London ve Dönemi (1939) ve İrwing Stone At Sırtında Bir Denizci (1938) adlı kitaplar yazdı. Birçok yapıtı sinemaya uyarlanan, sosyalistlikten hiçbir zaman vazgeçmemesine karşın Amerika’nın en çok okunan yazarı olmayı başaran ve hep “kahraman bir yazar” olarak bilinen Jack London’ın yapıtları dünyanın her yanında hâlâ ilgi çekiyor. ? Jack London’ın Toplu Yapıtları/ Dizi Editörü: Kadir Kıvılcımlı/ Cem Yayınevi . SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1065