Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TÜYAP 23. İSTANBUL KİTAP FUARI Gülten Akım 933te Yozgatta doğdu. Ankara Atatürk Usesi'ni ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi (1959). Aynı yıl Yaşar Cankoçak'la evlendi. 1959dan başlayarak,eşinin kaymakam olarak bulundugu Cevaş, Alucra, Cerze, Saray ilçelerinde ve Kahramanmara$ta öğretmenlik, avukatlık yaptı. 1972 de Ankara'ya yerleşti. Bir süre Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda çalıştı. insan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi demokratik kitle örgütlerinde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. llkşiiri 1951 de Son Haber gazetesinde yayımlandı. Daha sonraki şiirleri, Hisar, varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. ilk şiirlerinde doğa, aşk, ayrılık, özlem gibi konuları işleyen Cülten Akın, sonradan toplumsal sorunlara eğilen ve halk şiirinin olanaklarından yararlanan ürünler verdi. Son yıllardaki şiirleri ise farklı söyleyiş biçimleri ve bilgece bakış açısıyla dikkat çekti. Şiirleri Ingilizce, Almanca, Flamanca, Danca, İtalyanca, Bulgarca, Arapça, Lehçe, Ispanyolca, Fransızca ve Ibraniceye çevrilen Cülten Akın'ın kırkı aşkın şiiri bestelendi; kimi kısa oyunları Türkiye ve başka ülkelerde sahneye konuldu. 1955te varlık dergisinin açtığı şiir yarışmasında birincilik ödülünü paylaşan Gülten Akın, Türk Dili Kurumu Şiir ÖdÜIÜ (1964), TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü (1972), Yeditepe şiir Armağanı (1976), Halil Kocagöz ödülü (1991), sedat Simavi vakfı Edebiyat ödülü (1992), Akdeniz Altın Portakal şiir ödülü (1999) ve Dünya Cazetesi'nin Yılın Telif Kitabı ödülüne (2003) değer görüldü. şiir kitapları, "RüzgârSaati" (1955), "Kestim Kara Saçlarımı" (1960), "Sığda" (1964) "Kırmızı Karanfil" (1971), "Maraş'ın ve ökkeşin Destanı" (1972), "Ağıtlar ve Türküler" (1976), "Seyran Destanı" (1979), "liahiler (1983), "Sevda Kalıcıdır" (1991), "Sonra işte Yaşlandım" (1995), "Sessiz Arka Bahçeler (1998), "Uzak Bir Kiyıda" (2003) adlarını taşıyor. SAYFA 6 Fuarın Onur Yazarı Cülten Akınla şiir serüveni üzerine " Yaşadığını ya da içselleştirdiğini şiirin gerçeğine dönüştüren ben, bir bakıma rleştim." 1 Mahmut TEMİZYÜREK "W""v u yıl TÜYAP'tn onur konuğ J ğusunuz. TÜYAP sızi onurL f j landırmadan önce, 1951 ytM J Unâan bu yana yazdığınız ştirlerle stz Türkçeyi onurlandırdımz. Sizınle bu büyük ve venmlı hayatı ayrıntılarıyla konuşmak ıstiyorum. Bır fiirinızde, "asıl söyleneceklerin üstünden aşarak" konuşmaktan ve yaşamaktan yakımrsınız. Asıl söyleneceklerden kastınızı ima yoluyla ya da bir hissediş ıçinde de olsa bir ikı cümleyle dıllendirirseniz, bız de karştnızda kendimizi daha gerçek ve asıl bissedeceğiz. "Asıl söyleneceklerin üstünden aşarak" dizesinin ardında "sevdiğim" sözcüğü var. Sevdiğinizle, değer verdiğiniz birisiyle söylesiyorsunuz. Kimi sözler incitici olabİur, noşa gitmeyebilir endişesiyle sakınarak, saklayarak konuşursunuz. Dertleriniz, şikâyetleriniz vardır ondan. Aradaki sıcaklığı, yakınlığı yitirmeme pahasına yutarız onları. Size öğretmişlerdir ki, "boğaz dokuz boğumdur." Içimizde kalanlar iki yanı keskin bıçaktır. Söylenirse ötekini acıtır, söylenmezse sizi. Her ilişkinin kınında böyle bir bıçak saklıdır. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz bilemem ama "gerçek" ve "asıl" üstüne söylediğiniz abartılı. Çocukluğunuzun halk kültürü açtsından zenginligi, süre baslamamzdan çok sonra ortaya çıkmış gibi görünüyor. Örneğin Rüzgâr Saatı'nde (1955) o dönemin siir burçlarının (belki) etkisiyle yalntzltk, sanki bir erken yaslanmıslık, edinılmis bir keder, çocukluğa özlem, bir özgürlük arayısı, pek vurgulamaya eg'ılim göstermeseniz de, kenlin dağdağasma karsı durup, kırların geriliğine act duyarak yazdtğtnız, ama daha çok kişisel varolus sancısını duyarak yazdığınız sıirlerle bir baslangtç yaptıntz. Sözünüzü belli belirsiz bir sis içine gizleyerek, birhiriyle uzak bag'lar kurabilen sözcükleri yan yana getirmede uslalılığıyla yazdınız bu sıırleri. Sonraki kitaplar da Kestim Kara Saçlarımı (1960) ve Sığda (1964) kıtaplarınızda da bu özellik belirgın bıçımde sürdürülüyor, Öreğın Sığda "Sokağı beğendim mt bir bakıp pencereden/ Çıkıp gitmek olmalı özelliğım bu benım/ Senın durman, küçük sevınçleri yaşadığımızın / Ey yağmur, ey sevdiğim". Bir iç sesi duyC U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 7 66