Katalog

tedir. J'elscfecilerimiz biraz daha çaba gösterirlersc 'dil fclsefesi' aJanında da yeni ve bzgün diişüncclcr ortaya koyabileceklerdiı."(s. 910) Kaynardağ, fclscfe alanındîiki boylesi geliş,melerin vanında, iilkemizde fclscfe clcştirisinin yok gibi ol duğurıu da vurgular.(s. 11) Türkiye'de fclscfi düşüncenin gelişı minde rol oynayan pekçok faktöı sayılabilir. Kaynardag\ bıı faktörlcr arasında özelliklc şunlardan soz ctnıektcdir: kültür dcvıimlcri, iinivccsilc reformu, Al ınan (elsefecileıin Türkiye'ye gelnıcsi, Türk dilinin özleşmcsi, üniversitelerin ço ğalması vc felsclenin kunımlaşması. (s. 17 25) Kaynardağ, fclsclcnin gelişiminde olumlıı rol oynayan bu faktörlerin vanın da, bazı dönemlerde siyasal iktidarların baskıcı uvgulamalarının, özgür bir dü şünmc ortanıına zarar verdiğine dcğinmektedir. Avdınların, yazarların, felsefe cilcrin tufuklandığı. gorcvlerinden ayrılmak dııruıiRinda kaldığı kosullarda, (cl scfcrıin dcgclıs,meiınkânı butamadığıgörülnıektcdir. Bıı açıdan felsefenin gelışe ceği ortamlaıa ihtiyaç oldıığu gibi, lıcr zaman için fclsefecileıimizin dc toplıım sal sonırnlulııklannın bilinciyle harckcr etmeleri gereği ortaya çıkmaktadır. Kita bırıın ilk yazısında Kaynardağ da, "felsefcnin kcndini tamması vc tanıtması"nıtı öncnıini vurgulamaktadır. (s.3) Kaynardağ, bazı yazılarında iilkemizde felsefenin yol alışını ızlediktcn, bıı yolda ki sorunlan vcengellcri gözden geçirdikten sonra gclincn ycr/vanJaıı nokta hak kında da bazı değerlendirmeler yapmayı gerekli bıılur. Bu konuda olumlıı vc ge leceğc yonelık ıııııutlıı deöerlendiımcler dikkati cckmckrcılir: "Yıllarca fclsefcyc, lclscfi düşünccye ıızak kalan, daha çok dinsel inanışların cgenıcn olduğıı geri kaJ nıHj bir toplunıda hcr şeye kaı^ın göze çarpan bir birikim ortaya çıkabilmiş lir."(s.î7) Kaynardag'ın araştınnaJan vc yazdan, ülkcmizdeki lelsclcnin varlıgının ortaya cii dışında hiçbir şey bcklcmeven, istemeyen ve bir k:ı dmın cinsel tııtkıı sıınıın hangi çılgın lık boyııtlarına ııla şılabileecğini göste ren bir kadındı.. (s.156) Mıızaffcr Bey'ın sorı görev yeri Belg rad'dır. Burada d.ı rahat dıırma/. Uytışturııcu ve sı lan kaçakçılığı işinc bıılaşır, mafya onu sıkıştırır, Zehra} la nım'ı bilc onlardan birine sunmaktan çekinmcz. Bu olav dan sonra Zehra Hanım Ankara'ya döner vc boşanırlar. O da Ankara ya çağrılır ve zorunlu olarak cmckJi cdilir. Prostat kanscri tanısı ko nıır, ameliyat edilir. Kurrulıışunun olmayacağı anlaşılır. ()zel bir hastancnin oda sında, otuz beş yıldır oğlıı bildiği tlısan onun bakımına yardımcı olur. I îiimeyra daha çok Ihsan ı görmck için gclir hastancyc. Tahsin Bey, Mclınıct Tanir de ge lir ziyaretine. Zehra Hanım hiç ilgilcnmez. O, gcnçlik sevgüisi thsan Bey'le iliş kisini siirdürür. Olaylar, hastaneodasında, ziyaretcgc lenlerin anılarını anlatmalaııyfa çöziim lenir. Zehra 1 lanını, cvc ansızın gelen oglıına Ihsan Bey'le bırliktc yaşaclığını ne dcnleriyle anlatır. İhsan, o zaman gcrçek babasının tlısan Bey olduğunıı öcrenir. Alkolik olmu^tur, sürekli içmektcdir. Son kcz hastaneye gittiğindc Muzaffer Bey'in öldüğünü vc morga kaldınldığını öğrenir. ()nıın bıraktığı cüzdanla, has tanc gidcrlerini kapatır. Geriye içki almak için de para kaldığma scvinir. Mıı zaffer Bey'in bunu da düşiinebildiğini C U M H U R İ Y E T K İ T A P konulmasında önemli bir ı\)l ovnamıştır. Çünkü yakın zanıanlara kadar, I'iirkiye'de fcl.sclenin varlığı problcminin zaman zaman gündcmcgeldigini hatırlayabiliriz. Bıı tiir diişüncc tarirıi çalışmalaıı, yalnızea fclscfeııin varlığını oriaya kov makla kaJmıyor, aynı zamanda gcleccge yönclik ycni gclişnıelcrin de işaretlcrini sıınmakmdır. Kaynardağ, iilkemizde fcl selenin varlıuının ycni bakiş a^ılarıyla gö/.den geçirilmcsi konusııntla şöyle dcmcktctliı: "Felsefecilerimiz tanıtıLrsa, bıı ViUİıgın olanak vc gercksinimlerinı bütün noyutlanyla bilir, tanır vc tanııılırsa çalı^ıııalannda daha bilinçli vc daha ürctken olacaklannı düşiinüyorum. Bana öyle geliyor ki veni ku^aklar bizi a^acaklar ve uşmaları da gcrckir. I'clseiecilcrimızin gclccck günlerde özgün vc ycni ürünler ortava koyabilcccklerine inanıyorum. Çiinkü birikim oluınludur, çalışmalar için ortam olu^mıış, özgiirlük vc dcmokrasi alanında cpeycc vol alınmıştıı. ürtak cabayla daha da vol alınacaktır. Fclsefccilc rimizin çalışmaları aracılığıyla scslerinı duvurmalarıgerckir. ÇaL^mazlarsa hıçlnı bahanc önc süıcıneycccklcrtlir."(,s. 14) (icıçekten dc iilkemizdcn doğııp ak maya başlavan lelscic dcrclerinin, nchir lcriniıı diinya fclsefesinin biıyük akı^ına karışabilcceklcri konıısunda olumlıı gc lişrnclerin dcvanı ettiği göriilmektcdiı. Kaynardağ bu konuda şöyle demcktc "Biitün sorun yapılanları bilmek, ycnilc rin yapacakJanna alan açmak, dünün ba şarılannı ıınııtmaınak vc bugı'inün ba^a rılarını iyi düzcnlemektir. "(s. 14) (^ımhııriyet düncınindc felsefenin gc lışme siirceini, çcşirli yönleıiylc inceleyen Kaynardağ'ın escri, felsefenin neredcn celip nercye gittiği sorıtsunıı yanıtlama konıısunda hcr zaman için bir başucu ki tabı olacaktır. Bu kitaba gircmcycn digeı yazılaıınm da yakın bir zamanda yavım lanması dilcğiyle, elinizc, aklınıza ve yü reğinize sağlık Saygıdeğer Arslan Kav nardag... • Oscar Wilde DORIAN GRAyİN PORTRESİ ı89l'de ilk basıldığında ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük tepki çeken Dorian Gray'in Portresi için Oscar Wüde, 'Bir ruhun hikâyesi' demişti. Bir genç adamın büyümesini, gelişimini, kendini ve inançlannı keşfetmesini anlatan romanın baş kahramanı Dorian, portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle birlikte giderek kötüye, şeytani olana, hazcıhğa yönelir. Portreye odaklanan, sonsuz gençlik karşısında ruhunu satan ve ruhunun ölmüş olmasmdan korkan Dorian için kurtuluş var mıdır? Ve Oscar VVilde'm dediği gibi, herkes Dorian Gray'de kendi günahını mı görecektir? Oscar Wilde DORİAN (İRAY'İN PORTRESİ İngilizce ashndan çeviren NİHAL YEĞİNOBALI Shan Sa TİENANMEN'DE İSYAN Shan Sa TİENANMEN'DE İSYAN 1989 yılınm Nisan ayında Çin'de kalabahk bir öğrenci kitlesi, 'demokrasi ve özgiirlük' isteyerek gösterilere başlamıştı. Hükümet, öğrenci liderleriyle anlaşmaya çalıştıysa da protestolar giderek büyümüş, sonunda ordu göreve çağrılmıştı. Pekin'eyüriiyen öğrencilerin toplandjğı Tienanmen Meydanı'nda askerler göstericilere ateş açınca, 3 Haziran günü binlerte öğrenci hayatını kaybetmişti. Genç Çinli yazar Shan Sa, Fransa'da 'Goncourt İlk Roman Ödülü'nü kazandığı Tienanmen'de İsyan adh romanında, bu kanh olaylan pastoral bir ezgiyle yorumluyor. anımsatır. Yakınlarına haber vernıck için önce Hiimeyra nın cvinc uğrar, oradan çıkıp arabasıyla ıızakla^an gcrçek baba sı olan Ihsan Bev i de görür. I lümeyra, Ihsan Bcv'in kcndisine az önce evlenmc öncrdiğinı açıklavınca bir daha yıkılır. Bu yetınczmi.'j gibi bir de on sckiz yaşı na gelcn F'atima'nın kcndi kızı olduğunıı süylcmez mı.> thsan iyice yıkılır. th san Bey'in kendisinin gerçek babası olduğunıı bilc söylcyemcden dışarıya çı kar, aylarca uğramadığı eyinc giderkcn bol bol içki alır yanına. Onunde döıt günlük Kurban Bayramı vaıdır. Bclki içerek alkol komasına giıip ölmeyi ıste mektedir. Ronıanın sonunda bir ailc çevresindc gelişcn ilişkücr yumağı çö züldüğünde, "böylc şey de olur mıı?" diyesormadan edemiyorsunuz. "tlişkıler" süıükleyici bir roman. Erhan Bener'in erkileyici aıılatımı ve ıısta yazarlığı bir kcz daha kanıtlanıyor böylece. • (*) tlişkiler Erhan Bener, Re»tzı Kılabcvi, 348 sayfa, Birinci Basım 2002 7 10 Fransızca aslından çeviren SİNEM YENEL http://www.canyayinlari.com eposta: yayincvi@canyayinlari.com YAYINLARI 9@aSS Kitabcvi: Ycniçarşı Cad. No: 22 Galatasaray S AYI SAYFA 13