Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet dönemindc felsefcnın gelışme sürecini çeşıtli yönleriyle inceleyen Kaynardağ'ın eseri, felsefenin nereden gelıp ncreye gıttığı sorusunu yanıtlama konusunda her zaman ıçın bır başucu kıtabı olacaktır. MUSTAFA GUNAY elscfeyı, fclsefı dıışıınceyı ve fılo /ofları anlamak, bır bakıma onla rın hangı kosullaı altında, nasıl bıı yaşania ortamında varolduklarını anla ınaya da bağlidır Bu ıse dusıınce sosyo lojisı ya da başka deyısje fclsefe sosyolo )isı (,alısmalaıınıgerektıııt Iştebukonu da, ulkenıızdt ba^tagelen arastırmacılar dan bırı hıç ş,uphesi/ Arslan Kaynar dag'dıı Kavnardağ, ulkemızde felsefenin gelısım evıelerını ve soıunlannı cle aJan çalısjııalanyla tanınmaktadır l'an/ımat ve Cumhuriyet doneınındekı dusunce hareketlerı vt felsefc dunvasindakı olıı şumlaı, onıın basjjıa ılgı alanı durumun dadıı Yurtıçındc vc yurtdışında bııçok bıldııı sunmuij, konfeıanslar vcrmıştır UlkLmızdc fclsı fenın kurumlasmasında kı katkılaıı unutulnıayatak olan Kaynaı dağ'ın, baslııa kıtapları aıasında sunlar savılabılıı Felselccılcrle Soyttşıler (19(SX),TurkıyeVleFelsefenıııKuıunıla!j ması ve lurkıye Fclsefe Kurumunun Ta rıhı (1992), Kadın Felsefecılerımız (1999) ve bu vazıda ck ala<ağimi7 son kıtabı Furkıve'de ( ıınıhurıyet Donunınde Fcl sde (2002) Bu kıtap, Kultur Bakanlıgı Yayınlaıı nın Cumhurıyel Kıtaplığı dı/ısı ıçındc yavımlanmıştır Arslan Kaynardağ'ın tanıklığında Türkiye'de felsefenin serüveni lcrını de bu açıdan değerlendı rır Tuıkıye'de u/un bır 7aman Donemınde Tuıkıye'de Pclseıçınde olıışan aydınlanma bırı fe ve Felsefc Tanhı" adını tası TORKtYEDE m a k t a d ı r Dığeı b o l u m bajjlık OJMHIIRIYET DÖNEMINDB kımının ve hareketının yeterlı bır du7eye gelemedığını vuıgu ları ISL ijoyledır "Turkıye'de PELSEPE lavan Kaynardağ'a gore, "Ay I lumanı/nıa ve Aydınlanma dınlanma, bır ergınlık, bılınç Du^untesı", "Turkıye'de Fel lenme ve ahlak sorunudur De sefe Ltkınlıklerı" ve "Fdozofmokrasının kurulup ya^anıası, lar Soylcşıler" laıklığın korunması, felsefeye el Kaynaıdağ, l'urkıye'de fel venşlı duşunce oıtamının gelii} scfcnın seruvenını, tarıhsel bıı mesı vc sureklı olması ıçın ay vontemle, gelıscn ve eksık kalan dınlanmayı durmadan çoğaltmamızgereyonlerıyleortaya koymaya çalışmaktadır kıyor"(s 158) I elscicnın o/ellıklc Cumhurıvet done mındekı gelışme sııreunı ıncelerken, bır Aydınlanmayı ulkemızde gerçekles,tır vandan dd bu gclışımın Tan7imat done me yolundakı en buyuk gırı^ımlerden bı mıne kadar u/anan baslangıçlarına/ko rının, eğıtım alanında, Koy Lnslıtulcrınkcıılcrınt dc yerı geldıkçe gontlerımde de ortaya çıktığına ışaret eden Kaynar bulunmaktadır Hıç şupnesi7 bu, Kay dağ, aydınlanma ve humanızmın sona ernardağ'ın tarıhsel yontem anlavışından mesının so7 konusıı olmadığını belırtır kavnaklanmaktadır Tarıhsel vontemc "I lumanızma ve aydınlanma basjayıp bı bağlı olarak Kaynardağ, felsefenin seıu ten harekeder dcğıldır Bıınlaı butun ul venını geçmıslc olan bağıntılarını go7 keler ıçın vazgeçıimez, gerı donulmcz de onıınde bı ılundıırarak ve geleceğe umııt ğerlcrdcn kaynaklanan hareketlerdır Bu lu bakısını surdurerek gozlemektedır nu soylerken, dunyanın 1914'tc 1958'de Onun gerçekleştırdığı bu tanıklığm, lel başlayıp yıllarca suren ıkı buyuk sava^ta sele alarunda yol alışımızı, bu yol alisın kı yıkıcdığı ya^adığını da unutmuyorum hangı cvrelerden geçtığını, hangı prob Savaslar, O7ellıkle noyle buyuk ve son de lemlerk karşıla^tığını anlama bakımın rete korkunt, savasjar Humani7ma ve Ay dan onemlı bıı ışlevı yenne gcürdığı açık dınlanma ıle çelışkı demektı, ınsanhga, tıı uygarlığa ÇOK pahalıva mal olmuş tu "(s 167) Bu konuda ınsanbğı felakete Felsefe alanında goze çarpan ılk gelesuruklemekten sorumluluk duymayan sı neğın, "aydınlanmacı felsefe geleneğı" ol yasal hderlenn de rolu vaı dıı duğunu belırten Kaynardağ, Maut Cîokberk, Betııl Çotuksoken ve Hasan Âlı Kaynardağ, Ataturk'un de aydınlan Yucel gıbı luşderın escrlcrını ve etkınlık macı bır lıder olduğunu vurgular "Ozel dır llk bokım, "Cumhunyet F Kaynardağ'ın Turkıye'de Cumhuriyet Donemınde FelseleDu^uncdcrEtkın lıkler Fılo7oflar Soyleşıler adk kıtabı ba$ lica doıt bolumden meydana gelmekte lıkle Ataturk, t.trıhımı/ın en buvuk ay dınlannıatılaıından bırıdıı Aydınlanma hareketının temclındekı dıınva goru^u nu, felsekyı çok ıyı lxnımscmı^ bılınt, halıne getırmı^ ve ııygulaıııı^tıı "(s 161) 1 lasan Alı Yuoel'ın de hıımamst ve ay dınlanmacı duşuneelciın ısıgında vaptığı çalı^malaıın,(Aimhunvt t taııhındeı/ bı raktığını belırten Kaynaı dag ^unlan soy leı "YuLcl'ın eğıtımti olarak vaptıgı et kınlıklerde, ya7i ve dujjuntclcıdı odak noktası, Turk Hıımanuması, Iuık Ay dınlanması mevdana gttıınuk, bunları yaşatmak olmu^tur Bunıı buvuk olçııdı. başardığı bu volda bıt<,ok ^cyın tcnıelını attıgı ranatlıkla soylenebılır "(169 s ) Kaynartlag, valnı/ta olu^makta olan du^uncc gtltneklerıne dıkkatı «,eknıekİL kalma/ aynı /anıaııda klsefc alanında on plana çıkmı^ ba7i kı^ıleıın çabalaııııı da değerlendırır "Hemcn belırtmtk fert kır kı, Turkıye'de felsefeuleı aıasında dunyadakı fclscfı olu^umlara katkıda bıı lunabılecekdıızeyegelenleı vaıdıı lakı yettın Mengu^o^lu'nun 'ınsan felsefesı'ne ozgıın katkılaıı olmustuı loanııa Kuçu radı'nın 'etık', 'ınsan nakları ve değerleı felsefesf alanlarında yadMiıamaz katkıla rı vardır Betul (,otuksoken, soylem' VL 'oznc' felsefesınde yeııı seyleı s(>ylemek kocasindan bo^an mak ıster, kızını alıp Ankaıa'ya gc Iır Ihsan Bey'ın yaıdımıyla Dıjjisk n'nın Ortadoğıı Boluınu'ndı. bır ı^ te calışır Yıne kı /ıyla Bevrut'a doncr Erhan Bener bu romanıyla 2003 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü aldı "tlışkıler" romanında olaylar, 194O'lı yıllardan başlayıp 198O'lı yıllara değin uzanır. Kışılerın karmaşık ilışkıleriylc dolu kımı acıklı, kımı de eğlenceli olaylar dızısi denebılır bunlara. Antep Lısesı'nde okurken oluşan bir arkadaş grubunun çevresınde geçer olaylar. HASAN AKARSU azar Erhan Bener, "Ilışkıler' adlı lomanıyla 2003 Yılı Orhan Ke mal Roman Odulu'nu kazandı 1929'da Kıbrıs'la doğan ya/ar, 1950'dc Ankara SBF'yı bıtırır 1956'da AU Hu kuk 1 akultesı'nden lısans dıploması alır Bırcok ulkede gorevlı olarak bulunuı 1975 te emeklıye ayrılır Yayımlanmış onlarca yapıtı olan ya/ar, bırçok odulun de sahıbıdır "tlışkıler" rom<ınında olaylar, 194O'lı vJlaıdan başlayıp 198()'lı vıllara değın u/anır Kışılerın kaımaşık ılı^kılerıyle dolıı kımı acıklı, kınıı de eğltncclı olay lar di7isı denebılıı bunlara Antep Lıse sı'nde okuıken olusjan bır arkadaş grıı bunun çevresınde geçer olavlaı Adları "komunıst"e çıkan bu arkada^lar, eylem cı yonlerıylctanınırlaı Muzatfer,Tahsın, Zehra, Mchmet Tahır Tahsın ıle Zeh ra arasında aşk ılışkısı baslar Tahsın, ya zın aılesıyle Ku^adası'na gıttığınde, An tep'te beklenmeyen gelısmeler olur Zehıa'yı Tahsın'dcn kıskanan Mu?affer, bır fırsatını bulup ona teLavuz eder Muzaffer ıle Zehra, bıı olavdan sonra ev lcnmek zorunda kalırlar Tahsın, An lliskiler Y tep'e donduğunde olanlar karşısında şaskınlığa uğrar Muzaffer ıle Zehıa, amta Loeukları olup aılelen arasında da anlaşmazlıklar vardır onceden Bu evlılığe de kar^ı çık nııijlardır Lıseyıbıtıren Muzaffer, Anka ra ya gıdıp bıı ın^aatta ıs bulur, /orlaj^eçınmeyc calısır Antep K17 Teknık ()ğ retnıen ()kulu nu bıtııen Zehra ıse dıkı^ dıkerek gecınır Antep'te Tecavu/den sonra hamue kalmadığını anlayınca rahatlamıstır Sevgılısı Tahsın aıa sııa onu zıvaıete gıder, bu ı^ın nasıl olduğunu oğ renır Zehra'dan, sevışııleı de ü n d a n hamılc kalan Zehra'nın bır oğlıı oluı, adını Tahsın koyarlar Mu/aifer ıse bu olaylaıdan habersızdır ve Tahsın'ı ken dı oğlıı bılır olunceye değın, ancak kıı^ kulantnı^ olabılır Zehra ılt kendısı es mer oldu^u halde Tahsın saıı^ındıı Muzailer, Zehra ıle Tahsın'ı Ankara'ya gttırır Bentderesı'ndebıı gecekonduda otururlar bır sure Sonra Dcmırlıbah çc'de bır gecekonduya ta^ınıılaı Mu zaffer ı^ınde çalı^ırken bır yandan da fa kultede okur Aılede bıı de Ihsan'dan be^ yaj} buyuk olan uvey ablası Humev ra vardır (), Muzaffeı'ın karde^ının emanetıdır Annesıyle babası bır rrafık kazasında olunce bakıınını amcası ustlenn U/un sure dc uvcy olduğunu bıl mez Ihsan, ılkokula ba^ladıgmda Hu ıneyra'nın gerçck ablası olmadığını og renmı^tır, ona ılgı duymaya baslar Evde yalni7 kaldıklarında, evcılık oyunu oynaıken kendılerını duymava, tanımaya ba^larlar Mıi7affer Bey'ın aıkada^la ıı kımı ke/ oturmaya gelırler, ıçkıler ıçı Iır, eğlenılır Ihsan Bey, hcp yakınındadır Muzaffer Bey, Humeyra ıle evde yal ni7 kaldığında ona saıkıntılık yapar, kız artık ergenlık çağına gelmıştır Evde onıınla kalmamaya çalı^ır, ama kımse boyle bır seyı aklından bılc gcçıremeyeceğı ıçın çaresızdır Tahbin, sınır ronıatızmasına (Kore Hastalığı) yakalandığın (\A babası umursama7 Dile Zehra Ha nım, bır yolunu bulup Samsun'da bulu n..n ağabeyıne goturur onu Yardım Ad maz Muftulukte bulunan tanıdığı bır mue77in elınden gelenı yapar, doKtora goturur, ılaçlannı da alır Ankara'ya oy le donerler Samsun'da bulundukları uç pun ıçındc Humeyra, Ankara'da çok sı kıntılı anlar yaşar Muzafter, askerlığını Osmanıye'de yedek sııbay olaıak yapar, geçım sıkıntısı kalmaz o yıllarda Âskcr lıkten sonra fakıılteyı de bıtırıı ve Dı^ış lerı Bakanlığı'nda memur sınavlarına gı rıp ka/anır, yurtdışında gorevlendııılır 27 Mayis DLvrırnı'nın olduğu gıınlerdır llk gorev yerı Bevnıt'tur Aılesını de go turuı Luks bır evde otururlar Tahsın, uvey ablasına âşıktır, onıınla evlılık dus, lerı kııraı, ama Humeyra, uvey babasının sarkınrılıklarından kurtulmak ıçın bır an once onerdıkJerı bır Urdıınlu 7en gın ısadamıyla cvlenmeyı uygun bulur Ihsan yıkınıa uğrar Humeyra'nın koca sının ı^gezısınde olduğu bıı sııadaevle ı ıne gıcler, çekınse de Humeyra'nın ku tağına duşmekten kurtulamaz Humey ra o gecekı sevı^meden hamıle kalır Fa tıma adında bır kızı olur Muzalfer Bey, Cıddc'ye atanınca aıle sını Ankara'ya gonderıı Oradagıziı olarak ıçkı yaparken yakalanınca Ankara'ya çağrılır Beyrut'tayken oğlunu luks. bır eğlenceyerınegoturmuştur Ihsan,oge ce sevıştığı Yahudı kızı Lster'ı uzun bır sure unutamaz Humeyra da Urdunlu kez Tebri7'e ataşe olarak atanır Uçku runa ve luks ya^antıya duşkunluğuyle bı lınır o Esrar kaçakçılığına karnjir Cît çım sıkıntısından yınc kurtukırlaı bov lece Zehra 1 lanım da gu/tlkğıyle ılgı çeker, çevresındt bırçok cıkek dolanıı Ihsan ıse denetımlerınden çıkmi'jtır, nt reye gıttığı bellı değıldır I sıaı içcı, îçkı ıçer Kadınlara du^kundur Burada sc vıştığı Mahperı de onu u/un sure etkı ler Ikı yıl sonıa Mu/alfer Bev, Munıh c atanır Ihsan askerealınır Buıdııı daha 7irkk eğıtımmde sıkıntı çeker Alı^kan lıklarını bastırmakta zorlanıı Sonra ko mutanı onu yanına çevırımn olarak al dığında rahatlar Terhıs oldugunda ko mutanının kseden babasının arkadası ol duğunu oğrenır Hemen Munıh eaılesi nın yanına gıdeı Oncc bıı halta kad.ıı bır pansıyonda kalır Lllrıke vkoıadata nı^ır Tum kadınları go7iınıın onıınden geçer " Tahran dayken, hatta Anka ıa'ya donduklenıuk, daha sonıa 1/ mır'de, NATO Karargâhf nda askedıgı nı yapaıken kotnulanının ı/nıyk sıvıl el bıse gıyerek i7inlı çıktığı gıınleule, ka dınlarla tek tuk ılışkısı olmamı^ değıldı Hıçbırı ız bırakmamıştı belleğınde Hu meyra'nın ve aslında otckılerden farklı olmasabıle, bır bakıma Mahpen'nıııdı sında hepsı, gelgeç, çok ke/oırer gecc Muzaffer Bey bu Meıke/e alınan t ık ve hepsı de bırleşmelerının karsıkğı nı, açıkça ve nakıt olarak odedığı kadın lardı, oysa Ulrıke ondan, genç erkck gu K İ T A P SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T S AYI 7 10