Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vittindekiler Aşklar ve Çiftleı^Helene WeigelBertolt Brecht/ Ccırula Stern/ Çertren Atilla Dırım/ îletı)im Yaymlart/20S \ + Albıım Epik tiyatro öğretisiyle 20. yüzyıl tı yatrosuna yön vermiş büyük kıı ramcı, yönetmen ve oyun yazan Bertolt Brecht ile onun sanatsal tasavvurldrını hayata geçiren, oynadığı rollerle epik tıyatroya cisim kazandıran oyııncu Helene Weigel... 1920'lerin başında bu iki insanı biıbirine çeken, ortak tiyatro tutkulan ve komünist diinya görüşüne duy duklan yakınlık olur. Daha Berlin'deki ilk karşılaşmada ilişkinin hedefi belirlenir: Tiyatro aracılığıyİa komünizm fikrini desteklemek. Sanatsal beraberliklerinde başarıyi yakalasalar da, çokeşliliği kendine hak gören Brecht'in hayatındaki kadınlar nedeniyle, evlililderı kopma noktasına gelir. Nazilerin iktidara gelmesıyle Almanya'yı terk eden ve on beş yd boyunca Isviçre'den Danimarka'ya, oradan ABD'ye uzanan bir güzergâhta sürgün hayatı yaşayan bu benmerkezci ve karizmatik dâhi ile tedakârlığı kendinden geçme noktasına vardıran geniş yürekli bu kadının hikâyesi, aynı zamanda Ikinci Dünya Savaşı dönemi Almanyası'na dışarıdan tutulan bir ayna niteliğinde. Bir Tiirk Casusunun Mektuplan/ Sebnem Şenyener/ îletışım Yayınlan/ 140 f. Üç yüz yıl önce sırra kadem basan bir Tiirk casusunun yazdığı mektuplar aniden ortaya çıkar ve New York'ta açık arttırmaya konur. Milli hazinesini geri almak için harekete geçen Türk hükümeti, karşısında, işini iyi bilen, zengin bir antika koleksiyoncusunu bulur. Amerikalı bir akademisyen, mektupların bulunmasıyla çürüyen tezinin ve mahvolan akademik kariyerinin hıncını almak üzere entrika peşine düşcr. Bütün bunların gerisinde ise, yüz yüze ve teke tek hesaplaşacakları ana dek bir gazeteciyi kendi emelleri için kullanarak hareket eden Dİr casus gizlenmektedir. Olaylar, bu gölge karakterin sevdiğine yazdığı mektuplarda gelişir. Şebnem Şenyener, üç asırdır sadece edebiyat eleştirmenlerinin araştırmalannda kayıtlı olmanın ötesinde, tümüyle unutulan bu tarih zincirinin birbirinden kopan halkalarını, maceracı bir hayaü izleyerek birleştiriyor. Bu kitapta, Doğulu bir karakterden yola çıkan modern romanın evrenselleşme serüveninde azat olan kayıp ruhunu bulacaksınız. The OzalBir Davantn Oyküsü/ Mehmet Alı BırandSoner Yalçın/ Duğan Kıtapçıhk AŞ/ 582 s Tıırgut Özal'ın yaşam kesitlerinde ona çok yakın olmuş 66 tanığın anlattıklarından oluşan bir kitap The Özal... Usta iki gazeteciyazar Mehmet Ali Birand ve Soner Yalçın, hiçbir yorum ve analiz yapmadan, Özal'ın yol hikâyesinin kilometre taşlarını aktanyorlar. "Biri>>nin geçtiği keskin virajın öyküsünü yan koltukta oturanlara anlattmyorlar. O sırada "biri" değil kuşkusuz. Türkiye'nin yakın tarihine doğru ve yanlış damgalar vurmuş, tartışılmiş ve de hâlâ tartışılan Turgut Ozal. Tabuları yıkan mı, yoksa dünya konjonktürüne uygun adımlar atan pragmatist bir politikacı mı? Hangisi ger çek Özal? Kitap işte bu sorulara yanıt vermek için ortaya çıkanlmış. Ama yine de en iyi karar okurun olacak. Marksizme Giriş/ Chris Harman/ Çevircn. Bernar Kutlug/Z Yayınlan/ 106 s. Marksizmin güç ve anlaşilmaz olduğuna ilişkin anlayış oldukça yaygın. Kapitalizmin destekçileri dünyanın gerçekçi bir şekilde anlaşılmaya çalışılmasının mümkün olmadığını söylerler. Akademisyenler teorinin sadece kendileri gibi olanlar için olduğunu anlatırlar. Öte yan dan, ıçinde yaşadığımız bu sistenıden netret eden bir CUMHURİYET KİTAP SAYI 594 çok insan da bu sisteme karşı mücadele ederken bu mucadclede bize yol gösterecek bir teoriye gerek olmadığını duşünür. Oysa, Marksizmin tenıel fikirleri olağanüstü basittir. Toplumumuzu başka hiçbir düşünce sıstemının yapamadığı şekilde açıklarlar. Krizleri, baskının ve yoksulluğun nedenlerini anlatırlar. Marksizme Giriş, Marx'ın gerçekten ne söylediğini ve söylediklerinin bugünkü dünyada ne kadar guncel olduğunu ve milyonlarca insanın mücadelesine nasıl yol gösterdiğinı anlatır. Endonezya Devrimi/ Şere/lşıldakCbm BamberyTony Clıff/ Çeviren: Koni Margulıes Şereflşıldak/ Z Yayınlçn/ 75 s. Bundan 35 yıl önce, 1%5'te Endonezya Komünist Partisi (PKI) üç buçuk milyon üyesi ile dünyanın en büyük devrimci partisiydi. Fakat altı ay gibi kısa bir süre içinde, neredeyse hiçbir ciddi direniş göstermeden tamamen çöktü, yarım milyon ile bir milyon arasında üyesi birkaç hafta içinde katledildi. Bütün dünya emek hareketini derinden sarsan haberi dünya basını "Marksizm öldü" diye veriyordu. 15 Mayıs 1998'de Jakarta sokaklan adcta bir savaş alanıydı: 5 binden fazla bina, 500 büyük banka şubesi, büyük süpermarketler, dev alışveriş merkezleri tahrip olmuş, talan edilmişti. Olayların büyümesi üzerine Suharto, Kahire'deki G15 Zirvesi'ni yanda bırakarak Erıdonezya'ya döndü. Gösteriler aralıksız sürdü. 21 Id^'ıs'ta Suharto nihayet istifa etmek zorundekaldı. Kitlesel eylemin gücü Î3 yıllık kanlı bir diktatörü devirdi. Diktatör düşmüş, ama iktidar değişmemişti. "Ehdonezya'da patlak veren devrim, can alıcı teorik meseleleri de yeniden gündeme getirdi. Bir devrimin zafere ulaşmasının önkoşulları nelerdir? Devrim ve karşıdevrim arasındaki dengede zaferi belirleyecek olan nedir? Devrimcigartinin sendıkalarda oynadığı rol nedir? ^ ç i sınıft kapitalistlere ve burjuva entelektüellerineTcarşı nasıl bir tavır almalıdır? Kitap*, trtrcan alıcı konular üzerine, Marksist geleneğin dayandığı deneyimlere de yer vermekte. Van Gölii Savunması/ Özkan Mcrt/ Gölcük Rotary Kulübü Yayınlan/ 79 s Şair, 1997 yılında çıkan Bir Dünyahnın Notları (196097) adh toplu şiirleri ve Kentlerin Senfonisi'nden (2000) sonra Van Gölü Savunması adh yeni şiir kitabıyla yeryüzü yolculuğunu sürdürüyor. Bu şiirlerde, Tuz Gölü kiyısında limon taşıyan yaylı arabalardan, ABD'de, Jack Kero uac'in, John Steinbeck'in, 50'li yıllarda özgürlük yolu adını verdiği Route 66'nın kıyısına bir inci gibi dizili, yok olmuş çöl kentlerine, çatlamış topraklannı terk eden Oklahornalı köylülere, "şiirin en lacivert delikanlısı" Suat Özdemir'den, Sait Faik'in Burgaz adasındaki bir balıkçı meyhanesinde yenen ve genç bir kızın memeleri kadar yumuşak levrek buğulamadan, Kapadokya'da, kızıl vadide batan güneşin güzelliğinden, geceleyin gizlice yeryüzüne inip, en güzel kızları öpen yıldızlara uzanan bir şiir coğrafyasında yolculuk bekliyor sizi. Varşova'da kuşlarla birlikte uyuyacak, bir ay parçası kadar güzel çocuklarını sırtlarında taşıyan Gambiyalı kadınlarla tanışacak, bir ınele^in kanatlarını ödünç alarak Van Golü üzerinde uçacak, Umit Burnu'na şapkasını asan Vasco de Gama ile birlikte baharat, kahve ve mücevher taşıyacak ve Muğla'dan bazı akşamlar kuş olup uçup giden evlere gireceksiniz... Kısaca şiire batacaksınız. Şiirin Kanatlannda (Mekfuplar) tlhami Bekir TezCemal SüreyaArslan PulathaneliAydın OyŞevket Yüceltbrahim Yıldız/ Hasan Akar\ıı/ Gerçek Saınıl Yayınlan/ 77 s. Mektuplar, çok vönlü anlam ve nitelik içerirler. İki arkadaşın özlemdeıı kavTiaklanan mektuplaşmalannda bile zamanın gerçeklerınden izler bulmak olasıdır. Toplumu yönlcndıren kişilerın mektuplan ıse, dııygu ya da duşunce iletişimınin ötesinde, belge olmn ö?ellıği de taşır. Sanatçılar arasında sürdürülen yazışmalar, onlann hem kimhklennin hem de sanatlarının açımlanması açısından önemlıdir. Çünkü, sonraki zamanlarda sanat tarihine kaynaklık işlevi de görürler. Çeşitli yazın dallarında üretileri olan Hasan Akarsu'yu mektuplarla karşilayaca ğız bu kitapta. Altı şair ve yazarın yazdığı mektuplarla Akarsu'nun hem kişiliğini hem de sanatını daha yakından tahıma olanağı bulacağız. Günümüze ve gelecek zamana ışık düşürmesi açısından önemli bulduğıımuz "Şiirin Kanatlannda"kı mektupları, siz de severek okuyacaksınız. Tanıdığım Müfettişler ve tz Bırakan Olaylar Anılar/ tlbeyı Laçinl Kendt Yaymı/174 s Ilbeyi Laçin, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde öğretmenlik ve yöneticilik hizmetlerinde bulundu. "Tanıdığım Müfettişler ve Iz Bırakan Olaylar" yapıtı; her annebaba, öğretmen, müdür, müfettiş ve velinin... dikkatine sunulmuş. Bu yapıtta herkes kendinden bir şeyler bıılacak; geçmişi yaşayacak, irdeleyecek, belki kızacak, belki üzülecek veya sevinecek... Ama herhalde, olayların süzgeçten geçirilmesi, yarınlar için yararlı olacak. Karamazov Kardeşler/ Dmtoyevskı/ Çeviren: Ergtn Altay/ lletişım Yaymlart/ 795 s. "Bana göre geçen binyüın kitabı Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler'idir. Bu dünyada yaşamın, öteki insanlarla birlikte olmanın ve öteki bir dünyayı düşlemenin bütün sorunlannı, neredeyse ansiklopedik bir boyuta varan bir genişlik ve yürekten gelen böylesine sarsıcı bir yoğunlukla dramlaştırabilen bir başka kitap bilmiyorum. Kilise ve devlet, ideolojiler ve güzellik, özgürlük ve sorumluluk gibi her zamanın sorunlanyla, taşradaki küçük bir Rus ailesinin para, aşk, baba korkusu, kardeş kıskançlığı, itibar gibi iç sorunlan arasında bu roman öylesine bir ahenk ve güçle gidip gelir ki; insan, okumanın verebileceği en büyük armağanı alır: '"Kendi hayat deneyimimizin de insanoğlunun defîÇyiminin bir parçası olduğunu derinden hissetmek" diyor Dostoyevski'nin bütün kitaplaunı yayına hazırlayan Orhan Pamuk. . , Dünya Satılık Değftdit/ ]ose Bove Françots Dufour/ Röportaj. Gilles huneau/ Çeviren • Tülin Yaylagül Gürsel/ lletişim Yayınlan/175 s Büyük şirketler kâr etmek için dünyanın her köşesini, bütün kaynaklaDünya rını, doğasını ve insanları kullanıSatılık Değitdir yorlar. Durmak bilmeyen bir kâr hırsına tabi olarak, bazen araların,908 da anlaşıp bazen çatışarak, canlıların doğasını değiştiriyorlar. Devlet(ler)ı de amaçlanna alet ediyorlar. Çok şeyi kaybettik, birileri buna dur demedikçe daha da kaybedeceğiz. Jose Bove'yla François Dufour'un isyanı bu noktada başlıyor. Solcu, sağcı, Amerika düşmanı ya da başka bir şey değiller; üzerinde yaşadıklan canlı dünyanın doğallığını korumak, ömrünü uzatmak isteyen dünya yurttaşlan onlar. Kendi ülkelerinde küçük eylemlerde bir araya gelip, Seartle'da bütün dünya tarahndan tanındılar. Görüldü ki, yalnız değiller. Anarşisder, çevreciler, eşcinseller, solcular, vicdani retçiler, dışlananlar ve ezilenler... sistemin aman vermez çarklarına karşı bir araya geldiler. Gilles Luneau'nun Jose Bove ve François Dufour ile yaptığı röportajlardan oluşan bu kitap, muhafazakâr bellenmiş bir sınıfın üyelerinin, Fransa'da başlayan, Seattle'a uzanan küreselleşmc karşıtı hareket içindeki yerini ortaya ko ı SAYFA g1