Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EVAT CAPAIM Don Coles/ Şiirler / Çeviren: Cevat Çapan 'Sanki solumayı unutmuş Günümüz Kanadalı şairlerinden Don Coles, Ontario'da Woodstock'ta doğmuş. Yirmi yaşlarında Avrupa'ya gitmiş, Cambridge Üniversitesi'nde okumuş, on yıl kadar Orta Avrupa ülkelerinde ve îskandinavya'da kaldıktan sonra 1966'da Kanada'ya dönmüş. Şimdi Toronto'da yaşıyor. 1993'te Forests ofthe Medieval World adlı kitabıyla Genel Valilik Ödülü'nü alan Coles ayrıca The Prinzhorn Collection, K. in Love, Little Bird ve Landslides gibi şiir kitaplariyla haklı bir üne kavuşmuştur. Aşağıda Sevdalı K. şiirlerinden bir bölüm okuyacağınız örnekler şairin Franz Kafka'nın mektuplarından ve günlüklerinden esinlenerek yazdığı, ancak kendisinin Kafka'yla bir benzerlik kurma iddiasında olmadığı şiirlerdir. Bu Rahatlıktan Uzakta Bir Yerde 6u rahatlıktan uzakta bir yerde Ah, buradan uzakta, Kendim, eski halim Buradan uzakta Ne büyük mutluluk göze ilişmek orada Bir tarladayım, bir tarlada Ya da bir tarla değil de Çocukluğum mu orası Ama orada bile göze ilişmek Belki de son anda göze çarpmak Bir tarla ya da çocukluk için Hava fazla kararmadan Başımı çeviriyorum, başımı Ve ışık kaplıyor tarlaları Bir deniz reneri gibiyim Başımı döndürürken Uzaklara ulaşıyor ışık I Iızla tarlaların üzerinden îyice kararan yerleri aydınlatiyor Uzayıp giden karanlık toprakları Oradayını orada, tam orada Bir an için ışığın altında Ah, eminim bendim o Yalayıp geçerken üzerimden ışık Ne yapıyordum, acaba ne? Okuyordum sanki, ya da Konuşuyordum bellcı, konuşuyordum Evet sözcükler ve ışık birlikte Tarlalar gibiydi sanki sözcükler Tarlalar gibi, ama nerdeyse birden Karanlıkta kaldılar, o sözciiklerin Karanlıkla doldu içleri Daha yeni terketmişti onları karanlık îşte yeniden geri geldı Bu yüzden fırsattan pek yararlanamadılar Ancak bir an için orada aydınlıkta kaldılar Artık orada değilim ben, ya da Başka işim var, evet, başka işim ışık benden ötelere gitti Ben başka işle uğraşırken Hızla uzaklaştı tarlaların üzerinden Bensiz, yalnızca tarla onlar, ya da sözcükler Çocukluk gibi kaygılı ve hızîı Işık geçmiş olsa da üzerlerinden CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 8 * Sevdalı K. Seninle ilgili bir düşünce altüst etti beni. Pencereden dısarı baktım. Soluklanmak ıçin mi? Bilmiyorum. Gökyüzü külrengindeydi. Ben bu durumdayım işte. Şana bunca ihtiyaç duymak Ürkütüyor beni. Biri Bu sayfaları okuyacağı yerde, Kilitlemeliyim kapıyı Bir yere gitmesinler diye. Sensiz o kadar kimsesiz ki Burası. Keyifli bir şeyler Yazmaya çalışıyorsam da, Gözyaşı boşanıyor Sayfadaki bu sözcükten. * Başka şeyleri ciddiye alabilseydim, Öyle yapmayacağımı sanma. Ama niçbir şey kalmadı Bana destek olacak, seni tanıdığım Günlerin öncesinden.Sanki Solumayı unutmuş geçmiş zaman. * Gene de ne büyük ayrıcalık Sana yazmama izin vermen. O iğrenç dünya homurdanıp duruyor Sayfanın ötesınde. Ama ulaşamıyor. Senin bu sayfaya yönelen bakışın Onu uzakta tutan ateş. Sana hep geceleri yazıyorum. Bu yüzden hep benim Gece yüzüm bu sayfaya bakan. Onu okuyan da senin *" Gündüz vü»» »«îuna değil çjv<ui zorluklar. * • • Geçen bunca yda vefasızlık Gerçekten övünülecek Şey değil. Tadı tuzu kalmadı Geçmiş günlerin. Oysa Beni suçTamazlardı Soluk hayatımdan eğilip Gün ısığında senin Dalgalanışını seyrettiğimi görseler. Sen olmasaydın, elbette yazılmazdı • Bu satırlar da. Gel gör ki, sensiz Var olmama olanak sağlayan da Onları yazmak. Bir güvenebilsem Bunun süreceğine, geceler boyunca Hızla yazar durur, belki de, Özlemezdinı seni bu kadar. * Ne garip bir mektubun içinden Çıkan bir fotoğrafın, Yalnızca seni duşünmek için Kullandıklanmı değil, Bütün sözcüklerimı değiştirmesiEğer sen kendin yeni sözcüklerimin Arasına düşseydin Orada bunlardan Olursa olsun, onlar bilirlerdi Nasıl bir düzene gireceklerini * lyi ki annen baban ve kızkardeşin Hiç aldırmıyorlar benim Sıkıcı meraklarıma. Hiç başlamazlardı Bana gönderdiğin aile rotoğraflarından Birer birer ve teklifsizce Dıslanmaktan, resimde Yalnız sen kahncaya kadar. Özellikle de Ben sana doğru eğilip Kendimden geçiyorsam mutluluktan. Bana yönelen her bakışında Ulaşamayacağım bir yer var. Bunu düşündüğümde, şaşıp kalıyorum Nasıl sana bu kadar Yaklaştığıma. Gene de, O yerlerden hiçbirinde Olamasam bile, olsaydım eğer, Bunun ne kadar olağanüstü Olduğunu düşünürdüm, önemsiz Birtakım işler yapardım, Hiçbir şeyi değiştirmeden ya da lyileştirmeden, yalnızca Mutlu olmaktan başka. • '•. Sık sık sana söyleyeceko kadar çok •«/ ' . Şeyim var ki. Bir oda dolusu insan Sanki daracık bir kapıdan aynı anda Çıkmaya çalışıyorlar gibi bir şey bu. Örneğin bu sayfa ne kadar yetersiz! Sanki ben sana oradan bakmaya çalışıyorum Ve eözlerim birbirinden uzaklaşıyor, ya da Aralığından ağız dolusu esenlik dılekierim bile Çıkamayacakmış gibi. Hem bütün bunlar Seninle ilgili düşüncelerimin Gereği olan coğrafyanın uçsuz bucaksızlığıyla KarşıTaştınlamaz. „ Gull Gölü, Alberta . Annem Nıce Margaret Broıvn'ttn antstna, 18971981 "Şu kapıdan çıkmak yetiyordu," Dedi, aşağıda sağda bir yerdeydi. Göl filan değil, Sadece bir havuz gibi bir şey, ama Çok güzel olurdu akşam yemeğinden sonra Bert Dayım beyaz havlular alır giderdi hava karannca. Bir kere daha karşıya yüz dön, diye bağınrdık. El sallar, kıyıya bırakırdı Havlulan. * ., Yaşlı Gövdesi On iki kulaç atamıyor artık, hem de Üç eyalet uzakta. Kıyıda o beyaz havlular! SAYFA 1»