Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ülkemizin içinde bulunduğu durumun korkunçluğunu kavramak için Attilâ Ilhan'ın düşünce yazıları önemli birer belge niteliğindedir. Ülkesine, ulusuna, insanlığa karşı sorumluluk duygusuyla dolu bir düşünürün çağımızdaki en büyük güce karşı yükselen itirazını her yurtseverin okuması insan olmanın, yurttaş olmanın, birey olmanın önemli adımlarından olacaktır. HİDAYET KARAKUŞ en yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple nıilli istiklal bencc hayat meselesidir." "Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalden ınahrum bir millet medeni insaalık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz." (Hangı Atarürk Attilâ îlhan.s. 71, Bilgi Yayınevi) Bunlan Mustafa Kemal söylüyor. "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen büyük devrımci Bütün sömürgecilerin, ülkemize kan kusturduğu dönemde; bir kısım aydınlann, satılmış mütareke basınının îngilizlere, Amerikalılara şirin görüncrek, onları kendilerine koruyııcu seçerek Anadolu'daki kurtuluş hareketine karşı eyleme geçtikleri bir zamanda; padişahla ve "şeriat isteriik" çıöhklanyla yurtsuz bir iman düşünenlerle savaşırken düşünüyor ve söylüyor. Bugün kimilerine ne denli çocuksu geliyorbu düşünceler kım bilirr1 Onıır, insanlık gururu, özgürlük bilincı, dahası gerçek bir yurt sevgisinden yoksun nice beyin bu düşünceleri modası geçmiş düşünceler olarak algılıyor. Çiinkü bu dıi şüncelejin içerdiği geniş yaşamsal boyutu görebilmiş değiller. Ya da çıkarlanna satılmışlardır. Günlerdir Attilâ Ilhan'ın düşünce yazılannı, söyleşilerini okuyor, kafamda tartışıyor, yorumlamaya çalışıyorıım. "Hangi Âtatürk", "Hangi Küreselleşme", "Bir Sap Kınııızı Karanfil" ve Cumhuriyet'te süren yazılar... Daha bir lise öğrencısiyken girdiği yazın dünyasında kendini sürekli yenileyerek, aşarak, çizgisinden sapmadan bugünlere gelen bir düşünür, bir yazar, bir şairle aynı çağda yaşamanın hem kıvancını duyuvor; hem onun kadar bilemedigim için eksikleniyorum. Bu yüzden de ne zaman Attilâ llhan'ı düşünsem çalışmalanmı yoğunlaştırıyor, tempomu arttırıyorunı. ü n a yetişmeye çalıştığımdan mı? I ıayır, yalnızca onun çalıskannğına bakarak kendimi tembel buluuğ'umdan... O, bir kuşağı değil pek çok kuşağı etkileyebilecek çapta büyük bir yıldız. Bunu övgü olsun diye söylemiyorum. Onun böylesi övgülere hiç gereksinmesi yok. Yalnızca bir saptama bcnimkisi. Yazık ki genç kuşaklar onu çoğunlukla yalnız şair olarak biliyorlar. Dikkat edin, tanıyorlar demiyorum, biliyorlar diyorunı. Adını biliyorlar ama düşüncelerini bilmiyor, tartışmıyorlar. Çünkü düşünce yazılarında çok ciddi sorunlar tartışılıyor. Ülkenin yakın tarihi deşiliyor. Ülkeyi saran çokuluslu şirkederin, yabancı sermaye hayranlarının, ne ulusu ne kendini tanıyan beyinsiz politikacı takımının, yenı sömürgecilerin ülkemiz üzcrinde Demokles'in kıhcına çevirdikleri dış yardımların, ödenemeyen borçlann, borç faizlerinin, yeşil kusağın, içerideki lümpen burjuvazinin Türkiye Cumhuriyeti'ni ayrık odarı gibi sararak yabancı sömürgenle birlikte nasıl ııydu bir devlete dönüştürmeye çalıştıklannui, Mustafa Kemal'in SAYFA 16 Bağımsız, demokrat ve toDlumcu bir vazar hiç mi hiç anlasılmayışının, Atatürk'ün söylediklerini anlamamakta direnen sahtekâr Atatürkçülerin, bu konuda hiç mi hiç kaHANGİ ra yormamış, en temel tarih, tonlum ve ekonomi bilgisinden yoksun bilim felsefesinden yoksun, kcndilerini bilim adına holdinglerc, tarikadara satan sözde bilim adamlannın cennetinde cennetteki meleklerin cinsiyetini tartlşan din adamlan gibi birbirlerinden başka sorunu olmayan, ülkenin en yaşamsal konulan tartışılırken enti püften konularla politika yaptığını sanan zavallı sosyal demokrat kesimin, sosyalizm adına Mustafa Keinal'i ve devriminı reddeden ya da görmezden gelen, Mustafa Kemal'i güç elindeyken sosyalizmi kurmadı diye eleştiren hızh kahvehane solcularının nasıl ezbere düşündüklerini belirliyor, hepsinı bilimsel bir titizlikle yerine oturtuyor. Son Tahkinı Yasası'nın da nasıl bir teslimiyetin belgesi olduğunu pek çok yazısıntla saptıyor, tam bağımsızlık ilkesi doğrultusunda ueğerlcndirip yerli yerine koyuyor. Tahkimin kimin işine yaradığinı, bizim ulasüğımız ulaşamadığımız yerli yabancı basında'n izleyerek toplumu uyarmaya devam edıyor. O, ıılke ve ıılııs adına kcndi kendini görevlendırmış bılinçlı bir 'militan'dır. Kendini militan gören insanlara bir bakın. Yüreklidirler, kararlıve köyluler olan Proleter çıkanlırken dadırlar ama çogu kez cahildirler. Hangi keha önce orada yayımlanan Şölen Dergisi simde olursa olsun ülkesinin sorıınlannı çevresindeki devrimcı öğretmen, işçi, tiinançla çözmeye çalışan bir insan eninde yatnKu obeğinin içinde ben de vardım. sonunda ülkesine zarar verir. Bilgisiz aşBizim cahilliğimizi anlayan Doktor Niyakın, aşk cinayetine dönüşmesi gibi, bilgizi Tunga bir gün "Diyalektik materyalizsiz yurt sevgisi de ister soldan ister sağdan mi bilmeyen sosyalistim diyemez" dedi. eyleme geçsın büyük olasılıkla zarar vereSustıım ve kıvranmaya başladım. Yaşamı cektir. Sevdiğine zarar verecektir. Yurt kavramanın biricik yolunun felsefeden sevgisi bu bakımdan bilgiyle, bilinçle, dügeçtiğini bilmiyordum. Yalnız ben mi, yaşünceyle yaşanmabdır. Yalnızca inanç inkınlarda öldüğünü öğrendiğim ve sevgili sanı kör eder. dostum kardeşim Rifat Seyran da epey "Gençler gelmişlerdi: kirli sakallı, parşaşaladıydı. Ama kendimizi çabuk toparkalı oğlanlar; kocaman gözlüklü, blucinfauık ve daha çok okumaya verdik. Markli kızlar; aramızda saçakîı, bir turlu derlesist Felsefe Dersleri ufkumu genişletti birnip toparlanamayan bir tartışma sürüyor, den. Köyde bütün yaz onunla yatlp kalkanlayamadıklan, galiba şudur: tım. Nikitin'in Ekonomi Politik'ini de o Sosyalist 'solcuyla' 'Kemalist' ilericiliği, yaz okudum. Daha sonra arkası geldi. fena halde 'cuntacı Atatürkcülük'le kanşEreğim kendimi anlatmak değu. Utanıtırıyorlar; sosyalizm sandıkları derseniz rım bundan ama günümüzde de giderek 'azgeliijmi^' ülxe 'gerülacılığı'! 20. Yiizyıl derinleşen bir bilisizlikle ülkeyi sevdiklesonu Türkiye'sinde insanı üzen bu değil rini soyleyenleri gördükçe Attilâ llhan'uı ınidir? Ne kadar az biliyor, ne kadar çok yazdıklarıyla ne denli doğru tanılar koyahkâm kesiyoruz'. duğunu gorüyor, gençler adına hem üzüAttilâ îlhan, 31 ücak 1997 günlü yazı lüyor, hem bir şey yapmadık diye eksiksında (Bir Sap Kırmızı Karanfil, s. 204leniyonım. Bilgi Yayınevi) söylüyor bunlan. Türkiye bugün kujatılmıştır. Yabancı Yaşam kavpamak sermayenın yerli işbirlikçılerıyle, kide iletişim araçlarıyla, gazetecileriyle, sirkedeBu yanlışlara ben de düştiım bir zamanrin yoğun reklam kampanyalanyla, meclar. Hızlı görünmcnin, baskalarından dalisteki şakşakçılan ve taraftarlarıyla, gizli ha yürekli bilinmenin çekicilifiinde pek açık terör örgütleriyle, çeteleriyle, satılçok kişiye kafa tuttum, eleştiriler yöneltmış bilim adamlarıyla, ıılus bilincinden, tim. Şimdi dönüp bakıyorum da sosyalizdil bilincinden yoksun zevzek yazarlanyme ınancım bugünkü gibi o gıin de tamla kuşatılmıştır. Ulus devleti bitirip ııydu dı. Ancak hiçbir şey bilmedig'imi bilmidevletler yaratmayı kendi sömürüleri için vordum. Öğrendikçe kendi kendime ne zorunlu görenler ulusal onurdan da, inkadar yüzum kızarmıştır ben bilirim. sanlık onurundan da ne kadar uzaktırlar, "Sohyalistliği" kimselere bırakmadığım gören bilir. günlerde Adana'da bir Doktor, icinde yüzdüğüm bilisizlikten uyandırdı beni: Attilâ llhan düşüncesinin en önemli Doktor Niyazi Tunga. Yazarlan Işçileri özelliklerinden biri, temel doğrulan gö Attilâ llhan ve yapıtları B ffATOHK zardı etmeden konulan, olaylan birbirine bafilaması, bir küçük do^ruya saplanıp büyük ve öncelıkli gerçeği gözden kaçırmadan gerekli bileşimi yapabilmesidir. Mustafa Kemal de yaşamı boyunca tam bağımsızlık düşüncesini yaşamı n her anına uygulamaya ve onun gereklerini uzun ve kısa erimlerle gerçekleştirmeye çalışmış, hiçbir zorluk onu temel düşüncesinden, bakışından vazgeçirememiştir. Yaşanan her gerçekliğin, özgül durumuna, ortamına göre birkaç ya da birçok boyutu vardır. Hepsini görüp, ınceleyip temel akış içindeki yerine oturtmak ancak bilimsel yöntemi bilen ve uygulayan insanlann harcıdır. Attilâ llhan bir bilim adamı değildir ama pek cok bilim adamından daha büyük bir bilgi birikimine, esnek ve değişik düşünebilme hareketiiliğine sahiptir. Bu ona değişik açılardan bakabilme ustiınlüğü kazandırır. Şairliği, romancılığı, senaryo yazarlığı, diişünürlüğü birbirini besleyerek onu edebiyatımızın Attilâ llhan'ı yapar. "...'küreselleşme', ulus/devle tinde ıktidann belli başlı temellerinden birini oluşturan 'ulusal pazan' öldürdü; onu ortadan kaldınp ulusal kapitalizmi sersem ederek kamıı vönetiminın etkısini azalttı. Artık devletler, pazarlannın kapasitesinı karşılayamıyor; merkez bankalarının rezerv hacimleri, spekülatörlerin vurııcıı yııcu karşısında gülünç derecede aciz kaLyor; artık devletlerin, nekendilerinin ne yıırttaşlannın çıkarlannı koruyabilecek çaresi var, ne piyasaların aleyhteki etkilerini azaltabilecek, sermayelerin ürkütücü saldmsını önleyebilecek çaresi! Yönetim sorumlulan ister istemez TMF gibi, Dünya Bankası gibi, OEC^D gibi uluslararası kuruluşların önceden belirledikleri kuruluşlan uygulamayı kabul ediyorlar..." (Le Monde Dıplomatique, Ocak 1997, s. 1) Hrsaptanuı Hangi KüreseHsşme Attilâ llhan, Hangi Küreselleşme'nin (Bilgi Yayınevi, 1997) daha başında 11. Sayrada önsöz yerine yazdığı yazıda adına küreselleşme denilen büyük sömürge sisteminin analizini yapan bir yazıdan yaptığı alıntıyla gözümüzü açmaya çalışıyor. Kimdir ulus devleti bitirenler, nitirmek için yıllardır ince ince planlar yapıp sermayeleriyle, şirketleriyle, işbirlikçileriyle saldınya geçenler? ABD, tngiltcre, Fransa, Almanya, ltalya... ve pastadan boyuna göre pay alacak olan otekiler... Bu saydıklarım kimdir? Birinci Dünya Savaşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nda ulkemize leş kargası gibi üşüşen devletler. Biz bunlara karşı ulusal kurtuluş savaşı vermemiş miydık. Bunu dünyanuı değişmcsiyle mi açıklayalım, yoksa sömürgeciliğın, tarihi elli yıla varan yeni yöntenuerindeki inceliklerle mi? Şimdi burada özellikle Tahkim için Anayasayı değiştiren dört yüz kırk sekiz milletvekilini, ulus devleti bitirmeye and içmış emperyalizmle kol kola giren bu kişileri Ûamat Ferit'lerin sayfasına yazmak için tarih düşülmesi gerektiğini anımsatmalıyım. Mustafa Kemal ne diyordu: "Ben yaşa • CUMHURİYET KİTAP SAYI S81