Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ve Bones'un babası Henry'yı. Crow'un onu sekiz yaşındayken satın aldığını, 10 yaşındayken yetişkınlerin yaptıği ışleri yapabıldiğim, 14 yaşında, boyu, kılosu, güçlü kaslanyla Büyük Henry'nin artık böyle anılıvordu ıkı kışının ışını yaptığını, onun plantasyonun en güzel kızı Lilan ile evlendirılerek, Bones'un dünyaya geldiğinıöğrenıyoruz. Bones'un anne ve babası, hastalığı giderek artan (]row tarafından vahşice öldürülürler. Bu vahşetten Bones da payinı alır, Crow, onu satarak Büyük Henry'nin sovundan kurtulacaktır ancak son bir önlem gereklidir. "Bones, ıkımız derenın yatagtnda yüz yuzeyken oykmunu anlatmayt bıtırdı Son olarak afczından zorlukla dokulen sözcu'klerle artık bentm de btldığjm vahşetı açtkladı. "Elbıselertmı çtkardtlar," dedi. "Crotu, ateşı yakla\tırdı.... ve erkeklık oreamrm yaktı" Tvvain, onu azat etmek ister ama Bones, özgürlüğe hazır değildir, ne kalacak bir yen ne de parası vardır. Birlikte boks maçı düzenlemeye ve para kazanmaya karar verirler. Ancak, guzel bir kadını da kullanarak (Nell), Bones'un özgürlüğüne karşı kurulan bir komplo ile büyük bir çıkmaza düşerler. Kane, kölesini geri almaya çalışmaktadır. Bones ve Bifl Morris arasında bir boks karşılaşması düzenlenir. Dövüşün adaletsizliğine rağmen, bir sözleşme düzenlenerek maçyapılır. Acdı son, ahlaki yönüyle de mükemmel örtüşüyor ve sanki verdiği dersle de romanın çerçevesini çiziyor. Belki de romanın canalıcı sahnesi Bones ile Kane'in, onu tekrar esareti altına almak için getırdiği, profesyonel dövüşçü beyaz adam Bill Morris arasındaki destansı dövüş sahnelen. Bu sahneleri okurken Hauser'in boks sporunu iyi bildiğini anlıyor, büyük bir heyecan yoğunluğu yaşıyorsunuz. Kitap sizi sıkıca sarıyor, sürüklüyor ve daha ne oldum demeye kalmadan, basit bir sözleşmenin gizli karmaşıklığından, bitmeyen bir dövüşün görkeminde buluyorsunuz kendinizi. Kazansaruz da kaybetseniz de ringi görmenizi sağlıyor. Genç Twain, Kansas yolculuğu boyunca yaşadıklannı, ilk aşk deneyimini, ihaneti, Bones'un gözüyle köleliği, pokerle boksun sırlannı keşfetmesini anlatıyor. Roman, bir yerde kurgusu Hauser'e ait Tvvain'in hayatı. Hauser, tarihi kusursuz bir biçimde işliyor ve geçmisle bugün, nasılla niçin arasındaki pek çok anı, tespit okuru ciddi bir şekilde örseliyor. Mark Twain Hatırlıyor, içinde güzelliçi ve vahşeti birlikte banndınyor. Köleer, efendıler, etrafı iplerle çevriîi ring alanı. Zaman zaman Tvvain'in olduğunu anladığınız bir ses, yaşama dokunmamızı, yaşamı duyumsamamızı sağlıyor. Bu küçük kitabı okumalısınız. Sayfalar, ucunda ölüm olan bir kovalamaca yüklü. Beni durup meraklandıran, hatta içimden ağlatıp yaralayan bölümler oldu. O an acıyı dindirmenin yolu, okumaya devam etmekti. Böylece Büyük Henry'nin, Gabriel Crow'un, Bones'un, Bayan Lurleen'in, Güzel Nell'in hatta Hiram Kane'in dünyalannın kapılarını aralamış olacaksınız. Onlarda bugün gördüğümüz ve kökleri dünden gelen pek çok şeyi ve muhtemelen yann da devam edecekleri bulacaksınız. Kitabı bıtirdiğinizde Tvvain'in yaşadıklan ve anlattıkları, yerini keşfedilecek daha derin sorunlara bırakıyor. Geçmisin problemleri ve yaşananlar, bugünü dana iyi anlamamızı sağlıyor. Mark Tvvain Hatırlıyor u asla unutamayacaksınız. • Mark Twain Hatırlıyor/ Roman/ Tbomas Hauser/ Çevırvn Urhun Burak Sozen/Sel Yayınalık/ 128 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 584 Aziz Nesin'in kaleminden vazarlap ve kitaplar "Okuduğum Kitaplar', sessizlikle karşılanan bir kitap oldu. Aziz Nesin'in kitaplar ve yazarlar üzerine söylediği ağır sözler bile muhatabı yazarlar tarafından cevaplanmadı. Oysa tartişılması gerekirdi bu kitabın. Aşağıdaki yazı, Nesin'in kitabını olumlayan bir yazı. Bu yazının bir tartışmayı başlatması dileğiyle yayımlıyoruz. KAMURAN SEMRA EREN mıj olmasıdır. Ofiul Ali Nesin tarafından yayımlanan bu kitabın onsözünü yine Ali Nesin yazmış: "Okuduğum Kitpalar'daki notlar Azİ7 Nesin'in, sık sık yinelediği gibi eleştiri yazısı olarak değerlendirilmemelidir" diye alçakgönullu bir açıklama da yapmış. Aziz Nesin'i yalnızca anrnak anlamına gelen bu açıklama cümlesine katılmıyorum. Kitap boyunca, Aziz Nesin eleştirmen olmadığını anımsatıyor okuruna; yazdıklannın eleştiri olmadığını değil. Mizah, eleştirel cıkış noktasına sahip anlatı türü değil miair? O halde mizah yazarlan bir bakıma eleştirmendir. Aziz Nesin, Türk toplumunu önce mizah yazarlığıyla, sonra aydın olma yükümlülüklerini yerine getirmek için yazdığı yazılarıyla yaratıcı ve yönlendirici bir muhalifti; yani türünün son çağdaş bilgelerindendi. O halde, okuduğu kitaplar konusunda yazdıklanna "eleştiridir' dememiz eleştiri türüne ihanet etmemiz anlamına gelmez sanınm. Aziz Nesin'in her konuda olduğu gibi okuduklan için yazdığı yazılarda da bilimsel bir bakış açısı var. Öyle ki, bilimsel bakış açısmın beslediği edebiyat işçiliği ve bu işçiliğin çalışma yöntemi, bizlerıbir türlü memnun etmeyen eleştirmenlere de Nesin'ce bir yaklaşım sunuyor. Neden Nesince? Kitaplar üstüne yazdığı eleştirel denemelerdeki bilimsel bakış açısı kuru bir biçimle sunulmamıştır. tçten, öznel duygular aralara sokularak yazar kendini okuruyla paylamıştır. Oznel duygulan ortaya sermede hiçbir çekincesi yok. Yanlış anlaşılınm kuşkusu da taşımıyor. Ancak her nedense gerçekten ana konulara girerek ortaya koyduğu kitap eleştirilerini yazarlaruıa söyleyememiştir. Bir okur olaraK keşke yayımlamıs olsaydı diyorum. Çünkü, Aziz Nesin parmak bastığı her olay ve durumu oyküsel söylemle değerlendirerek, somutlayarak kalıcı kılmıştır. Bu yazılar da o yaşarken yayınlanmış olsaydı saptamalar önermeler eleştiriler tartışmaya açılmış olurdu. gular okuru sarıyor; böylece bilimsel yaklaşımlan da önemsenip, benimsenıyor. Kendi yazma bıçemi ve tekniklcriyle, okuduğu yapıtın biçemı arasındu kıırdıı ğu karşılaştırmalı köprü, okurun okuma yolculuğunu zenginlestiriyor. Yolculuk bitince okur eleştirel okumanın öneminı duyumsamış oluyor. Kitaptaki yazılar iki öbekte toplanabılir. Ilki gerçekten ısteyerek okuduğu ya da tanınmış yazarların kitaplan için yazılmış olanlar. Bunların içinde yerli, Balzac ve Flaubert gibi yabancı yazarlar da var. Ikinci bölüme sokabileceklerimiz ise Nesin'in kendisine okuması için gönderilen dosyalar ya da yeni çıkmış kitaplar. Nesin bunlar için, Ali Nesin'in de dediği gibi, küçük notlar tutmuş. Notlar ilginç gülümseten önerilerle dolu; ancak tam anlamıyla işlenme miş, öznelliğin yoğun olduğu notlar. Beni bu notlar arasında iten bir iki yazı oldu ki onlar da kadın yazar ya da sairler üstüneydi. Hatta bunlardan kimile ri tanıruyor; kimileri, belki de yazmayı bıraktıklan için tanınmıyor. Nesin, kadınları eleştirirken çok âcımasız. Bütünüyle öznel. Erkek yazarlan kırmaktan çekindiğini belirtirken kadınlar için öyle bir kaygısı yok. Ote yandan sevgilisi aracılığıyla kendisine iletilen bir romaru okuma ya başlamadan duyumsadlğı önyargıları yazması; sevgilisi için okuyacağı kitapla n değiştirip başka bir kitaba öncelik vermesi alıştığımız Nesin fotoğraflanndan değil. Bu gerçek bize, her insarun, sıradan yanlan olduğunu ne güzel kanıtlıyor. Okuduğum Kitaplar'da her biri bildiri özelliği taşıyan incelenmiş, irdelenmiş; eleştirmenlere yöntem sunan çok ilginç ve önemli yazılar var. Örnek mi: Balzac, G. Flaubert, Demirtaş Ceyhun, Ataol Behramoğlu, Baskın Oran, Habib Bek taş gibi yazar ve ozanlann önemli yapıtlan üstüne yazdıklannı sayabiliriz. Bu ya zılann hemen hepsinde roman öykü ve şiir türlerinin yapısal ve organik kurgusu nun nasıl olması gerektiğine çok açık yanıtlar verilmiş. Nesin, düşünsel mantıkla estetik duygulan çok iyi bildiği için eleştirdiği yapıtları bu çizgi üstünden başarıyla değerlendirmiş. Okur olarak beni asıl şaşırtan şey Aziz Nesin gibi yapıcı ve yaratıcı bir muhalifin bu yazıları yaşarken yayımlatmamış olmasıdır. Son yülarındaki yazılara zaman bulamadığını varsayalım. Yetmiş öncesı yıllara ait Dİr iki yazı gösteriyor ki siyasi ve ekonomi alanında yazılmış belgesel kitaplan da kendi arşiviyle karşılaştırmalı olarak değerlendirmiş. Bu yazılan niçin yayımlatmamış? Çok sevdiği yazarların önemli yapıtlannı emek vermiş, incelemiş, yol göstermiş; yazdıklannuan anlaşıLyor ki, sevdiği yazarlardan çekindiği için yayımlamamış. Görüşlerini onlara söylemiş mi bilemem ama yayınlanmış olsaydı eleştiri dünyası eleştirel bakış açısindan çok şey öğrenmiş olacaktı.Ikıncı bir şaşkınlığım da eleştiri ortamında yaşayanların bu yazılara ilgisizliğidir. Hatta kendisi için yazı yazılmış olanlardan niçin ses yok? Okur olarak merak ediyorum. Ali Nesin'e teşekkür etmeli, bu yazılar gösteriyor ki Aziz Nesin siyası tarihımi* için yazılmış kitaplan yakından ıncele miş. Oyleyse onları da okumak ısterız.^ Okuduğum Kitaplar/ Aziz Ncsın / AdamYayınlan/ i8l) s SAYFA 9 Tartışmalar yaratması gereken bir kitap: Okuduğum Kitaplar Güzettk ve vahşet Ysratıcı w yontandptel R oman ve öykü yazarlarının başka romancı ve öykücülerin yapıtları üstüne yazmaları eleştirmenlerin yükümlülüklerinden farklıdır. Eleştiri yazan öykücü ve romancılar nesnellik kadar öznelliği de seçebilirler. Bu yanlış da değildir. Çünkü eleştirmen alanında tanınmış tanınmamış olsun çıkan tüm yapıtları değerlendirmek durumundadır. Romancı ve öykücülerin böyle bir zorunluluğu yok. Kendilerine yakın bulduklarını, ulaşmak ve aşmak istediklerini okuma ve değerlendirme keyfiyetine sahiptirler. Edebiyat yapıtlan üstüne yazar ve şairlerin eleştiri yöntemli denemelerinde ayn bir tat alınm. Kimine göre okunana bir yapıt konusunda bir başkasının gönişleri gereksiz olabilir; ancak alan okuması yapanlar için oldukça önerrdi yazılardır bunlar. 2001 'in ilk ayında çok değerli iki yazanmızdan iki yapıt okudum. Aziz Nesin'den "ükudujum Kitaplar" ve Erendiz Atasü'den "Benim Yazarlarım". Ikisinin de okunup farklı boyutlarda değerlendirilmesı gerektiğini düşünüyorum. Aziz Nesin'in kitabının en belirgin özelliği bu yazılan yaşarken yayımlama h İ Aziz Nesin okuduğu kitaplan kuru bir nesnellikle değerlendirmemiştir. Okuduğunu ne zaman, hangi ruh haliyle, niçin okuduğunu belirten öyküsünü okımıcusu ile paylaşmıştır. Orneğin Madam Bovary'nın eleştirisini yalnızca nesnel bir biçemde yazmış olup tarih düşseyai, şu andaki yazısı gibi ilginç gelmeyebilirdi. Çünkü, yazar dünya klasiklerıni yetmişine gelirken okumuş; bu gerçc&i de gocunmadan itıraf ediyor, gecıkmıslığıne de çok ıçerliyor. Anlatıma katılan Azlz Nesin'in kitabının en bellrgln özelliği bu yazıları vaşarken yaözeleştirel içtenliklı duyyımlamamı$ olmasıdır.