26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

vçcsitesi'ode fets ver . ; Jürkiye ve dünyaya flışkın ÎTgınç gozTemlerin yer aldığı kitap keyifle okunuyor ve bu konulardaki bilgilerimize zengin malzeme sağlıyor. Mayakovski/V Vladimirov D Moldavski/Çeviren: . , Ataol Behramojllu/Gendas Yayınİ A A O S4 lan/152s K Y K VI Vladimir Mayakovski'nin (18931930) sadece Rusya'nın vc kendi döneminin değil bütün zamanların en büyük şairlerinden biri olduğunu söylemek abartı sayılmamahdır. Rus şiirinin ve Avrupa modernizminin en seçkin kazanımlarını kendi kişisel potasında eriterek yeni ve özgün bir senteze ulaştıran bu şair, Ekim Devrimi'ni "kendi devrimi" olarak karşılayıp benimsemiş, yeteneğini olanca cömertliğiyle devrimin hizmetine sunmuş, halkın yaşamıyla birleştiğinde bir şair yaşamının nasıl bir enginlik ve tarinsellik kazanacağını yaşamıyla ve yapıtıyla kanıtlamıştır. Mayakovski şiirinin bir ucu Baudelaire'de, Whitman'da, Avrupa modernizminde, simgeci imgeci fütürist açılımlarda; bir ucu, ner biri ondan derinliöine etkilenmiş olan Aragon, Neruda, Ritsos, Brecnt, Nâzım Hikmet şiirindedır... Yirminci yüzyıl dünya şiirinde, şairin kişisel yaşamıyla halkın yazgısı, toplumun ve tarihin akışi üzerine düşüniip Mayakovslci şiırinden etkilenmemiş, bu şairin baş döndürücü şiirsel yeteneği, pek çoğu kendi buluşu olan vöntemleri, trajik ve aynı ölçüde de insanca ve aydın yaşamı listüne düşünmemiş bir dünya şairinin bulunabileceğini sanmıyorum. Mayakovski olağanüstü yapıtı ve yaşamıyla, benzersiz ve cömert yeteneğiyle, böyle bir şairin ve şiirin toplumsal vaşam için nasıl ekmek ve su gibi doğal ve yaşamsaf bir gereksinim olduğunu kannlayarak eşsiz oir örnek olma özellığini sürdürüyor. Bu kitap, bu eşsiz yaşama ve jiirc aüşürülmüş aydınlatıeı bir ışıktır. Büyük E\/Muhanımed Dib/Çevtren: Özgecan Kunt/Gendaş Yaytnlart/160 s Yıl; 1939. Modern dünyanın kaderini belirleyen bir dönem... Yer; Cezayir. Kannca yuvası gibi kaynayan binlerce büyük evden birisi... Hayvanlan aratmayan bir açlık, korku, küçük bir yiyecek karşisında büyük bir armağanmış gibi dııyulan sevinç... Batı'nın asla anlayamayacağı bir yoksulluk çerçevesi. Bu sojgun çerçeve içinde kafası sorularla dolu bir çocuk: Omer. Büyük Ev'i bir hapishaneye benzeten ö m e r için kafasındaki sorular dana ağır bu kapatılmışlık duvgusundan. Ömer'i bir içgüdü gibi kaplayan özgürlük dııygusu ve arzusu, Kuzey Afrikalı yazarların oluşturduğu edebiyat içinde bir klasik haline gelmiş olan Büyük Ev'in ve yazarı Muhammed Dib in var olusunun temel taşlarından biridir. Büyük Ev, ilk yayimlandığında 1952 yılından bu yana çevrildiği yirmiyi aşkın yabancı dilde Batı uygarlığının bütün temsilcÜerine özgürlük ve insanlık dersi vermeyi sürdürüyor. Sintinenin Dibinde (TC'nin Hukuksal Oyküsü)/Emın Karaca/Gendaş Yaytnlan/236 s *İNTİNE«İN| "Sintine" Italyanca "sentina" kelimesinden türemiş bir denizcilik terimidir. Eskiden yelkenli gemilerde, gemiye giren suların biriktiği ve biriken kırli suları boşaltmak için kullanılan tulumbaların bulunduğu bölüm. "Sintine Bölmesi" veya "Ambarı" da denilen sintinenin dibi; geminin deniz yüzeyinin çok altında, havasız, karanlık bir yeri. Türkiye Cumhuriyet devleti; 1938 yazında, bir avuç komünist muhaliıi Nâzım Hikmet'i, Kemal Tahir'i, Hikmet Kıvılcımh'yı, Hamdi Alev Şamilof'u, Emine Alev'i, Fatma Nuriye Yalçı'yı, Kerim Korçan'ı, Deniz Kuvvetleri'nin.er ve erbaşlarından bir bölümünü "Yavuz" ve "Erkin" savaşgemilerinin sintinesinin dibineindirdi. Bu davada; "Donanma askerini isyana tahrik ve teşvik etmek"ten 20 yıl hapis cezasına çarptırılan şair Nâzım Hikmet yıllar sonra şunları söyleyecekti: "Süngülü iki erin ve bir gedıklinin arasında. Dar, demir ve kivrıla kıvrıla inen merdivenler. Demir bir kapıyı açtılar. îttiler karanhğa. Kapıyı kapadılar. Sintine ambarı." Türkiye Cumhuriyeti salt 1938'de bu bir avuç muhalifini "sintinenin dibine" indirmekle kalSAYFA 22 m ektediı madı; bu, devletin muhaliflerini bir tasfiye yöntemi olduğundan; 1925'te Kürtler, gazete sanip ve başyazarlarını, komünistleri; 1926'da Ittihatçıları; 1938 Mart'ında Nâzım Hikmet'i ve Kara Harp Okulu öğrencilerini; 1944'te komünistleri ve Turancılari; 1946 ve 195l'deyine komünistleri; 1957'de Doktor Hikmet Kıvılcımlı'yı ve Vatan Partilüeri; 1959'da 49 Kürt aydınını; 27 Mayıs 1960'ta Demokrat Parti'nin "muktedirlerini"; 12 Mart 1971'de ve 12 Eylül 1980'de de bütün bir sol hareketi ve gençliği indirdi sintinenin dibine... Kendisi ise hep güvertedeydi. Elimizdeki kitapta hem sintinenin dıbindekilerin dramlarını hem ue Türkıye Cumhuriyeti'nin hukuksal öyküsünü okuyacaksınız, diyor Emin Karaca. Dr. Jivago'nun 17. Bölümü/İ3om Pasternak/Çevıren: K Mıztev A. Nccdet/Gendas Yaytnlart/128 s. Elimizdeki kitap, Doktor Jivago'nun sonunda yer alan ve romanın 17. bölümünü oluşturan 25 siirden oluşuyor. Bugüne dek Doktor Jivago'nun Türkçe çevirilerine nedense bu 17. bölüm alınmamış. Oysa roman kahramanının ağzınuan yazdırılmış ve romanın içindeki olaylara göndermelerden, olayların şiirsel ifadelerinden oluşan bu bölüm okunmadan eksik bir okuma yapmış sayılırız. Doktor Jivago'nun özgün yayımlaniş öyküsündeki trajedinin bir tür devamı sayilabilecek bu eksikliği gidermiş olmayı bir görev kabul ederek, Dr. Jivago'nun 17. Bölümü'nü okurlara sunuyoruz. Aziı Nesin'li Anılan/Ataol Bebramoğlu/Gendaş Yayınlan/104 s. "Aziz Nesin'le ilgili anılarımı 6 ATIZNCSINLı Temmuz 1995'te ölümünden bir ANILAB iki hafta sonra, birkaç gün içinde yazdım. Eşsiz bir aydınımızla 20. yüzyıl Türkiye'sinin en özgün ve büyük bir yazarıyla ilgili bu anı larımın onun kişiliği ve yapıtı üzerinde düşünecek olanlara, en alçakgönüllü ölçülerde de olsa, yararlı olacağına inanıyorum. Mektupları ise az sayıda olmala nna karşın, yine bu anlamda, kuşku yok ki büyük değer taşıyor. Aziz Nesin'in yakınınua olabilmek bir ayrıcalıktı. Bunu o yaşarken de anlamış olduğum için mutluyum. Yaşamdan ayrılışından beş yıl sonra onu özlemle anarken böyle bir ayrıcalığa lavık ola bilmeyi, sahip olunacak büyük bir mutluluk ve her zaman onurla taşıyacağım en büyük sorumluluk olarak görüyorum" diyor Ataol Behramoglu. Kardeş Türküler: Dünya Şairlerinden Seçme • ler/Derleyen ve Çevıren: Ataol Behramoğıu/Gendaş Yayınları/172 s. "Dünya şiirinden yaptığım çevi rilerden oluşan "Kardeş Türkü ler" seçkisınin 1992 ve 1990 yıl larında yapılan ilk iki basımında, bu yeni basıma göre daha az sayı da şiir ve şair yer almaktaydı. Y eni basımda (şiirlerinden yaptığım çevırıler ayrıca kitap olarak ya yımlanan A. Puşkin, M. Lermon tov, J. Marti ile 'Çağdaş Rus Şi ıri" ve "Çağdaş Bulgar Şıiri" an tolojilerindeki çevirilerden kimilerini dışta tutar sak), bugüne kadar yaptıftım şiir çevirilerinin yakla şık olarak tümü yer almaktadır. Şiirler, şiir çevirisi alanında ilk çalışmalanmı vaptığım 196O'lı yıllar dan bugünlere, otuz yılı aşkın bir sürede, Rusça, Fransızca ve Ingilizceden çevrildi. Anadili bu diller den biri olmayan ve dünyaca ünlü (B. Brecht, F . G. Lorca, A. Jozsel, J. Marti vb.) şairlerin ürünlerini dilimize çevirirken bu şiirlerin yukarıda andığım dillerin her birine yapıfmış çevirilerinden yararlan ma olanağı bulduğum gibi, uyak vb. konularda öz gün metinleri de gözden geçirdim. Y . Ritsos, R. Al berti, P. Yavarov'un şiirleriyle N. V aptsarov'un " Veda Şiiri" ve "Ölümden Önce" adlı şiirleri Fransızca çevirilerinden; P. Neruda ("Deniz Kıyı ve Sarhoşlar Masalı"), HoChi Minh, H. Botev , A. Gerrnanov, F. Açka'nın şiirlerini Ingilizce çevirilerinden dilimize çevirdim. Baltık ülkeıeri (LetonyaLitvanyaEston ya) şairlerinin ürıinlerini Letonyalı şair ve Türkolog Uldis Berzinç'le birlikte çevirdik. Mevlâna ve Mu hammed Ikbal'den dörtlükleri, dilimize yapılmış düzyazı çevirilerinden (ilki M. Nuri Gençosman, ikincisi A.N. Tarlan) yararlanarak şiirleştirmeye çalıştım. R. Rıza'nın şiirini, doğal olarak, Azerice aslından Türkiye Türkçesine uyarladım. L. Aragon (Fransızca), L. Hughes (tngilizce) ye Rus şairlerinin ürünleri dışındaki tüm şiirleri, olanak buldukca başka dillerdeki çevirileriyle ve özgün metinleriyfe de karşılaştırarak Rusça çevirilerinden dilimize çevirdim" diyor kitabın önsözünde Ataol Behramoğlu. 12 Eylül'ün Arka Bahçesinde/E#?;>/ Karaca/Gendaş Yayınları/488 s. "12 Eylül 1980'deki darbeden sonra, 30.000 kişi Türkiye'yi terk edip siyasi mülteci olarak Avrupa ülkelerine sığındı. Gazeteci yazar Emin Karaca; Isviçre, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya ve Yunanistan'm 12 kentinde Türkiyeli bu siyasi mültecilerden onlarcasıyla konuştu. Değişik parti ve örgütlere mensup bu kişileri; darbe, Avrupa ülkelerine nasıl savurdu? Fedakârlıklarını, gözü kara militanlıklarını, örgütlerinin şefleri ve partilerinin liderleri nasıl ve ne icin kuflandı? Çapa Hastanesi'nden kaçtrılan idamlık Abdülkadir Konuk; 36 yıla mahkunı, Metris'te kazılan tünelden kaçan Faruk Kızılarslan; Artvin ve Erzincan cezaevlerinde kazılan tünellerden kaçan I Iaydar Yılmaz ve diğerleri... Kendi devrimci geçmişlerini, örgüt ve partilerinin yapısını, liderlerini ve şeflerini, 12 Eylül darbesi'ni sorguladı. Kendi yanhşlarını, uğradıkları ihanetleri, örgütlerinin ve partilerinin içinden yapılan ihbarları sergiledi. Kürt siyaset adamı Yaşar Kaya ile 1960'ların sonundaki "Ant" dergisinin yayıncısı Doğan Özgüden de yaşadıklarını ve tanıklıklannı aktardi. " 12 Eylül'ün Arka Bahçesinde (Avrupa'daki Mültecilerle Konuşmalar)" 19712000 yılları arasındaki Türkiye Sol Hareketi'nin bir resmi geçididir" diyor Emin Karaca. Toplumsal Gelişmede Kadının Konumu/ A Kollan(aı/lnter Yayınları/262 s 1 "Bu kitaptaki "Ondört Ders"i, 1921 ilkbaharında (Nisan, Mayıs, Haziran), Leningrad Sverdlov Üniversitesi'nde, daha sonra kadın kollarında çalışacak olan kadın öğrenciler icin verdim. Bu derslerin bir bölümü anında stenoya geçirildi, bir bölümünü ise notlarımdan yaarlanarak 1921 sonbaharında bizzat kendim derledim. Bu derslerimle, kadın öğrencilere, hem kadın sorununda Marksist görüş üzerine kolay anlaşılır bir biçimde temel bir bakış sağlamak, hem de son dört bölümde yaşam kosullarının devrimcileştirilmesisini ve işçi devletinde kadının yeni konumunu (ki ben bundan onun toplumun eşit naklara sahip üyesi olarak kabul edilmesini anlıyo rum) göstermek istiyordum. Kadının yeni konumu, yalnızca onun politık ve toplumsal haklarının olumlu bir yeniden değerlendirilmesine değil, aynı zamanda erkekle kadın arasındaki ilişkiîerin de esastan değişmesine yol açtı. Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni/F Engels/tnter Yayınlan/279 s. "Aşağıdaki bölümler, bir anlamda, bir vasiyetin yerine getirilmesidir. Morgan'ın araştırmalarının sonuçlarını, kendi belirli sınırlar içinde, diyebilirim ki, bizim materyalist tarih incelemesinin vardığı sonuçlarla bağintı içinde açıklamak isteyen Kİşi, Karl Marx'tan başkası değıldi. Çünkü Morgan, Marx'ın kırk yıl önce keşretmiş olduğu materyalist tarih anlayışını, Amerika'da kendi tarzaıda yeniden keşfetmiş ve bu anlayış onu, barbarlık ile uygarlığı karşılaştırırken, bellibaşlı noktalarda Marx'la aynı sonuçlara varmaya götürmüstü. Ve nasıl ki, Almanya'da resmi iktisatçılar yıllar boyu "Kapital"den hummalı bir şekilde çaııntı yapıp, onu aynı inatla suskunlukla geçiştirdilerse, îngiltere'deki "tarih önçesi" bilimin sözcüleri de Morgan'ın "Ancient Society"si karşısında aynı şekilde uavrandılar. Bu çalışmam, yitirdiğim dostumun ömrünün yapmaya yetmediği işin yerini, ancak güçsüz bir şeküde doldurabilir." diyor 1884 tarihlî birinci baskının önsözünde. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 58'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle