24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Necati Tosuner'den yaşama tutulan bir projcktör Yalnızlıktan Devren Kiralık Necati Tosuner "Yalnızlıktan Devren Kiralık"ta, bunalmadan, boğulmadan, cinnet geçirmeden de roman yazılabileceğini; tarihsel ya da kurmaca kişiliklerin iç gıcıklayıcı cinselliklerinin ya da cinsellik adına et pazarı kurmanın roman yazmak için şart olmadığını; sıradan, senin, benim gibi; Beyhan'ın, Ekrcm'in, Salim Bey'in de romanı olabileceğini gösteriyor. FAHRETTİN DEMİR alnızlıktan Devren Kiralık, Necati Tosuner'in ikinci ro ınanı. llk romanı olan "Sancı... Sancı..."nın yayım tarihi 1977. Ya yımlandığı dönemde (1978) Tiirk Dil Kıırıımi] ödülünü de alan "Sancı... Sancı...",otobiyografiközelliklertaşır. Tosuner'in kendi yaşamından ipııçları barındıran romanda, "yaralı bir gövdenin yaraladıği, ama durmadan kendini sağaltmaya çalışan bir bilinç dünyaya soru sormaktan geri durmamakta, iç aynasına yaıiMyanJarı didiklemektedir." "Sancı... Sancı..."da nasıl "yaralı bir gövdenin yaraladığı" içli, içine kapanık nir gencin "kendini sağalrmaya çalışan" bilincini romanın odağına yerleştirmişse Tosuner; "Yalnızlıktan Devren Kiralık 'ta da yine hayatın içinden, vaşayan, sade" sıradan insanların yapavlıktan uzak dıınvaları ana dokııyıı oluşturuyor. Yaşamın ba sit gereçlerinden derlediği parçacıklarla bir yapı oluşturuyor ve bıı olıışturduğu yapıyla roınan dünyasını kuruvor. Ne öyle büyük iddiaların, tarihsel ve toplumsal tezlerin arkasına sığınan ne de sıradan ya da tarihi kişilerin kendinden nıenkul "karizmaların" öne çıkarıp mitleşriren bir kahraman romanı "Yalnızlıktan Devren Kiralık." Yalnız, iletişimsi/ ve kırık insanların bırbirıne dokıınmadan sürdürdükleri sıradan yaşamları içerisinde; ne denli kırılgan, ne denli sevgiye muhtaç oldukları romanın temel izleğini oluşturuyor. r şeyler karşılığında kirni erkekJerle yattığı sezdırilen (Kadir'le de böyle bir nedenle tanışıklığı ilerletirler zaten. Bir kahvede karşılaştıklarında Tuğçe bir pıınduna getirip karşı butikte çok beğendiği bir yelekten söz eder. Kadir'de "kaçın kıırası", kaçırmaz bunun. Yelek alınır ve teleroıv laralınıpverilirvs...)Tuğçe'nin,Kadirve bacaklan gelişmemiş, çarpık oğlu Okan'la gitrikleri bir kır evinde, hiçbir konuşma, hiçbir sezdirme ya da ima olmadan, kencıiliğinden odaya çıkıp, bir bahaneyle ükan'ı da çağırıp onunla yat ması... Veonıı incitmemek için söyledikleri: "Ben babanın bir şeyi değilim..." Okan'ın "Bıınu niçin yaptın" demesi üzeıine de "yok, korkma... Baban bana para vermedi." Yalnızlık tek başına yaşan maz her zaman. Tosuner'in kişıleıi, hanı klişeleşmiş bir sciyleyiş vardır, "kalabalıklar ıçinde vıilnız"dır. Belki de yalnızlıktan çok içlerinde "bir yarımhk vaşar." Ayrıldığı kocası Kadir'in her Pazar mutlaka ozürlü oğlu Okan'ı görmeye gelıııesi Tcarşısında Pervin'in söylediği bıı cıımle belki de tünı roman kişileri için geçerli. Kadir için, Ykrem için, Tuğçe için, içlerin de en kaygısız ve kayıtsız görünen serbest tavıılı, şmıarık Cîülşen için... Hepsi 'bir yaruıılık yaşıyorlar" gibi. "Hep kendiııden itelennıiş bir Beyhan. ." Zevnel Bey'le Salinı Bey'in durumları rarklı mı! Salim Bey'le Zeynel Bey'in, bu iki emeklinın, çıkarsız, sıı katıl mamış dostıu£u... Birbirine yardım edebilmek için çırpı nışları. Birbiri için kavgılanan, birınin eksifii için fıaytrlanıp onu tamamlamaya çalışan duyarlı çıkarsızlık. Belki de yüreğiyle anlasan ama yi ne de kendi yalnızlıklarını yaşayan iki ihtiyar Fethi Naci, bir yazısında Kemal Tahir için "Kemal Ta hir, sevgisizliğin romancısıdır" demişti ve yazısına da "Kimse Kimseyi Sevmiyordu" başlığını atmıştı. Ger çekten de Yediçınar Yaylası, Köyiin Kamburu, Büyük Mal ııçlemesi tam bir sevgisizlik üçlemesidir. Kimse kimseyi sevmez. Sevmek bir yana, nerkes birbirinin kuyu sunu kazar. Herkeste birbirine karşı bir kin, bir nefret... Bunları niçin andım? Necati Tosuner'in Kemal Tahir'in tam tersine, sevginin ro mancısı olduğunu söylemek için. Necati Tosuner sevginin romancısıdır. "Sancı... Sancı..."da, "Yalnızlıktan Devren Kiralık"ta hatta öykülerınde, kimse kimseye düşman değil. Ayrılnıış eşler, Ekrem'le Beyhan, Kadir'le Pervin, birbirinin hakkında bırakın düşmanlığı, olumsuz sayılabilecek tek laf etmezler. Tam tersine hep iyililde, hep sevgiyle anarlar birbirlerini. Kaldı ki, zaman zaman da gorüşurler. Kendilerini vc annelerıni terk edip giden babalarına karşı çocuklar, ct>k fazla kırgınlık duymazlar. Salim Bey'le Zeynel Bey'in sevgi yanı ağır basan dostluğundan yukarıda söz ettik. "Yalnızlıktan Dcvrcn Kiralık "ın bir ayırıcı özelliği de dili ve anlatımı. Deyiş ye rindeyse, Türkçeyi "haddeden geçir"erek, en ince kıvrımına, en dar koyağına nüfuz ederek kııllanıyor Tosuner. Damıtıyor. Ve ipuçlarını kimi öykülerinde (Güneşe Giuerken'de Ayten in Keremli Öyküsü, Kitaba da adını veren, Bir Tutkunun Dile (ıctiriliş Biçimi... vb.) verdiği bir dil ve an latım kuruyor. Dilin olıışturduğu atmosferle kişilerin devindiği ortam öılüserek, rarklı bir dünyanın içine çekiyor okuru. Belki bu hareketlilik ve örtüsnıe löbuner'in dili çok "ekonomik " kııllanmasın dan kavnaldanıyor. Bu ekonomikliği sağlarken Lir sozcüğün, bir cumlenın yıikünü bir başkasının içinde harmanlayarak, daha zengin bir anlamsal ileti sağlayahiliyor. Omeğin Pınar, Okan'a şöyie diyebi liyor: "Sen de dedem yaşında konuşuyorSen de dedem yaşındaki ihtiyarlar gibi konuşuyorsun." "Sen Je dedem gibi konuşuyorsun," değil, iki anlamsal özelliği birden karşılayan yeni bir söyleyiş. Ayrıca sözcüklerin anlamsal iletileri yanında, onlarm seslerinden de yararlanıyor Tosuner. Tıpkı şiir gibi. Gerçi roman dilivle şiir dilinin örtüşebilirliğini söylemek zor. Ama Tosuner'in eylemlerin, nesnelerin seslerinden de yararlandığın bir gerçek. Böylece sözcüklerin anlatım gücü yoğunlaşarak ses ve anlam kaynaşmasına yolaçıyor. "O sırada su kaynamış, fincana torba çay sarkıtılmış, su renk alınca torba sıkılıp çöpe atılmış... Sakarin "pıt"... karıştırılsın bakalım.' Yer yer alegorik anlatıma da baş vuruvor Toşuner "Yalnızlıktan Devren KiraIık"ta. Örneğin romanın girişi. Bir niyayla baslıyor roman. Beyhan'ın rüyasıyla. Ayrılaığı eşi (heniız aynldıklarını bilmiyoruz) Ekrem le balkonda oturuyorlar. Bir karga, yeşil kabuğuyla bir cevizi getirip çimenlerin arasına bırakıyor. Bir kedi, tahta perdenin dibinden çıkıp çimenlere uzanıyor. Karga bir süre getirdiği yeşil ka buklu cevizle oynadıktan sonra, cevizi bırakıyor kedinin kuyruğuna yöneliyor. Ke ^ ^ ^ di kargaya saldınyor. Ekrem ^^H kargayı kurtarmak için bir 4 H H hamleyapıyorvebalkondan uçup betona çakılıyor. Bey han "Ekrem!!!..." diye bağırarak uyanıyor. Aynı sahne 14. Bölümde tekrarlanıyor. Yalnız bir farkla. Yine Ekrem'in evi nin balkonunda oturuvorlar ama bıı kez rüya değil, ger çek. Karga, ceviz, kedi... avnı. Ama ne kedi kargaya sal dırma iırsatı bulabiliyor ne de Ekrem yere çakılıyor. "Kediyi gördün mur1" dedı Ekrem. "Gördüm... gördüm!..." dedi Bevhan. 'Anan güzel mi!...' deyip gitti karga!..." dedi Ekrem. "Kedi de başarısızlığını perdelemeyi seçti" decli Bevhan. Bu diyaloglarda bir gön derme de sezilmivor değil. Yiirütemediklerı evliliklerine ve herkesin başarısızlığı kabullenip kabuğuna çekilmesine... Sonııç Necati Tosuner "Yalnızlıklan Devren Kiralık"ta, bunalmadan, boğulmadan, cinnet geçirmeden de roman yazılabileceğini; tarihsel ya da kurmaca kişi liklerin iç gıcıklayıcı cinselliklerinin ya da cinsellik adı na et pazarı kurmanın roman yazmak için şart olmadığını; sıradan, senin, benim gibi; Beyhan'ın, Ekrem'in, Salim Bey'in de romanı olabileceğini gösteriyor. • Yalnızlıktan Devren Kiralık, Roman//V«w// Vosııner/Dufcan Kitap, likinı 2()0()lst./JUh. . C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 618 Dllle kurulan dünya Kımk, kırgın ama sevgi dolu insanlar Yaşama tutulan projektör "Yalnızlıktan Devren Kiralık'ınenbelirgın özelliği yaşama tuttugıı giiçlü ışık hüzmesidir. Tosuner, guçltı nir projektörü toplıımda yakaladığı bazı kesitler üzerine düşurüyor ve hızla uzaklaştırıyor. Yareılamadan, yorıımlamadan... Burada yanlış anlanıalara mevdan vermemek için şunıı belirtmeliyim, bunıın, olanı olduğıı gibi yansıtma, anlamında olmadığını, kaba gözlemcilikle bir ılışkismin bıılunmadığını söylemem gerek. Tam tersine Tosuner, yaşamın basit gereçlerini, ilişkılerini ayrıştırarak, dönüştürerek yeniden kurguluyor. Ama bu kurgulamadaki tavır müdahaleci bir içerik taşımıyor. Ortaya çıkan yapı, gelişimin doğal seyri içerisinde aldığı biçimdir. O kadar doğal ve müdahaleden ıızak ki, yirmi yıllık evlilikten, iki çocuktan, onca yaşanmışlıktan sonra Ekrem'lc Beyhan ın neden ayrıldıkları bile irdelenmez, sorgulanmaz. Neden aranmaz. Ayrılmışlar işte, o kadar. Ekrem m "neden'lerine karşı, "çünkü, bcn öyle istiyorıım. Artık özgür olmak isfiyorum'dan başka ceva bı yoktur Bcyhan'ın Kadir'in dostluğu hayli ilerlettiği, aslında para ya da başka SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle