Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
" rihinin içinden bir yüzümle geçmişe bakabiliyor, öteki yüzümle para ve kredinin ilerde ızleyeceği yolu görebiliyordum... Oysa Eldem kitabın önsözünde, bankanın "birçok tarihinden birini" yazdığını, bu tarihin de kendisinin Osmanlı Bankası tarihi olduğunu vurguluyordu ve "bir banka tarihçisi" olmadığını, "banka tarihçiliğtnden zevk almadığını" ekliyordu. Onun için ilginç olan, böyle bir kurumun "içinde bulunduğu ekonomik, toplumsal ve siyasal ortam içinde nasıl işledığini ve daha da ötesinde bu ortam hakkında bizlere öğrettiklerini" ortaya koymak, okuyucusunu düşündürmektir. Eldem, bankanın OsmarJİ toplumunun düalitesi içinde modern kapitalizmin aracı para ve banka iflevlerini ycrine cetirmesinı, dışfinansmanolanaklannı sağlamada imparatorluğa aracılık yapmasını, onun adına emisyonda bulunmasını anlaUrken, adeta çaktırmadan okuyucusunun bankanın mikro dünyasından yaşanan siyasal ve ekonomik olaylara, hatta Osmanlı toplum yapısında para ve kredi ile yüz yüze gelmenin sınıfsal dönüşümlcrinc uzanmasına olanak sağlıyor, kıvrak üslubu ve öykü anlau beccrisiyle de okuyucuya para ve kredi dünyasının oyunlan ve maccralannı sunuyor. Onun (paranın) evrensel kimliğini ortaya koyuyor. Eldem Osmanlı'da yabancı bankacılık hareketini ve bankanın kuruluşunu, özellikle "Yol Aynmı" dediği 191417 yılına değin gelişmesinin madcu temellenni, 1839 Tanzimat Fermanı ve onu izleyen reform hareketlerine, 1856 ıslahat fermanına dayandınyor. Ancak oturup uzun uzadıya Osmanlı'nın insan haklarından tutun, ekonomik, siyasal, toplumsal ve kurumsal alanlarda Batdı devletlerin zorlaması ile "moderniteve" geçmenin ne gerekçelerine giriyor ne de Tanzimat ve Islahat Fermanı'nın ıçeriğine ve reperküsyonlanrun tartışmasına. Aksine özellikle Osmanlı toplumunun yapısal olarak kapitalist dünya ile entegrasyonu için geniş ımparatorluk topraklannda yeterli büyüme ve gelişmelere bağlı görece bir refah içinde olduğunu ve bu entegrasyonun karşılıklı bir platform perspektifi içinde değerlendirılmesini yapıyor. "Batı monarşilerinin dönemin güçlü tıcaret sermayesi ve bankerlerinden borçlanarak yavaş yavaş kamu borcu kavramını geliştirmelerine" karşın, Osmanlı Imparatorluğu'nun gelirlerinin tıkandığı, yetmcdiği dönemlerde paranın tağşiş edümesi (para içindeki altın ya da gümüşün oranı azaltılarak paranın miktannın çoğaltılması) vergilerin arttırılması, iltizam ve mevki satışianna basvurması yolunu seçtiğini vurguluyor. Eİdem OsmanL para ve sermaye piyasasındaki geri kalmışlığın, kapitalizmin sanayi devrimini gerçekleştirdikten sonra ortaya çıktığını vurguluyor. Gerçekten 1853 Kırım Savaşı yenilgisi yalnızca para ve sermaye piyasasının geri kalmışhğının değil, Osmanlı'nın fütühata dayalı gelirlerinin büyük ölçüde tükenmesini ve teknolojik gerıliğin önemli boyutlara eriştiğinin habercisidir. Başka bir anlatımla Osmanlı düalitesinin ikili ekonomik ve toplumsal yapısının sanayi devrimini gerçeklestirmiş kapitalist dünya ile ne askeri ne de ekonomik ve siyasal alanlarda rekabet etme olanağı vardır. Nitekim Eldem övküsünü Osmanlı'nın kapitalist dcvletlerden istikraz gjrisimlerini anlatarak sürdürüyor. Bu girişimıerde rol alan bankerlere, yabana banka girişimlerine ve başansLzlılda sonuçlanan Osmanlı Bankası ilk girişimlerine geniş yer verıyor.. Kısacası, kitabın "Modernıteye Giriş" başlığım taşıyan birinci bölümü, okuyucunun Osmanlı para sistemi hakkında, varsa, arka plandaki bilgi çağnşımlarını yapmasına, eğer yoksa, geniş ölçüde bilgi sahibi olmasına yardımcı olacak bir yaklaşım içinde ele alınıyor. " Mütevazı bir Başlangıç ": Osmanlı Ban kası'nın Doğuşu Bu bölüm zevkle okunuyor. Çünkü tam anlamıyla bir öykü. 1856 Islahat Fermanı'ndan bir alıntıyla başlıyor. Fermandan yapılan bu alıntı özet olarak Osmanlı devletinin para basma yöntemini düzeltecek ve devlet maliyesine itibar kazandıracak SAYFA 9 Osman Hamdl Beyin ölümuuzertne duzentonen mal varlıOı SO. 021/52^ | 1910i (ürtte ! soMaKJıman • Hamdl Bey'ln rttf tlytoVtyanadaçefcH(Edhem EldemkolakslyonuHOstte sagda) ve eshamve tahvllat emanetflsl (OBA, MüstBrt kart dolabı) ıU. l ıfâ y "banka misiBu şeyler"... yapılmasını ve padişahın maddı servet kaynaklanna ilişkin sermayelerin belirlenmesiyle Avrupa'dan eğitim, bilgi ve sermayenin alınmasını ve bunun uygulanmasına geçılmesi buyruğunu içeriyor. Alıntı bu bolümün ve bundan böyle Osmanlı para sermaye piyasasındaki gefismelerin sanki bir özeti gibi. Eldem'in vcraiği dipnotta Batı basınının fermanı hemen benimsediği ve Babıâli'nin iyi bir kredi sistemini kurmak için elinden geleni yapacağı, kredibilitesini yükseltmek için her seyi, örneğin bir bankayı destekleyeceği ve bunun için gerekli sermayeyi bulacağını belirten Tımes'dan bir haber var. Gerçekten bu ve benzeri haberlerin Batı âleminı herekete geçirdiği bir gerçek. Edhem Eldem Mısır Bankası kuruculan arasında yer almış iki girişimcinin, Peter Pasquali ve Stephen Sleıg'in, 1853 Şubanndabaşlayanve 13 Haziran 1856'daOsmanb Bankası'nın tstanbul'da halka kapılarını açmasma kadar süren serüvenlerinin öyküsüne de yer veriyor. Yazar, bu iki kişinin bir yandan Ingitere kraliçesinden alacaklan Royal Charter banka kurulus belgesi ve Osmanlı Padişahı'ndan alacaklan fermanla iki ülke himayesinde güvenli bir ortamda bankacılık yapma hayali taşıdığını ve içinde bulunulan ekonomik siyasi ve askeri (Kırım Savaşı) koşullarda ginşimin tam bir macera olduğununu belirterek başladığı öyküsünü, sermayenin güçlü temsücileri Lord Clarendon'lar, Lord Stratford'lann bu girişimcileri nasıl dışladıklannı anlatarak son veriyor. Eldem kurgusunda, evrensel kapitalizmin parasal olaylarla yasadığı ve Manc'ın Kapital'in üçüncü cildınae kredinin rolünü anlatırken sermayenin aanlıklar elinde yoğunlaşması ve "kredi sisteminin bu azınhklan da gitgide daha fazla yalnızca bir maceracdar topluluğuna çevirmesi, (ortamı) tamamen küçük balıkların köpek balıklan tarfından yutulduklan ve kuzulann borsa kurtları tarafından mideye indirildikleri, borsada oynanan bir kumar haline dönüştürmesi" söylemini anımsatan, dışlanan kisilerin bu güçler ve devlet ricali ile karsdıku yazışmalanna geniş yer veriyor ve şöyle diyor. "Durum Zohrab'a ve kuşkusuz Sleigh'e ne kadar garip ve gayri adil görünürse görünsün, Osmanlı Bankası sonunda kunılmustu. Bu anlaulanlann doğru mu, yoksa korkulabileceÖ gibi, projenin hayal kınklığına uğramış başlatıcılan tarafından çarpıtılmış mı olduğunu belirlemek güçtür. Her ne olursa olsun, on dokuzuncu yüzyıl ortası finans kapitalizminin haşin ve şiddetli dünvasmda, DÖyle 'büyük balıldarın küçük balıklan yemesi', olmayacak bir şey değildir. Koşullar ve arka plandaki tarihi gercekler ne olursa olsun her şey oldukça açıktır. Guvtnl ortam hayal 1856'da kurulduğu şekliyle Osmanlı Bankası bir imtiyaz ve ayncalık fermanından yoksun, sağlam karşılıklara sahip ama oldukça mütevazı, aslında Sleigh'in o ilk, salt ticaret bankası projesine çok yakın bir mali girişımdi. Bu niteliği ile banka Osmanlı împaratorluğu'ndaki mali boşluğu ve ve beklentileri gerçekten doldurmuyordu. Bunun pratik anlamı da, meydanın birbiriyle yanşan rakip projelere hâlâ açık olduğuydu, özellikle de Osmanlı Bankası'nınkini aşacak bir mali boyut ortaya koyabildikleri ölçüde. Bu aynı zamanaa uzun vadede, böyle projelere karşı etkin bir rekabet yürütmek istiyorsa, Osmanlı Bankası'nın kendisini Osmanlı Devleti'nin çıkarlarına hizmet etme amacını taşıyan daha büyük bir mali kurum olarak yeniden tanımlamak zorunda kalacağı anlamını taşıyordu." tı. Kısacası Bankı Osmanii Şahane kısa bir süre içinde on dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyıl basının en başardı kredi ve bankacılık kurumlarmdan biri haline gelecek ve biraz da ürpertici bir rasyonaliteyi sürdürmeyi başaracaku." Edhem Eldem kitabının bundan sonraki bölümlerinde bankanın yürüttüğü parasal operasyonlan oldukça teknik ve yer yer hesaplara girecek düzeyde incelerken, aynı zamanda Osmanlı para sisteminin altına tahvil edilebilir kaimelerin yarattığı sorunlan, altın ve gümüş pariteleri ile tanımlanan madeni para sisteminin ikili karakterini ve ekonomik hayatın yönetiminde yarattığı sorunlan kimi kez anlatımının artan dozdaki ironisiyle aktarma becerisini göstermektedir. Bunun en güzel örneği de Istanbul Ticaret Odası Başkanı ve aynı odanın yayımladığı "Olağanüstü Kent Günlüğü"nün yazan Ernest Giraud'nun sigara ağızlığı ahşvcrişi sırasında satıcıya bir mecidiye sunması ile başlayıp sürüp giden öyküsünü ustahkla bu incc teknik hesaplann içine yerleştirmesidir. Bu arada özellikle bankanın çok ayncalıklı konumu nedeniyle, onun emisyon bankası işlevini odak noktası seçen Eldem, Bir yandan siyasal, ekonomik ve askeri olaylara bağlı olarak, bir yandan da bu olaylann kronolojisine yer vererek Osmanlı para piyasalanna nasıl müdahale eruğini ve onu ıslah edici tutumunun niteliğini çok açık bir üslupla ortaya koyuyor. Ona göre bu tutum ve izlenen rasyonel politikanın ana özellikleri, bankanın ne Osmanlı ne vabancı, ne devlet bankası ne de özel bir sermaye şirketi olmasından kaynaklanıyordu. Bu tutumun makyavelist bir tutum olarak nitelenmemesi (Eldem buna fırsatçı sözcüğünü yakıştınyor) gerektiğini, Osmanlı Bankası'nın yeterince Osmanh, yeterince de objektif ve dışardan bakmasını bilen bir konumda olmasına bağlamaktadır. Nitekim Osmanlı hükümederinin modern para dünyasının bilgilerinden uzak kararlannı yönlendirmesi, parasal piyasalan ıslah etmesi, sonra onlan ıstikrara kavuşturması kitabın "Parasal Keşmekeşin Sonu", "Savaş ve Kriz", Istikrar ve Büyüme", "Tehükeli Ydlar" ve "Madeni Para ve Yönetimi" bölümlerinde bankanın gerçek bir Osmanlı olduğunu ortaya koyan tavırlarına açıkça rastlanabilmektedir. Bu arada okuyucu II. Mahmut döneminde çıkarulan ve 'Kaime' olarak adlandırılan kâğıt paranın Osmanlı ekonomisinde yarattığı tahribatı ortadan kaldırmak üzere kâğıt paralan nasıl topladığmı, bunlann verine bankanın altın karşılığmda basılan banknodan tedavüle nasıl soktuğunu, bir süre sonra bu banknodann yastık alunda (altm gibi) özellikle tstanbul, Izmir vb büyük kentlerde ve hatta taşrada nasıl saklanır hale geldiginın öyküsüne tanık olacaktır. Bu bölümlerın okunmasının gerçekten ciddi teknik bankacılık ve para ekonomisi bilgisi gerektirdiği, bu nedenle konuya yakın olmayanlar için kitabın takibinin zor olduğu Ueri sürülebilir. Ancak bu bölümler "kendine özgün bir ritimle" ele ahnmış. Bu özgün ritim sayesinde bir süre sonra okuyucu hem para yönetimi, para manüplasyonlan ve borç ekonomisi tcknüderi nakkında bilgi sahibi olabilecek, hem de bunlarla toplumlann nerelere sürükleneceğine ilişkin gerekli bağıntılan kolaylıkla kurabileccktir. Öte yandan kitabın "Tehükeli Yıllar" vc "Yol Aynmı" adlı bölümlerinde bankanın kendi özerkliğini koruyan ve objektif davranan yabancı uzman tavırlarına ve tutumuna tanık olunmaktadır. Bu yoğun para tarihi kitabının bana göre en önernli ve renkli bölümleri son bölüm ler. Bunlann başında da "Paşalardan Bakkallara: Osmanlı Bujuvasının Gelişimi" adlı on ikinci bölüm geliyor. Her şeyden önce yazarın bankanın içindeki mıkro olaylarla dış dünyayı irtibatlandırması ve Osmanlı toplumsal vapısındaki gelişmeyi bankanın belgeleriyfe yorumlaması bu rcngin oluşmasını sağlıyor. öte yandan 10.000 mudi dosyası, 6.000 mudi kar1 CUMHURİYET KİTAP SAYI 536 laMkolyiap Eldem bundan sonraki gelişmeleri "Osmanlı Bankası Terfi Ediyor: Bankı Osmanii Şahane'nin Kurulusu" başhğı alunda anlatıyor. önceleri tican etkinlıklerini sürdüren bankanın Ingiliz sermayesi dışındaki sermaye gruplannın münferit ya da ortaklasa banka kurma girişimlerinin rekabeti ile yüz yüze kalışının öyküsü, kimi zaman Osmanlı borc yönetimindeki darboğazlara göndermeler yapılarak işleniyor ve bankanın daha kurulmasından önce nazırlıklannı yaptığı bir emisyon bankası olma ve Osmanlı mali yapısını düzeltme doğrultusundaki hazırliklannın, bu tür bir fırsatı değerlendirmesi sayesinde olduğu vurgulanıyor. 1862 istikrazının ve ona dayanarak Osmanlı kaimelerinin başarıyla tedavülden kaldınlmasımn Osmanlı Bankası'nın hükümet nezdinde "Bankı Osmanii Şahane" unvanını kazanmasındaki rolünün büyük olduğunu anlatıhyor. Eldem, Osmanlı Bankası'nın tasfiye edilip Bankı Osmanii Şahane'ye dönüşmesinı ve Bank of Turkey'ın oynadığı oyunlan bankanın yıllık raporlanndan aunularla sergiliyor ve şunlan ekliyor: "Banka, zorlama ile uzlaşma, rekabet ile işbirhğı, çatısma ile uyum arasında gidip gelebudiğini kısa süre içinde kanıtlayacak "BankH OtmanH Sahanenin Kıruh I