19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r bugüne kadar gerçekleştiremez. 1989'dan başlayarak ustasıyla ilgili söyleşiler yapar, dostlannın, arkadaşlarının, meslektaşlannın görüşlerini alır, onunla ilgili anılar, belgeler toplayarak arşiv çalışması yapar. Ülkemizde mizah tarihimizle ilgili kaynakların yetersizliğini vurgulayan Cihan Demirci, çalışmalarını, "yıllardır sayısız yanhş ve eksik bilgilerle dolu, yüzeysel, üstiinkörü pek çok çalışmayla karşılaşmaktan artık bıkmış bir mizahçının mesleğine olan saygı duruşudur belki de." cümleleriyle sunarken, kitabının "aynı zamanda artık ülkemizde o unuttuğumuz 'insana saygı' kavramının da, bir tutam da olsa hatırlatılması için yazılmış bir kitap" olduğunu söylüyor. Mizahçılar üzerine hazırlanmış kitapların da yetersiz olduğunu söyleyen Demirci, Suavi Süalp'in, "üzerine incelemeler, araştırmalar yapılması gereken, üstüne üniversitelerde tezler hazırlanması gereken bir mizah devi" olduğunu; onun, "daha 50'li yıllarda mizahımıza getirdiği yepyeni mizah anlayışının, bir yerde, 70'li yıllarda o efsane dergi Gırgır'ın bile çıkışına yol açtığını" söylüyor. Mizah tarihimizi de bilmemiz gerektiğini, "Geçmişinden haberi olmayan bir toplumun geleceği de yoktur" düşüncesinden yola çıktığını söyleyen Demirci, "Suavi Süalp de, zamanında kültürel Rönesans yaşamamış, bir ülkenin sanatçısı olma talinsizliğiyle, bugün neredeyse adını bile kimsenin bilmediği, bilenlerin de çoklukla unuttuğu bir öncü kahkahadır mizahımızda." diyor. "Mizahçılann insanları hep güldürmeye çalıştıklarına bakmayın, mizahçılar fazlasıyla duygusal insanlardır aslında. Belki de çoğu, daha fazla ağlamanıak için güldürmeyi tercih etmiştir" cümlesiyle bir bakıma kendisini de anlatan Demirci, önsözünün sonuna doğru, "Unutulmuş bir mizah dehasının hayatını kitap yapan bir mizahçı, bu satırları yazarken nüzünlenir mi?" dive sorup yanıtlıyor: "Evet, hem de fazlasıyla hüzünlenir. Çünkü asıl mizah budur. Kalıcı mizahta hüzünle neşe iç içe geçmiştir. Tıpkı hayatta olduğu gibi. Zaten çok güldüğümüz zaman gözümiizden yaşlar gelmesi belki de sırf bu dediklerimin kanıtıdır." Demirci, "Mizahı çok seven, özellikle de mizahçı olmaya eğilimli olan genç arkadaşlarıma bu kıtabı özellikle tavsiyeediyorum" deyip ekliyor: "Çünkübu kitao sadece bir mizah yazarının h.ayatıncfan, anılarından ya da yazılarından oluşmuyor. Bu kitapta ülkemizin henüz insani değerlerini yitirmediği 6O'lı, 70'li yıllarda mesleğinde zirveye çıkmıs bir mizah ustasının mütevazı vaşamıyla birlikte, bizim gibi bir ülkede, hümanist bir mizah yazannı nelerin beklediğine dair oldukça 'kalın' ipuçları da bulacaksınız. Umarım mizahı ciddi bir meslek olarak görüp, ilerde bu mesleği yapmayı düşünen genç arkadaşlarıma DU kitap bir başucu kıtabı olmayı başanr." Demirci, "1926'da başlayıp 1981'de sona eren mizahçı bir yüreğin" yaşamına çağırıyor bu kitabıyla okurlarını. "Içi insan sevgisiyle sarmalanmış, o naif hali, o hümanist kişiliği, o sevimli fiziği ve tarzının öncüsü olan harika mizanıyla Suavi Süalp'in yaşamına çağınrken, "absürd bir yüreğin anısına, önculüğüne saygıyla" sunuyor kitabını ve şu özürle: "Herkesin unuttuğu mizah dehası Suavi Süalp'i hatırladığım için ilgisiz kamuoyundan özür dilerim.' Kitabın ilk bölümünde, çizerliği yazarlığından önce başlayan Suavi süalp'in özgeçmişini anlatıyor Cihan Demirci. 1945'te, 19 yaşındayken "Afacan Çocuk Gözü", "Hafta", "Yavrutürk" gibi çocuk dergilerine resimli romanlar çize Sulhi Dölek In dedlğl gibi: Mizahçılar arasında guleryüzlü olanlar enderdi, Suavi Sualp onlardan blriydl." Duygusal Insaıriar rek ressamlığa ilk adımını atmasından başlayarak "Son Saat", "Akşam", "Tercüman", "Hergün", "Gece Postası" gibi gazetelerde ressam ve grafiker olarak çalıştığını, 1950'de" 101 Roman" dergisinde "Mandrake Sihirbazlar Kralı" adlı ilk çızgi romanını yazıp çizdiğini, ilk yazılarının 1954'te "Ter" dergisinde çıktığını söylüyor. Süalp'in yazıları ve çızgileri daha sonraki yıllarda da "Dolmuş", "Taş", "Karikatür", "Karakedi", "Akbaba", "Salata", "Gırgır", "Çarşaf", "Atmaca" dergilerinde ve "Milliyet" gazetesinde yayımlanır. Çizgi romanları, seks komedi filmlerinin senaryoları, oyunlan, mizah romanları, dizi fılm senaryoları ile "absürd mizah"ın öncülüğünü yapan Suavi Süalp'in "Kendi Daktilosundan Hayat Hikâyesi"ni de okuyoruz. Cihan Demirci'nin "Suavi Süalp'e Açık Mektup"u, bir yandan ülkemiz sanat ortamının sorunlannı mizah alanındaki somut sorunlardan yola çıkarak aktarırken, bir yandan da Süalp'le ilişkilerini, ondan esinlenmesini ve mesleğiyle hesaplaşmasını da içeren enfes bir metin olarak kendisini okutmayı başarıyor. Örneğin şu cümleler, Demirci'nin mesleğine ve ustasına sevgisini, saygısını, değerbilirliğini gösteriyor. "Selvi ağaçlarının hışırtısını bastıran bu daktilo sesi kulaklarımdan silinmediği sürece ben de şu tuhaf ve matrak mizah yolculuğumüzun hakkını vermeye devam edeceğim sevgili Suavi Usta. Ta ki mizah tamamen hüzne yenik düşünceyedek." İlk bölümde Demirci'nin "Suavi Süalp ve Absürd Mizah" başlıklı bir incelemesi; Süalp için yazdığı Dİr şiir de yer ahyor. Kitabın ikinci bölümünde, Demirci'nin 19891999 arasında konuştuğu kişilerin Süalp'le ilgili düşünceleri, anıları var. "Suavi Süalp absürd mizahın babasıdır" diyen Kandemir Konduk; "Yaşasaydı Türkiye'yi daha çok şaşırtacaktı" diyen Refik Erduran; "Espriyi çok iyi yapardı, hiç kendini sıkmazdı" diyen Semih Balcıoğlu; "Gırgır mizahının ilk tohumlan Salata'daki o sayfalara serpiştirilmişti" diyen Turhan Selçuk; "Suavi Baba'da halk duyarlılığı vardı" diyen Sunder Erdoğan; "Gırgır ilk çıkışında Suavi Süalp'in Salata'sından etkilenmiş ti" diyen Sinan Gürdağcık; "O kadar pratik bir adamdı ki ıki dakikada vazısı tamamdı" diyen Mesut Ekener; "Onun oyunları doğurgandı, Suavi sanatçıya çok imkânlar tanıyan biroyun yazarıydı" diyen Nejat Uygur; "Suavi Abi bizeoyunu anlatmıştı, çok hosumuza gitmişti ama ortada metin filan yoktu" diyen Cihat Tamer; "Suavi'nin bozulduğu şeylerden biri de oyunlarının değiştirilerek oynanmasıydı" diyen Zeki Beyner; "Suavi yazı yazarken tezcanlıydı" diyen CaferZorlu; "Tam anlamıyla nevi sahsına münhasır bir adamaı" diyen Erman Şener; "Suavi mizahın edebiyatını yapmıyordu" diyen Muzaffer Izgü; "Mizahçılar arasında guleryüzlü olanlar } enderdir: Suavi onlardan bi* riydi" diyen Sulhi Dölek; "Suavi Abi'den o kadar çok mizah malzemesi gelirdi ki, ben onun bir kısmını çizgi romana sığdıramayıp atmaK zorunda kahrdım ve üzülürdüm" diyen Ismail Gülgeç; "O, gördüğü her simgeden, her fotoğraftan bir öykü çıkarırdı" diyen Umur Bugay; "Güzel adamdın Suavi Ağabey" diyen Müjdat Gezen; "Süalp'in büyüsü" diyen Talat Güreli; "Onu yazmaya ilk teşvik eden ben olmuştum" diyen Eflatun Nuri; "Hiçbir zaman değeri anlaşılamayan biryazardı" diyen Bülent Oran; "Üstün gözlemciliği, nefis tiplemeleri ve güçlü esprisi ile halkın bazen kalkanı, bazen de bir mızrağı olurdu" diyen Ergin Gülen; "Suavi, bize birkaç numara nüyük gelen bir gömlek gibıydi" diyen Tümer Argın; "Bizler ne yazık ki sinemada Suavi'den yeterince yararlanamadık" diyen Nejat Saydam; "Suavi'nin yazdıklarını hep değerinin altında rakamlarla elinden aldılar" diyen Sırrı Gültekin'in Suavi Süalp'le ilgili düşüncelerinin aktarıldığı bu bölümden sonra onun için yazılanlardan örnek olarak, "O, yaşamı boyunca hep Karagöz'ü oynadı" diyen Oğuz Aral'ın ve "Bir dönemin mizahına damgasını vurmuş gerçek anlamda bir usta" diyen Atilla Atalay'ın yazılan yer alıyor. 'Suavi Süalp'in Ardından Neler Demişlerdi" bölümünde de sanat dünyamızın çeşitli alanlarından insanların Süalp'le ilgili görüşleri yer alıyor. "Suavi Süalp'in Tivatrolarımızda Sahnelenmiş Oyunları" bölümünde Cihan Demirci, Süalp'in, aralarında "Aç Koynunu Ben Geldım, Ana Beni Eversene, Şehvet Kurbanı Şevket, Ümit mi Simit mi" gibi oyunların da olduğu ve Muammer Karaça, Nejat Uygur, Çuvaldız Kabare, Azak, Üç Maymun Kabare, Gönül ÜlküGazanfer Özcan tiyatrolarında oynanan oyunlanyla ilgili bilgiler veriyor. "Suavi Süalp'in Kitaplan" bölümünde "Zavallı Behçc/"ten (1974) başlayarak onun "Meşhur Rczaletler" (1971) ve yayımlanmış son kitabı "Genç tyt Dayandık" (1980) adlı kitaplarından seçilmiş öyküleri okuyoruz. Son bölümde deölümünden sonra yazılan yazılardan ve onun dergi sayfalarında kalmış yazılarından seçmeler yer alıyor. Süalp'in çizgilerinden, çizgiromanlanndan örnek sayfaları da bolca gördüğümüz çalışma, gerçekten de yakın donem mizah tarihimize bir yolculuk ya(nırırken aynı zamanda bir mizah ustasınm unutulmuşluğa bırakılmasını engellemeye çalışan saygın bir çaba olarak okunmayı ve değerlendirilmeyi beklıyor. • ÇIKTI Edebiyat Gündemi 2 Uttaya sevgi Ahmel Ozer, Caler Yıldınm, Öner Yaâcı Osman Bolulu. Mehmet Guler Mahmul Makal Tacım Çıçek Murat Tuncel A Kadır Bılgm. Muslala Çıfcı. Alılla Allaylı. Sabıl Kemal Ba vtldıran, Tamer Abuşoğlu Tekın Gönenç Nılufer Bağcı. Mjzafier Uyguner Burhan Gunel Taylan Gömulu. Tamef K Bılgın Muslala A^lan Nazım Mutlu M Mahsun Doğan Tımuçm uzyurektı, Emıne Efbaş. Hasan Akarsu Lermontov (Çev K MızıevA Necdelj, Bulent Özcan Sabahattın Yalkın, Ûzden Kaplan, Is met Şen, Tamer yncu. Yıjmaz Yejıldaö Guvenç Elman Zeynep Alıye, Sevdp Yukşel, Mus^la Aslan Hasan Efe Oğuz örgun YAZILARIYLA ŞIIRLERİYLE OYKÜLERIYLE ÇIZGILERIYLE İzmir Kitap Fuan'nda yazarlarımız Bumerang standında sizleri bekllyor! ilelişlm: Bumerang Kıtaplar Yayınevı Yerebatan Cad Salkım Soğut Sok. 8/305 Cağaloğlulst Tel Faks (0212) 511 83 14 SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 529
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle