Katalog

• (,alüjirkcn, bir yandan da doğrıılan bilrne, bilimsel olma kaygısı taşımakradır. Kcndi yolunu bulmaya çalışırken Ârjantin'deki iç savaşın ortasında kalan Giovanni ise bir kurşunla ayağından yaralanmıştır; yarası kangrenc clöniişür. Bütün bu olanlan ve Don C.arlos adıyla bilinen Charles Darvvin'le ilgili düşüneelerini, kardeşi Roberto'ya yazdığı mektuplarda uzun uzun anlatır. Olümü beklerken, umulmadık bir bi çimde yeniden hayata döncn Cîiovanni, üarwin saye sinde gerçekliğin ne olduğunu bulur. tletişim ve Halkla tlişkiler/VrJ Doç. Dr. llkerBıçakçı/Medıa(.at Yayınlart/175 s. tletişim, insan yaşamının her alanını kuşatan bir olgu. Psikoloji, sosyal psikoloji, siyaset, bilim, sinema, edebiyat, miizik ve diğer pek çok alanın yanı sıra yüksek tcknolojiyle de içiçe geçmiş bir bilim ve sanat clalı. Günümüzde, lıızlı ve anında haberleşme kavramıyla özdeşleşerck, amaçtan çok araçları önemscyen, insan merke/ li yüzyüzc etkileşimi ikincil konıı ma indirgeyen ve gündclik yaşamda kişilerarası ilişkileri gerçeklikten sanalhğa taşıyan yeni bir anlayış tarzı, iletişim. Öte yandan llalkla tlişkıler, gerek modern, gerekse geleneksel iletişim biçimlerinin olanaklarından yararlanan bir yöneticilik sanatı. Kamusal anlayıştan kopuldııkça halk yaranndan çok, şirket yararına hizmet eden bir ıığraş alanı... İletişim ve Halk la llişkiler, bu iki alanın pratiğini ve temel kavramlarını öğretmckle kalmıyor, soru sormaya çalışıyor ve ycni soruların öniinü açıyor... Bucolica'lar, Georgica^ar/Vergilius/Çeviren: Türkan Uzel/Ötekı Yayıni'vı/261 r F:limizdeki kitapta, biitün Roma ozanları içinde en çok sevilmiş, en uzun süre çağları etkilemiş; yüreğindeki doğa sevgisini, onun şiirselliğıni, Latincenin en güzeli ile dile getirmiş; yarattığı, Troia'nın yürekler acısı yıkımından sonra, yeni bir yurt kurmak için, önce denizlerin, Tannların hışmına, sonra savaşların çilesine göğüs germiş, kahraman Aeneis tipi ile Roma'nın destanını bir anıt gibı dikmiş; ölümünden sonra yaptıkları Roma'da ders kitabı, bilgi hazinesi olarak okunmuş; ortaçağın veli gibi değerlendirdiği, Dante'nin "tlahi Komedya"sında kendine yoldaş olarak seçtiği; yeni çağlarda birçok yazarın örnek aldığı bir ozan, Vcrgilius'un metinlerini Latince aslından çevrilmiş olarak sunuluyor bizlere. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu/Uz Dr. liyyüp Sabrı Ercaıı ve Prnf Dr Cahıdc Aydın/Gendaş Yayıncüık/219 v Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, 1902 yılında Ingiliz Doktor George StiÜ tarafından tanımDikkat lanmadan önce çocuklarda bir Eksikliği Hiperaktivite "yaramazlık" sorunu şeklinde anlaşılıyordu. Daha da kötüsü, bu Bozukluğu sorunun ailenin çocuğa sert dav ranma.sıyla çözüleceğine inanılmaktaydı. Bu bozukluk ülkemizde lıalen toplum tarafından yaygın olarak bilinmiyor. Ancak 1970'li yıllardan bu yana her bakımdan daha iyi tanımaktadır. Artık hastalığın yetişkinlerde de oluştuğu ve bu hastahğın oluşumunda biyolojik nedenlerin de önem li bir yer tııttuğu biliniyor. Elimizdcki kitapta hastalığın oluşıım nedenleri, belirtileri, uzun dönemde nasıl bir gidiş izlcdiği, diğer hastalıklarla ilışkisi ve tedavisi, yapılan araştırmaların ışığında, anlaşılır bir dille okuyucuya aktarılıyor. Sevdalinka//l;y,j e Kulin/Rcmzi Ki tabevı/107 v. "Postanc binasının yanı sıra, Milli Tiyatro, Hukuk Fakültesi ve civardaki binalar da yanıyor, yeni patlamalarla bu ateş dansına eşlik ediyorlardı. Rüzgârda uçuşan kızıl saçlar gibi savrulan alevleriyle har har yanıyorlardı. Yandıkça, kırmı zı bir fona çizilmiş, simsiyah iske letlere dönüşüyorlardı. Nimeta, taş kcsilmiş, geçmişini seyrediyordu alazların ötesinde. Çocukluğu, gençliği, anıları, sevinçleri, kederleri incelip uzayarak, biikülerck alevlerin arasında göğe yükseliyor, Saraybosna külleriyle birlikte sağa sola savruluyordu." diyor Ayşe Kulin. Kitapta Bosnalı bir gazeteci olan Nimeta, dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından birinin yaşandığı Bosna savaşımn ortasında kendisi ve ailesi için yaşam mücadulcsi veriıken, içinde kıyasıya sürcn bambaşka bir savaşla da başetmek zorunda kahr.. Sarışın Güzel Kadtn/Yauuz Gökmen/Doğan Kttapçılık/17) v. "Kitabı Tansu Çiller'i tam yönleriyle analiz etmek için yazmıştım. Bence 'Sarışın Güzel Kadın', körün Hli tarif ettiği gibi tarif ediliyordu. I lerkes dokunduğu noktayı anlatıp eleştiriyordu. Kitapta birçok erkeğin Tansu Çiiler'e aşık olduklarını iddia cttiın. Hatta unutiuklarım da oldu. Süleyman Demirel başta olmak üzere bir dolu politikacıyı es geçtim. ...Ve resimdeki kadın biraz daha tombulcaydı. Kocaman kocaman açılnıış gözleriyle objcktife bakmıştı. Ve içtenlikle gülümsemişti. ... Onda herhangi bir çekicilik ya da tam anlamıyla 'dişilik' bulmamıştım. Gene de ortada dolaşan bir sürü bıyıkh aday ve lidcr arasında fotoğraf açısından revkalade teıcihe şayan bir yaratık nldug'u da kesindi." diyor gtçen aylarcla yitirdigimiz gazeteci arkadaşımız Yavuz Gökmen. Hocaefendi'nin Sandukası/LV/rc Kongar/Rcmzt Kıtabvvi/166 s. "Cinayet, aşk, serüven, esrar. îslam, Egzistansiyalizm, Diyalektik. Medrese öğrencilerinin kurduğu gizlı örgüt. tşkence ve entrika. Rakamların sırrı." Bütün bunlar, ünlu bilim adamı Emıe Kongar'ın, tarihsel roman biçi minde kaleme aldığı, toplumsal eleştiri alegorisinin ögeleri. Arin Mektupları/Uryd/ Gökdemırı'Arkın Kıtabevı/172s. "... koşullar bazen bir kahramanlık türküsü coşkusuna, bazense özentiyi aşan bir bunalıma sokabiliyor demek insanları. Genelde kuzey ülkelerinde gördüğümüz yaygın gençlik intiharlarının bu entelektüel bunalımlardan birine denk geldiğini, bu gün çok daha iyi anlıyorum. üysa bu insanlar ölmese yıllar geçtikçe "anlamsızın" anlamını da yitirmeden ve aldatmacalara kaçnıadan, yaşamı sevip, fakat "illa ölmeyeceğim" diye de tutturmadan çok daha alçak göniillü sarılacaklar yaşamaya. Yaşamı, intiharla abartmaya ne gerek var." diyor Oryal Gökdemir. Seviştilerken/Faz;/f/«i«« Dağlarca/Milliyet YayınlaSeviştilerken, kitaba adını vercn "Seviştilerken", "Kaçaklar", "Çiçek Seli" vc "Yokedilen Çokulusfu Olmak" adlarını taşıyan dört kitaptan oluşuyor.Ük kitap olan Seviştilerken'de yer alan şiirler Dağlarta'nın olgnnluk evresi ürünleridir. Kaçaklar'sa, şairin daha önceki yapıtlannda yerlerini alamamış şiirlerinden oluşuyor. Kaçakları tek tek bularak yerlerine yerleştirmek de Dağlarca'nın okurlarına kaLyor. Son kitap Yokedilen Çokuluslu Olmak, Dağlarca'nın Yugoslavya'nın çokuluslu, "mutlu" günlerinde yazdığı ve bugüne dek yayımlamadığı, ama sonraki giinIerde o ülkcnin yok edilmişliğini düşünerek yayımlamaya karar verdiği şiirlerinden olıışmakta. Bir Avuç Gökyüzü/ÇWz« Altan/lnktlâp Kitabevi/ 230 s. "Bir Avuç Gökyüzü", Çetin AJtan'ın Bükreş'de, Parıs'de, Buenos Aires'de de yayımlanmış bir romanı... Roman, Türkiyc'de Ük yayımlandığında "müs tehçcn" iddiasıyla hemen toplattırılmış, Altan da mahkemeye verilmişti. Uzun süren bir yargı sonunda kitap da, yazarı da aklandı. Daha sonraları Bir Avuç Gökyüzü, Ümit Elçi'nin yönetmenliğinde sinemaya aktarıldı. Baş rollerde Zühal Olcay ile Aytaç Arman vardı. Çetin Altan bu romanında, siyasetçileriyle bürokratlan çetclcşmiş adsız bir ülkede, çağına layık olmaya çalışmanın bedellerini çok değişik bir kurguyla anlatıyor... Bir Yumak \nsan/Çctin Altan/Uıkılâp Kitabevi/11>1 "İnsanlar birbirlerine hem benzerler, hem benzemezler... Tıpkı aynı dokudan oluşan değişik renkteki iplikler gibı... Kimi suskun, kimi konuşkan, kimi titi/, kimi adamsendeci, kimi enerjik, kimi hantal... Ama hepsinin de üzüntüleri, korkuları, umutları, kuruntuları vardır. 1 lepsi de doğar, kendilcrine göre çocukluklarını, gençliklerini yaşayarak hayatın içinden sıizülüp kaybolurlar... Bir Yumak tnsan kcndi seriivenlcrini değişik ortamlarda yaşayıp gitmiş, kimi çok ünlü, kimi sııadan insanlann peşpeşe dizilmiş portrelcri... Ve hiçbir portrede sahibinin adı yok... Sokakta rasgele çekilmiş fotoğraf gibi... Aralarında ola ki tanıyacaklarınız vardır, tammayacaklarınız da... Kimlik kartlarından soyutlanmış değişik insanlar albümünde kendimizle ortak özellıklere dahi rastlamak olası... Çünkü insanlar hem benzemezler birbirlerine hem de benzerler... Bunun görünmez bir kanıtı vardır bu kitapta" diyor Çetin Allan. Rıza Bey'in Polisiye Oyküleri/Çe*/« Altan/lnkılâp Kılabevi/2H7 s "Dünya edebiyatında polisiye edebiyatın yeri gözardı edilemcyecek bir anaçlıkta... Özellikle gelişmiş toplumlarda yüzbinlerce satan ciltlerin öncmli bir bölümü bu dala ait... Az gelişmişlik, "gözlemciliğe", "anı anlatımcılığına" ve "toplumsal gerçekliğc" ayırdığı payı; düşsel yaratıcılığa ve bu arada okuyucuları daha yüreğinden yakalayan ve toplumsal kesitlerle insan tiplerini daha değişik bir gergef içinde sunan polisiye yapıtlara ayıramıyor... Bizde ise Batı taklidi kokan bir iki örnek dışında, polisiye edebiyat, genel edebiyatımızın en öksüz kajmış bölümü... Çetin Altan, Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri adındaki yeni kitabında, bu öksüzlüğün kapısını tıkırdatmaya çalışıyor... Amaç, yazılar bahçesinde eksikliği duyulan önemli bir türün, ilk fidanlarından birini dikmek... Yazar, gazetedeki sütununda da pazar giinlerini Rıza Bey'in öykülerine ayırmıştı. Değişik kurgular içinde karmakarışık düğümlerle beklcnmcdik çözümlerinin gördüğü geniş ilgi karşısında, Rıza Bey'in öykülerini kitaplaştırmak kaçınılmaz oldu. Türk edebiyatının boş bırakılmış bir alanında Çetin Altan'dan bir hayli değişik ve özgün sayfalar okuyacaksınız. tnce Donanma/Salah Birscl/Adam Yayınları/y) s. "Şimdilerde sanatın moda olduğu ve her çağın kendi sanatı bulunduğu kaale alınmak istenmiyor. Bunun nedeni ortada: Moda sözcüğüyle hafifliklcr, bayağalıklar, tatsızlıklar anlaşılıyor çoğu kez. Oysa moda; sanatın ya da belli bir çağ sanatının öyle uzun boylu tutunamayacağını işaret yolunda kullanılmaktadır. Doğrusu, sınırı çizilmiş bir çağ içindeki sanatın sürgit olacağını, yani yüzyıllara doğru taşacağını sanmalc çokça iyimser olmak ve burnu havalarda dolaşmakla birdir. Beğeni dediğimiz şey, yani zevk, insanlara göre dcğiştikten sonra, kuşaklara göre haydi haydi değişir. Böyle olunca da beğenisi başkalaşmış ya da yepyeni bir alana kaymış bir toplumdan, eski beğeniye uyularak yapılmış yapıtları baştacı etmesini nasıl isteyebiliriz?" diyor şiir kitabının arka kapağında Salah Birsel. • SAUH BIRSUL CUMHURİYET KİTAP SAYI 473 n/62 s Sevdalinka SAYFA 22 AYŞE KULİN